Jump to content

sessizliðin dili


KelebeK

Recommended Posts

Semra onu gerçekten anladýðýnda iþ iþten geçmiþti. Eþi Ýzzet

ruhunu çoktan teslim etmiþti. Her þeyi hep çok açýk konuþtuðunu

düþünmüþtü. Tartýþmalarýnda hemen her zaman Ýzzet haksýzdý,

Semra'ya göre. Ýzzet birçok örnekte kendini savunmak için

hiçbir þey söylemez sessizliðe bürünürdü. Semra odadan her

ayrýldýðýnda bir þey yapmasa da, kafasýnda kocasýný suçlu ilan

ederdi. Ýzzet'in sessizliðini de suçunu kabul etmek olarak

sayardý.

Semra, kýzlarýnýn çocukken kola ve gazlý içecekler içmesini

istemezdi. Kýzlarý Deniz'e kola içmeyi yasaklamýþtý. Ýzzet

ise, bu konuda daha hoþ görülü olmaktan yana idi. "Arada bir

içmesinin sakýncasý olmaz." diyordu. Geçen zaman içinde Deniz

gizli gizli kola içmeye baþladý ve sonunda kola baðýmlýsý oldu.

Artýk günde bir litre kola içmeden duramýyordu. Bu durumdan Semra

sürekli olarak Ýzzet'i sorumlu tutuyordu. "Sen alýþtýrdýn bu

kýzý kolaya. Sen sorumsuz bir babasýn" diyordu. Ýzzet ise "Bu

iþte senin de payýn olabilir" diye cevap veriyordu. Semra ise "Ne

payým olacak, kýzýn kola içmesini engellemeye çalýþan benim,

serbest býrakmaya çalýþansa sen." Ýzzet bunun üstüne baþka

bir þey söylemiyor; bakýþlarýný çeviriyor ve sessiz kalýyordu.

Semra ile Ýzzet'in yaþadýklarý sorunlardan bir tanesi de, evden

birlikte zamanýnda çýkabilmekti. Örneðin, bir sinemaya gidileceði

zaman Ýzzet, "Biraz hýzlý hazýrlanabilirsen sevinirim."

diyordu. Semra ise "Ne hýzda hazýrlanacaðýma ben karar

veriririm." Diye cevap veriyordu. Sonunda sinema baþladýktan sonra

salona ulaþýyorlardý. Karanlýkta insanlarýn homurdanmalarýna

raðmen koltuklarýna ulaþmaya çalýþýyorlardý. Ýzzet, bu olay

defalarca yaþanmasýna raðmen sinemada ya da sinema çýkýþýnda

geç kalmalarý hakkýnda hiçbir þey söylemiyordu. Hatta hiç

konuþmuyordu. Semra "Neden sessizsin?" diye sorduðunda "Filmi

düþünüyorum" diyordu.

Ýzzet'in hiç sevmediði ve beceremediði bir iþ, meyve-sebze

alýþveriþiydi. Semra semt pazarýnýn kurulduðu gün genelde

mesaiye kaldýðý için Ýzzet'e bir alýþveriþ listesi veriyordu.

Ancak akþam pazarýnda mallarýn iyileri bitmiþ oluyor; Ýzzet'de

en iyilerini bulacaðým diye pazarý turlamýyor; ilk bulduðu meyve

ve sebzeleri alýyordu. Semra ise onun aldýðý meyve ve sebzeleri

hiç beðenmiyor; "Bunca yýldýr meyve-sebze almayý

öðrenemedin." diyordu. Ýzzet, "Biliyorsun, bu iþi yapmayý

sevmiyorum" deyince de, "Sev ya da sevme, evin meyve-sebzeye

ihtiyacý var; en iyisini alman lazým" diyordu. Ýzzet yine sessiz

kalýyordu.

Semra bazen kocasýný "pasif", kendini savunmaktan aciz bir adam

olarak görüyordu. Öyle olmadýðýný ancak öldüðünden birkaç

ay sonra anladý. Kýzýyla babasý hakkýnda konuþuyorlardý ve

babasýnýn hatalarýný, kendini nasýl savunamadýðýný anlattý.

Kýzý Deniz ise, "Anne, babamýn sessizliðinin dilini hiç

anlayamadýn." dedi. Babam, seninle tartýþtýðý her konuda

"Haklý olduðunu düþünüyordu. Ama seni üzmemek için hiç

diretmedi. Nasýl olsa sonuç deðiþmeyecekti. Beni kola baðýmlýsý

yapan sendin aslýnda. Yasakladýðýn için tüm ilgim kolaya

odaklanmýþtý. Halbuki serbest olsaydý kola içmek herhangi bir

cazibesi olmayacaktý. Babam bunu biliyordu. Sen onu suçladýðýnda,

esas sorumlunun sen olduðun yönünde ýsrarcý olsa, sadece sen

üzülecektin. Ama babam seni o kadar çok seviyordu ki, seni üzmek

yerine sessiz kalmayý tercih etti. Evden geç çýktýðýnda da, seni

üzmek istemediði için bir þey söylemiyordu. Meyve-sebzeyi sen

marketten de alabilirdin; ama babam sen çalýþan bir kadýn olduðun

için bir de bununla uðraþmaný istemediði için yýllarca hiç

sevmediði halde meyve-sebze almaya devam etti.

Annecim, bir gün bir olay karþýsýnda kendini çok haklý bulursan

ve karþýndaki sessiz kalýyorsa, resmin eksik olduðunu,

gördüklerinin bir ipucu olduðunu düþünmeni isterim. Çünkü

sessizlik, yapbozun henüz bulunmamýþ eksik parçalarýdýr. "

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...