Kırmızı Koltuk : Bu Ayki Konuğumuz Tenekecezve

[NoobAccountant]

Merhaba sevgili TNCTR Üyelerimiz,

 

Sizlere için başlattığımız ve önce yönetim üyeleri ile başalayacak sonrada ay içerisinde çalışma ve etkinliğine göre seçilecek olan bir üyemiz ile her ay yapılacak olan bu röportajlar ile sizlere daha sosyal bir forum ortamı sunmak amacındayız.

 

Bu ayın konuğu tenekecezve, sevgili moderatörümüz. Hadi onu yakından tanıyalım.

 

NB: Hoş geldin Teneke, nasılsın?

 

TN: İyiyim şükür, seni sormalı..

 

TN: Bu arada yalnızca iş arkadaşlarım bana Teneke der :)

 

NB: Bende iyiyim teşekkür ederim İş arkadaşı sayılırız bizde, üyelere duyrulur :D

 

TN: Aynen :)

 

NB: İlk röportajıma konuk olduğun için teşekkür ediyorum. Bizler yönetim olarak seni tanıyoruz. Birde sitedeki üyelerimiz için kendinden kısaca bahseder misin?

 

TN: Ben 81 doğumlu, bir bilgisayar firmasında saha uzmanı olarak çalışan, yeni evli, yakışıklı :D aynı zamanda 2. Kademe Halkoyunları Öğretmeni, Sinemayı çok seven, Dizi tutkunu, evcimen bir insanım :)

 

Yahu kendini kısaca tanıt diyince bu iş ne kadar zor oluyormuş şimdi anladım.

 

NB: İlkokul müsameresi gibi

 

TN: Aynen öyle, heyecan yaptım :)

 

NB: 2006 yılında yağmurlu bir 7 Ekim günü forumumuza üye olmuşsun. Foruma açtığın ilk konunun “Ağ Kablosu Hazırlama?” olduğunu düşünürsek foruma üye olmaktaki amacın ve beklentin neydi? Zaman seni nerelere götürdü? Moderatörlüğe yükselişin nasıl oldu?

 

TN: Aslında bir beklentim yoktu. Bir zamanların en gözde sitelerinden Shanex Forum 'da çalkantılar olmuştu. Aslında o kadar da yoğun olarak yönetimini tanımazdım sadece biraz paylaşım yapar biraz da ben alırdım bir şeyler. Sonradan Dawnie nickli arkadaş beni bir şekilde buldu. Az çok orada yaşananları anlattı ve beni buraya davet etti. Forumun ilk üyelerindendim bende. Hani bir çocuğu doğumundan beri tanırsın da ona bağlanırsın ya işte öyle bağlandım ben de buraya. Aslında belli bir amacım yoktu. Amacım sadece paylaşım yapmaktı. Bu beni gerçekten mutlu da ediyor. İnsanlara yardım etmek. Birilerinin bulamadığı ya da bilmediği şeyleri onlara sunmak beni ilginç bir şekilde mutlu ediyor. Bir süre sonra paylaşımlarım beni yönetime kadar yükseltti. Sonra iş güç askerlik vs. sonrası zaman zaman ayrı kalsamda hala kopamadım buradan. Kimse kovmadıktan sonra da ayrılmaya niyetim yok :)

 

NB: Üyeler ile aran nasıl? Sürekli görüştüğün ya da senden sürekli yardım alan, diyalog içinde olduğun veya samimi olduğun üyelerimiz var mı?

 

TN: Üyelerle çok sıkı fıkı değilim. Ancak aramın kötü olduğu kimse de yok. Eskiden samimi olduklarımla da zaten yönetimde beraberiz. Yönetim haricinde de çok fazla samimi olmuyorum kimseyle. Nedenini bilmiyorum. Uzak duruyorum sebepsiz. :) Askerlik ve sonrası yeni işim ardından da evlilik uzun bir süreçti. Bu arada dediğim zaman zaman foruma girememe durumlarım sonucu buna etken olabilir. :)

 

NB: Haklısın, sonuçta hayat bu çerçeveden ibaret değil.

 

TN: Ayrımını yapmak çok önemli. Ne o tarafa ne de bu tarafa tamamen ağırlık verebiliyorsun. Denge kurmak önemli.

 

NB: Sonuna kadar katılıyorum

 

NB: Facebook sayfan olduğunu biliyoruz, buradaki paylaşımların ve üslubun gayet seviyeli ve hoş. Bu paylaşımlarında tarz olarak benimsediğin veya izlediğin bir yol var mı? Önüne çıkan her şeyi mi paylaşıyorsun, seçici misin? :) (Hala bilmeyen varsa sayfanın linkini aşağıda paylaşıcam)

 

TN: "Sevdiklerimi paylaşıyorum, sizler de seversiniz diye :) "

 

Seçici oluyorum genelde. Elimden geldiğince siyasi, sportif, etnik vs. konularda hiçbir yönden taraf olmamaya, siyasi paylaşım yapmamaya çalışıyorum. Bazen çok beğenmesem de popüler şeyleri ya da nasıl diyeyim, tutulabilecek şeyleri de paylaşıyorum. Ne bileyim işte çok istemesem de şöyleyse beğen, böyleyse paylaş tarzı paylaşımlar da yapıyorum. Üye sayını arttırmak için yapman gereken şeyler bunlar. Paylaşımlarımın daha çok kişiye ulaşması için istemesem de bu tarz paylaşımlar da yapıyorum ama genel olarak sloganıma sadığım. Sevdiklerimi paylaşıyorum, sizler de seversiniz diye :)

 

Sayfanın kurulma hikâyesi de var aslında.

 

NB: Nedir hikayesi?

 

TN: Bir sayfa kurma niyetinde hiç olmadım aslında. Kendi profilimden paylaşım yapıyordum zaten. Bilenler bilir. Heyecanlı Damat diye bir video vardır. Onu çıkaran benim :) O zamanlar bir arkadaşım profilinden bu gelin ile damadın full bütün düğününün bir kolajını paylaşmıştı. Uzunca bir şeydi ama nasıl olduysa izlerken aradaki bu diyalogu gördüm ve çok hoşuma gitti. Kesip paylaştım bunu. İnanır mısınız birden yüzlerce kişi beğenmeye paylaşmaya başladı. Profilimi eklemek isteyen isteyene. Ben tanımadığım kimseyi eklemem. Eklemedim de. Daha sonra mesajlar yağmaya başladı. Artık başa çıkamaz oldum. Yoruma aç biz de yorum yapalım diyenler, tanıyor musun diyenler bir anda yüzlerce ekleme talebi yüzlerce mesaj gelmeye başladı. İçlerinde beni sayfa kurmaya teşvik eden mesaj da şuydu: Videonun altına benim sayfamın reklamını yapar mısın?

 

O dakikadan sonra ben neden kendi sayfamı kurmuyor ve kendi reklamımı yapmıyorum dedim. Böyle başladı işte. Sonraları adım adım ilerledi. Şu anda 14 Binin üzerinde takipçim var.

 

İlginç teklifler de geliyor. Admin olmak isteyenler var sürekli. Sayfayı satmamı isteyen bile oldu. Aslında çok takipçisi yok benzerlerine göre ama beğenen bırakmıyor :)

 

NB: Sosyal paylaşımların yapıldığı özgün sayfalar ilgi görüyor. Elindeki sayfa potansiyeli olan bir sayfa. Takipçi sayın şuan için gayet iyi bence, böyle devam etmeni dilerim

 

TN: Ya aslında şu sıralar facebook kısıtlamasına takılıyorum. Yeterince kişi görmüyor paylaştıklarımı. Takipçiler bile göremiyor. Reklam vermem gerekiyor muhtemelen ama direniyorum.

 

NB: Reklam konusunda vermemeye devam et bence.

 

TN: Zaten düşünmüyorum da.  Tek başıma yönetiyorum. Sadece ben paylaşım yapıyorum. Bir beklentim de yok ama böyle giderse bitirebilirim. Yani insan emeğinin karşılığını alamayınca soğuyor... Ben hala direniyorum :)

 

NB: Direnmeni canı gönülden isterim. Senin sayfan gibi seviyeli devam eden sayfaların sayısı çok az.

 

NB: Peki sosyal hayat? Klavyeyi bıraktığında neler yapıyorsun? Dijital hayat dışında kalan hayatta teneke nasıl bir insan?

 

TN: Aslında işim de aynı katagoride olduğundan ve çalışma saatlerimin fazla olmasından dolayı pek fazla vaktim kalmıyor. Eskiden yani bu işimden önce halkoyunları ile ilgilenirdim. Hem öğretmenlik hem de oyunculuk yapardım. Şu anda en çok özlediğim şey bundan eksik kalmam olsa gerek. Ne yapabiliyorum kısmına gelirsek evde vakit geçirmeyi daha çok seviyorum. Film & Dizi en fazla zamanımı alan şeyler. TncTR ve Facebook sayfam da arta kalan zamanımı dolduruyor. İşim gereği sürekli araba tepesinde olduğum ve sürekli gezdiğim için evde vakit geçirmek en sevdiğim şey :)

 

NB: Oyunculukta mı yaptın?

 

TN: Yok yani evet ama küçük bir rol. Tiyatro oyununda oynadım. Profesyonel olarak hemde :) Şehir Tiyatrolarında Mevlana 'nın hayatı ile ilgili Yolcu isimli bir oyunda semazen olarak oyuncular gerekliydi. O dönem de büyükşehir belediyesinde lisanslıydık bizde. Fırsat verildi ve oynadık. :)

 

NB: Evliliğinin bir hikayesi var mı? Eşin ile nasıl tanıştınız? Sakın görücü deme :D

 

TN: Aslında biz çok küçükken aynı mahallede oturuyorduk hem de arkalı önlü evlerde ama ben onu hatırlamıyorum :) Abisini annesini falan net hatırlıyorum ama onu hatırlamıyordum. Daha sonra facebook vasıtası ile bulduk birbirimizi. Kaderde varmış yani :)

 

NB: Allah uzun ve huzur dolu bir evlilik nasip etsin :)

 

TN: Amin sağolasın. Sen evli miydin?

 

NB: Hayır şuan nişanlıyım.8 senelik bir birlikteliğim var. Lise aşkı sayılır bi yerde :)

 

TN: Darısı başına o zaman.Allah tamamına erdirsin :)

 

Buarada senin ropörtajını da ben yapayım :)

 

NB: İnşallah :D olur neden olmasın çok mutlu olurum :)

 

NB: Peki müzik?

 

TN: Kulağıma hoş gelen... :D

 

şaka şaka :D

 

Aslında yıllara göre müzik zevkim hep değişti benim. Lise yıllarıma kadar arabeskçiydim. Sonra bir dönem Çelik hayranıydım :D Hala daha severim. Daha sonra Rock müziğe döndüm. Bana daha çok hitap ediyor. Ayrıca Türküler olmazsa olmazımdır. Sanat Müziğini de severim. Aslında her şey o anki moduma ve zamanına göre dinleniyor. Yeri geliyor arabada açıyorum Betoko cıptıs cıptıs, yeri geliyor Duman açıyorum, yeri geliyor Müslüm Baba 'dan bir şeyler dinliyorum. Ayrıca Orhan Gencebay 'ın da ayrı bir yeri vardır bende. O başka bir alem :)

 

NB: Orhan babayı sevenler var forumda hatta fanatikleri var.

 

TN: Orhan Baba başkadır ya. Her durumda her şartta dinlenir. Ayrıca filmlerinin de hastasıyımdır. Çıksın bir yerde hiç kaçırmam.

 

NB: Sinemayı sormadan geçemeyiz. Türlerden başlayabilirsin mesela, hangi türden filmler tercih sebebindir ve sinema diyince aklına ilk gelen ne, kim yada hangi film?

 

TN: Sinema benim bebeğimdir

 

Hiçbir türü ayıramam. İzlemediğim tür yoktur yani. Şöyle söyleyeyim ben çalışma hayatıma ilkokulda başladım. İlkokul 3 ya da 4 olacak yaz tatilinde babam beni arkadaşının Video Kaset dükkanında işe başlatmıştı. Çocukluktan sinemanın içine düştüm. Şimdiki nesil fazla bilmez video kasetleri. Onun tadı bir başkadır. O dönemden bu döneme kadar sinema hep hayatımın bir parçası olmuştur. hatta film zevklerinden insanların karakter analizini bile yapabiliyorum kendi kafamda :) Her türü sevdiğimden bir film seçeceksem o da o anki durumuma göre değişiyor. Gülmek istiyorsam komedi, eğlenmek istiyorsam macera filmi izlerim.

 

Sinema diyince aklıma çok film gelir ama böyle bir soruya ilk cevabım Geleceğe Dönüş üçlemesidir. O film beni benden alır. Diyalogları olsun karakterleri olsun ezbere bilirim zaman zaman hala daha izlerim

 

Julia Roberts hastasıydım uzun dönem. Şimdi öyle özellikle hayranlık duyduğum bir sanatçı yok ama tercih sebebim olanlar da yok değil.

 

Ayrıca Türk Filmleri de çok ayrı bir yerdedir benim için. İyisini kötüsünü ayırmam her türünü izlerim. Eski Türk Filmlerini, hani şu Yeşilçam denenleri hep sevdim ve seveceğim :)

 

NB: Yeşilçam baş tacıdır, ayrıca DeLorean'in bende hastasıyımdır. 1-2-3 , çizgi filmi hepsi sinema diyince aklıma ilk gelen filmdir. Röportaj dışında senle çok sinema konuşucaz galiba.

 

TN:  Aynen konuşmayı da severim :)

 

Video Kaset ile başladım CD DVD dönemine kadar devam ettim ayrıca,

 

2005 te falan bırakıp bilgisayar sektörüne geçtim :)

 

NB: Benim filmler ile tanışmam Parlement Pazar Gecesin Sineması ile oldu.

 

TN: Onu hiç izleyemezdim ben babam pazar günü o saate kadar hiç bırakmadı bizi :D Bizimkiler bitince hemen yatardık :)

 

NB: Benim o zamanlar sadece pazar günü geç yatma hakkım vardı oda o kuşak için.

 

TN: Pazartesi okul olduğundan cuma cumartesi geç yatardık ama pazar hiç kalamadım :)

 

NB: Ben ceremesini pazartesi erken kalkamama ile çekiyordum, annemde oh olsun deyip durdu senelerce.

 

TN: :D

 

NB: 2. Kademe Halkoyunları öğretmeniyim demiştin sohbetimizin başında. Bu kademeden kastın nedir ve hangi yöreleri öğretiyorsun öğrencilerine? Yaş aralığın nedir?

 

TN: İlk öğretmenliğe sınavlara girip 1. kademe ile başlıyorsun. Sonra tekrar bir sınav daha alıp 2. kademeye geçiyorsun. Kıdem farkı yani :) Ana yörem Artvin. Ama bir çok yöreyi bilir ve oynarım. Karadeniz, Üsküp, Zeybek, Roman bilirim. Diğerlerinden de tek tük bildiğim şeyler vardır. İşin içinde olunca ve ayaklar da yatkın olunca öğrenemeyeceğin şey yok. Fırsat olduğunda ya da işin düştüğünde öğreniyorsun hepsini. Misal yarışmalara falan hep Artvin yöresi ile katılmışızdır. Ancak yurtdışında festivallere giderken diğerlerini de oynamışızdır.

 

Ama dediğim gibi uzun zamandır oynayamıyorum. En son düğünümde oynadım. Oynadık yani ekipçe , çokta güzel oldu :)

 

NB: Yurtdışına hangi festivallere gittiniz?

 

TN: İtalya ve Çek Cumhuriyetinde festivallere gittim. O da ayrı bir güzel oluyor. Biz festivallere otobüsle gidiyoruz. Yani yol üstünde bir çok ülkeyi gezip görebiliyoruz. Avrupada 15-16 ülke görmüşümdür :)

 

NB: Otobüsle ayrı bir güzel olur,bir çok ülke.Yerinde olmak isterdim

 

TN: Ben de isterdim şimdi o zamanlarda olmayı.Hala daha gidiyor bizim hocalar ama vakit olmadığından ben gidemiyorum :)

 

NB: Sende benim gibi evinde çayı neskafesi ile oturup keyif yapmayı sokakta gezmekten daha cazip bulanlardansın sanırım. Evde neler yaparsın? Hobilerin var mı?

 

TN: Aynen öyle :) Hatun da tam tesi olduğundan pek aynı havayı çalamıyoruz ama bazen onun bazen benim dediğim oluyor, güzel güzel geçiniyoruz :)

 

Evde neler yaparım? Yemek yapmayı çok severim mesela, yemeyi de :) Temizlik yapma olayını pek sevmem ama :) Fazla hobim de kalmadı aslında. Vakit oldukça film - dizi işte. Zaten diziler haftanın her günü dolduruyor hayatımı. Yerlisi yabancısı full yani :) Tek başıma oyun oynamayı da sevmem. Play Station var toplasan 2-3 kere açmışımdır :)

 

Benim keyfim yemeğimi yapayım, yiyeyim. Açayım televizyonumu çayımı içeceğimi cipsimi çerezimi alıp geçeyin karşısına. Ohh dünyanın en mutlu adamıyım o saatten sonra :)

 

NB: Tam bir evcimen.

 

NB: O fener logosunu es geçerek, yakışıklı olduğunu fotoğraflarından anladığımıza göre, ayna karşısında çatlatana kadar vakit harcadığını düşünmeden edemeyeceğim, doğru muyum acaba?

 

TN: Hayır :D Aslında yıka :D çık modundayım. Saçımı bile havlu ile kuruturum. Ne tarak ne başka bir şey :) Sabah akşam diş fırçalarken bakarım kendime işte rüzgarda falan dağılmışsa bir de saçlara dokunurum ama öyle özel şeyler yapmam. Doğal hali böyle güzel :D

 

Sakal falan kesmeye de üşenirim

 

Çok kaşınır da rahatsız ederse anca el atarım :D

 

NB: O fener logosunu kaldır bugünkü 2-1 lik maçtan sonra :)

 

TN: Biz yensekte yenilsekte takımımızın arkasındayız. Öyle bir iki maçla silmeyiz :) Elini vicdanı :) koy da söyle şu anda Türkiyenin en iyi top oynayan takımı kim? :)

 

NB: Kasımpaşa :D

 

TN: Ondan sonra :D

 

NB: Beşiktaş :D

 

TN: :D Bırak şimdi :D

 

Açık ara farkla öndeyiz ve güzel de top oynuyoruz

 

Neden çekemiyorsunuz? :D

 

NB: Futbol konusunda çekememezliğim yoktur ama fenerbahçenin 90 + 265465 lerde attığı gollerden sonra artık izlemiyorum fenerin futbolunu :D

90 + Fener atana kadar :D

 

TN: Kondüsyon meselesi bu :) Bir iki olur tesadüf dersin ama Fenerbahçe bitti demeden bitmiyor işte. Mücadele burada :)

 

NB: Hakem + Fenerbahçe :D

 

Dediğim gibi 90 + Fener atana kadar :D

 

TN: Ya hu insaf hakemlerle biz hangi maçı almışız :D

 

NB: 90 + Fener atana kadar :D

 

Bu uzar bence :D

 

TN: Aynen :)

 

NB: Ben o zaman bu güzel sohbet ve ilk röportaj için teşekkür ediyorum teneke, umarım sende sohbetimizden memnun kalmışsındır.

 

TN: Evet ben de gayet memnun kaldım ve şaşırdım. Böyle hazırlıklı olacağını ve bu kadar konuşabileceğimizi tahmin etmiyordum. İşinde iyisin. Ben seni tebrik ediyorum. Çok teşekkürler...

 

NB: Ben teşekkür ederim.

 

Tenekecezvenin Facebook Sayfası:

 

https://www.facebook.com/ttenekecezve

 

Umarım bu röportajı beğenmişsinizdir. Beğenen arkadaşlarımızın alttaki beğen butonuna basmaları ve ankete oy vermelerini rica ediyorum.

 

Başta belirttiğim gibi önce yönetim sonra ay içindeki performansına göre tüm üyeler ile bu röportajlarımız devam edecek. Yönetim ekibinin röportajları bittikten 3 Hafta sonra yeni röportajın yapılacağı üyemiz duyurulacaktır.

 

Bize kendini yakından tanıtan tenekecezve’ye teşekkür ediyoruz. Tekrar başka bir röportajda görüşmek üzere, Hoşça kalın.

[tenekecezve]

Tekrar teşekkürler, çok güzel bir sohbetti. Umarım yanlış anlaşılmamışızdır...

[seyyahi]

Bence yaratıcı bir düşünce.

Kim düşündüyse tebrik ederim.

[Anarchosa]

Paylaşımların yanında süreki diyalog içinde olup üst yönetim ile alt üyelerin arasındaki mesafe kısalıyor aile oluyor bu çok güzel bir etken bence devam etmelisiniz.

[NoobAccountant]

Okumayanlar için hatırlatma.

[ugur4721]

Gayet Güzel Düşünülmüş ama Soran sen, ve cevaplayan yöneticilerden ibaret mi olacak yoksa normal üye statüsündekiler de işe karışacak mı?

[NoobAccountant]

Gayet Güzel Düşünülmüş ama Soran sen, ve cevaplayan yöneticilerden ibaret mi olacak yoksa normal üye statüsündekiler de işe karışacak mı?

 

Başlangıc önce ben yöneticiler ile sonra yine ben üyeler ile. Ben harici Kırmızı Koltuk ismi ile kimse röportaj yapamayacak.

[hakanhelin]

  Koltuğun ayağımı kırıldi nöördü yoksa tenekecezveyi koltuktan indiremedinizde başkaları ile bu yüzdenmi söyleşi yapamıyorsunuz! 5 aydır kimse oturamadı koltuğa :trollface:

Edited April 23, 2014 by hakanhelin

[Reo]

ilgi görmeyince böyle oluyor