Jump to content

tutkun1000

Üye
  • Posts

    62
  • Joined

  • Last visited

Everything posted by tutkun1000

  1. Değerli öğrenciler öncelikle nasıl ders çalışmalıyız sorusundan çok niçin ders çalışmalıyız sorusunu kendimize sormamız daha güzel olacaktır. İster okula yeni başlamış olsun isterse üniversiteye hazırlanıyor olsun bütün öğrenciler bu soruların cevabını bulması gerekir.’’Niçin ders çalışmalıyım? Hedefim ne? Hedefimi gerçekleştirmek için neler yapmalıyım?’’ bu soruların cevabını bulan öğrencilerin tembellik yapması mümkün değildir.Bu nedenle sizin öncelikli olarak bir hedef belirlemesi gerekir. Yıllar önce Trabzon’un Çaykara ilçesinin bir köyünde bir çocuk vardı. Büyüdüğündeki en büyük hedefi şuydu: Doya doya kavurma yiyebilmek! Çünkü ailesi çok fakirdi.Dar gelirli oluşlarından dolayı zaten okula zor şartlarda gidebiliyordu.Liseyi bitirirse bile artık ailesinin onu üniversiteye gönderecek gücü yoktu.Babasının ödenmemiş bir sürü borcu vardı.Bir gün eve gelen postacıyı icra memuru zannedip evlerinde kalan son malları da götüreceklerini düşünür.Sonra onun posta memuru olduğunu anlar..Posta memurunun zarfından üniversite sınav sonucu çıkar.Kağıda bakar üniversite sınavını kazanmış.Hem de Türkiye birincisi olarak ! Üniversiteyi burslu olarak okur.Üniversiteyi bitirince Amerika’ya davet edilir..Yıllarca Amerika da kaldıktan sonra Türkiye’ye döner .Devletin değişik kademelerinde görevler yapar.Hala onun adı anıldığında insanlar saygı duyar.Çok zeki ve çalışkan bir insan olduğu söylenir.Trafik kazasında hayatını kaybetmesiydi ülke için çok şeyler yapabilirdi denir. Küçüklüğünde sadece doya doya kavurma yemeye yetecek kadar bir paraya kavuşmak isteyen Adnan Kahveci büyüdüğünde bir ülkenin maliye bakanı olacak kadar büyük paralara hükmedebiliyor.Ne sayesinde? Çok çalışmak..Adnan Kahveci’ nin çalışmak için yeterince nedeni vardı ve niçin çalışması gerektiğini biliyordu. Arkadaşlar bu hikayeden çıkaracağımız sonuç öncelikli olarak kendimize ulaşılabilir bir hedef belirlemeliyiz ve bu hedefe ulaşmak için çaba göstermeliyiz. Ders çalışmaya başlamadan önce ilk olarak hedef belirlemeliyiz. İkinci olarak başarıya inanmak gerekmektedir. Kişinin önündeki en büyük engel yine kişinin kendisidir.O işle ilgili olumsuz düşünceler ve başaramama korkusu aşılması ve geçilmesi en zor olan engeldir. Bir kişi şunu yada bunu başaramayacağına inandığı sürece bunları yapmamaya kararlı demektir.Sonuçta başarılı olması imkansızdır. yazının devamı.. http://www.ozelegitimsitesi.com/genel-egtim-dokuman/verimli-ders-calisma-yontemleri.html şahsen ben böyle değildim ve şuan ders çalışmadığım için çok pişmanım.. inş. sende pişman olmazsın
  2. [quote name='blue_life' date='18 January 2012 - 17:55 ' timestamp='1326909347' post='1142636'] [color="#0000FF"]AYYILDIZ[/color] olsun Y harflerinden biriside atılabilir. İyi düşünmek lazım... [/quote] bencede AYYILDIZ olsun.. çünkü isim lazım olduğu kadar sembolde lazım..
  3. sorunu çzödüm ama fotoğraflarım oyunlarım filmlerim havaya uçtu xp de göremediim için biçimlendiremiodum ama pardustaki bi program sayesinde biçimlendirdim
  4. çok yardımcı oldun ya saol nası düşünemedim hayret.. kardeşim görünmeyen şeye nasıl format atıcam bi söle bakalım
  5. arkadaşlar yaklaşık 3 yıldır kullandığım packard bell 3.5" 1.5 tb harici harddiski taktığımda son 1 haftadır USB Aygıtı tanınmadı, Bu bilgisayara takılı USB aygıtlarından birisi çalışmadığından windows aygıtı tanımıyor." diye uyarı alıyordum bazen bu uyarıyı vermiyodu ama. sonra pc ye format atmam gerekti formatladım artık hiç görmüyor ve pcyi de donduruyor. kablosunu değiştirdim orjinal değil ama kabloyu denedik orda çalışıodu eve geldiğimde durum aynı. şuan pardus kurdum, usb ye taktım ve hardiski gördü son takılan aygıtlara bakıyorum ama orda da bişey yok. nası bişidir anlayamadım ya çok karışık oldu kafayı yicem ( buarada bilgisayarım masaüstü değil )
  6. arkadaşım kitabın tamamını okumaya zamanı olmayabilir özetini kopyalıyorum umarım fasydası olur [quote]Kitabın Özeti: Birinci bölümde genel anlamıyla Yunan Büyük Taarruzu’nu anlatmaktadır. Bu bölümün ilk kısmı, Kütahya-Eskişehir Savaşına Hazırlık (1 Nisan 1921 -10 Temmuz 1921)’tır. İnönü meydan muharebeleri’nde Yunan ordusunun ilerleyişini durduran Türk ordusu, İngilizler başta olmak üzere bütün İtilaf devletlerini ve içimizdeki İngiliz yaltakçılarını da şaşırtmış ve bir o kadarda korkutmaya başlamıştı. Bu zaferin ardından ordunun kendine olan güveni kendine gelmiş ve düşman işgali altında olan topraklardaki milletinde bağımsızlık duygularını daha da bir ateşlemişti. Ancak Yunan ordusu bu yenilgiyi hiç planlamadığı için daha büyük ve güçlü bir taarruza girişmek için hazırlıklar yapmaktaydı. Türk ordusu o dönemdeki hali, silah ve personel bakımından Yunan ordusu karşısında oldukça güçsüz bir durumdaydı. Bu kısımda ayrıntılı olarak, 1nci ve 2nci İnönü meydan muharebelerinin seyri ve işgal altındaki İstanbul’da ve Londra’da kapalı kapılar altında neler konuşulduğu ve Yunan ordusu ve Türk ordusu’nun müteakip savaşa hazırlıkları ve Yunan tehlikesi yetmezmiş gibi İngiliz yanlısı vatan hainlerinin bağımsızlığa karşı verdikleri mücadele anlatılmakta daha doğrusu belgelerle ortaya konmaktadır. İkinci kısım Kütahya-Eskişehir Savaşı (10 Temmuz 1921 – 24 Temmuz 1921)’dır. 10 Temmuz 1921 Pazar günü saat 04.00′te Yunan ordusu, cephe gerisinde güvenliği sağlamak için yeterli kuvvet bıraktıktan sonra, Söğüt-Afyon arasındaki 170 km. uzunluğundaki Türk cephesine doğru beş kol halinde harekete geçti. 1921 yılının üçüncü savaşı yola çıkmıştı. Yunanlılar Türklere, yeniden kurdukları orduyu güçlendirebilecekleri genişçe zamanı hiç vermemişlerdi. En fazla iki ay ara verip yeniden saldırıyorlardı. Bu savaşın içinde olan kahramanlıkları özetlemek oldukça zordur. Sayısız kahramanlıktan bir kısmı kitapta yazar tarafından ortaya konmuştur. Ancak bu kitap bir roman havasında yazıldığı için bu bölümdede ana kahramanlardan ikisi olan Yzb. Faruk ve Nesrin’in başından geçenler kitaba oldukça duygusal bir hava katmaktadır.sonuç itibariyle Türk ordusu bu muharebeden yenik ayrılmış, Kütahya ve Eskişehir düşman eline geçmiş ve bu bağısız Türk devleti düşmanlarını ümitlendirmişti.bu savaş neticesinde Ankara gerçekten tarih sahnesinden silinmek üzere miydi, yok­sa Türkler bir yeniden doğuşun eşiğinde miydiler? Zaman gösterecekti Üçüncü kısıma Sakarya Savaşı’na Hazırlık (25 Temmuz 1921 – 13 Ağustos 1921) adı verilmiş. Bu bölümde Kütahya-Eskişehir yenilgisinin ardından ordunun Sakarya nehri doğusuna çekilmesi kararı ile bunun TBMM’nde ki yankıları ve Mustafa Kemal Paşa’nın bu konu hakkındaki eleştirilere ve meclis içindeki karşıtlara karşı uyguladığı akıllı politikalar ve Başkomutan olarak orudunun başına geçmesi, ve bitmiş denilen Türk halkının kadını erkeği, genci yaşlısı ile dünyaya nasıl kafa tuttuğu ağırlıklı olarak detaylı bir şekilde anlatılmaktadır. Bu kısımda ilgi çeken bir kaç noktadan biride yenilginin ardından yaklaşık 30.000 civarında askerin firar etmesinin belirtilmesidir. Dördüncü kısım ise Ankara’ya Yürüyüş (14 Ağustos 1921 – 22 Ağustos 1921) adı altında anlatılmıştır. Bu bölüm sekiz gün kadar bir süreyi kapsamakla beraber, Yunan ordusunun Ankara yolunu açmak için giriştiği en büyük çaplı taarruz harekatı için düzen almasını ve bu esnada Ankara ve cephede gelişen olaylar anlatılmaktadır. Çünkü bu taarruz Yunanlıların son güçlerini kullanacakları en büyük taarruzları olacaktır. Eğer muharebeyi kazanırlar ise Ankara yolu açılmış olacak ve savaşın genelini kazanamış olacaklardır, eğer kaybederlerse, son güçlerinide burada kullanacakları için bir daha taaruz etmek için yeterli gücü bulamayacaklardır. Beşinci kısım Sakarya Savaşı (23 Ağustos 1921 -13 Eylül 1921)’nın anlatıldığı kısımdır. Askerlik tarihinin en önemli savaşlarından biri olan Sakarya Savaşı 23 Ağustos 1921 Salı günü başladı. Bu savaşın askerlik tarihi ve bilimi açısından önemine gelince, bu savaşta Ataürk o güne kadarki savaş taktiklerini hiçe sayarak askerlik literatürüne yeni bir kavram katmıştır. Buda savunma hattının yarılmasıyla cephe bütünlüğünün bozulmaması için yapılacak toplu bir geri çekilmenin yanlış olduğu sadece cephesi yarılan birliğin geri çekilerek en uygun yerde tekrar tertiplenip muharebeye devam etmesi esasına dayanmaktadır. Yani kendi deyimiyle “Hatt-ı müdafa yoktur, sathı müdafa vardır o satıh bütün vatandır” kuralıdır. O güne kadar hiç uygulanmayan bu taktik sayesinde Türk Ordusu, kendinden hem silah ve araç hemde personel miktarı olarak kat kat güçlü Yunan ordusunun taarruzunu kırmış ve taarruz etme insiyatifini eline geçirmiştir. Bu açıklamanın önemini şu şekildede ifade etmek mümkündür. Sakarya Savaşı sonrasında Yunan ordusu kredisini tüketmiş ve aldıkları toprakları elinden çıkmaması için savunmaya geçmiş buna karşılık savaşın seyrini takip etme hakkındaki üstünlüğünü Türk ordusuna kaptırmıştır. Bundan sonra Türk ordusu ne zaman isterse o zaman savaş olacaktır. Kitabın ikinci bölümünde ise yazar Türk Büyük Taarruzu adını vermiş ve detaylarıyla bu süreci anlatmıştır. Bu bölümün birinci kısmı ise Büyük Taarruza Hazırlık (14 Eylül 1921 – 13 Ağustos 1922)’tır. Bu bölümde Mustafa kemal Paşa’nın başkomutanlığın uztılması ile ilgili karşılaştığı güçlükler ve Yunan ordusuna denk bir ordu yaratabilmek için yapılan çalışmalar, Yunan ordusundaki başkomutanlığın değişimi ile Sakarya savaşı’nın dünya kamuoyundaki yankıları anlatılmaktadır. Tabi bu sırada Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra yapacağı devrimlerin temel çalışmalarıda yapılmaktadır. Bütün bunlar olurken Yunan orusuda Afyon ve Dumlupınar hattına çekilmekte ve geçtiği yerleri yakıp yıkmakta, oradaki halka türlü eziyetler yapmaktadır. İkinci kısımda Afyon Güneyine Yürüyüş (14 Ağustos 1922 – 25 Ağustos 1922)adı altında Türk ordusunun planladığı baskın şeklindeki taaruz için tertiplenmesi ve birliklerin geceleri gizlice Afyon’un güneyine yığması, Yunan ordusunun savunma için tertiplenmesi detaylı olarak anlatılmaktadır. Üçüncü ve son kısımda ise Türk ordusunun düşmanı vatanından atması ile sonuçlanacak olan Büyük Taarruz (26 Ağustos 1922 -18 Eylül 1922)anlatılmaktadır. Bu bölümde Atatürk’ün askeri dehası bir kez daha gözönüne çıkmaktadır. Bir yılda geçilmez denilen Afyon tahkimatının bir gün içinde nasıl yarıldığı, Yunan birliklerinin nasıl çembere alınıp imha edildiği ve İzmir’e nasıl girildiği detaylarıyla anlatılmakta, Albay reşat gibi vazifesini namus bilen verilen emri istenilen zamanda yapamadığı için yaşamına son veren kahramanların kahramanlıklarından bir kısmı gözler önüne serilmektedir. Kitabın Anafikri: Bir Tarafta Enperyalist Güçler Diğer Tarafta Bağımsızlığı İçin Ölümü Göze Alan Türkler Ele alınmıştır. Milli Mücadele’nin zorluğu ve ne zor koşullar altında bağımsızlığın kazanıldığı kitabın ana düşüncesidir. Kitabın Yorumu: Şu Çılgın Türkler romanı uzun bir araştırma döneminin eseri olduğunu belli ediyor. Bence sırf bu bile okunmaya değer yapıyor bu kitabı. Ayrıca sözcüklerin anlaşılabilir olması ve kitabın sürükleyici olması bir diğer artı. Kitabın çok okunmasının bir diğer nedeni de kitabın konusu tabi ki, Türk halkının hassaslık duyduğu bir konu olan Kurtuluş Savaşı konusunun böyle güzel bir şekilde işlenmesi okuyanları çok etkilemiştir.[/quote]
  7. dil ve anlatımdan kalmasına şaşmamalı, panpa aşağı panpa yukarı
  8. [quote name='bates54' date='11 September 2011 - 11:14 ' timestamp='1315739666' post='1077564'] anladığım kadarıyla işlemci haricinde genel bir ıdı problemi var.laptop olmadığı için fazla bir fikrim yok ama, içerdeki ısıyı dışarı atmak için 1 fan daha olması gerekiyor sanırım bilgisayarda. onun çalışıp çalışmadığınıve hava kanallarının açık olduğunu kontrol ettinmi. varsa ekran kartının fanını da bilgisayar çaışırken kontrol et, başka birşey akılma gelmiyor. son çare olarak yeni bir kaliteli fan alacaksın sanırım [/quote] kardeş laptop gürültü seviyesini biraz olsun azalttım fanı yaglayarak ama ısınma sorununa hala bi çözüm bulamdım :S
  9. wolkswagen golf.. [img]http://img836.imageshack.us/img836/2435/volkswagengolf20113.jpg[/img]
  10. [quote name='bates54' date='10 September 2011 - 13:22 ' timestamp='1315660958' post='1077093'] fan soğutucusu ile işlemci arasındaki termal macun kurumuşmu. iyi bir termal macunla soğutma daha iyi olacaktır. [/quote] hmm bak onu bilmiyorum, ben sadece fanı söküyorum, bakır çubuklar var onu sökmedim hiç işlemci anakartın üstündeyse eger ona hiç bakmadım bi bakem foto koyarım baktım kardeş macunlarda kuruma yok
  11. [quote name='korkusuz_korkak' date='10 September 2011 - 00:55 ' timestamp='1315616157' post='1076890'] bilgisayarin biosuna gir ordaki menülerden birinde cpu fan ile ilgili bir ayar var o ayarın modu sanırım sende porformance de sen onu silent olarak değiştir. [/quote] kardeş tşkler ama benim pc nin biosta öle bi ayarlama mevcut değil
  12. arkadaşlar casper nirvana dizüstü bilgisayarım var. Intel(R) Core(TM)2 Duo CPU T7250 @ 2.00GHz işlemci nvidia geforce 8400m gs 512mb ekran kartı ve 3gb ram i var 4 yıllık bi makine 1.pc çok ısınıyor altında soğutucu olmasına ragmen 2.fan çok ses yapıyor(ortam sessiz oldugunda diğer odadan sesini duyabiliyorum fanın) 3.fan sürekli son hızda dönüyor(pc yi açtıgımdan itibaren dönmeye başlıyor son hızda) 4.pc nin hava çıkış yerinden soğuk hava çıkmasına rağmen fan hala son hızda dönmeye devam ediyor.(çok nadiren yavaşlıyor) oyun falan oynarken sıcaklık 75-80 derecelere kadar çıkıyor,ayrıca şunada sıcaklık 45 derece olmasına ragmen [nasıl bukadar düştü anlamadım ] klavyenin oldugu üst kısım çok ısınıyor. (**pc nin fanını düzenli olarak söküp temizliyorum ama sorunlar aynı.) fanın çıkardığı gürültünün ve sürekli son devir dönmesinin önlenmesi konusundaki yardım ve önerilerinizi rica ederim arkadaşlar.
  13. kardeşim ben 5800 xm kullanıyorum müzik diyorsan sana fazlasıyla yeter dokunmatik ekran istemiyorum demişsin ama genede bir düşün derim ben gayet memnunun hem gayet iyi tutulan bir telefon gecen sene mayıs ayında 560 tl ye almıştım şimdi 490 tl fiyatıda cok düşmedi yani ayrıca wifi 3g navigasyon 3.5mm kulaklık girişi falan da cabası karar senin (:
  14. 5 tl cafe den kopyasını almıştım kurdum ama pek hoşuma gitmedi dandik bi oyun olmuş ayrıca sistemi yetersiz olanların kurmasını tavsiye etmem... valla most wanted ı tekgeçerim gerisi hikaye tekrar tekrar oynuyorum hala sıkılmadım
×
×
  • Create New...