ugur4721 Posted August 23, 2013 Share Posted August 23, 2013 0 yaşında Baba : Ne kadar da güzel. Şimdi bu küçücük şey benim kızım mı...¿ Gözleri de bana ne kadar çok benziyor... Kızı : Bu gözlerini benden hiç ayirmayan adam babam olsa gerek... 5 yaşında Baba : Prensesim benim, güzel kızım... Söyle bakalım baban sana ne alsın...¿ Kızı : En çok babamı seviyorum... Babam, niye annemle uyuyor...¿ Hep benimle uyusun, başkasını sevmesin... 10 yaşında Baba : Gittikçe yaramaz oluyor, kime çekti bu kız...¿ Kızı : Ben babama aşığım... Büyüyünce babam gibi erkekle evlenecegim... Babam bu ay harçlığımı arttırır mı...¿ 15 yaşında Baba : Ne kadar da çabuk büyüdü... Eve de gittikçe geç kalmaya basladı, bu gidişle başına kötü bir şey gelecek... Sanırım daha sert konuşmalıyım... Kızı : Babam yüzünden arkadaşlarımla istediğim kadar vakit geçiremiyorum... Bana baskı uygulamasından nefret ediyorum... Ne zaman özgür olacağım...¿ 20 yaşında Baba : Artık sözümü dinlemiyor, benden giderek uzaklaşıyor... Kendi parasını da kazanmaya basladı ya, bana ihtiyacı kalmadı tabii. Uzun zamandır tatlı bir-iki laf geçmedi aramızda zaten... Evi de sürekli erkekler arıyor. Galiba kızım elden gidiyor... Kızı : Her dediğime alınıyor, beni bir türlü anlamıyor... Hele geçen gün giydiğim mini eteğe karışmasına ne demeli...¿ Evden ayrılıp, kendi hayatımı kurmalıyım... Çocuk muamelesi görmekten bıktım artık!... 25 yaşında Baba : Bir gün bunun olacağını biliyordum... İşte evleniyor... Zaten aramız eskisi gibi değildi... Şimdi bir de kocası var... Prensesim beni terkediyor... Kızı : Böyle bir günde bile o mutsuz ifadeyi takınmasının ne lüzumu var ki...¿ Biliyorum, onu bir türlü içine sindiremedi. Bu yüzden yapıyor... Kendi hayalindeki damat degil ya!... Sanki birlikte yaşayacak olan o... 30 yaşında Baba : Çok az görüşüyoruz. Daha sık biraraya gelsek ne iyi olur... Hem torunlarımı da özlüyorum... Kendi arkadaş çevrelerinden fırsat bulup da bize gelemiyorlar ki... Kızı : Babamları da çok ihmal ediyorum galiba... Yine telefonda çok üzgün geldi sesi... Haftasonu onlara süpriz yapmak en iyisi... 40 yaşında Baba : Kızım, benim entellektüel düzeyimi yeterli bulmuyor... Ona göre çağın gerisinde düşünüyormuşum... Oysa küçükken derslerine hep ben yardım ederdim... Anlayamadığı bütün problemleri bana sorardı... Şimdi beni beğenmiyor... Bir daha onunla asla politik tartışmalara girmeyecegim... Kızı : Babam giderek daha da çocuk gibi davranıyor... Sürekli bir şeylerden yakınıyor... Gerçi son zamanlarda sağlığı da iyi değil ama... Ya ona bir şey olursa...¿ Zaten hiçbir zaman dilediği gibi bir evlat da olamadım... 45 yaşında Baba : Kızımın mutlu bir yuvası olması ne güzel... Gözüm arkada gitmeyecegim. Her şeyi kendi başardı... Onunla gurur duyuyorum... Kızı : Babam için çok endişeleniyorum. Onu kaybetmeye hazır değilim... İlaçlarını da hep ihmal ediyor zaten... Allah'ım onu benden alma! 50 yaşında Baba : Dünyada mutlu kal kızım !... Kızı : Seni çok özleyecegim ve arayacağım babacığım... Şimdi ben kime danışacağım, kim yardım edecek bana...¿ Ne olur gittiğin yerde çok mutlu ol... Ve hep yanımda olduğunu hissettir, Ne bileyim ben, arada sırada işaretler yolla mesela... Ah babacığım! Sensiz nasıl yaşayacağım...¿ 55 yaşında Kadın : Sen gideli, seni daha iyi anlıyorum babacığım... Keşke seni hiç üzmeseydim demeyeceğim, Çünkü "keşke"lerin hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini biliyorum.... Yine de beni duyuyorsan, lütfen seni üzdüğüm her gün için çok ama çok pişman olduğumu bil olur mu. Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
ylmz025 Posted August 23, 2013 Share Posted August 23, 2013 güzelmiş beğendim ve duygulandım gerçekten. teşekkür ederim. Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
yineben Posted August 23, 2013 Share Posted August 23, 2013 Bir sultanın iki kölesi vardı. Biri çirkin yüzlü, fakat güzel huylu; diğeri ise simaca güzel, fakat huyca çirkindi. Sultan, güzel yüzlü olanını bir işe gönderdi ve diğerine dedi ki: -Şu arkadaşın var ya! Senin için "Hırsızdır!" diye konuştu. Çirkin yüzlü köle cevap verdi; Bende bu kötü huylardan çok daha fazlası var. Demek ki arkadaşım iyiliğinden pek azını söylemiş. Sultan sonra onu bir işe gönderip diğer köleyi çağırdı. Ona: —Şu siyahî köle senin hakkında pek kötü şeyler söyledi, dedi. Güzel yüzlü köle, öfkeden arkadaşı hakkında söylenmedik laf bırakmadı. Bunun üzerine Sultan onu kovdu ve dedi ki: —Ey çirkin huylu kişi! Arkadaşının yüzü çirkin; ama içi pak; senin ise yüzün güzel, ama için çürümüş. İnsanları dış görünüşleriyle değerlendirmemek gerekir, bazen çirkin yüzlü bir kişinin içi tertemiz, yüzü güzel olan bir Kişinin ise içi kötü olabilir. Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
yineben Posted August 23, 2013 Share Posted August 23, 2013 Çamura düşen altın "Bu altını kim ister?" "Altını içinizden birine vereceğim, ama önce bazı şeyler yapacağım." Altını yere attı, ayakkabısıyla üzerinde tepindi. Sonra yerden kaldırdığı tozlara bulanmış altını salona doğru uzatıp yine sordu: Eller yine havadaydı. Bu defa altını yardımcısının getirdiği çamur dolu bir kavanoza attı. Çıkardığında, üzerindekiçamurdan altın görünmüyordu bile. Aynı soruyu sordu bir kez daha. Ama eller yine havadaydı ve herkes altını istiyordu. "Birçoğumuz, bu altının başına gelenleri yaşarız. Yere düşeriz, hırpalamaz, canımız acır. Bazen üzerimize çamur atılır. Bazen de biz çamura düşeriz. Ama hiçbirisi önemli değildir; yeter ki, özümüzdeki güzelliği hiç unutmayalım ve mutluluğun bunlara bağlı olmadığını bilelim. Değerimizi bizi başkalarının, nasıl gördüğü veya başımıza gelenler değil, bizim kim olduğumuz belirler Quote Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Join the conversation
You can post now and register later. If you have an account, sign in now to post with your account.
Note: Your post will require moderator approval before it will be visible.