Jump to content

Nobel Edebiyat Ödülü Orhan Pamuk'un...


emily

Recommended Posts

Yıllardır konuşulan ödül gerçek oldu, Nobel Edebiyat Ödülü Türk yazar Orhan Pamuk'a verildi. 2006 ödülü için Orhan Pamuk bahislerde favori gösteriliyordu.

İsveç Akademisi ödülü kazanan Orhan Pamuk için şunları söyledi: "Pamuk, doğduğu şehrin melankolik ruhunu ararken kültür birleşmeleri ve çatışmalarını anlatmak için yeni semboller keşfetti".

İsveç Akademisi Başkanı Horace Engdahl, Pamuk'un ismini okuduğunda salonda kısa ama güçlü bir alkış yükseldi.

Pamuk birincilik ödülü olarak 1.4 milyon dolar para, altın madalya ve diploma ile Nobel Ödül sisteminin kurucusu Alfred Nobel’in Stockholm’deki anma törenine davetiye kazandı.

sondun22.jpg

Dünya böyle duydu

Associated Press, ödülü dünyaya şöyle duyurdu:

"Çok az kişi bu karara şaşırdı. Nobel Edebiyat ödülünü alan ilk Türk olan 54 yaşındaki Orhan Pamuk hayatında bir Osmanlı ailesinin geleneksek çevresinden Batı odaklı bir hayat stiline geçiş yaşadığını söyledi. Bu temayı bir ailenin üç kuşağını anlattığı ilk kitabı 'Cevdet bey ve Oğulları'nda işlemişti. Türk yazar Pamuk'un zaten var olan ünü, uluslararası alanda daha da yayılacak."

Bahislerde favori gösteriliyordu

Ödülle ilgili bahislerde Pamuk 4'e karşı 1'le en tepede yer alıyordu. Pamuk'u 5'e 1'le Suriyeli ozan Adonis (Ali Ahmad Said Asbar) takip ediyordu. Ödüle aday gösterilen yazarlar arasında Philip Roth, Joyce Carol Oates, Thomas Pynchon, Don Delillo, John Updike ve Türkiye'de de tanınan Paul Austher yer alıyordu.

Orhan Pamuk, geçen yıl da adaylar arasında bulunuyordu.

Orhan Pamuk kimdir?

1952 yılında İstanbul’da doğdu, Robert Kolej’i bitirdi. İstanbul Teknik Üniversitesi'ne girdi ancak İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Yüksekokulu’ndan mezun oldu.

Karanlık ve Işık adlı romanıyla 1979 Milliyet Roman Yarışması’nda birincilik ödülünü Mehmet Eroğlu ile paylaştı. Daha sonra Cevdet Bey ve Oğulları (1982) adıyla yayımlanan bu roman ayrıca 1983 Orhan Kemal Roman Armağanı’ nı da aldı. İkinci kitabı Sessiz Ev ( 1983 ) ile 1984 Madaralı Roman Ödülü’ nü kazandı.

Bunu Beyaz Kale (1985), Kara Kitap (1990), Yeni Hayat (1994), Benim Adım Kırmızı (1998) izledi. Ardından Kar romanı geldi.

1982'den bu yana ödülü alanlar

Nobel Edebiyat ödülünü 1982’den bu yana kazananların listesi şöyle:

2006: Orhan Pamuk (Türkiye).

2005: Harold Pinter (İngiltere).

2004: Elfriede Jelinek (Avusturya).

2003: John Maxwell Coetzee (Güney Afrika).

2002: İmre Kertesz (Macaristan).

2001: V.S. Naipaul (İngiltere).

2000: Gao Şingcian (Çin).

1999: Günter Grass (Almanya).

1998: Jose Saramago (Portekiz).

1997: Dario Fo (İtalya).

1996: Wislawa Szymborska (Polonya).

1995: Seamus Heaney (İrlanda).

1994: Kenzaburo Oe (Japonya).

1993: Toni Morrison (ABD).

1992: Derek Walcott (St. Lucia).

1991: Nadine Gordimer (Güney Afrika).

1990: Octavio Paz (Meksika).

1989: Camilo Jose Cela (İspanya).

1988: Necib Mahfuz (Mısır).

1987: Joseph Brodsky (ABD).

1986: Wole Soyinka (Nijerya).

1985: Claude Simon (Fransa).

1984: Jaroslav Seifert (Çekoslovakya).

1983: William Golding (İngiltere).

1982: Gabriel Garcia Marquez (Kolombiya).

Kaynak->milliyet

Link to comment
Share on other sites

valla onu bunu bilmem ben

Nihat Genç orhan pamuğu ve yazarım diyen yazarım diye geçinen ve ödüllü olanlara iyi laf söylemişti...

Dünya orhan pamuğu okuyormuş. Dünya orhan pamuğu okuyor ise, çıksı 2 kelam da etsin şu ortadoğu ile şu ırakla ilgili dedi. buna benzer cümleler ve güzel cümleler ve müthiş eleştirisini haklı ve yerinde buldum..

Ordan-burdan ödüllü olanlar; ki medyanın da aynı zamanda vitrini olanlar ile zaten aramızda uçurumlar var ve hep olagelmiştir. Bu uçurumdan dolayı bu tür yazar-çizer ve vitrin avanesi bana ne göz ne de kulak olabilir. Meramımı anlatmama da asla bir etkisi olamaz. Şimdiye kadar olmamıştır da..

Kanaatimce; Nihayetinde bu ödül Orhanı tr deki çaılışmalarından dolayı takdir ve teşvik amaçlı olarak verilmektedir. Ama bu çalışmalar kime hizmet etmektedir. Orasını bilememekteyim.

Link to comment
Share on other sites

Orhan Pamuk muradına erdi

İsveç Akademisi sonunda açıkladı: Nobel Edebiyat ödülü Orhan Pamuk'un.

Geçtiğimiz yıl da aday gösterilen Pamuk'a ödül bu sene "nasip" oldu.

İsveç Akademisi, "kültürlerin çatışma sembolleriyle ilgili çalışmaları nedeniyle bu ödülün Pamuk'a verildiğini açıkladı.

Akademinin açıklamasında, "yaşadığı kentin melankolik ruhunu arayışında Pamuk'un, kültürlerin çatışması ve birleşmesinde yeni semboller bulduğu" ifade edildi.

Pamuk, aynı zamanda 1.36 milyon dolar (yaklaşık 2 milyon YTL) para ödülünün de sahibi oldu.

Link to comment
Share on other sites

Eğer Çok Uzun Dİyorsanız, Sadece Altı Çizili Yerleri Okuyun..#

Orhan Pamuk Dosyası

Sevgili dostlar edebiyata olan ilgimden dolayı aslına

bakarsanız yazı insanlarının ufak tefek hatalarını

maruz görür ve onları çok gündeme getirmemeye

çalışırım. Çünkü yazar dünyayla sıkıntısı olan

insandır ve temel olarak yaptığı sıkıntısını yazıya

dökmektir. Bunu en iyi kendimden bildiğim için yazı

insanlarının bazı çıkışlarını çok önemsemem. Orhan

Pamuğun son yaptığı açıklamalarla beni “yazara

dokunma” prensibimi bozmak zorunda bıraktırdığı için

üzgünüm. Nedense edebiyatçılarımız siyaset yapmadan

duramıyorlar ve bu siyasetlerde ne hikmetse hep

vatanımız aleyhine oluyor.

İstihbarat dünyasında “kuş yumurtası üretmek” diye bir

değim vardır. Diyelim ki X ülkesinde bundan 20 sene

sonra yapmak istediğiniz uzun vadeli bir operasyon

var. Bu operasyon için size çeşitli provakatörler

lazım ve en güvenilir provakatör kendi

yetiştirdiğinizdir. Bu iş için yetenekli ama geleceği

parlak olmayan zayıf karakterli bir “yumurta” bulunur.

Mesela bu genç üniversitede devşirilir ve aşama aşama

önce öğretim görevlisi daha sonrada medya parlatmaları

ve şirket sponsorluklarıyla ülkede sözü dinlenen bir

Profesör haline getirilir. Gerekirse tüm araştırma ve

kitapları da eline hazır olarak verilir. Ülkedeki

insanlar bu kişinin yazdığını sandıkları muhteşem

eserleri okur ve ona olan saygıları artar. Böylece

yumurta kuluçka aşamasını bitirmiş ve çatlayıp güzel

bir kuş olma zamanı gelmiştir. Belirlenen zamanda bu

profesör medya yoluyla müthiş radikal açıklamalar

yapmaya başlar ve tüm ülkeyi karıştırır. Aynı anda

kendisi gibi yetiştirilen diğer yumurtalarda farklı

faaliyetlere girişirler. Neyse konu uzun benim yerim

dar ama ilgilenenler için Doğu Bloğunun çöküş dönemine

bakmalarını salık veririm.

Bu alakasız konudan sonra gelelim Orhan beye. Ferit

Orhan Pamuk Beyin (kimsenin bilmesini istemediği göbek

adı Ferit’tir) ülkesine bu kadar muhalif olmasını hiç

anlayamamışımdır. Hani fakir ve hayatını zorluklar

içinde geçirmiş birisi olsa belki anlayacağım ama

Orhan Pamuk sülalece aristokrat tabakasına mensuptur

ve bugün eleştirdiği devletin çok ekmeğini yemiştir.

Mesela dedesi Cumhuriyetin ilk mühendislerindendir ve

özellikle Atatürk,İnönü dönemlerinde yapılan demiryolu

hamlesinde büyük ihaleler alıp kısa zamanda zengin

olmuştur. Oğulları bu koca servetin büyük kısmını

sefahatle tüketseler de Orhan Pamuğun zengin bir hayat

sürmesine yetecek kadar servet kalmıştır. Babası

deseniz Türk özel sektörünün duayenlerinden Gündüz

Pamuk. Amerikanın IBM şirketinin Türkiye’ye atadığı

ilk genel müdürlerden. 1959-1964 yılları arasında IBM

firmasının tüm devlet birimlerine ve silahlı

kuvvetlere sattığı cihazları pazarlayan kişi. 1964

yılından sonra Koç Holding’de Aygaz Genel Müdürlüğü,

Koç Holding Plan Grubu Başkanlığı, Arçelik müdürlüğü

yapmış ayrıldıktan sonra iki senede PETKİM’in başında

bulunmuştur. Yani Orhan Pamuğun babası Türkiye’nin

başarılı özel sektör yöneticilerinden biri. Bu kadarda

değil Gündüz Pamuk İsmet Paşanın yakın dostudur ve

SODEP’in kurucularındandır. Kısacası Pamuk ailesi

dönemlerinde zengin oldukları Halk Partisine büyük bir

sadakatle bağlı.

Anne tarafı deseniz o da aristokrat. Anne tarafından

büyük dedesi 1700’lü yıllarda Girit Valiliği yapmış

İbrahim Paşa. İbrahim paşa geniş torun yelpazesine

sahip ve bu kanaldan Orhan Pamuğun ilginç akrabaları

var. Mesela Hürriyet Gazetesinde edebiyat yazıları

yazan papyonlu Doğan Hızlan ve eski İş bankası genel

müdürü Ferit Basmacı Orhan Pamukla uzaktan akraba.

Karısı Aylin Pamuk bile aristokrat. Aylin hanımın anne

tarafı Beyaz Rusya’dan göç etmiş ve daha sonra Osmanlı

hizmetine girmiş bir Rus soylusuna dayanmakta. Babası

ise Osmanlı Adliye Nazırı Kazım Beyin oğlu. Kısacası

sevgili dostlar bugün Türkiye’deki sisteme binlerce

eleştiri yağdıran Orhan Pamuk bu eleştirileri yapacak

en son kişidir çünkü Osmanlıdan beri bu ülkeyi yöneten

aristokrasinin tam bir üyesi kendileri. Peki Orhan

Pamukta oluşan bu sistem düşmanlığı nereden

kaynaklanıyor ve acaba “yapay” bir düşmanlık mı

sorularına cevap arayalım.

Orhan Pamuğun hayatının ilk evrelerine baktığımız

zaman koca bir başarısızlık olduğunu görüyoruz. 30

yaşına kadar iki okul değiştirmiş ve sırf askerliğini

kısa dönem yapmak için Gazetecilik okumuş bir insan.

İlk başlarda ressam olmak isterken sonra yazarlığa

sarıyor. Yıllarca evinin odasına kapanarak ödüller

alan ama kimsenin para vermek istemediği romanlar

yazıyor. Tam artık buraya kadarmış aşamasına geldiği

anda sihirli bir değnek değmiş gibi Orhan Pamuğun

kitapları satmaya ve yurtdışında tanınmaya başlıyor.

Peki bu sihirli değnek acaba nerede değmiş olabilir.

Benim kanaatimce bu değneğin izini Amerika’da sürmek

lazımdır.

Amerika’ya gitmeden önce Orhan Pamuk üzerinde derin

etkileri olduğu anlaşılan birisinden bahsetmek lazım.

Bu kişi Orhan Pamuğun erkek kardeşi Şevket Pamuk.

Şevket Pamuk Orhan Pamuğun ilk dönemlerinin aksine

oldukça başarılı bir insan. Amerika’da Yale,Berkeley

gibi sağlam üniversitelerde ekonomi okuduktan sonra

Türkiye’de bir çok üniversitede ders veren Şevket

Pamuk Osmanlı ekonomisi üzerinde tanınmış bir uzman.

Kendisi pek çok yabancı üniversitede Osmanlı ve

Türkiye ekonomisi üzerine dersler vermiş. Bu

üniversitelerden en ilginci İsrail’de bulunan Negev

Ben Gurion üniversitesi. İsmini İsrail’in ilk

başbakanı,İsrail’in kurucularından ve hatta anarşik

faaliyetleri yüzünden Osmanlı tarafından Filistin’den

kovulacak kadar fanatik siyonist

olan David Ben Guriondan almıştır. Üniversitenin

derslerini MOSSAD’ında ilgiyle takip edip raporlar

hazırlattığı bir “Ortadoğu Çalışmaları” bölümü

bulunmakta. İşte sayın Şevket Pamuk böylesine kaliteli

bir bölümde ders verebilecek kadar yetenekli bir

ekonomi uzmanımız. Ben Gurion üniversitesinin başında

14 sene Dünya Bankasında çalışmış ve daha sonra bu

başarılarından ötürü Rotary ve Lions klüplerinin 2000

yılının adamı olarak seçtikleri Prof.Avishay Braverman

bulunmakta. Böylesine başarılı bir ekonomistin

yönettiği üniversitede ekonomi dersi vermenin önemini

anlamışsınızdır. İşte Orhan Pamuğun kardeşi Şevket

Pamuk bu kadar değerli bir hocamız.

Evet biz Orhan Pamuğun Amerika yolculuğuna dönelim

gene. 1985-1988 arasında tam üç sene Amerika’da kaldı

Orhan Pamuk. Bu dönemde Amerika’da harıl harıl kitap

yazmanın dışında çok önemli bir kursuda başarıyla

bitirdi.Bu kurs Iowa üniversitesi bünyesinde verilen

International Writing Program (IWP) isimli çok ilginç

bir kurs. Kursun amacı dünyanın değişik bölgelerinden

gelen ve kendilerinde potansiyel görülen yazarların

Amerikan hayatını tanımaları ve kitaplarını

yazabilecek güzel bir ortama kavuşmaları. Bu

“iyiliksever”programın bünyesinde her sene 20 kadar

yazar ağırlanıyor. İşte Orhan Pamuğun bu kurstan sonra

hayatı değişti. Yani onun deyimiyle “Bir kursa gitti

hayatı değişti”.Bu arada kurstan 2004 senesinde mezun

olan bir başka Türkün ismi de Mahir Öztaş aklınızda

bulunsun çünkü geleceği parlak. İnsan düşünmeden

edemiyor bu üniversite bu kadar insanı çağırıp onları

aylarca yedirip içirecek ve ağırlayacak parayı nereden

buluyor diye. Cevabı basit. Bu yazar eğitim kursu

programının baş sponsoru Amerikan Dışişleri Bakanlığı.

Orhan Pamuğun şansı Amerika’da bundan sonra oldukça

açılıyor. Baktığımız zaman Orhan Pamuğun Amerika’da

basılan kitaplarının tamamına yakını aynı yayınevinden

çıkmış. Bu yayınevi Random House. Yayınevinin

sahipleriyse dünyaca ünlü Alman Bertelsmann

yayıncılık. Bertelsmanın kurucusu ve şu anda emekli

hayatı süren dünyanın en zenginlerinden Reinhard

Mohnda sihirli değnek örneklerinden. Bay Mohn İkinci

Dünya Savaşında general Rommelin Afrikakorps

birliğinde asteğmen olarak savaşıyor. Burada

Amerikalılara esir düşerek Kansasda bir esir kampına

tıkılıyor. O zamana kadar kitaplara ilgi duymayan Mohn

biranda kitap sever oluveriyor. Savaştan sonra

komünizm tehdidi altındaki ülkesine dönen Mohn aniden

bir yayınevi açarak ilahi kitapları ve dini kitaplar

basmaya başlıyor. İşte Bertelsmanın kuruluşu böylesine

mütevazi. 1991 senesinde emekli olduğu zaman

Bertelsmann dünyanın en büyük yayıncılarından ve

kendiside karun kadar zengin. Bu Amerikalılar asteğmen

Mohna esir kampında ne yedirdilerse adam başarının

sırrını buluveriyor bir anda. Bertelsmanın bir diğer

ilginç özelliği Doğan Holdingle 2001 senesinde Müzik

piyasasına yönelik bir ortaklığa gitmeleri. Bu

ortaklığın tüm görüşmeleri bizzat Aydın Doğanın kızı

Hanzade tarafından yapıldı. Buna göre şu an Türkiye’de

yayınlanan pek çok yabancı müzik albümü hep bu

ortaklığın sayesinde Türkiye’ye ulaşıyor.

İşte bu büyük grup Orhan Pamuğu çok sevmiş olacak ki

tüm kitaplarını satsa da satmasa da ısrarla onlar

basıyorlar.

Orhan Pamuğun en büyük başarılarından biride dünyaca

ünlü IMPAC Dublin ödülünü almış olması. Bu ödül

öylesine basit bir plaket değil tabii ki çünkü ödül

jürisi “Benim adım Kırmızı” kitabını öylesine beğenmiş

ki birde hediyesi olarak 115 bin dolar vermişler. Peki

bir Türk yazarına kendisiyle aynı mesleği yapan çoğu

meslektaşının hayatları boyunca bir arada göremeyeceği

meblağı veren kurumun arkasındaki güç kim. Bu şirket

ödüle ismini veren IMPAC şirketi.

IMPAC tüm dünyada yaygın yönetim danışmanlığı

hizmetleri veren bir Amerikan şirketi. Yönetim

danışmanlığı adı altında güzel istihbarat hizmetleri

verdiği de bilinir. Şirketin başındaki Dr James Irwin

İrlanda’yı ve kitapları çok sevdiği için böylesine

güzel bir ödül ortaya çıkarmış ve her sene başarılı

bir yazara bu ödül veriliyor. Edebiyatsever dostumuz

bay Irwin çok da aktif birisi. Kendisi Amerikanın önde

gelen Cumhuriyetçilerinden ve Amerikan ordusuyla arası

harika. O kadar harika ki Amerikan Askeri akademisi

West Pointden üstün hizmet ödülü almış.

Orhan Pamuğa verilen ödülün sponsoru bay James Irwin

“International Democratic Union” derneğinin de baş

üyesi ve muhasebecisi. Bu dernek dünya çapındaki

merkez sağ partileri bir araya getirmek için kurulmuş.

Kurucuları arasında Ronald Reagan,Margaret

Thatcher,Baba George Bush, Helmut Kohl ve Jack Chirac

gibi önemli isimlerde bulunmakta. Derneğin Türkiye’den

de iki üyesi var. Bunlar Anavatan Partisi ve Doğru Yol

Partisi. Derneğin şu anki başkanı Avustralya’nın

Amerikan yanlısı başbakanı John Howard.

James Irwin bunun dışında Washintonda bulunan “Center

for Democracy” derneğinin de üyesi. Tüm dünyaya

Amerikan demokrasisi getirme amacındaki bu derneğin en

ilginç siması artık hepimizin tanıdığı Henry

Kissinger. Kissinger dendi mi o demokrasinin nasıl

geleceğini hepiniz tahmin edersiniz herhalde.

Orhan Pamuğun otuz yaşlarına kadar odasından çıkmayan

biri olarak çok büyük aşamalar kaydettiği büyük bir

gerçek. Şu anda kazandığı ünün ve paranın keyfini

çıkarmakla meşgul. Taksim meydanına yakın ve muhteşem

boğaz manzaralı teras katında yeni eserleriyle

uğraşıyor. Duvarlarında Japon edebiyatına kadar tasnif

edilmiş yüzlerce kitap bulunan lüks dairesini sadece

çalışma amaçlı kullanıyor ve bazen de yakın

dostlarıyla yemek yiyor. Bu eve sık sık gelen yakın

dostlardan biride Yahudi asıllı Amerikan gazetecisi

Jeri Liberdi. Bu şahsiyeti hafızası güçlü okurlar

hatırlayacaklardır. Kurucusu olduğu insan hakları

izleme komitesini temsilen Türkiye’deki insan hakları

ihlallerini konu alan bir rapor yazmıştı. Sonra bu

rapor kitap haline de dönüştürüldü. Bu raporda Türk

ordusunun Kürtlere katliam yaptığını iddia edilmiş ve

Türk ordusuna açıkça “serseriler” diye hitapta

bulunulmuştu Bu kitabın çevirisini yapan Ertuğrul

Kürkçü ve Ayşe Nur Zarakoğlu hakkında dava açılınca

Jeri Liber onlara destek vermek için hemen Türkiye’ye

gelerek mahkemelere katılmıştı. Herhalde Sayın Orhan

Pamuğun fikirlerinin oluşmasında Jeri Liberle özel

teras katında yaptığı yemekli sohbetlerin büyük etkisi

olmuştur.

Evet sevgili dostlar uzun bir yazının sonuna geldik.

Keşke Orhan Pamuk gibi yazarlarımız bu şekilde

açıklamalar yapmasa da bizde edebiyatçılarımızla

ilgili böyle uzun yazılar yazmasak. Bu arada yazıyı

yazarken sabahı etmişiz gene ve dışarıdan kuş sesleri

geliyor. “Kuş sesleri” çok güzel ama her “kuşun” sesi

değil tabii ki.

Sevgilerimle

Serdar Kuru

=====

Serdar Kuru

Araştırmacı-Yazar

Ortadoğu Gazetesi köşe yazarı.

Güvercinevi sitesi köşe yazarı. (www.guvercinevi.net)

Yurtseven sitesi köşe yazarı. (www.yurt-seven.net)

Antiemperyalizm sitesi köşe yazarı. (www.antiemperyalizm.org)

Kitapları:

Top Secret Yazılar - Q Matris yayınları

Türkiye Dönüştürülürken - Türk Yay yayınları.

Link to comment
Share on other sites

Orhan bey gözümde iyi bir yazar değildir. Yazılarının bir çoğunu beğenmem. Görüşlerinin bir çoğu ile ters düşmekteyim. Yaptığı yardakcılığın karşılığını da almıştır bir nev bu ödülle. Dikkatle bakın ödül alanlara aralarında doğru düzgün tanıdığınız var mı? Bir Gunter Grass'ı biliyorsunuzdur o da son SS subayı itirafı sayesinde.. Yanlış anlaşılmasın, kesinlikle herbirinin yeri ayrı tutulacak insanlar. Yeni nesil yazarlar genelde sansasyonlarla anılıyor maalesef ve bu sayede daha göze batan insanlar oluyorlar. Bu durumda onlara dolaylı olarak ödülleri getiriyor.

Sonuç olarak orhan pamuk'un bu ödülü alacağı daha aday olduğunda belliydi. Yaptığı söyleşiler bunu zaten gösteriyordu...

Link to comment
Share on other sites

sanirim evde 3 kitabi var cevdet bey ve ogullari kara kitap ve benim adim kirmizi.

sadece birini okudum oda yari edemedim.. benim adim kirmiziydi bu kitapta..

yazarligini bilmem ama ben pek begenmedim tabi begenende olacaktir illaki..

kisiligi ve gorusu dusunceleride herkes gibi hur iradesi ve secme yapma sansi var oda bunu uyguluyor..

bunu birbirinizi kiricak sekel sokmadan bende konusmaya devam etmek gerek :)

Link to comment
Share on other sites

sanirim evde 3 kitabi var cevdet bey ve ogullari kara kitap ve benim adim kirmizi.

sadece birini okudum oda yari edemedim.. benim adim kirmiziydi bu kitapta..

yazarligini bilmem ama ben pek begenmedim tabi begenende olacaktir illaki..

kisiligi ve gorusu dusunceleride herkes gibi hur iradesi ve secme yapma sansi var oda bunu uyguluyor..

bunu birbirinizi kiricak sekel sokmadan bende konusmaya devam etmek gerek :)

Bu adam sadece Batı'nın Yumurtası'dır(!) Üstad..

Daha düne kadar hayatta olan Cahid Zarifoğlu'ndan kimin haberi var..

Hangi televizyon anlatmış, konuşturmuş..

Hangi ders kitaplarında okutulmuş..

Ama Amerika'nın kölesi ol..

Yeni nesli yozlaştır..

Vatanına ihanet et.. Hakaret et..

Nobel Ödülü'nü kap..

Ülkesine ihanete cesaretin ödülü bu..

Fransa'da Ermeni Soykırımı kabul edildi parlamentoda..

Ve aynı gün Nobel Ödülü bu adamın oldu..

Güzel memleketim benim..

Güzel memleketim..#

Orhan pamugun bende olan kitaplarini soyledim yukarida soylemek istedigim suydu bu yazar bu kitaplarla ve tutumuyla bu odulu alamsi kadar sacma birsey olamaz nobel odulunun manasi nedir? eger bir kriteri varsa bu odulun bu sahis buna uymuyor kesinlikle.. ama dedigim gibi herkesin kendine dusuncesi.. son fransa olaylariyla b aglantili bir durum bu odulde... ve fransa kendine zarar vermsitir alinan karar benim yasamimda gorusumde birsey degistirmemistir.. ve bu tur kararlari parlemanto degil tarihciler belirler ve fransiz tar,hcileri dahi bunu onaylamiyor buda herseyi aciklamaya yetiyor.. sirf bu bahsi gecen oylamadaki olayin olmadigini soyleyen fransanin onde gelen bir tarihcisininde ne hallere dustugunu tum dunya gordu...

siyasi olan bir odul barisla nobelle kesinlikle alakasi yok..

son olarak tekrar not olarak tartismalarin bizlere yakisir sekilde devam etmesini temenni ediyorum

Link to comment
Share on other sites

Bu adam sadece Batı'nın Yumurtası'dır(!) Üstad..

Daha düne kadar hayatta olan Cahid Zarifoğlu'ndan kimin haberi var..

Hangi televizyon anlatmış, konuşturmuş..

Hangi ders kitaplarında okutulmuş..

Ama Amerika'nın kölesi ol..

Yeni nesli yozlaştır..

Vatanına ihanet et.. Hakaret et..

Nobel Ödülü'nü kap..

Ülkesine ihanete cesaretin ödülü bu..

Fransa'da Ermeni Soykırımı kabul edildi parlamentoda..

Ve aynı gün Nobel Ödülü bu adamın oldu..

Güzel memleketim benim..

Güzel memleketim..#

tamamen katılıyorum ve yorum yapmıyorum üstüne. Orhan Pamuk'a nobel veriyorlarsa ben de Yunus Nadi istiyorum yahu! Vatanına ihanet eden ş...zin tekidir bana göre kendisi. Nefret ettiğim bir adamın - Türk olsa dahi- dünyadaki başarısı beni ırgalamaz. Çünkü ne bana, ne de ülkeme bir yararı olacak bu adamın. bu konuda çok hassas olduğum için tepkim belki birilerine sert gelebilir. şimdiden özür dilemeyeceğim belirtmek isterim. saygılarımla...

Link to comment
Share on other sites

Sakin kültür modumuz :) Orhan Pamuk Türk toplumunun tepkisini almıştır zaten. Söylediklerinin ödülünü de almıştır. Şimdi Türkiye'yi övmeye çalışsın. Biraz oraya biraz buraya..

Dün ki Türkiye Milli Takımının maçından sonra şöyle birşey söylemek istiyorum:

Mehmet Aurello(doğru yazdım mı bilmiyorum), Orhan Pamuktan çok daha fazla türk. Takımımız da olmasına karşıydım şimdi bu görüşüm biraz da olsa yumuşadı..

Saygılar..

Link to comment
Share on other sites

Ticari kaygıların yazarı, durum adamı, "KAR"dan KÅR eden, amaca hizmet değil hizmete gerzek olan bir arkadaş. Bu tarz siyasi oyunların içinde bu ödülü alması çok normal. Takip eden herkes bilir ki "NOBEL" bir edebiyat değil, SİYASET ödülüdür...

Link to comment
Share on other sites

Bu adam sadece Batı'nın Yumurtası'dır(!) Üstad..

Daha düne kadar hayatta olan Cahid Zarifoğlu'ndan kimin haberi var..

Hangi televizyon anlatmış, konuşturmuş..

Hangi ders kitaplarında okutulmuş..

Ama Amerika'nın kölesi ol..

Yeni nesli yozlaştır..

Vatanına ihanet et.. Hakaret et..

Nobel Ödülü'nü kap..

Ülkesine ihanete cesaretin ödülü bu..

Fransa'da Ermeni Soykırımı kabul edildi parlamentoda..

Ve aynı gün Nobel Ödülü bu adamın oldu..

Güzel memleketim benim..

Güzel memleketim..#

Bu kadar iste muselman. harfi harfine katılıyorum..

Ülkesine ihanete cesaretin ödülü bu..

Link to comment
Share on other sites

tarihte orhan pamuk gibileri olmuştur hepsi hakk ettikleri yeride bulmuştur

aynen katulu yorum ...

Sakin kültür modumuz :) Orhan Pamuk Türk toplumunun tepkisini almıştır zaten. Söylediklerinin ödülünü de almıştır. Şimdi Türkiye'yi övmeye çalışsın. Biraz oraya biraz buraya..

Dün ki Türkiye Milli Takımının maçından sonra şöyle birşey söylemek istiyorum:

Mehmet Aurello(doğru yazdım mı bilmiyorum), Orhan Pamuktan çok daha fazla türk. Takımımız da olmasına karşıydım şimdi bu görüşüm biraz da olsa yumuşadı..

Saygılar..

Link to comment
Share on other sites

Yuridada degigim gibi orhan pamugun 3 kitabi var bende ve birini yari edemedim bana hic ama hic birsey ifade etmeyen bir yazar agac oluyro kopek oluyor su oluyor tas oluyor onlarin yerine konusuyor tum roman bununla geciyor ve bu yazarin nobel baris odulunu alcaak tek bir gorusu durumu durusu ve yetenegi yok bu tamamen siyasi bir hak edis odulu... fransada kendine yazik etmistir lekelemsitir kendisini.. tarihciler dururken parlemento boyle birseyi kabul edip onaylamistir ve bu cok buyuk bir aldanistir. kendi tarihcileri bile bunu yalanlarken boyle birsey yok derken parlemento ustune dusmeyecek sekilde bunu kabul etmesi cok buyuk bir yanlis ve boyle birsey yok diyenlere yapmadiklarini birakmadilar.. ermeniler iki ulkede agirlar biri amerike digeri fransa ve bu iki ulkeyi bu sekilde kullaniyorlar ve benim hayatimda boyle bir yasanin fransa tarafindan kabul edilemsi birsey asla degistiermez bu fransanin kendi kendine attigi kaziktir.. ne benim ulkemde nede dunyada kabul gormeyecek sadece fransa icinde kabul gorucek bir sacma sapan karar bu.. ve kaldiki birseyin tartilmasini yasak etemk onu suc saymak kadar sacma birsey olamaz bu dusunce ozgurlugu insan ozgurlugu bilmem ne ozgurlugu diye kendini yirtan bir ulkenin verdigi dusunceye fikre yasak olmasida ayrica baska bir sacmaliktir..

Saniyorlarki bunu kabul ettirince tazminat alma haklari toprak alma haklari olucak alacaklari tek sey var oda ucun biri..

Link to comment
Share on other sites

tezat der ki:

bide bunu anlayabilseydim

Türkiye ye karşı olumsuz bi şeyler yazsın çizin size de verirler

Yazınızda da belirttiğiniz gibi Türkiyeye karşı olumsuz (olumsuz olması da aslında önemsiz, ama bunların ön plana çıkmasının sebebi başka ülkelerin elinde bize karşı koz olarak kullanılmasıdır) yazan Elif Şafak'ın da bu ödülü almasında bir sakınca yoktur..

Orhan pamuğa bu ödül verilerek, bir yol çizilmiş ve bu yolda da ilerlenilecektir. Haliyle şu anda en popüler olan Elif şafaktır.

Ve gözlerinde ödül almaya adan en iyi isimdir.

Sadece bunu belirtmek istemiştim. Ve yazınıza istinaden yazdığımdan dolayı da isminizi zikretmiştim.

Ama tabi, yetersiz bir cümleden oluşmuş. Bundan dolayıdır ki kafanız da karıştı ise, özür dilerim

Link to comment
Share on other sites

Ben Orhan Pamuk'un "Sessiz Ev" ve "Beyaz Kale" kitaplarını okumuştum eskiden.Bunların ışığında;

1)Orhan Pamuk iyi bir yazardır.Buna lafım yok.Ancak kendisi Türkçe'yi adeta katletmektedir.Kitaplarında bunu rahatlıkla görebilirsiniz.Bu nedenle ne kadar iyi konular yazıyor olursa olsun dili yanlış kullanması benim için büyük bir eksidir.

2)Nazım Hikmet,Yaşar Kemal ya da bunlar gibi birçok yazarımız en az Pamuk kadar bu ödülü haketmektedir.Peki onlara niye bu ödül verilmemiştir?Cevap çok basit.Çünkü onlar vatanlarını kötülememişler,"1 Milyon Ermeni,30.000 Kürt öldürüldü" diye konuşmalar yapmamış,marjinal olmaya çalışmamışlardır.(Belki Yaşar Kemal biraz çalışmıştır ama Pamuk onu solda sıfırlamıştır)

3)Bu ödülün gelirleri silah satışlarından gelmektedir.

Sonuç olarak Orhan Pamuk'un bu ödülü almasından dolayı kendisini tebrik etmiyorum.Çünkü kendisini bir Türk vatandaşı olarak görmüyorum.

Link to comment
Share on other sites

Cumartesi akşam Skyturk de Nihat GENÇ'i seyreden oldu mu bilmiyorum. Ancak çok ağır ve iddali konuştu. Orhan Pamuk un Beyza Kale romanında en önemli kısımlarından hatta romanın gövdesini oluşturan kısmın kelime kelime "Petrov un Güncesi" isimli bir İspanyolca kitaptan çalındigini -savcılar hemen aleyhime harekete gecsin mahkemede hesaplasalim diye de ekledi-, bu kitabin 1930 lu yıllarda İspanya'da elçilik görevinde bulundan biri tarafindan Türkçeye çevrildiğini, bir şekilde Orhan Pamuk'un bu kitabı okuyup romanına temel aldığını ve bu hırsızlık ortaya çıkınca tek kelime etmediğini söyledi. Aynen kelime kelime çalıntı... Bu adama bilinerek, yani bir eser hırsızına Nobel verilebilir mi?

Doğan Hızlan gibi kişilerinde komik şekile "olur modern edebiyat da böyle şeyler" diye konuyu geçiştirdiğini, Radikal Gazetesi gibi yerlerde ise bu suçlamalara hiç yer verilmediğini gayet güzel anlattı. Ayrıca eserlerini ABD'de pazarlayan kişinin eski ABD Disisleri Bakan Yrd. Richard Holbrooke'un karısı Victoia Hoolbroke olduğunu, fazlasıyla yakın olduklarını ve Orhan Pamuk'dan başka yazarlara da kancayı taktığını anlattı. Harika bir programdı, bulabilirseniz izleyin tekrar derim.

İktibas : gerçekhayat

Aranıyor, Muhakkak 8sutun yayınlayacaktır. Yada yayınlatacağız. Yayınlar onlar bi rica etsek :D

Link to comment
Share on other sites

N. Genç'ten O. Pamuk yorumu VİDEO

nihat-mmm1.jpg

Nihat Genç, 13 Ekim 2006 Cuma günü Skyturk televizyonunda Orhan Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülüne uzanan macerasını özetledi. İşte, Genç'in konuşmasından çarpıcı, bilgilendirici bir bölüm...

Ayrıca konu ile ilintili olarak aşağıdaki videoyu da izlemenizi tavsiye ederim.

8sutun.com

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...