Search the Community
Showing results for tags 'Osmanlı Devlet sisteminin tem'.
-
Osmanlı Devleti bir Müslüman devlettir ve hukuk nizâmı da İslâm Hukukudur. Buna göre, hukukî, siyasî ve sosyal bir düzen ve otoriteyi temsil eden devlet müessesesinin Osmanlı hukukundaki önemli özellikleri kısaca şöyle özetlenebilir. 1) Devlet nizâmında hâkimiyet Allah’a aittir. Yani hukukun kaynağı Allah’ın iradesidir. Bu sebeple Müslüman devletlerde tam anlamıyla yasama organı yoktur. Sadece Allah ve peygamberinin tanıdığı sınırlı yasama yetkisi kullanılabilir. 2) Kur’ân, Peygamber’e ve O’nu takip edenlere eşitlik ve adaletten ayrılmamalarını değişik yerlerde tavsiye etmektedir. Kur’ân’da “Allah katında en hayırlınız, O’ndan en çok korkanınızdır” denmekte ve ruhban sınıfını şiddetle reddetmektedir. Kanun kuvvette değil, kuvvet kanunda olmalıdır esasını kabul etmektedir. 3) Devlet nizâmının önemli bir özelliği de, itaat ve teslimiyettir. Merkezî bir otoriteye itaat edilmeden devletin teşekkül etmesi mümkün olmadığından, bu konuya büyük önem verilmektedir. “Şeriatın kestiği parmak acımaz” ifadesi bu teslimiyeti ifade eder. Çok az istisnaların dışında İslâm hukukunda devlete itaat, dinî bir görev olarak kabul edilmiştir. Kur’ân, açıkça ülül-emre itaati emretmektedir. 4) İslâm hukukunun kabul ettiği önemli bir anayasa hukuku prensibi “şûra” esasıdır. Devlet idaresinin en önemli temeli kabul edilen şûra prensibi, devlet adına ve devlet işleri için alınacak kararların, seçilmiş ve yetkili meclisler tarafından alınması manasını ifade eder. Yetkili meclisi teşkil eden fertlere “ehl-i hail ve’l-akd” denir. Bu konuya ileride tekrar döneceğiz. Bu zikredilen dört temel özellik dışında, İslâm Hukukunda devlet nizâmının başka özellikleri de vardır. “Dinde zorlama yoktur” esasıyla getirilen hoşgörü prensibi; insanlar arasında ırk ve renk farkını reddeden evrensellik esası ve “iyiyi emret, kötüyü önle” şeklinde özetlenen sosyal reformculuk özelliği bu arada zikredilebilir. Bazı istisnaların dışında, ideal manada olmasa bile, bütün Osmanlı Tarihi boyunca bu esaslara riayet edilmeye çalışılmıştır. Toprakları milyonlarca kilometrekareyi bulan Osmanlı Devleti’nin altı asır yaşaması ve vatandaşlarındaki devlete bağlılık hissi, bu hususu doğrulamaktadır. Ayrıca özellikle gayr-i müslimlere tanınan haklar da bu kanaatimizi te’yit etmektedir. Arşiv belgeleri, Kudüs fethedilince Hz. Ömer tarafından oradaki azınlıklara tanınan hakların Osmanlı döneminde padişahların değişmesine rağmen, aynı şekilde sürdüğünü açıkça göstermektedir.