Jump to content
Son zamanlarda artan kullanıcı hesap hırsızlıkları sebebiyle tüm kullanıcılara şifre sıfırlama maili gönderilmiştir. Lütfen güveli şifreler seçiniz. Mevcut e-mail adresinize erişemiyorsanız, en aşağıdaki destek linkinden bize ulaşınız. ×

Linkteki Ezan Hangi Makam ?


KHEDIRA
 Share

Recommended Posts

KHEDIRA, 13 saat önce yazdı:

Bilginizi paylaşmaktan çekinmeyin hocam. Ben inanıyorum ki hiç kimsenin niyeti tartışma çıkarmak değil. Yani umarım öyledir. 

özet: geçeyim o zaman: hiç bir Türk Musukisi makamına uymuyor-Güzel okumuş o ayrı-Zaten makamında okumak için ya benimgibi alylı(alaylı başladım öğrendim sonra okuyarak) ya da mektepli olmak lazım- makamında okuyan çok müezzin vardır ama:sanıyorum çoğu hicazdır- Osmanlı da her vakit namazın bir makamı vardı

Edited by efe34
Link to comment
Share on other sites

Herkeze tekrar Merhaba. Bu nezih sohbete kayıtsız kalamadım ve bende tekrar bir kaç hususu eklemek istedim.

İslam Fıkhında Kuran, ezan, sela ve kamet gibi okumaların makamlı okuma zorunlulu yoktur. Fakat ilk ezanı okuması emredilen Bilal Habeşi (ra) Peygamberimiz tarafından görevlendirildiğinde makamlı ezan okumadı sadece sesinin güzel ve gür olmasından dolayı tercih edildi. Bundan dolayı da Ezanın şartlarından bazıları; yüksek bir yerde, güzel ve gür sesli birinin okuması vs. şartları vardır ki bu devam eden şartlar içinde makamlı okuma yoktur.

Fakat dinleyeni cezbetmesi, çağrıya kulak vermesi adına Osmanlıdan yani bizden de önce makamlı okumalar ile Allah (cc)'ın kelamı, ezanı vs. bir okuma sitili gelişti. Bu okuyuculara KAARİ denir.

Makam sadece bize has değil her ülkenin kendine has makam ve okumaları vardır ki. Osmanlıdan bize kalan makam sitilleri bir çok dünya ülkesinde örneklik teşkil etmiştir ve Osmanlının bu okuma sitillerine gerçekten de bir duzen getirdiği doğrudur.  Mesela Mekke ve Medine de ezanlar hemen hemen aynı makamlarda okunur ve özellikle vakite göre bir makam tercih etmezler. Bahreynde çok az dikkat ederler, Suriyede biraz daha, Mısırda biraz daha dikkat ederler makamlı okumaya. Endenozya derseniz orada direk düz okurlar :) Fakat düz bile okunsa okuyucunun katmış olduğu yorum ve manevi hal insanı cezbeder zaten. İslami okumalarda bir makama bağlı kalma kuralı yoktur hatta makam içinde makam yaparak güzel okuma yapmaya çalışırlar.

Offffff yazacak ne çok şey var sıkılmayacağınızı bilsem yazdıkca yazasım geliyor.

Topluca bir çay içerken sohbet etme imkanı olsaydı keşke...

 

Bir örnek vererek yazımı sonlandırayım sıktıysam afffola. Aşagıda makamları ve okumaların çeşitlerini dünyaca ünlü Kaari Mutasem Al Asali örnekleriyle anlatıyor.

Saygılarımla...

Please register to see this content.

 

 

 

Link to comment
Share on other sites

Katarlı bir müezzin okumuş olabilir.  Çocukluk ve özellikle ergenlik dönemimde (1984) Çağın gereğide olabilir, oldukça dindar bir çevrede yaşıyordum. Çünkü işte karadenizden orta doğu anadoludan trakyadan  İstanbul a göç etmiş köylü insanlardı aslında yaşadığım topluluk. hoş Kadıköy Avrupa yakasıda daha az dindar değildi. Çok güzeldi ya bizim zamanımız.. Modernliğe geşiç çağı idi. Her şey temiz halis somuttu. 

Yalnız bu tip bir toplulukta bile "Din ve Dindarlık rekabeti vardı" Arkadaşlarımın çoğu büyük küçük esnaftı. Bu sarışın renkli gözlü bizdenmi bu?, yok şu haram bu helal sen bilmezsin ben çok okudum, Niye camiye az geliyorsun. hatta bu ezan okuma konusunda , bir müezzin vardı Arabi tarzda ezan okur müezzinlik yapardı. Bir gün arkadaşın dükkandayım arkadaşın babası sıkıcı derecede doğru ve ciddi olan birisi. yüzünün pek güldüğünü hatta nasıl güldüğünü bile hatırlamıyorum.  bir kaç biraz daha orta yaş sıkı müslümanlık taslayan adam bu genç müezzinde var bir eleştiriye tuttular neredeyse dövmedikleri kaldı yani.. öyle arabi tarzda okunmaz vay efendim makam vardır falan..  İçimden diyordum bu nasıl müslümanlık ya değmeyecek şey için kalp kırıyorlar nerdeyse din adamını dövecekler..   Yani o zamanda böyle tartışmalar vardı.  Yalnız her ne kadar böyle dindarda olsak sütten çıkma akkaşık değildik :)  Yani İstanbulluluk nasıl oluyorsa hepsini yaşadık. Seksenler Dizisini seyrediyorsanız gerçi orası avrupa yakası ama bizde pek farklı değildik. Gerçekten aynen öyle idi yaşam.. Bir yanda sıkıyönetim bazan lise yolunda bir ceset sıkıyönetim biter okullar tatil olur. haydii bir yanında da cennet.. arkadaşların çoğu kungfu judo karate kurslarına giderdi. Bende maratoncuydum. :)  sabah güneş doğmadan 5 km plaja kadar koşar kumda antrenman yapar duşuda denizde alırdık.  Arkadaş kungfucuydu ve Dünya şampiyonu Yılmaz aydın mıydı onun kursuna gidiyordu. antrenman yaparken beni güzel bir döverdi :) yani gerçekten işi kapmıştı. ben sırf tekme kullanıcam sana her şey serbest hadi karşılaşma yapalım derdi. valla ona rağmen döner tekmelerle beni 5 dk da yere yığardı. valla bir seksenlere uzanalım dedim içimden geldi ezan konusundan böyle bir gençlik yılları demeti çıktı.. hoşgörün.. :) 

Link to comment
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

 Share

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...