Jump to content

İçlerindeki Küçük Kıs...


campuse21

Recommended Posts

Bulent, avucunu acmis kendisine dogru elini uzatan adama ters ters bakti.

Elli yaslarinda gosteren adam, gormeye alistigi hirpani kiyafetli

dilencilere benzemiyordu. Uzerindeki giysiler eski fakat temizdi. Eli yuzu

temiz ve saglikli gorunuyordu. "Sapa saglam adam gidip calisacagina

dileniyor, belki benden daha zengindir" diye dusundu. Zaten cani cok

sIkkindi, birde sinirlenmisti.

Alayci bir ses tonuyla:

- Ekmek parasi mi istiyorsun ? diye sordu.

- Hayir cikolata parasi lazim!

Bulent'in kizginligi saskinliga dondu. Espri yetenegi olan dilencinin hali

de baska oluyor diye dusundu.

- Niye siz ekmek bulamayinca cikolata mi yiyorsunuz?

- Hayir. Ekmek bulamadigimiz gunler genellikle bulgur pilavi yeriz, onu da

bulamadiysak ac yatariz.

Bulent adamin ciddi mi konustugunu yoksa dalga mi gectigini anlayamamisti.

- Bu gun karniniz doydu ustune tatli mi istedi caniniz?

- Fakirin cani mi olur ki, tatli istesin beyim.

- Bu bir kamera sakasi mi yoksa sen is bulamamis stendapci misin?

- Hicbiri degil. Sadece fakirim. Bugun karimin dogum gunu, ona cikolata

goturmek istiyorum.

-

Dogum gununde yas pasta alinir bildigim kadariyla.

- O bizim icin degil zenginler icin. Otuz yillik evliligimiz boyunca ona

bir kez bile yas pasta alamadim. Ama her dogum gununde mutlaka cikolata

goturdum. Cikolatayi cok sever.

Adamin soyledikleri Bulent'in dikkatini cekmisti. O aksam karisiyla kavga

etmis, kapiyi carpip kendini sokaga atmisti. Arabasina da binmemis sahile

kadar yurumustu. Denizi seyretmek de onu rahatlatmamisti. Oysa eskiden

denizi seyrederken cok rahatlardi. Dalgalar sIkintisini alip gotururdu.

Fakat karisinin evde agliyor oldugunu bildigi icin olsa gerek, hicbir sey

onu rahatlatmiyordu.

Dilenciyle konusurken biraz kafasi dagilmisti. "Acaba soyledikleri gercek

mi, yoksa uyduruyor mu" diye dusundu.

- Cebinde bir cikolata alacak para yok mu simdi?

Bulent'in sorusu uzerine adam ceplerini bosaltti, bir nufus cuzdanindan

baska bir sey cikmadi.

- Ben dilenci degilim. Isim yok. Gunluk calisirim, ne is bulursam

yaparim.

Fakat bu gun butun gun is aradim, aksilik bu ya, hicbir is bulamadim.

Bulent oturdugu banki isaret ederek yer gosterdi.

- Oturun biraz dertleselim bari, dedi.

Adam cekingen cekingen oturdu yanina.

- Yokmu esin dostun, borc alacak akraban?

- Fakirin akrabalari da fakir olur beyim. Bulurlarsa kendi karinlarini

doyururlar.

- Dilenecek kadar cok mu seviyorsun karini ?

- Hem de cok seviyorum. Otuz yilimi aydinlatti o benim.

- Himmmm. Ask hemde otuz yil suren ask. Hayret dogrusu! Askin omru en fazla

uc yil diyorlar oysa. Sen otuz yildan bahsediyorsun.

- Evet. Gecen yillar sevgimi azaltmadigi gibi artirdi.

- Soyle o zaman nedir evlilikte mutlulugun sirri?

Soylediklerine bakilirsa sen mutlulugun formulunu bulmus gibisin.

- Ben ilkokulu bile bitirmedim. Oyle formul falan bilmem.

- Formul dediysem kimya formulu sormuyorum canim. Bende alti yillik

evliyim. Sevdigim kadinla evlendim, fakat mutlu degilim. Surekli

kavga ediyoruz. Daha iki saat once kapiyi carptim ciktim.

Evimiz, arabamiz, isimiz, gucumuz, her seyimiz var, ama mutlu degiliz.

Senin hicbir seyin yok, ama mutlusun. Para mi acaba bizi mutsuz eden?

- Hicbir seyim yok mu? Hayir benim her seyim var. Benim karim her seyim.

Sevgilim, esim, arkadasim, hayat yoldasim. Hayatimi paylastigim insandan

daha degerli ve daha onemli ne olabilir ki dunyada?

Sizin ev, araba, is diye her sey dediginiz seylerdir aslinda hicbir sey

olan.

- Oyle deme, su kadar varligin icinde bile karim her seyden sIkayet ediyor.

Bir de fakir olsam kim bilir ne olur?

- Altin tasin, kan kusana faydasi yoktur beyim. Sen kadin ruhunu hic

anlamamissin. Hicbir kadin iyi birevde oturdugu, hergun cesit cesit

yiyecekler yedigi icin mutlu olma. Bir kadin, kocasinin her seyi oldugunu

bildiginde ancak mutlu olur.

- Sizin mutlulugunuzun sirri bumu ?

- Olabilir. Ben karima degerli seyler alamiyorum ama ona benim icin ne

kadar degerli oldugunu hissettiriyorum. O da cok mutlu oluyor.

- Bir kadina degerli oldugunu nasil hissettirilir?

- Kucuk kizi severek.

- Kucuk kiz mi ? Hangi kucuk kiz ?

- Yasi kac olursa olsun her kadinin icinde hic buyumeyen bir kucuk kiz

vardir. O kizi ne kadar cok sever, ne kadar cok mutu edersen, o kadini da o kadar mutlu edersin.

- Nasil yani ?

- Kucuk kiz neleri sever, nelerden hoslanir bir dusunun. Kucuk kizlar hep

begenilmek, ilgi gormek isterler. Guzel olduklarini duymaya bayilirlar.

Kendilerine prensesmis gibi davranilmasini beklerler. Kucuk kizlar hep

prenses olmayi hayal ederler. Surprizlerden hoslanirlar. Biraz simartilmak

isterler. Sevilmek ve sevildiklerini hep duymak isterler. Iltifata doymaz

kucuk kizlar. Oyle degil mi?

- Haklisin. Benim dort yasimda bir kizim var. Adi Aylin. Her aksam boynuma

sarilir "babacigim beni ne kadar seviyorsun?" diye sorar. Giysisini

degistirdigi zaman etrafimda "Baba guzel olmus muyum?" diye sorar durur.

Guzelsin demem de yetmez ona. " Harikasin prenses gibi olmussun" demeliyim.

Dunyanin en guzel kizi demeliyim.

- Iste kadinlar bir omur boyu bunu duymak isterler. Ben elli yasindaki

karima boyle davraniyorum. Omrumuz olurda seksen, doksan yil da yasarsak

ben ona boyle davranmaya devam edecegim. Ona "bebegim" diye hitap ediyorum

cok hosuna gidiyor. "Bebegim bana bir cay yapar misin?" dedigimde cay

yapmak icin nasil kosturdugunu gormelisiniz.

- Hic kavga etmezmisiniz siz?

- Kavga evliligin tadi tuzu. Arada biz de tartisiriz. Kusup barismanin tadi ayridir.

Benim karim bir keci kadar inatcidir. Onunla barismak icin

ugrasmak ayri bir keyif verir bana.

- Benim esim cok ciddi kadindir. Hic kucuk kiz havasi yok onda.

- Kucuk kizlar buyudukleri zaman artik sevgi, ilgi istemeye utanirlar. En

ciddi yada en yasli kadinin bile o kucuk kiz mutlaka vardir. Yeter ki sen o

tatli kizi sevindirmeyi, mutlu etmeyi bil. Ve o kucuk kizi asla aldatma.

Yoksa bir daha sana guvenmez ve ne yaparsan yap hep kuskuyla bakar. Kucuk

kizlar hem cabuk mutlu olurlar hemde cabuk kirilirlar. Cok narindir onlar.

Hoyrat elleri sevmezler. Yumusak dokunuslari severler.

- Bu tavsiyeni deneyecegim. Fakat her zaman yapabilir miyim bilmiyorum.

Bazen islerim cok yogun oluyor o zaman eve cok yorgun gidiyorum.

- Bu sadece bir bahane. O kucuk kizi mutlu etmek dunyanin en kolay isi.

Cogu zaman birkac tatli soz yeterli olur. Sen o kucuk kizi mutlu ettiginde

karsiligini fazlasiyla alirsin. Artik o seni rahat ettirmek icin elinden

gelen gayreti gosterir. Karisi mutlu olmayan

erkek mutlu olamaz. Mutlu

olmak isteyen erkek once hayat arkadasini mutlu etmelidir.

Dusunsene somurtkan, mutsuz, surekli soylenen biriyle yolculuga ciksan ne

kadar mutlu olabilirsin.

- Haklisinda bende butun gun ailem icin calisip yoruluyorum.

- Yine para, yine dis sebepler. Evet para onemli ve gerekli ama kadinlar

para icin erkekleri sevmezler. Para gecici mutluluklar verir. Kadinlar

hediye almayi severler. Paran varsa hediye al tabi. Ama hediyeyle mutlu

olmasini bekleme. Hediyenin yanina sevgini katmazsan hediyenin bir anlami

yoktur. Benim hicbir zaman cok param olmadi. Gunluk kazandim gunluk yedik.

Bazen ac kaldigimiz gunler oldu.

Hicbir zaman karimin kulaklarina altin kupe takamadim ama her zaman ask

sozleri fisildadim. Hicbir zamanboynuna pirlanta gerdanlik alamadim ama

hep opucuklerle sevdim boynunu. Hicbir zaman ona ipek elbiseler

giydiremedim ama kendi bedenimle ipek elbise gibi yumusacik sardim bedenini

ve mutlu

ettim onu.

Adam ayaga kalkti.

- Bana musaade, artik gitmeliyim, karim merak eder. Sende git evine kucuk

kizin gonlunu al, belki o kucuk kiz simdi evde aglayip duruyordur.

- Bulent de ayaga kalkti. Kuvvetlice elini sIkti.

- Sizi tanidigima cok memnun oldum.

Elini birakti koluna girdi. Yolun karsisindaki pastaneyi gosterdi.

- Hadi gel esin icin suradan cikolatali pasta alalim, dedi.

Pastayi aldilar. Adam hayatinda ilk defa karisina yas pasta goturmenin

mutluluguyla, bin bir tesekkur ederek evginin yolunu tuttu. Bulent de

pastanenin yanindaki manavdan karisinin en sevdigi meyvelerden aldi.

Evine geldiginde karisi sismis gozlerle mutfak masasinda oturmus su

iciyordu. Bulent hic konusmadan meyveleri buyukce bir tabaga dokup yikadi.,

sonra esinin onune koydu.

- Bunlar dunyanin en sansli meyveleri, dedi.

Inci hic konusmadi.

- Sorsana "niye" diye.

Inci kizgin kizgin:

- Niye? Diye sordu.

- Cunku dunyanin en guzel ve en

tatli kadinin midesine gidecek, dedi gayet

ciddi bir ses tonuyla. Inci sasirmisti. Bir anda yuzunun ifadesi

yumusamisti.

- Bunlar senin sevdigin meyveler, senin icin aldim.

- Hayret bir sey! Her zaman kendi sevdigin meyveleri alirdin. Benim hangi

meyveleri sevdigimi iyi hatirlamissin. Aslinda bu bekledigim istedigim bir

seydi. "bak senin sevdigin meyveleri aldim"

Ama simdi kiymeti yok. Cunku sana cok kirginim, meyve alarak gonlumu

alamazsin.

- Ozur dilerim seni kirdigim icin.

Sonra Bulent yere diz coktu.

- Cezam neyse raziyim. Amabir tek sey istiyorum senden. Seni delice seven

bu adami senden mahrum etme.

- Bulent yere comelmis, boynu bukuk bir vaziyette cok komik gorunuyordu.

Inci kikir kikir gulmeye basladi.

- Affetmek o kadar kolay degil. Bakalim hangi cezalara katlanabileceksin,

dedi.Bulent iste o zaman ona muzip muzip bakan esinin icinde sakladigi kucuk

kizi gordu. Bundan sonra her sey daha farkli olacak diye

dusundu...

Benım hosuma gitti paylasayım dedim...

alıntıdır...

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...