KelebeK Posted December 25, 2006 Share Posted December 25, 2006 Semra onu gerçekten anladýðýnda iþ iþten geçmiþti. Eþi Ýzzet ruhunu çoktan teslim etmiþti. Her þeyi hep çok açýk konuþtuðunu düþünmüþtü. Tartýþmalarýnda hemen her zaman Ýzzet haksýzdý, Semra'ya göre. Ýzzet birçok örnekte kendini savunmak için hiçbir þey söylemez sessizliðe bürünürdü. Semra odadan her ayrýldýðýnda bir þey yapmasa da, kafasýnda kocasýný suçlu ilan ederdi. Ýzzet'in sessizliðini de suçunu kabul etmek olarak sayardý. Semra, kýzlarýnýn çocukken kola ve gazlý içecekler içmesini istemezdi. Kýzlarý Deniz'e kola içmeyi yasaklamýþtý. Ýzzet ise, bu konuda daha hoþ görülü olmaktan yana idi. "Arada bir içmesinin sakýncasý olmaz." diyordu. Geçen zaman içinde Deniz gizli gizli kola içmeye baþladý ve sonunda kola baðýmlýsý oldu. Artýk günde bir litre kola içmeden duramýyordu. Bu durumdan Semra sürekli olarak Ýzzet'i sorumlu tutuyordu. "Sen alýþtýrdýn bu kýzý kolaya. Sen sorumsuz bir babasýn" diyordu. Ýzzet ise "Bu iþte senin de payýn olabilir" diye cevap veriyordu. Semra ise "Ne payým olacak, kýzýn kola içmesini engellemeye çalýþan benim, serbest býrakmaya çalýþansa sen." Ýzzet bunun üstüne baþka bir þey söylemiyor; bakýþlarýný çeviriyor ve sessiz kalýyordu. Semra ile Ýzzet'in yaþadýklarý sorunlardan bir tanesi de, evden birlikte zamanýnda çýkabilmekti. Örneðin, bir sinemaya gidileceði zaman Ýzzet, "Biraz hýzlý hazýrlanabilirsen sevinirim." diyordu. Semra ise "Ne hýzda hazýrlanacaðýma ben karar veriririm." Diye cevap veriyordu. Sonunda sinema baþladýktan sonra salona ulaþýyorlardý. Karanlýkta insanlarýn homurdanmalarýna raðmen koltuklarýna ulaþmaya çalýþýyorlardý. Ýzzet, bu olay defalarca yaþanmasýna raðmen sinemada ya da sinema çýkýþýnda geç kalmalarý hakkýnda hiçbir þey söylemiyordu. Hatta hiç konuþmuyordu. Semra "Neden sessizsin?" diye sorduðunda "Filmi düþünüyorum" diyordu. Ýzzet'in hiç sevmediði ve beceremediði bir iþ, meyve-sebze alýþveriþiydi. Semra semt pazarýnýn kurulduðu gün genelde mesaiye kaldýðý için Ýzzet'e bir alýþveriþ listesi veriyordu. Ancak akþam pazarýnda mallarýn iyileri bitmiþ oluyor; Ýzzet'de en iyilerini bulacaðým diye pazarý turlamýyor; ilk bulduðu meyve ve sebzeleri alýyordu. Semra ise onun aldýðý meyve ve sebzeleri hiç beðenmiyor; "Bunca yýldýr meyve-sebze almayý öðrenemedin." diyordu. Ýzzet, "Biliyorsun, bu iþi yapmayý sevmiyorum" deyince de, "Sev ya da sevme, evin meyve-sebzeye ihtiyacý var; en iyisini alman lazým" diyordu. Ýzzet yine sessiz kalýyordu. Semra bazen kocasýný "pasif", kendini savunmaktan aciz bir adam olarak görüyordu. Öyle olmadýðýný ancak öldüðünden birkaç ay sonra anladý. Kýzýyla babasý hakkýnda konuþuyorlardý ve babasýnýn hatalarýný, kendini nasýl savunamadýðýný anlattý. Kýzý Deniz ise, "Anne, babamýn sessizliðinin dilini hiç anlayamadýn." dedi. Babam, seninle tartýþtýðý her konuda "Haklý olduðunu düþünüyordu. Ama seni üzmemek için hiç diretmedi. Nasýl olsa sonuç deðiþmeyecekti. Beni kola baðýmlýsý yapan sendin aslýnda. Yasakladýðýn için tüm ilgim kolaya odaklanmýþtý. Halbuki serbest olsaydý kola içmek herhangi bir cazibesi olmayacaktý. Babam bunu biliyordu. Sen onu suçladýðýnda, esas sorumlunun sen olduðun yönünde ýsrarcý olsa, sadece sen üzülecektin. Ama babam seni o kadar çok seviyordu ki, seni üzmek yerine sessiz kalmayý tercih etti. Evden geç çýktýðýnda da, seni üzmek istemediði için bir þey söylemiyordu. Meyve-sebzeyi sen marketten de alabilirdin; ama babam sen çalýþan bir kadýn olduðun için bir de bununla uðraþmaný istemediði için yýllarca hiç sevmediði halde meyve-sebze almaya devam etti. Annecim, bir gün bir olay karþýsýnda kendini çok haklý bulursan ve karþýndaki sessiz kalýyorsa, resmin eksik olduðunu, gördüklerinin bir ipucu olduðunu düþünmeni isterim. Çünkü sessizlik, yapbozun henüz bulunmamýþ eksik parçalarýdýr. " Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Archived
This topic is now archived and is closed to further replies.