Jump to content

Tek gecelik aşklar


mavikiz

Recommended Posts

58.jpgDilek Önder

“Elvis Presley beni arayıp Monroe’yu istedi. Onu alıp Beverly Wilshire’a ******ürdüm.”

“Birbirlerini gördükleri anda tek kelime etmeden öpüşmeye başladılar.” Presley’in eski menajeri, iki efsane ünlü arasında geçen tek gecelik ilişkiyi bu cümlelerle açıkladı.

Elvis Presley ve Marilyn Monroe...

“Birbirlerini gördükleri anda tek kelime etmeden öpüşmeye başladılar.” Ne yani? Etkileyici değil mi? Sanki bir filmden alıntı...

Eski mi, yeni bir film mi kurgulayamıyorum. Tek gecelik bir aşkı anlattığı için bugünlerde geçebilir...

Ama bu kadar etkileyici olduğuna ve tutkuyla pornografiyi bir arada ucuzlatmadan verebildiğine göre sanki eskilerden bir tad... Eski ya da yeni fark etmiyor; o sahne gözümün önünde canlanıyor.

“Kim seyretse etkilenir herhalde...” diye düşünüyorum.

İkisi de ünlü olduğu için mi?

Hayır.

İkisi de güzel olduğu için mi? Belki de...

İkisi de tutkulu olduğundan mı? Olabilir...

Yoksa tek gecenin büyüsü mü? Galiba... Şimdi söyleyin bakalım; onların bu tek gecelik aşklarında bir banallik var mı? Bence yok.

Yani Elvis maganda, Marilyn fahişe gibi mi?

Bence değil. Peki hiç konuşmadan öpüşmeye başlamaları bayağı mı?

Bence hayır.

Şimdi başka bir soru daha; bu kaçamak onlara yakışmıyor mu?

Ve hatta başka türlüsü sıradan

kaçmaz mıydı?

“One night stand”, “occasion”, “casual” veya tek gecelik aşk... Ne derseniz deyin... Kimbilir kaçınız böyle bir ilişki yaşadınız.

Kimbilir kaçınız yaşamak istediniz.

Şimdi de doğruyu söyleyin bana; kaçınız ucunu kaçırdınız.

Tek geceyle bırakmadınız.

Bırakamadınız...

Efsanenizi yıktınız...

Sırrınızı açıkladınız...

Sıradanlaştınız...

Oysa... Oysa...

Önemli Not: Şimdi sizden bir ricam olacak. Lütfen, “Herhalde çok tek gecelik ilişki yaşadın” diye ilkel psikolojik tespitler yapmayın.

***

Lafın sonunu dinlesenize...

Erkeklerin son günlerde “Pazar günleri ne yapıyorsun?” diye sorduklarından bahsetmiştim dün.

Ve bu tür soruların aslında önemli bir değişimin habercisi olduğunu da söylemiştim.

Hiiç... Hiç kimse, “Bu neyin habercisi?” demiyor da, lafı hemen “Şimdi böyle asılıyorlar”a getiriyorlar.

Hayır efendim. Ben tam tersi, “Artık erkekler eskisi kadar kadın peşinde değil” diyorum.

Tek başlarına nasıl vakit geçirebileceklerini öğrenmek istiyorlar.

Bu da bir gelişmedir, abuk sabuk ilişkilerden bıkmacadır... Ve iyi bir şeydir. Yani bugünlerde bir adam size, “Nasıl vakit geçiriyorsun?” diye sorarsa bilin ki, hızlı hayattan bıkmış ve size gerçekten de arkadaşça yaklaşıyor demektir.

Sonra hayal kırıklığına uğramayın diye söylüyorum. “Hiiçç... İstersen bana gel” falan demeyin diye söylüyorum. Kime söylüyorum?

Vatan

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...