Jump to content

Bilinmeyenler


czshow

Recommended Posts

89 Kiloluk Yayınbalığı

yayin_baligi.jpg

122 cm boyunda, 38 kilo ağırlığında olan 11 yaşındaki Jessica Wanstall, kendi ağırlığının iki katından da fazla olan 89 kiloluk yayın balığını oltayla yakaladı.

İspanya'daki Ebro Nehri kıyısında ailesiyle tatil yapan Jessica, tuttuğu balıkla rekor kırdı. Oltaya yakalanan canavarı çekmesi için babasından da yardım alan küçük kız, 20 dakika boyunca avıyla mücade ettikten sonra kıyıya çekebildi.

'Fotoğrafları gördükten sonra ne kadar büyük olduğunu ayırt edebildim, yanında minicik duruyordum' diyen Jessica, 49 yaşındaki babasının yardımı olmasa balığı çekemeyeceğini de belirtti.

16 yaşın altında olduğu halde, sadece olta kullanarak en büyük nehir balığını yakaladığı için, Balıkçılar Birliği'nin rekorunu kıran Jessica, daha önce Nil Nehri'nde yakalanmış olan 55 kiloluk yayın balığı rekorunu da egale etti.

Nabucco Projesi Gerçekmi Oluyor?

nabuko.jpg

Yılda 31 milyar metreküp gaz ülkemizden geçerken, kışın ayazda kalabiliriz. İşte "zafer" diye sunulan Nabucco gerçekleri...

AB'nin enerji ihtiyacı için planlanan Nabucco'da ilk imzalar atıldı. Türkiye asrın fiyaskosuna dönüşen BTC'den sonra Nabucco'dan da herhangi bir fayda görmeyecek. Aksine bölgede kaynak savaşlarında eli zayıflarken, siyasi ve ekonomik bağımlılığı daha da artacak. Üstelik yılda 31 milyar metreküp gaz ülkemizden geçerken, kışın ayazda kalabiliriz. İşte "zafer" diye sunulan Nabucco anlaşmasının gerçekleri...

Hazar ve Orta Asya doğal gazının AB ülkelerine taşınması için planlanan Nabucco'da hükümetlerarası anlaşma için imza töreni dün gerçekleştirildi.

İmza töreninde anlaşmayı Gürcistan Cumhurbaşkanı Mikheil Saakashvili, Romanya Başbakan Emil Boc, Avusturya Başbakanı Werner Faymann, Bulgaristan Başbakanı Sergei Stanishev, Macaristan Başbakanı Gordon Bajnai imzaladı. Törende Irak Başbakanı Nuri El-Maliki, ABD'nin Avrasya Enerji Özel Temsilcisi Büyükelçi Richard Morningstar, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Azerbaycan Sanayi ve Enerji Bakanı Natık Aliyev, Almanya Federal Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığı Devlet Sekreteri Jochen Homann ve Mısır Petrol Bakanı Emin Fehmi de bulundu.

Daha önce törene katılacağı açıklanan Türkmenistan'dan herhangi bir yetkilinin törende olmaması ise dikkat çekti. Türkmenistan'ın ismi, projenin en önemli gaz tedarikçisi olarak geçiyordu.

AB'nin doğal gazda Rusya'ya bağımlılığını azaltmak amacıyla hazırladığı projede, dün atılan ilk imzalara rağmen ciddi belirsizlikler bulunuyor. Projeye destek veren ABD ile birlikte AB'nin Orta Asya ve Kafkaslarda etkisini artıramadığı takdirde projenin tamamlanmasının yıllar alabileceği düşünülüyor.

Öte yandan boru hattının üçte ikisi ülkemizden geçecek olmasına rağmen Türkiye projeden hiçbir yarar sağlayamayacak. Enerjide bağımlı olduğumuz, Rusya ve İran ile enerji konusunda papaz olmamız ise içten bile değil. Bu iki ülkeden Rusya, proje ile bypas ediliyor, İran ise projeden dışlanıyor.

Boru hattına gaz nereden gelecek?

Asrın projesi olarak lanse edilen Nabucco'da taşınacak gazın nereden temin edileceği konusundaki belirsizlik devam ediyor. Bugüne kadar, boru hattı için herhangi bir doğal gaz tedarik anlaşması yapılmış değil.

Asıl olarak Hazar havzası ve Orta Asya doğal gazını Avrupa'ya taşımayı amaçlayan Nabucco'ya, bu bölgedeki ülkeler Rusya'nın bu ülkeler üzerindeki nüfuzu nedeniyle dahil edilemiyor. Yürütülen sıkı diplomasiye karşın Türki Cumhuriyetlerden yalnızca Azerbaycan Nabucco'ya gaz vermeye yakın. Ancak, Azerbaycan'ın yıllık doğal gaz üretim hacmi düşünüldüğünde, Azerbaycan "canla başla" bu projeye gaz üretse bile hat tam kapasiteye ulaşamayacak. Azerilerin yıllık gaz üretimi 14,7 milyar metreküp düzeyinde. Nabucco'nun "ekonomik" olabilmesi için yıllık 31 milyar metreküplük doğal gaza ihtiyaç var.

Türkmenistan'ın Nabucco'ya gaz satabileceklerini söylemesi de beklenen haber olamadı. AB'li yetkililer Türkmenistan'ın yaptığı açıklamalara ihtiyatla yaklaşan bir pozisyon aldılar. Türkmenistan'ın umut veren açıklamalarının bu ülkenin Rus devlet şirketi Gazprom ile Rusya'ya satacağı gaz fiyatının belirleneceği günlerde yapılması ise herşeyi açıklıyor. Rusya ile fiyat pazarlığında elini güçlendirmeye çalışan Türkmenler, fiyat yükseltmeye çalışıyorlardı. Zaten, Türkmenistan'ın Rusya, Çin ve İran ile yapılmış büyük doğal gaz anlaşmaları bulunuyor. Önümüzdeki yıllarda gaz ihracatının yönü bu ülkelere doğru olacak.

Irak Devlet Başkanı'nın seremoniye katılımı, törenin sürprizi olarak değerlendirildi. Keza, Irak Nabucco'nun olası gaz tedarikçilerinden biri olarak konuşuluyor. Kısa vadede Irak'ın Nabucco'ya gaz vermesi imkansız. Irak'ın tüm yılda ürettiği doğal gazın hacmi, hattın kapasitesinin ancak onda birine ulaşıyor.

Boru hattına gaz verebileceği belirtilen diğer bir ülke ise Kuzey Afrika ülkesi Mısır. Mısır'ın hem coğrafi konumu hem de bu ülkenin orta vadedeki gaz ihtiyacı, güçlü bir alternatif olmasını engelliyor. Projeksiyonlara göre, Mısır'ın önümüzdeki yıllarda doğal gazda ithalatçı duruma düşecek olması soru işaretleri yaratıyor.

Ayrıca ABD ile AB, yılda 116 milyar metreküp doğal gaz üreten İran'ı projenin dışında tutmaya çalışmaları, boru hattının baştan ölü doğmasına neden olabilir. İran'ın "hizaya getirilmesi" bu nedenle, AB ve ABD'ye sadece siyasi değil ekonomik bir yarar da sağlayacak.

Finansmanda da belirsizlikler var

Toplam uzunluğu 3300 km'ye ulaşan Nabucco için hesaplanan maliyet 7,9 milyar avro düzeyinde. Proje maliyetinin yüzde 30'u konsorsiyuma dahil olan kamu şirketleri tarafından karşılanacak. Kalan kısım için ise finansman kaynağı arayışı devam ediyor. Bugüne kadar Avrupa Yatırım Bankası, projeye 2 milyar avro kredi açabileceğini duyurdu. Bunun dışında maliyetin nasıl karşılanacağı konusunda herhangi bir kesinlik yok. Maliyetin kamu şirketlerine kalan kısmı için de, kredi arayışına girilmesi bekleniyor.

Ancak projenin maliyetine de yansıyan asıl belirsizlik, boru hattının kaynak ülke veya ülkelerinin belirsizliğinden kaynaklanıyor. Çünkü boru hattı, kaynak ülkeye uzatılmak durumunda. Bu takdirde maliyet de artacak.

Bağımlılık borularla artıyor

İmza töreninde Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin gaz alt yapısının AB'ninki ile birleşeceğini belirterek enerji konusunda karşılıklı dayanışma içerisinde olacaklarını söyledi. Fakat AB, tüm resmi belgelerinde projede AB ülkelerinin enerjide arz güvenliğini sağlama amacı ile hareket ettiklerini belirtiyor. Aynı belgelerde Türkiye'ye de yalnızca "transit" ülke tanımlaması yapılıyor. Herhangi bir "stratejik ortaklık"tan bahsedilmiyor.

AKP kurmaylarının, Nabucco'yu Türkiye'nin stratejik önemini artıran bir proje olarak tanımlamalarının AB nezdinde herhangi bir karşılığı bulunmuyor. Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın, "Nabucco projesi AB ile aramızda yalnızca bir enerji köprüsü, yalnızca bir boru hattı olmadığını, aynı zamanda karşılıklı bağımlılığı vurgulayan ve stratejik ortaklığın altını kalın çizgilerle çizen ve aynı zamanda beraber iş yapılabileceğinin somut bir göstergesi oldu" açıklaması da aynı körlüğe işaret ediyor.

Türkiye ayazda kalabilir!

Tam kapasiteye ulaştığında yıllık 31 milyon metreküp doğal gaz taşıyacak boru hattının sağlayacağı ekonomik faydanın ne olacağı da hala bilinmiyor. Türkiye'nin ciddi bir vergi geliri elde edeceği açıklansa da, anlaşma metni yayınlanmadan bu tür açıklamalara itibar edilmemesi gerekiyor. Çünkü, birkaç ay öncesine kadar hattın vergi gelirinin son ülke Avusturya'ya akacağı belirtiliyordu.

Diğer yandan doğal gaz ihtiyacının yüzde 60'ını Rusya'dan karşılayan Türkiye'nin, Rusya'yı bypas etmeyi amaçlayan bu projeye desteği nedeniyle bu ülke ile gaz pazarlıklarında da eli zayıfladı. Projenin dışarıda bıraktığı Rusya ve İran Türkiye'nin en büyük doğal gaz tedarikçileri.

Enerji Bakanının daha önce yaptığı açıklamalara göre, boru hattı çift taraflı akışa imkan verecek biçimde yapılacak ve Türkiye talep ettiği takdirde projede yer alan ülkelerin depolarından gaz alabilecek. Ancak, doğal gaz ihtiyacının neredeyse tamamını ithal eden AB'nin, kış aylarında depolarındaki gazı Türkiye'ye satmaya yanaşmayacağı açık.

Türkiye'nin boru hattından geçen gazın yüzde 15'ini satın alma imtiyazı verilmesi talebi ise kabul edilmedi. Yaklaşık 2000 km'si ülkemizden geçecek olan boru hattından Türkiye yararlanamayacağı gibi, ek doğal gaz ihtiyacı nedeniyle Rusya ve İran'ın kapısını çaldığımız takdirde Türkiye bu ülkeler tarafından yüksek fiyatlarla cezalandırılabilir.

AB nire K. Irak nire?

Nabucco'nun AB'ye gaz taşıyabilmesi için kaynak ülke sorununu çözmesi gerekiyor. Rusya'nın nüfuzu bölgede geriletilemedeği ve İran "hizaya getirilemediği" takdirde, uzun vadeli olarak Nabucco'yu besleyebilecek tek kaynak Irak doğal gazı gibi görünüyor. Ancak zengin rezervlere karşın Irak'ta henüz saha ve kuyular geliştirilememiş durumda.

Doğal gaz sahalarının geliştirilmesi ve ekonomik hale getirilmesi için Irak merkezi hükümeti hazırlıklarını hızlandırdı. Ancak, K. Irak Bölgesel Yönetimi (KIBY) bu konuda merkezi hükümetten daha hızlı davranarak bir dizi ihaleyi sonuçlandırdı. Bu adımlar, KIBY ile merkezi hükümet arasında ciddi bir gerilime neden oluyor.

Aynı dönemde Türkiyeli sermaye gruplarının ve AB'nin K. Irak'a ilgisinin arttığı da gözleniyor. Aynı doğrultuda, Irak'ın geleceği ve K. Irak'ın durumu da yoğun bir şekilde tartışılıyor. Hatırlanacağı gibi son olarak K. Irak'ın Türkiye'ye bağlanması fikri tartışma konusu olmuştu. AB'nin K. Irak doğal gazının Avrupaya taşınmasını garantileyecek her tür gelişmeye sıcak bakacağı düşünülüyor. Türkiye'nin bu bölgede nüfuzunun artmasının ise uzun süredir Ortadoğu'da etkin bir güç olamayan AB'ye Türkiye ve enerji bağlantısı üzerinden bu coğrafyaya dönme olanağı sunacağı da belirtiliyor.

Tıpkı BTC gibi Nabucco boru hattının da beraberinde sınırların yeniden çizilmesi senaryolarının gündeme geleceği bir dizi tartışmayı tetiklemesi bekleniyor.

10 Milyon Yıllık Kuş Fosili Bulundu !

peru_kusu2.jpg

Peru’da 10 milyon yıllık dev kuş fosili bulundu. Güney Amerika’da Peru’nun kurak güney kesimindeki önemli buluş hakkında bilgi veren Kuzey Carolina Devlet Üniversitesi’nden paleontolog Dan Kepska, 6 metre kanat açıklığına sahip büyük kuşun kafatasının bugüne dek bulunanlar arasında en mükemmel durumda olduğunu söyledi.

Peru Doğa Tarihi Müzesi Omurgalılar Bölümü’nün başkanı paleontolog Rodolfo Salas, “pelagornithid” sınıfından bu kuşun soyunun 3 milyon yıl önce tükendiğini anlattı.

Los Angeles Doğa Tarihi Müzesi omurgalılar bölümü müdürü Ken Camlpbell de, bu soyları tükenen esrarengiz kuşların insanın dünyada hızlı gelişiminden önce yok olduklarını belirtti. Taşıl bilimcilerin bazıları, üçüncü jeolojik zamanın “son demlerinde” yok olan bu dev kuşların pelikanların hatta sümsük kuşlarının akrabası olabileceğini belirtti.

Türkçe sitelerde 10 milyon yıllık kuş fosili bulunduğu söylenmekteyse de aslında bulunan parçalar dev bir kuşa ait olduğu düşünülen bir parça baş ve iki adet üzerinde keskin dişler bulunan çene kemiğinden ibarettir.

Karadeniz'de Petrol

xpetrol.jpg

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürü Mehmet Uysal, Türkiye'nin petrol ve doğal gaz ithal etmeyen bir ülke olacağını açıkladı.

Uysal, aralarında genel müdür yardımcıları, daire başkanları ile bölge müdürlerinin bulunduğu bir ekiple saha ve kuyularda incelemelerde bulunduktan sonra Kristal Park Tesisleri'nde düzenlenen koordinasyon toplantısına katıldı.

Uysal, toplantıda yaptığı konuşmada, çok hızlı bir şekilde davranılması halinde 2018-2019'da Karadeniz'de üretime başlanabileceğini söyledi.

Türkiye'nin ihracatının 130 milyar doları aştığını, sanayiciye destek verilmesi halinde bu rakamın daha da artacağını, sanayiciye destek vermede en büyük görevlerden birinin de TPAO'ya düştüğünü belirten Uysal, ''Sanayicimize, ihracatçımıza bu konuda destek olabilirsek ki olabileceğimiz en büyük destek kullandığı enerji fiyatlarını azaltmaktır. Eğer sanayicimiz ucuz enerji kullanabilirse 130 milyar dolarlık ihracat kapasitesinin çok daha fazla olacağını biliyoruz.

İhracatçımıza ucuz enerjiyi nasıl temin edeceğiz. Burada büyük görevlerden biride TPAO'ya düşüyor'' şeklinde konuştu.

Uysal, TPAO'nun hedeflerine de değinerek şöyle konuştu:

''2023 yılında Türkiye petrol ve doğal gaz ithal etmeyen bir ülke olacak. Bunu neden söylüyoruz, Karadeniz'de uzun yıllar yaptığımız çalışmalar, Akçakoca 1-2 kuyularının açılması, daha sonra yaptığımız sismikler, Akçakoca'daki diğer üretim ve platformlar... Hepsi toplandığında yaklaşık 4 milyar dolarlık bir yatırım söz konusu. Ve buradan elde ettiğimiz bilgiler bizlere gösteriyor ki 10 milyar varil üretilebilir petrol potansiyeli ve 3 trilyon metre küp doğal gaz mevcuttur. Tabii ki bunun ispatlanması gerekir.

İspatlanması için de sondaj yapılması lazım. Karadeniz'de artık geri dönülmez bir yola girdik. 3 yıl boyunca Karadeniz'de tespit edilen bütün noktalar delinecek, içinde ne var ne yok hep birlikte göreceğiz. İnşallah beklentilerimiz yerini bulur. Ve Karadeniz deki bu potansiyeli ispatlayabiliriz. Bunun ispatlanması halinde üretim pozisyonunun başlanması 7-8 yılda olacaktır. Çok hızlı bir şekilde davranılması halinde 2018-2019'da Karadeniz'de ilk üretimler başlayacaktır. 2023'te ise bu üretimler maksimum düzey çıkarıldığı zaman Türkiye petrol ithal etmeyen bir ülke haline gelecek.''

Kuraklığa Türk Tozuyla Çözüm

trm.jpg

Tozun sulamada devrim niteliğinde bir buluş olduğu iddia ediliyor. Patenti alınan Türk tozu, sulamada yüzde 90 oranında su tasarrufu sağlıyor…

Tarım üzerine arge çalışmaları yapan Ecotech firması, yüzde 90 su tasarrufu sağlayan toz geliştirip patentini aldı. Mersin Tarsus merkezli Ecotech Genel Müdürü Halil Öztoprak , Çukurova Üniversitesi uzmanlarıyla birlikte geliştirdikleri tozla çölde bile tarım yapılabileceğini söyledi.

Öztoprak `a göre ürünü geleceğin vazgeçilmezi olacak: “Yeryüzündeki içme sularının yüzde 80`i tarımda kullanılıyor. Bunun yüzde 90`ı yeraltına inip kayboluyor. Yüzde 3 kadarı buharlaşıp havaya karışıyor. 100 litre suyun üç-beş litresi bitkiye faydalı. Bizim yaptığımız bu kaçışı engellemek. Eskiden 100 litre su kullanılırsa, tozla 10 litre su kullanmak yeterli. Bunu da yüzde yüz doğal malzemeyle yaptık. Ürünün muadili ABD `de de var ama kimyasal içeriğinden dolayı tercih edilmiyor üstelik pahalı.”

`Saksıya 1 gram koy, bir ay tatile çık`

Peki bir tür sünger görevi yapan selüloz esaslı bu toz nasıl kullanılıyor? Öztoprak `a göre kullanım basit: “Bitki köküne 5-10 gram, ağaçlara 100, fidanlara 50 gram dökülüyor. Tarımın her alanında kulanılıyor. Bin metrekare buğday tarlası için üç beş kilogram kullanmak yeterli. Dört yıl boyunca etkili. İthal ürünün fiyatı 40 avroyken bizim patentini aldığmız ürünün kilogramı 10 avro. Mersin Tarım Fuarı `nda ilk kez tanıtıma başladık. Büyük ilgi gördü. Türkmenistan `ın başkenti Aşkabat `ta çim yetiştirdik. Bu yöntemle çölde de tarım yapılır ancak verimlilik daha az olur. Suudi Arabistan `da bir üniversite de kullanılacak. Önümüzdeki ay Dubai `de tanıtımını yapacağız. kullananların tepkisi çok olumlu. Örneğin salatalıklar çoşmuş .”

Ar -ge çalışmaları Çukurova Üniversitesi Ziraat Mühendisliği Bölümü`nden Yrd . Doç . Dr. Cumali Karaman tarafından yürütülen çalışmada, peyzaj ve ziraat mühendislerinin de destek alınmış.

`Ecosorb` için 10 yıldır çalıştığını anlatan Karaman , ürünün tarlalarda da tatile giderken evlerdeki saksılarda da kullanılabileceğini anlattı:

“Ürünün temel prensibi bitkinin kök bölgesini nemli tutmak. Ayrıca tutulan suyun bitki tarafından alınabilecek formda olması da önemli. Bu materyali bitkinin kök bölgesine konmuş bir sünger olarak düşünebiliriz. Suyu bünyesine tutup şişiyo. Bitki suyu kullandıkça bözülüyor ve bunu defalarca tekrarlıyor. Bu ürünün dünyada benzerleri, örneğin ABD `de de üç muadili var. Biz farklı olalarak bitkisel orjinli selülozdan üretiyoruz. Ürünün ömrü mikroorganizma faaliyetine bağlı olarak iki ila beş yıl. Küresel ısınmada daha az su ile bitkisel üretim yapma olanağı sağlaması açısından son derece önemli. Üç dört günde bir sulanan bahçe 10-15 günde bir sulanabilir. Her gün sulanan çimler sekiz - 15 günde bir sulanıyor. Evdeki saksılara 1 gram koyarak tatile rahat çıkılabilir. Bunu damla sulama yapılan alanlarda da kullanarak daha az su tüketimini sağlarız.”

Link to comment
Share on other sites

Oto Görünümünde Bisiklet

tribix3.jpg

Kyoto Protokolü'nü imzalayan Türkiye'nin çevrecilikte yüzünü ağartacak bir projeye imza atılıyor. Türk tasarımcılar, teknoloji çağına uygun otomobil görünümünde bir bisiklet geliştirdi. Tasarımıyla, yapımıyla yüzde 100 Türk ürünü olacak üç tekerlekli bisiklet, elektrik motoru ile desteklendiği için çevreye karbon salınımı yapmıyor. Tribix ismi verilen araçlar, akü desteği ile pedal çevirme yöntemiyle çalışıyor. Tribix'in tasarımcısı C4 Reklam ve Danışmanlık ajansı'nın Başkanı Hamit Keleş, Tribix'in özellikle SİT alanı ilan edilen antik bölgeler, araç trağine kapalı olan turistik bölgeler, sahiller, tatil köyleri, golf sahaları, fabrika alanları, büyük siteler, kampüs ve askeri alanlar gibi geniş bölgeler için hem çevreci, hem kullanımı kolay, hem de pratik bir ulaşım aracı olmaya aday olduğunu söyledi. Araca özellikle gençlerden büyük ilgi olacağı belirtildi.

Henüz prototip aşamasında olan Tribix'in daha ilkel modelleri Avrupa'da 8 bin 750 avrodan satılıyor. Tribix'in fiyat belirleme çalışmaları ise sürüyor.

Gökyüzündeki Ayak izi

ayki.jpg

İngiliz televizyon kanallarında bugünlerde bolca yer alan bu güneş yansıması, görüntüleri izleyenlere sanki Tanrı’nın ayak iziymiş izlenimi veriyor.

İngiltere’nin güneydoğusundaki Sussex şehrindeki Hove kasabasında yaşayan Steve Hann’ın kamerasına takılan görüntü görenleri hayrete düşürüyor.

Bankacılık yapan 56 yaşındaki Steve Haann gördüğü manzarayı ‘Sonbaharda gökyüzünün güzelliğini seyretmek için koltuğuma oturmuştum. Bir anda bu kocaman ayak izini gördüm ve hemen görüntülemek için kameraya sarıldım.’ şeklinde açıklıyor ve şöyle devam ediyor: ‘Gökyüzünde zaman zaman ilginç şekiller oluşabiliyor fakat bu bugüne kadar gördüğüm en ilginç şekil. Çok belirgin ve düzgün biçimliydi.’

Meteoroloji görevlileri gökyüzünde oluşan bu ayak izinin bir mucize olmadığını, küçük bulut parçalarının böyle bir görüntü ortaya çıkardığını belirtiyorlar fakat görnütüleri izleyenlerin kafasında hala bir soru işareti var…

Dev Fare

frs2.jpg

Yakaladığı farenin ensesinden tutarak gazetecilere poz veren Xian, çevresindeki herkesi şaşkına çevirdi. Bu kadar büyük bir fare yakalamanın gururunu yaşayan Xian, "Kedi büyüklüğünde olan bu fareyi ben yakaladım" şeklinde konuştu.

Çinli gazetecilerinin sorularını yanıtlayan fare avcısı yakaladığı bu farenin nadir bulunan bir tür olduğunu ve fareyi inceleyeceğini söyledi.Bu konuda daha ayrıntılı bilgiyi ise zoologlar veriyor. Uzman görüşler, fotoğrafla yola çıkıldığında farenin 'bamboo' (bambu) cinsi bir familyadan geldiğini ancak incelemeden kesin bir sonuç elde edilemeyeceğini tespit etti.

'Çin bambusu'na genellikle Vietnam'da rastlanıldığını ve yerin altında bambu yiyerek beslendiğini belirten uzmanlar, diğer bir tür olan 'Sumatro bambusu'nun ise Malay bölgelerinde yaşadığını ve yaklaşık 76 santimetre uzunluğunda olduğunu söyledi.

Dev 'Sumatra bambusu', bir "Sherlock Holmes" filmine konu olmuştu.

Fare İnsanlar

frs.jpg

Tıp dilinde “mikrosefal” olarak geçen rahatsızlığın kurbanları Pakistan’da köle olarak çalıştırılıyor.

Onlara “Fare İnsanlar” deniliyor. Çünkü görünüşleri gerçekten çok farklı. Kulaklarının şekli, yüz yapıları, gözlerinin birbirine yakınlığı, ağız ve burunlarının duruşu, fareleri andırıyor. Tıp dilinde “mikrosefal” olarak geçen bir rahatsızlığın sonucunda böyle görünüyorlar. “Mikrosefal” kelimesi ise Yunan kökenli ve “küçük kafa” anlamınıda…

Dünyanın pek çok yerinde bu rahatsızlığı taşıyan doğumlar olabiliyor. Ancak Pakistan’ın Pencap eyaletinin Gujarat kenti, “Fare insanları” bölgesi olarak biliniyor. Onlara oralarda “chua” deniliyor.

EFSANEYE GÖRE BİR LANET

Efsaneye göre, asırlar önce, bölgede yaşayan pek çok kadın çocuk sahibi olamıyordu ve sonunda çareyi tapınağa gidip tanrı Shuma’ya yalvarmakta bulmuşlar. Tanrı Shuma, onlara istedikleri gibi anne olma sevincini yaşatmış ama bir de şart koymuş. Buna göre, her bir kadın, ilk çocuğunu Tanrı Shuma’ya vermek zorundaydı ama kadınlar buna yanaşmadı. Tanrı Shuma kzıdı ve bu kadınların çocukları böyle garip görünüşlü doğmaya başladı…

HEPSİNİN SAHİBİ VAR

Her birinin bir sahibi var. Anne babalar, bu sorunla dünyaya gelen çocuklarını bazen “Fare İnsan”ları çalıştıran şebekelere kiralıyor ya da satıyorlar. Onlar da “Fare İnsanları” köle gibi çalıştırıyor. En çok da dilencilik yaptırılıyor. Her biri günde ortalama 400 rupi (yaklaşık 8 dolar) kazanıyor.

Esrarengiz Işık

e52f10c8a86cc8984ad80ea3c687f9d4.jpeg

14 yaşındaki kızı hastanede yaşam savaşı verirken çekilen bu görüntüde kızını hayata döndüren meleklerin olduğunu iddia ediyor.

FİŞİNİ ÇEKMEYE HAZIRLANIYORLARDI

Daily Mail’de yer alan habere göre, Kuzey Carolina’da yaşayan Collen Banton, kızının yaşam destek ünitesinden çekilme kararı sürecinde bu mucizenin yaşandığını söylüyor.

ALIŞILMADIK BİR IŞIK GÖRDÜ

14 yaşındaki kızı Chelsea’nın ağır zatüre teşhisi ile hastanede yatarken enfeksiyon kaptığını ve solunum cihazına bağlandığını anlatan anne Banton, ailenin ve arkadaşlarının veda etmeye hazırlandığı sırada hemşire ile birlikte alışmamış bir ışık gördüğünü iddia ediyor.

KIZI KURTULDU

Banton; “Bu parlak ışığı gördüğüm zaman şoke oldum ve meleğe benzediğini düşündüm. İlk denememde digital kamera fotoğraf çekmedi. İkinci denememde başarılı oldum. Sonra da Chelsa kendi kendine nefes almaya başladı” diyor.

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...