Jump to content

Lale Devri Keyif Ve Eğlence Devrimiydi


mucit41
 Share

Recommended Posts

Eski adı Muşkara olan ve İbrahim Paşa’nın gayretiyle köyden şehire dönüşen Nevşehir’de doğan İbrahim Paşa, 1689 yılında Saray’a intisap etmiş ve 1717 yılında III. Ahmed’in kızı Fatma Sultân ile de evlenince iyice Padişah’ın gözüne girmeye başlamıştır. III. Ahmed’in çok güvendiği İbrahim Paşa, Mayıs 1718 tarihinde sadrazamlığa getirilmiştir. Kendisi tamamen sulh taraftarı ve sakin yaşamayı seven bir insandır. III. Ahmed’in de şahsiyeti buna uyum sağlayınca, bu dönem Lale devri olarak tarihe geçmiştir.

Bu dönem sadece eğlence ile geçmemiştir. Zira Matbaanın açılması başta olmak üzere, Osmanlı Devleti’nin fikir ve kültür hayatına dair çok önemli katkılar bu devirde sağlanmıştır.

sultan-III-ahmed-lale-devri.jpg

Sultan III. Ahmed Lale devri minyatürü

Evvela, kendisi de tahsilli olan İbrahim Paşa, ilim ve san’at adamlarını sonuna kadar desteklemiştir. Eğer Osmanlı vekâyi’nüvislerinin İbrahim Paşa dönemini anlatan yüzlerce sayfalık tarih kitaplarını ve mesela Çelebi-zâde’nin Râşid Tarihi Zeylini incelerseniz, hem Padişah’ın ve hem de İbrahim Paşa’nın dinî ilimler ve diğer ilimlerde uzman olan âlimlerle hususi dersler düzenlediğini, tanzim edilen ziyafetlerde Şeyhülislâm ve benzeri şahsiyetlerin daima hazır bulunduğunu görürsünüz.

damat-ibrahim-pasa.jpg

İkinci olarak, Damad İbrahim Paşa tarihe çok meraklı olduğundan, Osmanlı ve Türk Tarihi ile ilgili en önemli çalışmalar bu dönemde yapılmıştır. Aynî’nin Ikd’ül-Cümân isimli meşhur tarihi, Hondmir’in Farsça çok geniş bir tarih olan Habîb’üs-Siyer adlı eseri, Mevlevi Ahmed Dede’nin Câmi’ud-Düvel adlı muazzam eseri, hep bu dönemde kurulan ilim heyetleri tarafından Türkçe’ye tercüme edilmiştir.

Üçüncü olarak, Damad İbrahim Paşa’nın bir küçük köy olan Muşkara’yı bir şehir haline getirerek imar etmesi, başta İstanbul’daki Dâr’ül-Hadis Medresesi olmak üzere çok sayıda vakıf eserler meydana getirmesi, başta çinicilik olmak üzere kaybolmaya yüz tutan bazı Türk sanatlarını ihyaya çalışması ve nihayet Matbaa gibi önemli bir müesseseyi yerleştirmesi, onun sadece eğlence ve ziyafetlerle vakit geçirmediğini açıkça göstermektedir.

Dördüncü olarak, Nedim, Seyyid Vehbi, Tarihçi Râşid, Nahîfî ve Ahmed Neylî gibi edip ve şairler, Damad İbrahim Paşa’nın himayesiyle ölmez eserlerini vermişlerdir.

Osmanlı Devleti, ilim ve teknoloji konusunda, Gerileme Devrinden beri, ilk defa bu dönemde Avrupa’yı takip eder hale gelmiştir. Ayrıca devleti idaresinde Sokullu ve Köprülü’ye ulaşması mümkün olmayan bu devlet adamının, İslâmi açıdan istikameti ve dindarlığı itibariyle onlar gibi olduğu tarihçilerin verdiği bilgiler arasındadır.

Kaynakça Mühimme Defteri, nr. 129, sh. 45, 185; nr. 132, sh. 91 (1724 tarihli hüküm); nr. 133, sh. 237, 244 (1726 tarihli hüküm);
Atâ Tarihi, c. II, sh. 159-160;
Küçük Çelebi-zâde, Tarih (Zeyl-i Tarih-i Râşid), c. VI, sh. 2-625;
Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, c. IV, Kısım I, sh. 147-162; c. IV, Kısım II, sh. 310-316.

Link to comment
Share on other sites

Join the conversation

You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.

Guest
Reply to this topic...

×   Pasted as rich text.   Paste as plain text instead

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Your previous content has been restored.   Clear editor

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

 Share

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...