Jump to content

ELÝF'in FERYADI


campuse21

Recommended Posts

ANNEM...

ANNECÝÐÝM...

3 yýl kadar önceydi, 16 yaþýndaydým, hatýrlýyor musun?

Bir gazetede yayýmlanan Bir Annenin Feryadý baþlýklý bir yazýyý kaç kere okutturmuþ ve gözyaþlarý arasýnda o acýlý anneye dualar etmiþ, onun için üzülmüþ ve kimsenin böyle bir duruma düþmemesi için dilekler dilemiþtik...

Özellikle bizim aile ve kendimiz için dualar etmiþtik...

Dizinin dibine oturur, baþýmý gül kokulu göðsüne yaslar; bal akýtan dilinden nasihatler dinlerdim. Yüreðinin atýþýnda ve her anlatýþýnda bizler vardýk. Verdiðin o öðütler, yolumu aydýnlatýr, ufkumu açar, kendime olan güvenimi artýrýr, hayata bakýþýmý þekillendirirdi.

Beynim dinç, ruhum diri, yüreðim huzura kavuþmuþ olarak ayrýlýrdým yanýndan... Ve biz aile olarak asla parçalanmayacaðýz derdim kendi kendime...

Arkadaþ seçimine dikkat et; Sibel le iliþkilerini sýnýrlý ve mesafeli tut derdin... Dinlerdim ve tutardým da nasihatlerini...

Ama ne oldu da bu hale geldik, hala anlayabilmiþ ve sýrrýný çözebilmiþ deðilim anne... Gelsem, kapýný çalsam; hem evinden hem de yüreðinden içeri alacaksýn, biliyorum;

Ama buna yüzüm yok.... Utanç yýðýnýyým anne... Hep 16 yaþýndaki bebeðin olarak kalsaydým da, sana bu acý ve utancý tattýrmasaydým...

Ýki yýl Atheneum da okudum; benimle gurur duyuyordunuz. Yüzümüzü güldürecek, topluma hizmet eden bir insan olacaksýn yavrum diye, benden herkese övgüyle bahsediyordunuz... Ýkinci yýl sýnýfta kaldým, üzerinde durup, nedenlerini araþtýrmadýnýz; sorup/soruþturmadýnýz...

O yýl ben, Sibel in internet alýþkanlýðýnýn kurbaný oldum. Sanal ortamda yazýþmalar hoþuma gitmiþti ve uzun zaman biriyle haberleþmiþtim. Dersleri askýya almýþ, gece-gündüz bilgisayar baþýnda arkadaþýmla yazýþýyorduk... Benim bu halimden bile övgüyle bahsediyor, Aferin benim yavruma! Gece-gündüz ders çalýþýyor" diyordunuz...

Uzun zaman intenette yazýþtýðým, hatta kim olduðunu bilmeden, yüzünü görmeden aþýk olduðum gençle tanýþmak üzere randevulaþtýk. Korkuyor, çekiniyordum; ama daha fazla dayanamadým ve randevu sözü verdim...

Okan la bir kütüphanede buluþacak ve ben elimde, bir roman okuyor olarak onu karþýlayacaktým... Okan, tarif ettiði giyimiyle sözleþtiðimiz saatte karþýmda duruyordu...

Ama bu olamazdý anne!!! Çünkü karþýmda aðabeyim Erhan duruyordu... Aylarca yazýþtýðým, þiirler gönderdiðim, sevda þarkýlarý bestelediðim ve hatta sevdiðimi haykýrdýðým kiþi kardeþim Erhan mýþ... Göz göze geldik, bakýþlarýmýz mum gibi birbirimizi eritiverdi. Bir utanç yýðýnýydýk.. Kanýmýn donduðunu, dünyanýn durduðunu hissettim bir an... Gözlerinde yanan ýþýðýn söndüðünü, alev alev fýþkýran bir ocaða döndüðünü gördüm. Onurluydu, namusluydu ve o bir erkekti... Dövmedi, sövmedi; beni utancýmla baþ baþa býraktý ve çekip gitti...

Onunla dövüþür, kapýþýr, kýrgýn ve küs gezerdik ya anne; þimdi onu ne çok özlüyorum bir bilsen!.. Gömlek ve pantolonlarýný ütülemeyi, odasýna çay-kahve ******ürmeyi, yataðýný düzeltmeyi bile özledim anne... O gidince dünyanýn yükü omuzuma bindi sanki... Aðabeyimin evi neden terk ettiðini hep merak ederdin ya anne, iþte gizlenen bu sýr ve utançtandý...

Aðabeyimi görmedim ondan sonra; ama, onu görenlerden haberini aldým. Ýyiymiþ, saðlýklý ve çalýþýyormuþ. Evlenmiþ ve bir de kýzý olmuþ... Ýsmini de bu 'yaþamýyasýca kýzýnýn adýný koymuþ... Elif diyorlarmýþ yeðenime... Aðabeyimin beni affettiðinin bir iþareti mi bu anne?

Onun evden gidiþinin ve ailenin büyük bir acýyla karþýlaþmasýnýn müsebbibi olarak her þeyi askýya almýþ, okulu boþlamýþ ve sigaraya baþlamýþtým.

Anne, yine hani bir dergide; genç kýzlar "Fuhuþ Tuzaðý na düþmemeleri hususunda uyarýlýyordu ya hatýrlýyor musun? Ýnsanoðlu ne çok unutkan oluyor...

Okula artýk laf olsun diye takýlýyor ve yaþadýðým o olayýn etkisinden bir türlü kurtulamýyor, deðiþik yollar deniyor, bir çýkýþ arýyordum... O günlerdec Okul önünde, sarý saçlarý, yeþil gözleri, pahalý giysileri ve son model arabasý olan bir genç sürekli beni izlemeye baþladý. Her türlü konuþma ve arkadaþlýk tekliflerini reddettim; diretti, inat etti ve beni sonunda pes ettirdi. Beraberce çýkmaya baþlamýþtýk. Beni her gün güllerle; bazen de pahalý hediyelerle karþýlýyordu...

Önceleri sadece elimi tutuyor, öpmeye bile yanaþmýyordu. Her hali, her tavrý beni kendine baðlamýþ ve sýrýlsýklam aþýk olmuþtum. Onunda beni sevdiðinden ve dürüst olduðundan emindim. Çünkü benden istifade etmeye asla yanaþmýyordu. Her þeyi evliliðe saklamalýyýz, seni tertemiz olarak ak duvaðýnla kabul etmek istiyorum diyordu...

Romantizmin doruðunda bir aþk yaþýyorduk. Ayaklarým yer deðmiyordu. Annem, caným anneciðim! Senin öðütlerini ve baþýma nelerin geleceðinin hesabýný çoktan unutmuþtum.

Bir gün Serhan ýn oldum; nasýl oldu hala anlamýþ deðilim. Þu an müptelasý olduðum uyuþturucuyu, ilk o gün içirmiþ olabilir mi diye zaman zaman düþünüyorum.. Ama ne fayda!

Zordayým, dardayým, dipsiz karanlýk kuyulardayým anne!... Feryadýmý duyduðunu ve her gün gözyaþlarý içerisinde yolumu beklediðini biliyorum...

Anne! Aðabeyimin evi terk ediþine alýþamamýþken, benim de ortalardan kayboluþum sizi fena halde yýktý biliyorum. Benimle ilgili gerçekleri öðrendiðinizde kahrolacaðýnýzý bildiðimden gitmek zorundaydým anne... Her þeyi anýnda sana anlatsam bu hallerin hiçbiri baþýma gelmeyecekti; ama bunun için artýk çok geç...

Serhan, kendisiyle olduðum o utanç anýný video olarak görüntülemiþ. Bu rezil kaseti size gösterme tehdit ve þantajýyla beni sizden kopardý. "Birbirimizi seviyorsak, ailemi evliliðe razý ederim, böyle bir çirkefliðe neden gerek duydun" diye sorduðumda verilen cevap benim bitiþimin baþlangýcýydý....

"Ne evliliði be! Bundan böyle benim malýmsýn ve istediðim þekilde hareket etmek zorundasýn! Aksi halde baþýna gelebilecekleri sen hesapla!.."

Parasýz kaldýðýný söyleyerek baþka erkeklere pazarlandým, uyuþturucu bulamama korkusuyla her denilene boyun eðdim. Ýnsanlýðýmdan, kadýnlýðýmdan zerre kalmadý anne. Ýçimde yanan koca bir ateþ her gün beni yakýp bitiriyor. Ateþten sýcak olan o kucaðýný özledim, gül kokunu, yüreðinin atýþýný, þefkatli bakýþýný özledim anne!..

Bir gün bu hayata elveda diyeceðim, belki de senden önce göçeceðim.. Saçlarým ve gözlerim artýk gece siyahý deðil!.. Sarý ve yeþil oldular anne.. Burnum da düzeltildi...

Öldüðümde teþhis için seni çaðýrýrlarsa tanýmakta zorlanýr ve belki de, "bu benim nazlý kýzým Elif im deðil" der çeker gidersin.. Beni yadellere býrakma anne, beni de al yanýna; beni de ******ür gideceðin yere....

Beni, sol göðsümün, tam yüreðimin üstüne yaptýrdýðým ve ANNEM yazdýrdýðým dövmeden taný anne!..

Ben bunu sana olan sevgimin bir niþanesi olarak kazdýrdým ve beni ölünce rahat tanýyasýn diye yazdýrdým anne!...

Serhan ý polise þikayet ettim, üç gün sonra çýkýp geldi ve daha da azýttý, korkuyorum anne!.. Bu þebekeyi durduracak tek güç; aileler ve özgüvenle donatýlmýþ gençlerdir...

Anne, bu mektubu sana mý yazdým, yoksa benden sonra bu tuzaða düþmesini istemediðim genç kýzlara mý bilemiyorum...

Ben söylenen sözlerden, edilen nasihatlerden ders alsaydým bu hale gelmezdim elbette, benim yazdýklarýmdan da gençlik ibret almayacak ve bu fuhuþ þebekesi, bu uyuþturucu ve organ mafyasý kirli çarklarýný iþletip duracaklardýr.

Nice masum gencin caný yanacak, onuru, namusu incinecektir. Ama ben son bir kez bana düþen insanlýk görevimi yapayým ve sana sesimi ulaþtýrayým istedim... Sen beni mutlaka duyacak ve affedeceksin biliyorum ama, Müslüman-Türk kýzlarý bu çýðlýðýma kulak verecek mi bilmiyorum ANNE...

Seni seven kýzýn Elif...

Dinlemek için

http://www.ravda.net

Alýntýdýr.

Ravda.net

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...