Jump to content

Pazar mısın, Pazartesi mi?


mavikiz

Recommended Posts

Pazar mısın, pazartesi mi?

Pazar yazısı, pazartesi okumasına uymaz.

Hafta sonunun ruh hali ayrıdır; hafta başının ayrı...

Pazartesi herkesin daha önemli konuları vardır, okuyacak, konuşacak:

Yola çıkılacaktır, okul başlayacaktır, kurul toplanacaktır, borsa açılacaktır.

Rehavetin kucağında yazılmış mahmur satırlar, resmiyetin telaşına, ciddiyetin çatık kaşına uymaz; sırıtır, kaybolur.

Çünkü, "Sen dün bambaşka bir insandın" diye fısıldar o yazılar...

Üstüne üstlük "Hangi halini daha çok seviyorsun?" diye sorar:

"Dün sere serpe gülümseyen o miskin serseriyi mi; bugün asık suratla çalışan gergin tiryakiyi mi?"

Pazar, insanı hatırlatır insana; işkoliklerin hızını keser.

***

Oysa gazetede pazartesi çıkacak yazıyı pazardan yazarız biz...

Hayta bir güz güneşi uyandırmıştır bedenimizi; martılar "Kalk hadi" diye çığlık çığlığadır,

Issız bir göl, üstünü örten karabataklardan kara bir bataklık gibi görünür.

Martıları, karabatakları yazmak isteriz.

Mandalina ağaçları sarı benekli dallarını toprağa uzatmış "Gel de ye meyvelerimi" diye çağırır; radyoda kanun, ut, klarnet eşliğinde billur bir ses "Sarhoşum sarhoş" diye Akdeniz şarkıları mırıldanır.

Rakı buğuludur, lakerda leziz.

O meyveyi, o besteyi, o lezzeti anlatmak isteriz.

Güz güneşi, baharınkinden farksız gülümser semada...

"Sen de ömrünün güzünü baharından farksız yaşayabilirsin. Yaz hengâmesinden sonra, 'Kış geliyor' paniğine kapılmadan, nadasa çekilmiş topraklar kadar huzurla kalan güneşli günlerin keyfini çıkarabilirsin" der.

Başı buluta değen heybetli dağlar, bağrında antik kentler saklayan yaşlı tarlalar, "Sen de, gündelik dertlerin de geçicisiniz. Oysa neler gördük biz" diye haykırır.

Bu sesten etkileniriz.

Güz güneşinden, görmüş geçirmişliğin bilgeliğinden, dünyevi hırsların nafileliğinden söz etmek isteriz.

***

Lakin uymaz pazar yazısı, pazartesi tasasına...

Pazartesi, her hafta başı kutlanan işkolikler bayramıdır; yola çıkılacak, okul başlayacak, kurul toplanacak, borsa açılacaktır.

Pazar halimiz, azar azar unutulacaktır.

Gemlenecektir içimizdeki hercai çocuk; pazartesinin maskesi takılacak, kaşlar çatılacaktır.

Gel gör ki her yazar, pazartesi yazısını pazardan yazar.

Ve pazartesi sabahı, pazardan kalma bir yazı, baharı anımsatan bir güz güneşi gibi kanına girer insanın...

Issız göller üzerinde keyifle uçuşan karabataklardan, "Sarhoşum sarhoş" diye şarkı söyleyen billur sesli kadınlardan, gündelik dertleri küçümseyen dağlardan, topraklardan haber verir.

Sana, dünkü seni hatırlatır.

Ve sorar hınzırca:

"Pazarki de sendin, bugünkü de sen... Hangi halini daha çok seviyorsun?"

[email protected]

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...