tarihogretmeni Posted November 22, 2006 Share Posted November 22, 2006 Bir gün sormuþlar ermiþlerden birine; "Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaþayanlar arasýnda ne fark vardýr?" "Bakýn, göstereyim" demiþ, ermiþ. Önce sevgiyi dilden gönlüne indirememiþ olanlarý çaðýrarak onlara bir sofra hazýrlamýþ. Hepsi oturmuþlar yerlerine. Derken tabaklariçinde sýcak çorbalar gelmiþ ve arkasýndan derviþ kaþýklarý denen bir metre boyunda kaþýklar gelmiþ. Ermiþ bu kaþýklarýn ucundan tutup öyle yiyeceksiniz diye bir de þart koymuþ. Peki demiþler ve içmeye teþebbüs etmiþler. Fakat o da ne? Kaþýklar uzun geldiðinden bir türlü döküp saçmadan ******üremiyorlar aðýzlarýna. En sonunda bakmýþlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmýþlar sofradan. Bunun üzerine "þimdi," demiþ ermiþ,"sevgiyi gerçekten bilenleri çaðýralým yemeðe." Yüzleri aydýnlýk, gözleri sevgi ile gülümseyen ýþýklý insanlar gelmiþ oturmuþ sofraya bu defa. Buyurun deyince, her biri uzun boylu kaþýðý çorbaya daldýrýp, sonra karsýsýndaki kardeþine uzatarak içirmiþ. Böylece her biri diðerini doyurmuþ ve þükrederek kalkmýþlar sofradan. "Ýþte" demiþ ermiþ,"Kim ki gerçek sofrasýnda yalnýz kendini görür ve doymayý düþünürse, o aç kalacaktýr. Ve kim kardeþini düþünür de doyurursa o da kardeþi tarafýndan doyurulacaktýr þüphesiz ve þunu da unutmayýn; gerçek pazarýnda alan deðil veren kazançtadýr daima..." Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Archived
This topic is now archived and is closed to further replies.