Jump to content

Kahraman Alayın Kahraman Sancağı


Def@ult

Recommended Posts

KAHRAMAN ALAYIN KAHRAMAN SANCAĞI

Aşağıdaki fotoğraftaki sancak dünyadaki tek esir Türk sancağıdır. Türk ordusunun 57. alayının sancağıdır. Sancak türk ordusunun şerefidir. Son neferi şehit olana kadar düşmana teslim edilemez. Ve öylede olmuştur;

clipimage002wh5lp4.jpg

Resimdeki sancak, Çanakkale Savaşı’nda son erine kadar şehit olan Kahraman 57nci Alay'ın Sancağıdır.

Hâlen Melbourne-Avusturalya müzesinde sergilenmekte olan sancağın tanıtım plâketinde şöyle yazmaktadır:

"Bu Alay Sancağı Gelibolu savaş alanından getirtilmiştir, ama esir edilmemiştir. Türk Ordusu'nun geleneklerine göre bir alayın sancağı, alayın son eri ölmeden teslim edilemez. Bu sancak, sonuncu muhafızın da altında ölü olarak yattığı bir ağacın dalına asılı olarak bulunmuştur. Kahramanlık timsali olarak karşınızda duran bu Türk Alayı Sancağını selâmlamadan geçmeyin"

saygılarımla..

---------------------------------------------------------------------------

Not: Arkadaşlarımız yazı üzerinde bulunan bazı yanlış bilgileri mesajları ile aydınlatmışlarıdr. Kendilerine teşekürlerimi sunarım. Aşağıdaki ilaveyi yapma gereği hissettim.

57 Alayın ''Sizlere Ölmeyi Emrediyorum'' talimatına hiçbir tereddüt göstermeden itaat etmiş her bir Şerefli Askerinin ve tabiki Şehidimizin, Alay Komutanından, her bir Neferine kadar tek tek hepsinin birer KAHRAMAN ŞEHİT olduğudur. Bu bilginin kesin olduğunu biliyoruzki 57. Alay’ın başta komutanları olmak üzere 628 kişilik mevcudunun tamamı 25-28 Nisan 1915 tarihleri arasında şehit düşmüştür. 25-28 Nisan yani 3 gün içinde tüm Alay Şehit olmuştur. Elbetteki Komutanı da Kahraman, Askeride Kahraman, Sancağıda Kahraman. Sancağımızın madden nerede oduğu anlaşılan kesin değildir. Olsun O Sancak manen vatanını ve milletin seven her bir Türk Gencinin benliğindedir, kalbindedir, şahsiyetindedir yani yeri kesin ve kesin bellidir.

Saygıarımla..

Link to comment
Share on other sites

Ruhları Şad olsun, şimdi burada rahat bi şekilde oturabiliyorsak, caddelerde dolaşabiliyorsak, güvende hissediyorsak en önemlisi yaşıyorsak onların yıllar önce yaptığı fedakarlık sayesinde, bir an bile unutmamak onları hep hatırlamak hatırlatmak dileğiyle...

Link to comment
Share on other sites

Bunları yazıyorum çünkü Bursa'da bir Gençlik Kulubü adına benim düzenlediğim ve yaptığım [bana verilen materyaller dahilinde] bir konferansta görev aldım..

Konumuz 18 Mart Çanakkale Savaşını anma idi. Bu görev için birçok yazı ve resim buldum slayt düzenledim..

Orada araştırırken bu olay için yani sancak olayı için ilk önce biz de konferansa dahil etmek istedik. Fakat değişik kaynaklardan yazıları taradıkça gördük ki olay tamamen asılsız.

Konu için Avusturalya ile irtibata geçilmiş ve olayın teyit edilmesi istemiş. Ve alınan cevap ne yazık ki ne böyle bir sancağın müze de olduğu ne de bir yerde sergilendiği olmuş.

Bende çok şaşırmıştım. Çünkü birçok Çanakkale Savaşını anlatan kitap bu fotografla bu olayı anlatmakta idi.

Bu konudaki efsanenin son günlerde artması ve insanımızı asılsız bir hamasete sevketmesi üzerine Genelkurmay'ca 2 Mayıs 2005 tarihinde yapılan açıklama şöyledir.

57. Alay'a Çanakkale savaşlarından sonra, 30 Kasım 1915'te Sultan 5. Reşat'ın iradesiyle altın, gümüş imtiyaz ve harp madalyaları verilmiştir. Bu madalyalar da 25 Nisan 1916 tarihinde, İstanbul-Şile arasında bulunan Çelebi Köyü'nün kuzeydoğusunda toplanan alayın sancağına törenle takılmıştır. Dolayısıyla, alay sancağının Çanakkale savaşları sırasında Avustralyalılar tarafından ele geçirildiği iddiası doğru değildir. Bu iddialarla ilgili olarak yapılan başvuruya, Melbourne Müzesi'nin içinde yer aldığı 4 müze adına Victoria Eyalet Müzesi tarafından gönderilen cevabi yazıda, 'ellerinde 57. Alay'a ait bir sancak bulunmadığı' belirtilmiştir.

Günümüze dek geçen sürede, 57. Alay'ın sancağına ilişkin herhangi bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, ordu geleneği göz önüne alındığında, İngilizler tarafından esir alınırken, alay mensuplarının sancağı teslim etmeyerek imha etmiş olması kuvvetli bir ihtimal olarak değerlendirilmektedir...

Öte yandan, çeşitli ülkelerin müzelerinde sergilenen Türk sancaklarının varlığı da bir şaka değil, gerçek... Bugün Avustralya müzelerinde üç adet Osmanlı alay sancağı bulunuyor. Bunlardan biri 46., diğeri 80. Alay'a ait alay sancakları... Üçüncüsünün ise kime ait olduğu bilinmiyor. Bu üç sancak da Filistin ve TrablusŞam taraflarındaki çarpışmalarda, 1916 ve 1918 yıllarında kaptırılan sancaklar...

Avustralya müzelerinde olduğu bilinen üç Türk alay sancağından biri; 46. Alay sancağıdır...

Link to comment
Share on other sites

Orada araştırırken bu olay için yani sancak olayı için ilk önce biz de konferansa dahil etmek istedik. Fakat değişik kaynaklardan yazıları taradıkça gördük ki olay tamamen asılsız.

Avustralya müzelerinde olduğu bilinen üç Türk alay sancağından biri; 46. Alay sancağıdır...

şaşırdım kaldım şimdi :blush:

Link to comment
Share on other sites

bu tip asılsız haberleri kim neden yapar anlam veremiyorum hani bi taraftan ruhumuzu okşuyosunuz bir taraftan

da posta verilen cevaplara gülüyormusunuz ne

NOT: postu yazan arkadaşa lafım yok onun iyi niyetli olduğuna eminim lafım bu olayları başlatanlara

Link to comment
Share on other sites

Konu ile alakalı olarakbişeyler eklemek istiyorum. Geçen haftasonu Çanakkale'ye gittik, gezdik, gördük. [bu arada herkese tavsiye ederim...]

Orada bir köyde konaklamak için durduk, orada bulunan köy ahalisi ile biraz sohbet ettik.. Anlatılanlar karşısında şaşırmamak elde değil...

Nette de dolaşan belki bu sitede de bulanan bir olaydan bahsettiler. Tamamen bu gibi kuruntu olan bir olaydan...

Olay Çanakkalede görev yapan rehberlerin işi çığrından çıkarması ile Çanakkalede bulunan ilginç bir ağacı kabuğnu kaldırarak ağacın özelliği olan kırmızılığı "İşte bu ağaçtaki kırmızılık savaşta şehit olanların kanıdır!" diyerek insanların duyguları ile oynaması ile başlamış..

Köydeki yaşlı bir adam ise bize o ağacın 1930larda kendisi tarafından dikildiğini söyledi ve O ağacın özelliğinden dolayı kabuğunun altından gelen kırmızılık onun kendi rengidir dedi.

Dediklerine göre daha neler neler....

Link to comment
Share on other sites

Konuya aydınlatıcı bilgileri ile katkıda bulunan arkadaşlara samimi teşekürlerimi sunarım. Yanlış bir bilgi aktarma ihtimali ve mesuliyetinden dolayı konuyu elimden geldiğince araştırma ihtiyacı hissettim.

Edindiğim bilgilere göre;

Konu TRT’nin tek olduğu yıllarda İletişim arşivsel kaynaklı bir Televizyon programında yayınlanmış. Bu Çanakkale zaferi ile ilgili programda Alay Tekbirlerle süngü hücumuna kalkışmıştır ve Tamamı Şehit olmuştur. Sancak ise gönderi toprağa saplı dalgalanır halde durmaktadır. Ayrıca Çanakkale Savaşlarını konu alan kimi kitaplarda yazılmış, bazı gazetelerde haber olarak yer almıştır. Bir süre öncesinde bir siyasal parti Sancağımızın Avustralyadan istenmesi konusunda bir çalışma başlattığı haberlerine ulaştım. Bu çalışmanın tesiri ile Hürriyet Gazetesinde 02.05.2005 tarihinde Ayten Serin imzalı bir yazıda belirtildiği üzere, Gazete Genelkurmay Başkanlığına yazılı olarak başvurulmuş,

Genelkurmayımız ise Kenan_KA arkadaşımızın yazısında belirttiği üzere; Sancağımızın Avustralya Victoria Eyalet Müzelerinde olmadığı bilgisine ulaşmış ve:

''YOK EDİLMİŞ OLABİLİR

Günümüze dek geçen sürede 57’nci Alay Sancağı’na ilişkin herhangi bir bilgi aydınlığa kavuşmamıştır. Ancak, Türk ordu geleneği göz önüne alındığında, Alay’ın İngilizler tarafından esir alınırken, sancağını teslim etmeyerek imha etmiş olmasının kuvvetli bir ihtimal olduğu değerlendirilmektedir.''

tesbitinde bulunmuştur.

Bir arkadaşımız şahsımı ayrı tutarak konu ile ilgili art niyetli olabilecek kişiler hakkında kendisinin ve konunun hassasiyetinden dolayı sitemkar bir yazı yazmış. Şahsi fikrim internet ortamında bu tarz bilgileri paylaşan kişilerin bunu bir art niyet taşımadan milli ve manevi hislerini samimi bir şekilde ifade etmek maksadı ile paylaştıkları şeklindedir. Belkide bu derece saygı duyduğumuz konuları aktarırken milli bir gayretkeşlikle hatalar yapmışızdır. Fakat unutmayalımki kaybettikleri bir savaşta bile, film endüstrileri sayesinde binlerle hayali kahraman çıkartabilen toplumları düşününce bu hataların biraz musamaha ile affedilebileceğini düşünüyorum. Bu sözlerimden Tarihin ciddiyetinden ve bir bilim olarak öneminden vazgeçtiğimi düşünmeyin. Sadece bir tek emir ile bizler için ölümü seçen ve tebessüm ile ölüme giden dedelerimiz için biraz imtiyaz ayrıcalık istiyorum o kadar.

57 Alayın ''Sizlere Ölmeyi Emrediyorum'' talimatına hiçbir tereddüt göstermeden itaat etmiş her bir Şerefli Askerinin ve tabiki Şehidimizin, Alay Komutanından, her bir Neferine kadar tek tek hepsinin birer KAHRAMAN ŞEHİT olduğudur. Bu bilginin kesin olduğunu biliyoruzki 57. Alay’ın başta komutanları olmak üzere 628 kişilik mevcudunun tamamı 25-28 Nisan 1915 tarihleri arasında şehit düşmüştür. 25-28 Nisan yani 3 gün içinde tüm Alay Şehit olmuştur. Elbetteki Komutanı da Kahraman, Askeride Kahraman, Sancağıda Kahraman. Sancağımızın madden nerede oduğu anlaşılan kesin değildir. Olsun O Sancak manen vatanını ve milletin seven her bir Türk Gencinin benliğindedir, kalbindedir, şahsiyetindedir yani yeri kesin ve kesin bellidir.

Saygıarımla..

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...