emily Posted October 12, 2006 Share Posted October 12, 2006 Yıllardır konuşulan ödül gerçek oldu, Nobel Edebiyat Ödülü Türk yazar Orhan Pamuk'a verildi. 2006 ödülü için Orhan Pamuk bahislerde favori gösteriliyordu. İsveç Akademisi ödülü kazanan Orhan Pamuk için şunları söyledi: "Pamuk, doğduğu şehrin melankolik ruhunu ararken kültür birleşmeleri ve çatışmalarını anlatmak için yeni semboller keşfetti". İsveç Akademisi Başkanı Horace Engdahl, Pamuk'un ismini okuduğunda salonda kısa ama güçlü bir alkış yükseldi. Pamuk birincilik ödülü olarak 1.4 milyon dolar para, altın madalya ve diploma ile Nobel Ödül sisteminin kurucusu Alfred Nobel’in Stockholm’deki anma törenine davetiye kazandı. Dünya böyle duydu Associated Press, ödülü dünyaya şöyle duyurdu: "Çok az kişi bu karara şaşırdı. Nobel Edebiyat ödülünü alan ilk Türk olan 54 yaşındaki Orhan Pamuk hayatında bir Osmanlı ailesinin geleneksek çevresinden Batı odaklı bir hayat stiline geçiş yaşadığını söyledi. Bu temayı bir ailenin üç kuşağını anlattığı ilk kitabı 'Cevdet bey ve Oğulları'nda işlemişti. Türk yazar Pamuk'un zaten var olan ünü, uluslararası alanda daha da yayılacak." Bahislerde favori gösteriliyordu Ödülle ilgili bahislerde Pamuk 4'e karşı 1'le en tepede yer alıyordu. Pamuk'u 5'e 1'le Suriyeli ozan Adonis (Ali Ahmad Said Asbar) takip ediyordu. Ödüle aday gösterilen yazarlar arasında Philip Roth, Joyce Carol Oates, Thomas Pynchon, Don Delillo, John Updike ve Türkiye'de de tanınan Paul Austher yer alıyordu. Orhan Pamuk, geçen yıl da adaylar arasında bulunuyordu. Orhan Pamuk kimdir? 1952 yılında İstanbul’da doğdu, Robert Kolej’i bitirdi. İstanbul Teknik Üniversitesi'ne girdi ancak İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Yüksekokulu’ndan mezun oldu. Karanlık ve Işık adlı romanıyla 1979 Milliyet Roman Yarışması’nda birincilik ödülünü Mehmet Eroğlu ile paylaştı. Daha sonra Cevdet Bey ve Oğulları (1982) adıyla yayımlanan bu roman ayrıca 1983 Orhan Kemal Roman Armağanı’ nı da aldı. İkinci kitabı Sessiz Ev ( 1983 ) ile 1984 Madaralı Roman Ödülü’ nü kazandı. Bunu Beyaz Kale (1985), Kara Kitap (1990), Yeni Hayat (1994), Benim Adım Kırmızı (1998) izledi. Ardından Kar romanı geldi. 1982'den bu yana ödülü alanlar Nobel Edebiyat ödülünü 1982’den bu yana kazananların listesi şöyle: 2006: Orhan Pamuk (Türkiye). 2005: Harold Pinter (İngiltere). 2004: Elfriede Jelinek (Avusturya). 2003: John Maxwell Coetzee (Güney Afrika). 2002: İmre Kertesz (Macaristan). 2001: V.S. Naipaul (İngiltere). 2000: Gao Şingcian (Çin). 1999: Günter Grass (Almanya). 1998: Jose Saramago (Portekiz). 1997: Dario Fo (İtalya). 1996: Wislawa Szymborska (Polonya). 1995: Seamus Heaney (İrlanda). 1994: Kenzaburo Oe (Japonya). 1993: Toni Morrison (ABD). 1992: Derek Walcott (St. Lucia). 1991: Nadine Gordimer (Güney Afrika). 1990: Octavio Paz (Meksika). 1989: Camilo Jose Cela (İspanya). 1988: Necib Mahfuz (Mısır). 1987: Joseph Brodsky (ABD). 1986: Wole Soyinka (Nijerya). 1985: Claude Simon (Fransa). 1984: Jaroslav Seifert (Çekoslovakya). 1983: William Golding (İngiltere). 1982: Gabriel Garcia Marquez (Kolombiya). Kaynak->milliyet Link to comment Share on other sites More sharing options...
tezat Posted October 12, 2006 Share Posted October 12, 2006 valla onu bunu bilmem ben Nihat Genç orhan pamuğu ve yazarım diyen yazarım diye geçinen ve ödüllü olanlara iyi laf söylemişti... Dünya orhan pamuğu okuyormuş. Dünya orhan pamuğu okuyor ise, çıksı 2 kelam da etsin şu ortadoğu ile şu ırakla ilgili dedi. buna benzer cümleler ve güzel cümleler ve müthiş eleştirisini haklı ve yerinde buldum.. Ordan-burdan ödüllü olanlar; ki medyanın da aynı zamanda vitrini olanlar ile zaten aramızda uçurumlar var ve hep olagelmiştir. Bu uçurumdan dolayı bu tür yazar-çizer ve vitrin avanesi bana ne göz ne de kulak olabilir. Meramımı anlatmama da asla bir etkisi olamaz. Şimdiye kadar olmamıştır da.. Kanaatimce; Nihayetinde bu ödül Orhanı tr deki çaılışmalarından dolayı takdir ve teşvik amaçlı olarak verilmektedir. Ama bu çalışmalar kime hizmet etmektedir. Orasını bilememekteyim. Link to comment Share on other sites More sharing options...
tezat Posted October 12, 2006 Share Posted October 12, 2006 Orhan Pamuk muradına erdi İsveç Akademisi sonunda açıkladı: Nobel Edebiyat ödülü Orhan Pamuk'un. Geçtiğimiz yıl da aday gösterilen Pamuk'a ödül bu sene "nasip" oldu. İsveç Akademisi, "kültürlerin çatışma sembolleriyle ilgili çalışmaları nedeniyle bu ödülün Pamuk'a verildiğini açıkladı. Akademinin açıklamasında, "yaşadığı kentin melankolik ruhunu arayışında Pamuk'un, kültürlerin çatışması ve birleşmesinde yeni semboller bulduğu" ifade edildi. Pamuk, aynı zamanda 1.36 milyon dolar (yaklaşık 2 milyon YTL) para ödülünün de sahibi oldu. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Arthur Posted October 12, 2006 Share Posted October 12, 2006 Kendi toplumuna yabancı bir adama verilse ne olur verilmese ne olur?* sevinmemiz mi gerek şimdi? bende şaşırmadım zaten Türkiye ye karşı olumsuz bi şeyler yazsın çizin size de verirler Link to comment Share on other sites More sharing options...
tezat Posted October 12, 2006 Share Posted October 12, 2006 ne yani sen sevmiyorsun diye koymayacak mıyız? gülmeyecek miyiz biraz? alla allaaa Arkadaşın biri boykot boykot der : http://www.tnctr.com/index.php?s=&showtopic=4702&view=findpost&p=10306 Bu haber ne der ? artık milliyet ile hürriyet düğün eder.. gelecek sen de elif şakağa vereceklermiş @Arthur efendi Link to comment Share on other sites More sharing options...
muselmansuffe Posted October 12, 2006 Share Posted October 12, 2006 Eğer Çok Uzun Dİyorsanız, Sadece Altı Çizili Yerleri Okuyun..# Orhan Pamuk Dosyası Sevgili dostlar edebiyata olan ilgimden dolayı aslına bakarsanız yazı insanlarının ufak tefek hatalarını maruz görür ve onları çok gündeme getirmemeye çalışırım. Çünkü yazar dünyayla sıkıntısı olan insandır ve temel olarak yaptığı sıkıntısını yazıya dökmektir. Bunu en iyi kendimden bildiğim için yazı insanlarının bazı çıkışlarını çok önemsemem. Orhan Pamuğun son yaptığı açıklamalarla beni “yazara dokunma” prensibimi bozmak zorunda bıraktırdığı için üzgünüm. Nedense edebiyatçılarımız siyaset yapmadan duramıyorlar ve bu siyasetlerde ne hikmetse hep vatanımız aleyhine oluyor. İstihbarat dünyasında “kuş yumurtası üretmek” diye bir değim vardır. Diyelim ki X ülkesinde bundan 20 sene sonra yapmak istediğiniz uzun vadeli bir operasyon var. Bu operasyon için size çeşitli provakatörler lazım ve en güvenilir provakatör kendi yetiştirdiğinizdir. Bu iş için yetenekli ama geleceği parlak olmayan zayıf karakterli bir “yumurta” bulunur. Mesela bu genç üniversitede devşirilir ve aşama aşama önce öğretim görevlisi daha sonrada medya parlatmaları ve şirket sponsorluklarıyla ülkede sözü dinlenen bir Profesör haline getirilir. Gerekirse tüm araştırma ve kitapları da eline hazır olarak verilir. Ülkedeki insanlar bu kişinin yazdığını sandıkları muhteşem eserleri okur ve ona olan saygıları artar. Böylece yumurta kuluçka aşamasını bitirmiş ve çatlayıp güzel bir kuş olma zamanı gelmiştir. Belirlenen zamanda bu profesör medya yoluyla müthiş radikal açıklamalar yapmaya başlar ve tüm ülkeyi karıştırır. Aynı anda kendisi gibi yetiştirilen diğer yumurtalarda farklı faaliyetlere girişirler. Neyse konu uzun benim yerim dar ama ilgilenenler için Doğu Bloğunun çöküş dönemine bakmalarını salık veririm. Bu alakasız konudan sonra gelelim Orhan beye. Ferit Orhan Pamuk Beyin (kimsenin bilmesini istemediği göbek adı Ferit’tir) ülkesine bu kadar muhalif olmasını hiç anlayamamışımdır. Hani fakir ve hayatını zorluklar içinde geçirmiş birisi olsa belki anlayacağım ama Orhan Pamuk sülalece aristokrat tabakasına mensuptur ve bugün eleştirdiği devletin çok ekmeğini yemiştir. Mesela dedesi Cumhuriyetin ilk mühendislerindendir ve özellikle Atatürk,İnönü dönemlerinde yapılan demiryolu hamlesinde büyük ihaleler alıp kısa zamanda zengin olmuştur. Oğulları bu koca servetin büyük kısmını sefahatle tüketseler de Orhan Pamuğun zengin bir hayat sürmesine yetecek kadar servet kalmıştır. Babası deseniz Türk özel sektörünün duayenlerinden Gündüz Pamuk. Amerikanın IBM şirketinin Türkiye’ye atadığı ilk genel müdürlerden. 1959-1964 yılları arasında IBM firmasının tüm devlet birimlerine ve silahlı kuvvetlere sattığı cihazları pazarlayan kişi. 1964 yılından sonra Koç Holding’de Aygaz Genel Müdürlüğü, Koç Holding Plan Grubu Başkanlığı, Arçelik müdürlüğü yapmış ayrıldıktan sonra iki senede PETKİM’in başında bulunmuştur. Yani Orhan Pamuğun babası Türkiye’nin başarılı özel sektör yöneticilerinden biri. Bu kadarda değil Gündüz Pamuk İsmet Paşanın yakın dostudur ve SODEP’in kurucularındandır. Kısacası Pamuk ailesi dönemlerinde zengin oldukları Halk Partisine büyük bir sadakatle bağlı. Anne tarafı deseniz o da aristokrat. Anne tarafından büyük dedesi 1700’lü yıllarda Girit Valiliği yapmış İbrahim Paşa. İbrahim paşa geniş torun yelpazesine sahip ve bu kanaldan Orhan Pamuğun ilginç akrabaları var. Mesela Hürriyet Gazetesinde edebiyat yazıları yazan papyonlu Doğan Hızlan ve eski İş bankası genel müdürü Ferit Basmacı Orhan Pamukla uzaktan akraba. Karısı Aylin Pamuk bile aristokrat. Aylin hanımın anne tarafı Beyaz Rusya’dan göç etmiş ve daha sonra Osmanlı hizmetine girmiş bir Rus soylusuna dayanmakta. Babası ise Osmanlı Adliye Nazırı Kazım Beyin oğlu. Kısacası sevgili dostlar bugün Türkiye’deki sisteme binlerce eleştiri yağdıran Orhan Pamuk bu eleştirileri yapacak en son kişidir çünkü Osmanlıdan beri bu ülkeyi yöneten aristokrasinin tam bir üyesi kendileri. Peki Orhan Pamukta oluşan bu sistem düşmanlığı nereden kaynaklanıyor ve acaba “yapay” bir düşmanlık mı sorularına cevap arayalım. Orhan Pamuğun hayatının ilk evrelerine baktığımız zaman koca bir başarısızlık olduğunu görüyoruz. 30 yaşına kadar iki okul değiştirmiş ve sırf askerliğini kısa dönem yapmak için Gazetecilik okumuş bir insan. İlk başlarda ressam olmak isterken sonra yazarlığa sarıyor. Yıllarca evinin odasına kapanarak ödüller alan ama kimsenin para vermek istemediği romanlar yazıyor. Tam artık buraya kadarmış aşamasına geldiği anda sihirli bir değnek değmiş gibi Orhan Pamuğun kitapları satmaya ve yurtdışında tanınmaya başlıyor. Peki bu sihirli değnek acaba nerede değmiş olabilir. Benim kanaatimce bu değneğin izini Amerika’da sürmek lazımdır. Amerika’ya gitmeden önce Orhan Pamuk üzerinde derin etkileri olduğu anlaşılan birisinden bahsetmek lazım. Bu kişi Orhan Pamuğun erkek kardeşi Şevket Pamuk. Şevket Pamuk Orhan Pamuğun ilk dönemlerinin aksine oldukça başarılı bir insan. Amerika’da Yale,Berkeley gibi sağlam üniversitelerde ekonomi okuduktan sonra Türkiye’de bir çok üniversitede ders veren Şevket Pamuk Osmanlı ekonomisi üzerinde tanınmış bir uzman. Kendisi pek çok yabancı üniversitede Osmanlı ve Türkiye ekonomisi üzerine dersler vermiş. Bu üniversitelerden en ilginci İsrail’de bulunan Negev Ben Gurion üniversitesi. İsmini İsrail’in ilk başbakanı,İsrail’in kurucularından ve hatta anarşik faaliyetleri yüzünden Osmanlı tarafından Filistin’den kovulacak kadar fanatik siyonist olan David Ben Guriondan almıştır. Üniversitenin derslerini MOSSAD’ında ilgiyle takip edip raporlar hazırlattığı bir “Ortadoğu Çalışmaları” bölümü bulunmakta. İşte sayın Şevket Pamuk böylesine kaliteli bir bölümde ders verebilecek kadar yetenekli bir ekonomi uzmanımız. Ben Gurion üniversitesinin başında 14 sene Dünya Bankasında çalışmış ve daha sonra bu başarılarından ötürü Rotary ve Lions klüplerinin 2000 yılının adamı olarak seçtikleri Prof.Avishay Braverman bulunmakta. Böylesine başarılı bir ekonomistin yönettiği üniversitede ekonomi dersi vermenin önemini anlamışsınızdır. İşte Orhan Pamuğun kardeşi Şevket Pamuk bu kadar değerli bir hocamız. Evet biz Orhan Pamuğun Amerika yolculuğuna dönelim gene. 1985-1988 arasında tam üç sene Amerika’da kaldı Orhan Pamuk. Bu dönemde Amerika’da harıl harıl kitap yazmanın dışında çok önemli bir kursuda başarıyla bitirdi.Bu kurs Iowa üniversitesi bünyesinde verilen International Writing Program (IWP) isimli çok ilginç bir kurs. Kursun amacı dünyanın değişik bölgelerinden gelen ve kendilerinde potansiyel görülen yazarların Amerikan hayatını tanımaları ve kitaplarını yazabilecek güzel bir ortama kavuşmaları. Bu “iyiliksever”programın bünyesinde her sene 20 kadar yazar ağırlanıyor. İşte Orhan Pamuğun bu kurstan sonra hayatı değişti. Yani onun deyimiyle “Bir kursa gitti hayatı değişti”.Bu arada kurstan 2004 senesinde mezun olan bir başka Türkün ismi de Mahir Öztaş aklınızda bulunsun çünkü geleceği parlak. İnsan düşünmeden edemiyor bu üniversite bu kadar insanı çağırıp onları aylarca yedirip içirecek ve ağırlayacak parayı nereden buluyor diye. Cevabı basit. Bu yazar eğitim kursu programının baş sponsoru Amerikan Dışişleri Bakanlığı. Orhan Pamuğun şansı Amerika’da bundan sonra oldukça açılıyor. Baktığımız zaman Orhan Pamuğun Amerika’da basılan kitaplarının tamamına yakını aynı yayınevinden çıkmış. Bu yayınevi Random House. Yayınevinin sahipleriyse dünyaca ünlü Alman Bertelsmann yayıncılık. Bertelsmanın kurucusu ve şu anda emekli hayatı süren dünyanın en zenginlerinden Reinhard Mohnda sihirli değnek örneklerinden. Bay Mohn İkinci Dünya Savaşında general Rommelin Afrikakorps birliğinde asteğmen olarak savaşıyor. Burada Amerikalılara esir düşerek Kansasda bir esir kampına tıkılıyor. O zamana kadar kitaplara ilgi duymayan Mohn biranda kitap sever oluveriyor. Savaştan sonra komünizm tehdidi altındaki ülkesine dönen Mohn aniden bir yayınevi açarak ilahi kitapları ve dini kitaplar basmaya başlıyor. İşte Bertelsmanın kuruluşu böylesine mütevazi. 1991 senesinde emekli olduğu zaman Bertelsmann dünyanın en büyük yayıncılarından ve kendiside karun kadar zengin. Bu Amerikalılar asteğmen Mohna esir kampında ne yedirdilerse adam başarının sırrını buluveriyor bir anda. Bertelsmanın bir diğer ilginç özelliği Doğan Holdingle 2001 senesinde Müzik piyasasına yönelik bir ortaklığa gitmeleri. Bu ortaklığın tüm görüşmeleri bizzat Aydın Doğanın kızı Hanzade tarafından yapıldı. Buna göre şu an Türkiye’de yayınlanan pek çok yabancı müzik albümü hep bu ortaklığın sayesinde Türkiye’ye ulaşıyor. İşte bu büyük grup Orhan Pamuğu çok sevmiş olacak ki tüm kitaplarını satsa da satmasa da ısrarla onlar basıyorlar. Orhan Pamuğun en büyük başarılarından biride dünyaca ünlü IMPAC Dublin ödülünü almış olması. Bu ödül öylesine basit bir plaket değil tabii ki çünkü ödül jürisi “Benim adım Kırmızı” kitabını öylesine beğenmiş ki birde hediyesi olarak 115 bin dolar vermişler. Peki bir Türk yazarına kendisiyle aynı mesleği yapan çoğu meslektaşının hayatları boyunca bir arada göremeyeceği meblağı veren kurumun arkasındaki güç kim. Bu şirket ödüle ismini veren IMPAC şirketi. IMPAC tüm dünyada yaygın yönetim danışmanlığı hizmetleri veren bir Amerikan şirketi. Yönetim danışmanlığı adı altında güzel istihbarat hizmetleri verdiği de bilinir. Şirketin başındaki Dr James Irwin İrlanda’yı ve kitapları çok sevdiği için böylesine güzel bir ödül ortaya çıkarmış ve her sene başarılı bir yazara bu ödül veriliyor. Edebiyatsever dostumuz bay Irwin çok da aktif birisi. Kendisi Amerikanın önde gelen Cumhuriyetçilerinden ve Amerikan ordusuyla arası harika. O kadar harika ki Amerikan Askeri akademisi West Pointden üstün hizmet ödülü almış. Orhan Pamuğa verilen ödülün sponsoru bay James Irwin “International Democratic Union” derneğinin de baş üyesi ve muhasebecisi. Bu dernek dünya çapındaki merkez sağ partileri bir araya getirmek için kurulmuş. Kurucuları arasında Ronald Reagan,Margaret Thatcher,Baba George Bush, Helmut Kohl ve Jack Chirac gibi önemli isimlerde bulunmakta. Derneğin Türkiye’den de iki üyesi var. Bunlar Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi. Derneğin şu anki başkanı Avustralya’nın Amerikan yanlısı başbakanı John Howard. James Irwin bunun dışında Washintonda bulunan “Center for Democracy” derneğinin de üyesi. Tüm dünyaya Amerikan demokrasisi getirme amacındaki bu derneğin en ilginç siması artık hepimizin tanıdığı Henry Kissinger. Kissinger dendi mi o demokrasinin nasıl geleceğini hepiniz tahmin edersiniz herhalde. Orhan Pamuğun otuz yaşlarına kadar odasından çıkmayan biri olarak çok büyük aşamalar kaydettiği büyük bir gerçek. Şu anda kazandığı ünün ve paranın keyfini çıkarmakla meşgul. Taksim meydanına yakın ve muhteşem boğaz manzaralı teras katında yeni eserleriyle uğraşıyor. Duvarlarında Japon edebiyatına kadar tasnif edilmiş yüzlerce kitap bulunan lüks dairesini sadece çalışma amaçlı kullanıyor ve bazen de yakın dostlarıyla yemek yiyor. Bu eve sık sık gelen yakın dostlardan biride Yahudi asıllı Amerikan gazetecisi Jeri Liberdi. Bu şahsiyeti hafızası güçlü okurlar hatırlayacaklardır. Kurucusu olduğu insan hakları izleme komitesini temsilen Türkiye’deki insan hakları ihlallerini konu alan bir rapor yazmıştı. Sonra bu rapor kitap haline de dönüştürüldü. Bu raporda Türk ordusunun Kürtlere katliam yaptığını iddia edilmiş ve Türk ordusuna açıkça “serseriler” diye hitapta bulunulmuştu Bu kitabın çevirisini yapan Ertuğrul Kürkçü ve Ayşe Nur Zarakoğlu hakkında dava açılınca Jeri Liber onlara destek vermek için hemen Türkiye’ye gelerek mahkemelere katılmıştı. Herhalde Sayın Orhan Pamuğun fikirlerinin oluşmasında Jeri Liberle özel teras katında yaptığı yemekli sohbetlerin büyük etkisi olmuştur. Evet sevgili dostlar uzun bir yazının sonuna geldik. Keşke Orhan Pamuk gibi yazarlarımız bu şekilde açıklamalar yapmasa da bizde edebiyatçılarımızla ilgili böyle uzun yazılar yazmasak. Bu arada yazıyı yazarken sabahı etmişiz gene ve dışarıdan kuş sesleri geliyor. “Kuş sesleri” çok güzel ama her “kuşun” sesi değil tabii ki. Sevgilerimle Serdar Kuru ===== Serdar Kuru Araştırmacı-Yazar Ortadoğu Gazetesi köşe yazarı. Güvercinevi sitesi köşe yazarı. (www.guvercinevi.net) Yurtseven sitesi köşe yazarı. (www.yurt-seven.net) Antiemperyalizm sitesi köşe yazarı. (www.antiemperyalizm.org) Kitapları: Top Secret Yazılar - Q Matris yayınları Türkiye Dönüştürülürken - Türk Yay yayınları. Link to comment Share on other sites More sharing options...
BrightBlade Posted October 12, 2006 Share Posted October 12, 2006 Orhan bey gözümde iyi bir yazar değildir. Yazılarının bir çoğunu beğenmem. Görüşlerinin bir çoğu ile ters düşmekteyim. Yaptığı yardakcılığın karşılığını da almıştır bir nev bu ödülle. Dikkatle bakın ödül alanlara aralarında doğru düzgün tanıdığınız var mı? Bir Gunter Grass'ı biliyorsunuzdur o da son SS subayı itirafı sayesinde.. Yanlış anlaşılmasın, kesinlikle herbirinin yeri ayrı tutulacak insanlar. Yeni nesil yazarlar genelde sansasyonlarla anılıyor maalesef ve bu sayede daha göze batan insanlar oluyorlar. Bu durumda onlara dolaylı olarak ödülleri getiriyor. Sonuç olarak orhan pamuk'un bu ödülü alacağı daha aday olduğunda belliydi. Yaptığı söyleşiler bunu zaten gösteriyordu... Link to comment Share on other sites More sharing options...
exit Posted October 12, 2006 Share Posted October 12, 2006 sanirim evde 3 kitabi var cevdet bey ve ogullari kara kitap ve benim adim kirmizi. sadece birini okudum oda yari edemedim.. benim adim kirmiziydi bu kitapta.. yazarligini bilmem ama ben pek begenmedim tabi begenende olacaktir illaki.. kisiligi ve gorusu dusunceleride herkes gibi hur iradesi ve secme yapma sansi var oda bunu uyguluyor.. bunu birbirinizi kiricak sekel sokmadan bende konusmaya devam etmek gerek Link to comment Share on other sites More sharing options...
muselmansuffe Posted October 12, 2006 Share Posted October 12, 2006 sanirim evde 3 kitabi var cevdet bey ve ogullari kara kitap ve benim adim kirmizi.sadece birini okudum oda yari edemedim.. benim adim kirmiziydi bu kitapta.. yazarligini bilmem ama ben pek begenmedim tabi begenende olacaktir illaki.. kisiligi ve gorusu dusunceleride herkes gibi hur iradesi ve secme yapma sansi var oda bunu uyguluyor.. bunu birbirinizi kiricak sekel sokmadan bende konusmaya devam etmek gerek Bu adam sadece Batı'nın Yumurtası'dır(!) Üstad.. Daha düne kadar hayatta olan Cahid Zarifoğlu'ndan kimin haberi var.. Hangi televizyon anlatmış, konuşturmuş.. Hangi ders kitaplarında okutulmuş.. Ama Amerika'nın kölesi ol.. Yeni nesli yozlaştır.. Vatanına ihanet et.. Hakaret et.. Nobel Ödülü'nü kap.. Ülkesine ihanete cesaretin ödülü bu.. Fransa'da Ermeni Soykırımı kabul edildi parlamentoda.. Ve aynı gün Nobel Ödülü bu adamın oldu.. Güzel memleketim benim.. Güzel memleketim..# Orhan pamugun bende olan kitaplarini soyledim yukarida soylemek istedigim suydu bu yazar bu kitaplarla ve tutumuyla bu odulu alamsi kadar sacma birsey olamaz nobel odulunun manasi nedir? eger bir kriteri varsa bu odulun bu sahis buna uymuyor kesinlikle.. ama dedigim gibi herkesin kendine dusuncesi.. son fransa olaylariyla b aglantili bir durum bu odulde... ve fransa kendine zarar vermsitir alinan karar benim yasamimda gorusumde birsey degistirmemistir.. ve bu tur kararlari parlemanto degil tarihciler belirler ve fransiz tar,hcileri dahi bunu onaylamiyor buda herseyi aciklamaya yetiyor.. sirf bu bahsi gecen oylamadaki olayin olmadigini soyleyen fransanin onde gelen bir tarihcisininde ne hallere dustugunu tum dunya gordu... siyasi olan bir odul barisla nobelle kesinlikle alakasi yok.. son olarak tekrar not olarak tartismalarin bizlere yakisir sekilde devam etmesini temenni ediyorum Link to comment Share on other sites More sharing options...
mavikiz Posted October 12, 2006 Share Posted October 12, 2006 Bu adam sadece Batı'nın Yumurtası'dır(!) Üstad..Daha düne kadar hayatta olan Cahid Zarifoğlu'ndan kimin haberi var.. Hangi televizyon anlatmış, konuşturmuş.. Hangi ders kitaplarında okutulmuş.. Ama Amerika'nın kölesi ol.. Yeni nesli yozlaştır.. Vatanına ihanet et.. Hakaret et.. Nobel Ödülü'nü kap.. Ülkesine ihanete cesaretin ödülü bu.. Fransa'da Ermeni Soykırımı kabul edildi parlamentoda.. Ve aynı gün Nobel Ödülü bu adamın oldu.. Güzel memleketim benim.. Güzel memleketim..# tamamen katılıyorum ve yorum yapmıyorum üstüne. Orhan Pamuk'a nobel veriyorlarsa ben de Yunus Nadi istiyorum yahu! Vatanına ihanet eden ş...zin tekidir bana göre kendisi. Nefret ettiğim bir adamın - Türk olsa dahi- dünyadaki başarısı beni ırgalamaz. Çünkü ne bana, ne de ülkeme bir yararı olacak bu adamın. bu konuda çok hassas olduğum için tepkim belki birilerine sert gelebilir. şimdiden özür dilemeyeceğim belirtmek isterim. saygılarımla... Link to comment Share on other sites More sharing options...
BrightBlade Posted October 12, 2006 Share Posted October 12, 2006 Sakin kültür modumuz Orhan Pamuk Türk toplumunun tepkisini almıştır zaten. Söylediklerinin ödülünü de almıştır. Şimdi Türkiye'yi övmeye çalışsın. Biraz oraya biraz buraya.. Dün ki Türkiye Milli Takımının maçından sonra şöyle birşey söylemek istiyorum: Mehmet Aurello(doğru yazdım mı bilmiyorum), Orhan Pamuktan çok daha fazla türk. Takımımız da olmasına karşıydım şimdi bu görüşüm biraz da olsa yumuşadı.. Saygılar.. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Kızıl Posted October 13, 2006 Share Posted October 13, 2006 Ticari kaygıların yazarı, durum adamı, "KAR"dan KÅR eden, amaca hizmet değil hizmete gerzek olan bir arkadaş. Bu tarz siyasi oyunların içinde bu ödülü alması çok normal. Takip eden herkes bilir ki "NOBEL" bir edebiyat değil, SİYASET ödülüdür... Link to comment Share on other sites More sharing options...
Sisyphos Posted October 13, 2006 Share Posted October 13, 2006 Bu adam sadece Batı'nın Yumurtası'dır(!) Üstad..Daha düne kadar hayatta olan Cahid Zarifoğlu'ndan kimin haberi var.. Hangi televizyon anlatmış, konuşturmuş.. Hangi ders kitaplarında okutulmuş.. Ama Amerika'nın kölesi ol.. Yeni nesli yozlaştır.. Vatanına ihanet et.. Hakaret et.. Nobel Ödülü'nü kap.. Ülkesine ihanete cesaretin ödülü bu.. Fransa'da Ermeni Soykırımı kabul edildi parlamentoda.. Ve aynı gün Nobel Ödülü bu adamın oldu.. Güzel memleketim benim.. Güzel memleketim..# Bu kadar iste muselman. harfi harfine katılıyorum.. Ülkesine ihanete cesaretin ödülü bu.. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Hayalet Posted October 13, 2006 Share Posted October 13, 2006 tarihte orhan pamuk gibileri olmuştur hepsi hakk ettikleri yeride bulmuştur aynen katulu yorum ... Sakin kültür modumuz Orhan Pamuk Türk toplumunun tepkisini almıştır zaten. Söylediklerinin ödülünü de almıştır. Şimdi Türkiye'yi övmeye çalışsın. Biraz oraya biraz buraya..Dün ki Türkiye Milli Takımının maçından sonra şöyle birşey söylemek istiyorum: Mehmet Aurello(doğru yazdım mı bilmiyorum), Orhan Pamuktan çok daha fazla türk. Takımımız da olmasına karşıydım şimdi bu görüşüm biraz da olsa yumuşadı.. Saygılar.. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Arthur Posted October 13, 2006 Share Posted October 13, 2006 tezat der ki: gelecek sen de elif şakağa vereceklermiş @Arthur efendi bide bunu anlayabilseydim Link to comment Share on other sites More sharing options...
exit Posted October 13, 2006 Share Posted October 13, 2006 Yuridada degigim gibi orhan pamugun 3 kitabi var bende ve birini yari edemedim bana hic ama hic birsey ifade etmeyen bir yazar agac oluyro kopek oluyor su oluyor tas oluyor onlarin yerine konusuyor tum roman bununla geciyor ve bu yazarin nobel baris odulunu alcaak tek bir gorusu durumu durusu ve yetenegi yok bu tamamen siyasi bir hak edis odulu... fransada kendine yazik etmistir lekelemsitir kendisini.. tarihciler dururken parlemento boyle birseyi kabul edip onaylamistir ve bu cok buyuk bir aldanistir. kendi tarihcileri bile bunu yalanlarken boyle birsey yok derken parlemento ustune dusmeyecek sekilde bunu kabul etmesi cok buyuk bir yanlis ve boyle birsey yok diyenlere yapmadiklarini birakmadilar.. ermeniler iki ulkede agirlar biri amerike digeri fransa ve bu iki ulkeyi bu sekilde kullaniyorlar ve benim hayatimda boyle bir yasanin fransa tarafindan kabul edilemsi birsey asla degistiermez bu fransanin kendi kendine attigi kaziktir.. ne benim ulkemde nede dunyada kabul gormeyecek sadece fransa icinde kabul gorucek bir sacma sapan karar bu.. ve kaldiki birseyin tartilmasini yasak etemk onu suc saymak kadar sacma birsey olamaz bu dusunce ozgurlugu insan ozgurlugu bilmem ne ozgurlugu diye kendini yirtan bir ulkenin verdigi dusunceye fikre yasak olmasida ayrica baska bir sacmaliktir.. Saniyorlarki bunu kabul ettirince tazminat alma haklari toprak alma haklari olucak alacaklari tek sey var oda ucun biri.. Link to comment Share on other sites More sharing options...
tezat Posted October 16, 2006 Share Posted October 16, 2006 tezat der ki:bide bunu anlayabilseydim Türkiye ye karşı olumsuz bi şeyler yazsın çizin size de verirler Yazınızda da belirttiğiniz gibi Türkiyeye karşı olumsuz (olumsuz olması da aslında önemsiz, ama bunların ön plana çıkmasının sebebi başka ülkelerin elinde bize karşı koz olarak kullanılmasıdır) yazan Elif Şafak'ın da bu ödülü almasında bir sakınca yoktur.. Orhan pamuğa bu ödül verilerek, bir yol çizilmiş ve bu yolda da ilerlenilecektir. Haliyle şu anda en popüler olan Elif şafaktır. Ve gözlerinde ödül almaya adan en iyi isimdir. Sadece bunu belirtmek istemiştim. Ve yazınıza istinaden yazdığımdan dolayı da isminizi zikretmiştim. Ama tabi, yetersiz bir cümleden oluşmuş. Bundan dolayıdır ki kafanız da karıştı ise, özür dilerim Link to comment Share on other sites More sharing options...
CriminaL Posted October 17, 2006 Share Posted October 17, 2006 Ben Orhan Pamuk'un "Sessiz Ev" ve "Beyaz Kale" kitaplarını okumuştum eskiden.Bunların ışığında; 1)Orhan Pamuk iyi bir yazardır.Buna lafım yok.Ancak kendisi Türkçe'yi adeta katletmektedir.Kitaplarında bunu rahatlıkla görebilirsiniz.Bu nedenle ne kadar iyi konular yazıyor olursa olsun dili yanlış kullanması benim için büyük bir eksidir. 2)Nazım Hikmet,Yaşar Kemal ya da bunlar gibi birçok yazarımız en az Pamuk kadar bu ödülü haketmektedir.Peki onlara niye bu ödül verilmemiştir?Cevap çok basit.Çünkü onlar vatanlarını kötülememişler,"1 Milyon Ermeni,30.000 Kürt öldürüldü" diye konuşmalar yapmamış,marjinal olmaya çalışmamışlardır.(Belki Yaşar Kemal biraz çalışmıştır ama Pamuk onu solda sıfırlamıştır) 3)Bu ödülün gelirleri silah satışlarından gelmektedir. Sonuç olarak Orhan Pamuk'un bu ödülü almasından dolayı kendisini tebrik etmiyorum.Çünkü kendisini bir Türk vatandaşı olarak görmüyorum. Link to comment Share on other sites More sharing options...
tezat Posted October 19, 2006 Share Posted October 19, 2006 Cumartesi akşam Skyturk de Nihat GENÇ'i seyreden oldu mu bilmiyorum. Ancak çok ağır ve iddali konuştu. Orhan Pamuk un Beyza Kale romanında en önemli kısımlarından hatta romanın gövdesini oluşturan kısmın kelime kelime "Petrov un Güncesi" isimli bir İspanyolca kitaptan çalındigini -savcılar hemen aleyhime harekete gecsin mahkemede hesaplasalim diye de ekledi-, bu kitabin 1930 lu yıllarda İspanya'da elçilik görevinde bulundan biri tarafindan Türkçeye çevrildiğini, bir şekilde Orhan Pamuk'un bu kitabı okuyup romanına temel aldığını ve bu hırsızlık ortaya çıkınca tek kelime etmediğini söyledi. Aynen kelime kelime çalıntı... Bu adama bilinerek, yani bir eser hırsızına Nobel verilebilir mi? Doğan Hızlan gibi kişilerinde komik şekile "olur modern edebiyat da böyle şeyler" diye konuyu geçiştirdiğini, Radikal Gazetesi gibi yerlerde ise bu suçlamalara hiç yer verilmediğini gayet güzel anlattı. Ayrıca eserlerini ABD'de pazarlayan kişinin eski ABD Disisleri Bakan Yrd. Richard Holbrooke'un karısı Victoia Hoolbroke olduğunu, fazlasıyla yakın olduklarını ve Orhan Pamuk'dan başka yazarlara da kancayı taktığını anlattı. Harika bir programdı, bulabilirseniz izleyin tekrar derim. İktibas : gerçekhayat Aranıyor, Muhakkak 8sutun yayınlayacaktır. Yada yayınlatacağız. Yayınlar onlar bi rica etsek Link to comment Share on other sites More sharing options...
tezat Posted October 19, 2006 Share Posted October 19, 2006 N. Genç'ten O. Pamuk yorumu VİDEO Nihat Genç, 13 Ekim 2006 Cuma günü Skyturk televizyonunda Orhan Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülüne uzanan macerasını özetledi. İşte, Genç'in konuşmasından çarpıcı, bilgilendirici bir bölüm... Ayrıca konu ile ilintili olarak aşağıdaki videoyu da izlemenizi tavsiye ederim. 8sutun.com Link to comment Share on other sites More sharing options...
muselmansuffe Posted October 19, 2006 Share Posted October 19, 2006 Yazar halkının istmediklerini dahi onlara yzılarıyla sevdirendir..Bunun dışına çıkan yazar değil, ajandır.. Nihat Genç Bu adamı severdim.. Daha bir sevdim..# Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Archived
This topic is now archived and is closed to further replies.