canavar_55 Posted April 10, 2007 Share Posted April 10, 2007 "Ne Mutlu Kadınım Diyene", 2002 yılında yazdığım Giresun Eğitim fakültesi, Kelkit M.Y.O., Ankara Ü.Yenikapı Topluluğu, Varto Eğitim Sen tarafından sahnelenmiş bir tiyatro oyunudur. Kısaca özetlemek gerekirse; 8 Mart dünya kadınlar gününde bir kaç tane feminist bayan, bir kahvehaneyi basıp oradaki erkeklere kadınların haklarından bahsediyor. Önceki yıllarda da yine aynı kahvehaneyi bastıklarından, (ellerinde mor iğneler falan) erkek arkadaşlar biraz tırsıyorlar. Oyunun ilerleyen bölümlerinde,kadınlar ve erkekler rolleri değişiyor. kadınların ezilmesini aynen erkekler de yaşıyor. En son verilen ana cümle şöyle "Erkeğin kadına,ya da kadının erkeğe değil de, İNSANLIĞIN dünyaya üstün gelmesi" Oyundan kısa bir alıntı; .................................. İREM : Öncelikle şunu belirteyim; konuşmamız interaktif olacak. Yani sizlerde katılacaksınız. Evet, konumuz kadın ... Bir soruyla başlayalım isterseniz. Hem böylece konuya da ısınmış oluruz. Sizce canlılar kaça ayrılır?..(Biran Sessizlik olur.Rıza çekingen elini kaldırır.) Evet seni dinliyoruz arkadaşım. RIZA: (Parmağı ile sayar.) Bir, bitkiler... İki, erkekler... Üç... (Etrafa bakıp sırıtır.) diğerleri... (Erkekler gülmeye başlar. İrem'in surat ifadesini görünce gülümsemeleri yüzlerinde donakalır.) İREM : Çok güzel... İşte bizim mücadelemizin asıl amacı da bu. Ne yazıkki erkek egemen toplumlarda kadının yeri üçün- cü sınıftır. SELİM: Dua edinki sadece üç sınıf var. Daha kötüsü de olabilirdi. (Etrafa) Ne güzel espri yaptım değil mi? (Diğerleri san- dalyelerini ondan uzaklaştırırlar.Kendi kendine)Vay alçaklar...(Ayağa kalkar, bakışlara) Tamam, ben bir salağım...(Oturur.) İREM : Unutmayın arkadaşlar, bu dünyada yalnız yaşamıyorsu- nuz... Özellikle ülkemizde kadın nüfusu erkek nüfusundan fazladır. ERKAN : Ne olmuş yani, hamam böceklerinin sayısı hepimizin toplamının bin katıymış.(Bakışlardan başını öne eğer) BELGİN : Pekala, öyleyse sizlere klasik bir soru soralım. (Üzerine basa basa) Neden erkekler kadınlardan üstündür? ŞENEL: (Atılır.) Fiziki olarak biz sizlerden güçlüyüz. DEMET : Ben siyah kuşak bir karateciyim... Varmısınız o halde şurada bu dediğinizi kanıtlamaya ve güç yarıştırmaya... ŞENEL: (Bozulur.) Belim ağrımasa ben gösterirdim ona ya.... SELİM: Bizim bünyemiz daha dayanıklıdır. İREM : Onun için mi kadınlar erkeklerden on yıl daha uzun yaşıyor? ERKAN : Biz daha akıllıyız. OĞUZ : (Erkan'ın ensesine vurur) Get lan...( Gülüşürler.) BELGİN : Tahsilinizi sorabilir miyim? ERKAN : Orta ikiden terk.Tam bitiriyordum ki askere aldılar. BELGİN : Ben kollejden sonra altı yıl tıp fakültesi okudum. Daha sonra dört yıllık bevliye uzmanlığını bitirdim. ERKAN : (Kendi kendine) Tesadüf işte ne olacak... MUSTAFA : Hah buldum, biz acıya daha dayanıklıyız. İREM : İçinizde doğum yapan var mı? MUSTAFA : Haa!... AHMET: Benim aklıma birtek askerlik geldi ama emin değilim... İREM : Evet ülkemizde erkekler askerlik yapıyor ama artık kadınlarda komutan oluyor unutmayın. Bunun yanı sıra İsrail gibi bazı ülkelerde kadınlar da zorunlu askerlik yapabiliyorlar. AHMET: Doğru, bunları hiç düşünemedim... MAHMUT: (Muzaffer bir edayla) Peki neden hiç kadın peygamber yok?.. DEMET : Peygamberler bozulmuş ve yozlaşmış toplumlara gönderilmiş- tir.Gönderiliş amaçları; bulundukları toplumları düzeltmektir. Eee, siz erkekler de kendinizi ayrı bir toplum saydığınıza göre.. MAHMUT: Tövbe estağfurullah, taş yağacak taş...(Erkekler gülüşür) İREM : Erkeklerin kadınlar üzerinde bir üstünlüğü olmadığını böylece anladık sanırım. Peki bu baskı neden kadın üzerinde? Biraz da bunun üzerinde konuşalım isterseniz? DEMET : Bizler daha üstünüz diye erkeklere savaş açan ve feminist geçinen bazı arkadaşlarımız, aslında erkeklerin egemenliğini kabul etmiş oluyorlar. AHMET: Çok haklısınız. Ben bu dünya kadınlar gününe karşıyım. ERKEKLER : Bizde!.. AHMET: Öyle değil arkadaşlar... Ben bazı günlere hapsedilmiş değer- lere karşıyım. Niçin sadece sevgililer gününde, anneler gününde ya da babalar gününde sevdiklerimi hatırlayayım. Bu ve bunun gibi özel günler yalnızca bazı kişilere rant sağlamak amacıyla üretilmiş safsatalardır. İREM : Kutluyorum sizi. Olayın özünde hemfikiriz. Ama bu sadece şekilcilikle mücadeledir. Bizim amacımız ise gerçekten varolan kadın sorunlarına çözümler üretebilmektir. DEMET : Kadınlarımız çalışma yaşamında neden geri planda ve sadece tüketen konumundadır? MUSTAFA : Okumamışlardır... DEMET : Çünkü toplumun kuralları kadının okula gitmesine izin verme- miştir. SELİM: Ev işlerinden başka bir şeyi beceremezler... DEMET : Çünkü çocukluğundan beri hep o yönde eğitilmiş ve yönlendirilmişlerdir. Kız çocukları annelerinin yardımcı- ları olarak algılandığından anneleri ne kapasitede ise kızlarıda o şekilde yetişir ve bundan daha doğalı yoktur. ERKAN : Öyle ya, anasına bak kızını al... ERKEKLER : Şişşt!... DEMET : Kızlar doğduğundan itibaren standart bir anne olarak programlanır. İlk oyuncağı hep bir bebek olmuştur. Aklı ermeye başladığında ilk söylenen ise "erkek çocuklarla oynama"dır. AHMET: İşte orada durun. Çocukların yetiştirilmesindeki en önemli faktör annelerdir. Ablamla ne zaman kavga etsem annem hep beni haklı bulurdu. Yemeğin en güzeli, soba yanındaki yatak hep benim olurdu. Şunu açıklıkla söy- lemeliyim; eğer ben kendimi kadınlardan üstün görüyor- sam bunun sorumlusu annemdir. İREM : Toplum, erkek çocuk doğuran kadına farklı bir gözle bakmaktadır. Bunun neticesinde kadın, dünyaya getirdiği erkek çocuğu bir zafer olarak yorumlar. Bir sanatçının yarattığı esere sahip çıkması gibi zaferine sahip çıkar. BELGİN : Evet arkadaşlar, dilerseniz konuyu biraz toplayalım. Bin yediyüzlü yıllarda Mary WALLSTANECRAFT adlı kadın tarafından yazılan "Kadın Haklarının Savunulması" adlı kitap bizlere eşitlik yolundaki mücadelede ilk ışık ve yol gösterici olmuştur AHMET: Hatırlıyorum galiba... Neydi?.. Hah, kadınları akıllı ve özgür vatandaşlar yapmalı. İşte o zaman kadınlardan iyi eş ve anneler oluşur. Tabii, erkeklerin kocalık ve babalık ödevlerini ihmal etmemeleri koşuluyla...(Herkes şaşkın Ahmet'e bakar) MUSTAFA : Arkadaşlar, galiba içimizde bir feminist besliyormuşuz da haberimiz yokmuş. MAHMUT: Tövbe estafurullah... OĞUZ : Yok canım Ahmet ağabeyimiz delikanlı adamdır, femi- nist meminist olamaz. .................................... Sizlere bu pasajı vermemin nedeni; gerçekten erkekler kadınlardan üstün müdür, üstünse hangi özellikler... Link to comment Share on other sites More sharing options...
jelibon Posted April 10, 2007 Share Posted April 10, 2007 erkek kadın ..kımse kımseden ustun degıldır..herkesın zaafları herkesın yanılgıları herkes yanlısları herkesın aklı herkesın secımlerı vardır..hayat basarıyı da getırır basarısızlıgı da...bu basarı ya da basarısızlıklar kagıt uzerındekı gorunen ve kaybedılebılır ustunlukler olabılır..ama bu yansımalar dunyasıdır ve gercekten kımsenın kımseden ustunlugu soz konusu olamaz ..madde boyutunu asamayan gozler ancak boyle bır ayrıma gıdebılır.. Link to comment Share on other sites More sharing options...
tarihogretmeni Posted April 10, 2007 Share Posted April 10, 2007 Erkek ve kadın, bir bütünü tamamlayan iki yarımdır. Her ikisi de tek başlarına değer ifade etmezler. Link to comment Share on other sites More sharing options...
BrightBlade Posted April 13, 2007 Share Posted April 13, 2007 Az önce bir haber okudum. Kemik iliğinden sperm yapılmış. Bu şu demek oluyor erkeğe gerek kalmadan kadınlar çocuk sahibi olabilecek. Soyumuz tükeniyor beyler haberiniz olsun Y geni çekinik gen XXlere dikkat edin... Link to comment Share on other sites More sharing options...
mavea Posted April 13, 2007 Share Posted April 13, 2007 amma bu spermlerden olan çocukların hepsi kız oluyor... bu çok önceden ortaya atılmış birşeydir... aslında kadınlar kendi kendilerine çocuk sahibi olabilirlermiş. ama dediğim gibi hepsi kız olacakmış... zaten kıyametin alametide bu değilmidir... bir erkeğe bilmem kaç bayan düşecek diye kıyamet yaklaşıyor arkadaşlar Link to comment Share on other sites More sharing options...
cuma_08 Posted April 13, 2007 Share Posted April 13, 2007 bir erkeğe bilmem kaç bayan düşecek diye kıyamet yaklaşıyor arkadaşlar kardeş korkma kıyamet müslümanların üzerine kopmayacak. sen asıl vefat ederken imanlı gidip gidemeyeceğine bak. bir de öbür tarafta sana sorulacakların hesabını nasıl vereceğini düşün ve ona hazır olmaya bak. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Archived
This topic is now archived and is closed to further replies.