Jump to content

Törenin soldurduğu çiçekleri anlattı


mavikiz

Recommended Posts

Emine Güllüoğlu, Güneydoğu’daki hayatı farklı bir pencereden yansıtıyor.

48676.jpg

29 YIL BEKLEDİ

Bir aşk hikâyesiydi anlattığı. Tamamlanmak için yıllarca sandıkta bekleyen, sadece kendisinin okuduğu ve bir gün başka ellerde okunduğunu görmeyi hayal ettiği bir hikaye…

“Bize Sevmek Yasak” dediğinde, kitabının bütün Türkiye’de okunacağını aklından bile geçirmiyordu. Gün geldi, kitap sayısı 4’e, baskı sayısı 10’a ulaştı.

Emine Güllüoğlu’nun yazarlık serüveni, gençlik yıllarında başladı.

Lise yıllarında tanık olduğu bir aşkı; belki unutmamak, belki biricik kızına gençliğinden somut bir hatıra bırakmak için kaleme aldı. 200 sayfalık defterine bir dantel gibi hece hece işledi iki genç arasındaki unutulmaz hatıraları.

Hikâyenin sonunu, yıllar sonra tesadüfen İstanbul’da öğrendi.

Ve bir başka tesadüf, O’na yazarlık kapısını araladı.

Kızının edebiyat öğretmeninin verdiği destekle, 29 yıl önce başladığı hikayeyi tamamladı.

Törelerle büyüyen eşini güçlükle ikna ederek satırlarını yayınlattı.

Eşinin bölge şartlarındaki olağanüstü desteği, O’nun ev hanımlığından yazarlığa geçiş yapmasını sağladı.

48677.jpg

HAYALİ GERÇEK OLDU…

Emine Güllüoğlu, o gün, yayınevi sahibiyle aralarında geçen diyalogu gülümseyerek anlatıyor şimdi. “Sadece 200 tane basılmasını istemiştim kitabın” diyor Emine Güllüoğlu. “Yayınevi sahibi en az bin tane basalım deyince, tamam evimin bodrumuna koyarım artanları dedim. Ancak kitap yetmedi, baskı birçok kez tekrarlandı!”

Güllüoğlu’nun attığı bu ilk adımı, yeni kitaplar takip etti.

Kimsenin, hatta kahramanlarının bile engel olamadığı aşkları anlatmaya çalıştı. Korktuğu kadar zorlanmadı, içinden geleni, en samimi kelimelerle döktü kağıda. Kâh silip yeniden yazdı, kâh harfine dokunmadan sakladı sayfaları. Beyaz defterle çıktığı yolculuğa, laptopla devam eder hale geldi.

Hikayelerine dizelerle renk katmaya başladı.

SOLAN ÇİÇEKLERE HAYAT VERİYOR!

Kitabını okuyan ya da duyan birçok kişi, kendi hayat hikayesini yazması için kapısını çaldı.

Son kitabı Töre’de, bir başka gerçek hayat, Ankara ve Urfa’da yaşayan Sara’nın hikayesi var.

İşte Sara’nın dilinden; töre acısının ifadesi…

“Köy meydanı ana-baba günü olmuştu. Evlenirken giyemediği beyaz gelinliği, işte şimdi giymişti yavrum. Ama kefen olarak. Göğsüme vura vura ağıtlar yakıyordum. Önceleri acımı susarak yaşardım, ama artık susmam mümkün değildi. Yıllanmış ateşler vardı yüreğimde. Bir patlamaydı yaşadığım. Bu kızlar, yıllar önce ölmüşlerdi zaten. Baran, Zelal, Fatma, Yıldız, Leyla… Törelerin soldurduğu birer çiçekti onlar.”

Kitabına; “Törelerin Soldurduğu Çiçekler” adını vermek istemiş Güllüoğlu.

Ancak yayınevi, Töre adını uygun görmüş. Kadın yazar, şimdi yeni gerçekler peşinde. Yazdığı her satırda, solan bir çiçeği yüreğindeki sevgiyle suluyor. Ve her çiçeği, en azından kitaplarında ölümsüzleştirmeye çalışıyor

(Haber7)

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...