HEAVY METAL TARİHİ
Heavy Metal ortaya çıkışından, günümüze dek , birçok insan ve kuruluş tarafından yanlış bilinmiş, yanlış bilgilendirilmiş ve yanlış anlaşılmış bir müzik türü olmuştur. Ne yazıkki bunun sebebi, dinleyenlerin büyük bir kısmının ve medyanın konuyu yanlış ele alıp genele yanlış iletmesidir. Heavy Metal'e saldırma ihtiyacı hisseden bazı insanlara karşı, bilinçsiz ve duygusal bir savunma yerine, geçmiştede ele alınmış bu konuyu, hem bir cevap niteliğinde, hem de Heavy Metal'in geçmişini merak edenlere bir kaynak niteliğinde bu yazıyı derlemeye karar verdim. Bu hafta başlayacak olan diziyi sonuna kadar takip etmenizide ısrarla tavsiye ederim.
Heavy Metal ne zaman çıktı ? "Herşey Black Sabbath ile başladı" diye kısa bir cevap verebiliriz. Ama bunun öncesinde ilk kıvılcım nerden geldi kimin tarafından geldi bir göz atmak gerekiyor. Evet, ilk kıvılcım "The Kinks"in ,"You really got me" ve "Who"nun "My generation"ıydı. İlk Heavy Metal yıldızı ise 1965 yılında "The Spiders" grubuyla çıkan 34 yıllık efsane Alice Cooper'dı. Yinede Heavy Metal gerçek çıkışını 1967'ye kadar gerçekleştiremedi ve Alice Cooper 'ın 1971'deki "Love ıt to death" albümüne kadar popüler zihniyetin dışında kaldı.
1966'larda rock dünyası hala "Yaz Aşkı"(Çiçek Çocukları)'ının gölgesindeydi. Ama beklenen devrim "Steppenwolf"un "Heavy Metal Thunder" parçasında söylediği gibi dünyayı sallamaya başladı. Cream,Jimi Hendrix Experience, Led Zeppelin, Vanilla Fudge, Iron Butterfly, Grand Funk Railroad, Free, Uriah Heep, Mountain, Humple Pie, Bloodbock, Black Widow, Cactus ve Black Sabbath, 1966 ve 1970 yılları arasında birer birer ortaya çıktılar. Köklerini Rock'N'Roll, ve Blues'dan alan bu sert müzik "Yaz Aşkı" rehavetinden sıkılan gençlik üzerinde giderek etkisini arttırmaya başladı.
Cream ve Jimi Hendrix Experience, Heavy Metal'e ticari profili getiren ilk gruplardandır. Efsanevi Eric Clapton ilk üç kişiden oluşan grubunu kurarak ,"Sunshine of your love" ve "White room" parçalarıyla piyasaya giriş yaptı. Dört albüm ve iki yıldan sonra "Cream","Rush" ve "Van Halen"la birlikte ağırlıklarını rock dünyasında hissettirmeye başladı. Efsanevi Jimi Hendrix kendisine özgü gitar sound'uyla süslediği iki albümü "Are You Experienced?" ve "Electric layland", Janis Joplin ve Doors'u ilah gibi gören binlerce dinleyiciyi balyoz gibi dagıttı.
Bu arada yeni gruplar Foghat, Bad Company, Budgie, UFO ve Status Que sound'larını sertleştirirken, 1973 yılında Heavy Metal'in kralları Led Zeppelin, Deep Purple ve Black Sabbath, diğer grupları gölgede bıraktı. Teknik güçleri, şarkılardaki üstün kompozisyonları daha önce görülmemiş hırs ve tutkuları ayrıca o zamanların en sert müziğini yapmaları, bunun doğal sebebiydi. İşte bu sıralarda Heavy Metal'in satanik imajıda harkulade sahne show'larıyla ön plana çıktı.
Satanik imaj, iki İngiliz grubunun öncülüğünde ortaya çıktı; Black Sabbath ve Led Zeppelin. Jimmy Page, gerçekten güçlü bir satanik kişiliğe sahipken, Black Sabbath'ın lirikleri, şarkıların temaları doğrudan ökült ve mistik öğelerini içermekteydi.Ama siyah pelerini, taşıdıgı mum ve şamdanıyla Ozzy Osbourne hayranlarına korku saçıyor ve yol gösteriyordu.
Sahne show'larında ise Led Zeppelin'in iki saatlik "Rock tıll your drop" ve Alice Cooper'ın Boa Yılanı taşıyan kadın show'u daha sonra bir çok grup tarafından taklit edilmişti.
Heavy Metal'in bu ilk yılları, bir çoklarınca öncü olmasından dolayı, en iyi zamanları olarak tanımlanır ve şüphesiz Heavy Metal tarihinin en içten zamanları olarak bilinir ve kabul edilir. İşte Led Zeppelin belkide en popüler grupların başında gelmektedir; klasik parçaları "Black Dog" ve Arap müziği havasında, Arap teması üzerine kurulu "Kashmir"in yanı sıra Reggea ve Folk müziğinden oldukça dahiyane sentezleriyle müzik dünyasına adını altın harflerle yazdırmıştır. Efsanevi parçaları "Stairway to heaven" bugün hala birçoklarının raflarında ön sıralardadır.
Ancak Heavy Metal'in gerçek ruhu 1970'lerde Black Sabbath'ın sahne almasıyla ortaya çıkar. Tonny Iommi'nin karanlık ve lanetlenmiş müzikal liderliğinde Ozzy Osbourne, Bill Ward ve Geezer Butler'in klasik parçaları "N.I.B.","Paranoid","Children of the grave", tema olarak başta Metallica ve Corrosion Of Conformity olmak üzere bir çok grupta görülmektedir. Bu arada vokalist Rod Evans ve basist Nick Simper aralarına bir başka ilah olan Ritchie Blackmore, Jon Lord ve Ian Gillan'ı alarak uzun yıllarca bir çok dinleyiciyi fethedecek Progresiv Rock adını verdikleri, rock'ın temel taşlarından Deep Purple'ı kurdular.
1970'lerin ortalarında altı yeni grup sahne ışıklarının altında yürüdüler; Judas Prıest, Thin Lizzy, Queen, Aerosmith, Kiss ve Blue Öyster Cult. Judas Priest'in iki gitaristle çalışması yaygınlaşırken, Aerosmith'in Blues, Sex ve Uyuşturucuyu metalin içine sokması dikkat çekti. Thin Lizzy'nin stil ve estetiği, Queen'in deneysel cesareti ve inanılmaz melodileri ve Kiss'in, Alice Cooper'ın başlattığı devrimsel, sanatsal sahne show'ları Heavy Metal'in içine girdi. Blue Öyster Cult ise 1980'lerde kaybolmadan önce 1960'larla 1970'lerin bir uyum içerisinde kaynaşmasını sağlamıştır.
İşte Heavy Metal'in dalları yerlerini sağlamlaştırırken, bazı gruplarda, ileride oldukça popüler olacak sert Progresive Rock'ın temellerini atıyordu. Pink Floyd, Genesis Heavy Metal camiasında yer bulurken Jethro Tull, King Crimson, Yes gibi gruplarda nispeten yumuşak tarzlarıyla "Aqualung","Heartof the sunrise" ve "21st century schizoid man" gibi klasik parçaları ortaya çıkarttılar. Ama yine de hiç biri karmaşık yapılı şarkıları, çift sesli melodileri, yüksek teknik ve virtiözik stilleriyle Progresive Metal'i Rush kadar iyi sunamadılar. İlk albümleri "Fly by nıght" albümünde müzik ve şarkı sözlerindeki eski hırslarını Progresive tarzda bırakmışlardı. Bu değişim daha çok "A farewell to kings" ve "Hemispheres" albümlerinde çok net anlaşılmaktadır. Diğer bir çok Progresive gruplar Emerson Lake And Palmer, Focus,Asia ve Marillion Heavy Metal'le flört etmesine rağmen zaman içerisinde kayboldular.
1970'lerin sonlarında talihsiz bir şekilde durgunlaşma oldu. Kiss ticari kaygılardan eski etkileyiciliğini kaybederken Aerosmith, Thin Lizzy ve Black Sabbath, uyuşturucu yüzünden kendi mezarlarını kazıyorlardı. Deep Purple kişisel sebeplerden sönerken, Led Zeppelin davulcuları John Bonham'ın ölmesiyle dağıldılar. Bu dağılma diğer grup elemanlarının aldığı kararla oldu. Led Zeppelin, John'suz olmaz diyerek bir daha toplanmamak üzere dağıldılar. Fakat sadece Judas Priest ve Queen insanları peşinden sürüklemeyi hala başarıyorlardı. Sadece eski gruplar ölmüyordu, yeni çıkan gruplarda o eski şanlı günleri bıçaklıyorlardı. Sadece bir kaç grup Heavy Metal ateşini sürdürmeye çalışıyordu. Bon Scott'un cehennemi çığlıkları, gitarist Angus Young'ın sitiliyle AC/DC ve Rush bu grupların başında gelmekteydi. Amboy Dukes'ün eski elemanı Ted Nugent , Cat Scratch Fever ve Double Live Gonzo gibi yan projeler, yetmişlerin sonlarındaki nadir Heavy gruplarıydı. Ronnie James Dio'nun kişisel nedenlerden dolayı ayrılışıyla , Blackmore's Rainbow' da 1980'lerin başında yıkılan enson Heavy Metal deviydi.
Ondan sonra metalin, kardeş müziği Punk, rock dünyasını zamansız bir ölümden kurtarmak için sahneye çıktı. Ancak kendi enstrümanlarını çalabilen , Faşizme, kendi hükümetlerini ve temelde günlük hayatı protesto edebilen bir kaç grup, kaba sahne soytarılıklarıyla, üç akorluk parçalarıyla ve öfkeleriyle dikkatleri üzerlerine çektiler. Punk fırtınasının ilk temsilcileri Iggy And The Stooges, MC5 ve New York Dols sayılabilir. 1960'lar ve 1970'li yılların, başlarında , Sex Pistols, Ramones, The Clash, The Dead Boys, U.K.Subs, The Misfits, Crass, The Exploited, The Gloomy, Amebix Banshees ve The Plasmatics gibi nispeten az tanınmış gruplar Punk fırtınasını dünyada estirdiler.
Punk'ların , Punk-Heavy Metal olayına en büyük katkısı, toplumdaki yanlış olaylara protestolarıydı ( Chıldren of the grave ve War Pigs şarkılarında Black Sabbath'ın işlediği konuların yansımasıydı belkide).
Punk'ın en önemli üç grubu Iggy And The Stooges, Ramones ve Sex Pistols'du. Bunlardan ilki Iggy Pop'un grubuydu. Şaşırtıcı sahne show'ları, çok enerjik on-onbeş dakikalık parçaları ve vahşi hareketleriyle dikkati çektiler. İkincisi Ramones'di. Ramones zamanına göre son derece korkusuz, şarkılarıyla, yakın dönemdeki , Red Hot Chili Peppers gibi grupların kurulmasına öncülük etti. Ve son olarak belkide tüm zamanların Punk-Rock grubu Sex Pistols; Grubun başlangıcı oldukça ilginçti, Malcom McClaren'in Rock'N'Roll'dan önceki herşeye karşı olan projesiyle başladı herşey.
Daha sonra bu proje kapsamında iyi bir Punk-Rock grubu kurmayı başardılar. Temel konuları politik protestolar ve alaycı yaklaşımlardı (God Save The Queen, politik protestolara,Sub-Mission ise alaycı konulara örnek gösterilebilir). Ne yazık ki grup Amerika turnesi esnasında kendi kendini yok etti. Basist Sid Vicious, kız arkadaşı Nancy Spunge'yi öldürdü ve peşi sıra aşırı uyuşturucu aldıktan sonra da intehar etti.Bu olay Vicious'u Punk'ın en rezil şehiti yaptı ve böylece Punk-Rock'ın sonu gelmeye başladı. Fakat Punk-Rock'ın bir kısmı 1990'lara kadar underground olarak devam etti.
Gençliğin gözünde Punk ölürken, başka bir agresif grup güçlü bir etkiyle ortaya çıktı; Motorhead. Motorhead, bugünlerde Thrash/Speed/Power Metal diye bildiğimiz ve ileride Death Metal'e kaynak olacak, her şeyin başlanğıcı olacaktı. Grubun ilk albümü "On Parole"(1976)'da serbest kalmamış gücün ufak bir belirtisiydi sadece. Daha sonra 1970'lerin sonunda ve 1980'lerin başında çıkan "Overkill","Bomber","Ace Of Spades" ve "No Sleep 'Tıl Hammersmıth" gibi albümler,"Pedal-to-the-metal" parçalar içeriyordu (Pedal-to-the-metal: Ağırlıklı olarak gitar pedallarının kullanıldığı parçalar). Motorhead, sadece metal izleyicilerinin ilgisini çekmekle kalmadı, aynı zamanda çok sayıda ateşli Punk hayranının ilgisini çekti. Böylece de Metal'le Punk arasında sonunda Hardcore'un oluşumuna neden olacak bir birlikteliğin başlangıcına işaret etti.
Rock Müzik
20. yüzyılın ikinci yarısından bugüne değin hayatımızda olan rock müzik, pek çok alt türü olsa da özellikle heavy ve hard rock türleriyle popülerlik kazanmış bir müzik türüdür. Tüm dünyada, 21. yüzyılda da önemli bir dinleyici kitlesine sahip olan rock müzik ve bu müziğin geçmişi ile gelişimi hakkında merak ettiğiniz detaylar bu yazımızda.
Rock Müziğin Doğuşu ve Gelişimi
Rock müzik, 19. yüzyılın ikinci çeyreğinde Batı dünyasında gelişen Romantizm’den etkilenerek 1950’li yıllarda doğmuş olan müziğin alt kültürlerinden biridir. Gelişiminde ise toplumsal barışın tesis edilmesine ve ayrımcılığın kalkmasına yönelik beklenti vardır:
Dönem dâhilinde Avrupa’da toplumsal sınıf ayrılıklarının yaşanması ve Fransız İhtilali’nin bu ayrımcılığı ortadan kaldırmaması dolayısıyla yaşanan hayal kırıklığının bir yansıması olarak hayatı kendi zevklerine göre yaşamayı seçen Romantikler ile benzer söylemi benimseyen rock’çılar, hayata bakış açılarını şiirlere, şarkılara dökmüşlerdir. 2. Dünya Savaşı ardından da umulan barışçıl ortamın oluşmaması ve ırkçılık ile yoksulluğa son verecek gelişmelerin yaşanmaması, rock’çıları ABD ve İngiltere’de kiliseler ile devlete karşı devrim yapmaya itmiştir. Bu hareket, daha sonra Avrupa’nın tamamına yayılmış, rock müzik de tarihî bir rol üstlenerek protesto için kullanılan bir araç hâline gelmiş, etkisini de 65 sonrası bir hayli artırmıştır. Özetle, 1965’e kadar “ılımlı” olarak ifade edilebilecek aşk temalı rock müzik daha sonra protesto amacıyla sert bir üslup kazanmıştır (hardrock).
1970’lerde rock müzik gruplarının geniş çaplı turneler düzenlediği görülmektedir. Bu dönemde mistik ve karanlık temalı olarak karşımıza çıkan rock müzik, metal müzik türünün doğmasına vesile olmuştur. Aynı dönem dâhilinde Kuzey Amerika’da ise geleneksel country ile rock müzik harmanlanmaya başlanmıştır. Heavy rock da hard rock’tan daha sert bir yapıya bürünmüş olarak bu dönem dâhilinde karşımıza çıkmıştır.
Rock müzik, 1980’li yıllara geçişle birlikte giderek çeşitlenmiş, metal müzikle harmanlandığı 1990’lı yıllarda ise diğer müzik türlerine kıyasla daha popüler bir hâle gelmiştir. O günlerden günümüze rock müzik, farklı alt türleriyle kazandığı ünü dünya genelinde korumayı başarmıştır.
Rock Müziğin Yansımaları
Rock müziğin, geniş bir açıdan değerlendirildiğinde, maskulen bir yapıda olduğu söylenebilir. Bu alt kültürün başat enstrümanları gitar ve bateri olmasına karşın organ ve piyano da kullanılır. Özellikle elektrogitar, içteki isyanın dışa yansıtılması için oldukça önemli bir işleve sahiptir. Rock’çılar bu enstrümanları kullanma hünerleriyle olduğu kadar sisteme karşı duruşlarıyla da sert tavırlarını ortaya koyagelmiştir. Sistemler tarafından benimsenmesi mümkün olmayan hayat tarzları, yasak olanları bizzat tatbik etmeleri ve “argo” söylemleri ile rock’çılar, aynı zamanda kıyafete verilen önemi yıkarak kendi giyim tarzlarını da ortaya koymuşlardır.
Led Zeppelin, Nirvana, Metallica, Queen, AC/DC, The Beatles, Pink Floyd, The Rolling Stones, Guns N’ Roses ve Linkin Park, adını tarihe yazmış en ünlü rock gruplarına örnek olarak verilebilir.