TMSF'ci hortumun romanını yazdı

[mavikiz]

Türkiye'de 50 Milyar Dolara mal olduğu belirtilen ve 2001 yılında yaşanan Cumhuriyet döneminin en büyük ekonomik krizinin sebebi olarak gösterilen hortum skandalını konu alan bir kitap dün raflarda yerini aldı. Popüler Kitaplar yayınevinin imzasını taşıyan roman içeriği kadar yazarı ile de dikkat çekici. Çünkü banka hortumculuğunu konu edinen bu kitabın yazarı olan Salim Köse bir TMSF görevlisi.

13 Şubat 1967 yılında Afyon'da doğan ve 1993 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra Türkiye Emlak Bankası A.Ş'de avukatlık yapmaya başlayan Salim Köse 1998'de özelleştirilen Etibank A.Ş'ye geçti. Ancak Banka daha sonra Tasarruf Mevduat Sigorta Fonuna devredilince o da TMSF'nin bir elemanı oldu.

Halen TMSF Hukuk İşleri Daire Başkanlığı'nda Grup Koordinakörü olarak görev yapıyor. Evli ve iki çocuk babası olan Salim Köse halen 46 şirketin yönetim kurul başkanlığını yapmakta...

TMSF Grup Daire Başkanının romanının önsözünde yapılan hatalardan hiç ders alınmadığına dikkat çekerek şöyle bir eleştiride bulunuyor: "Bütün bu yaşananlara rağmen dönemin politik figürleri; Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş , Turgut Özal, Erdal İnönü ve diğerlerinin, o günlerde toplumun gözünde nasıl göründükleri yavaş yavaş unutulmaya yüz tutmuştur. Hatta, bazıları fırsat buldukça akıl almaz bir yüzsüzlükle ve yeni bir anlayışla(!) "kurtarıcılığa" da soyunmaktır.

Yakın tarimizin travmalarla dolu bu dönemlerinin gölgesinde, acısıyla tatlısıyla yaşanan sıradışı bir hayat hikayesinin kurgusu yer almaktadır bu kitapta"

Önsözünde işte böyle bir eleştiri yer alan kitabın üslubu hayli keskin dilli. Öyleki bu üslup pek çok tartışma doğuracak, pek çok kesimi üzüp, kıracak, hatta küplere bindirecek denli acımasız. Türkiye'yi hortumlamaya ******üren toplum yapısını şekillendiren siyasi akımların imza attığı olaylar kahramanın gözünden tarihsel bir arka plan olarak verilirken aslında pek çok göndermeye yol açıyor.

Siyasetçinin siyasetçiliğini, hukukçunun hukukçuluğunu, askerin askerliğini, gazetecinin gazeteciliğini, yazarların yazarlığını bir yana atıp ülkeyi şekilllendirmek için yarıştığı bu kabus dönemlerini Anadolu'nun küçük bir köyünde hayata gözlerini açan ve iniş-çıkışlar içinde önemli mevkilere uzanan bir İmam'ın oğlunun gözünden izliyoruz. Fakat kitabın hemen hemen tüm karakterleri gibi kahramanımız da defolu. Kendisinin yaşadığı psikolojik travma kitap içinde ustaca migelerle aktarılıyor.

Aslında yazar bu travmalı yapıyı insanların daha küçüklükten itibaren sorularına kesin ve doyurucu bir yanıt alamamasına dayandırıyor. Soruları yanıtlamak veya sorunları çözmek için kafa yormak yerine hepsini geçiştirip, "halının altına süpürmek" zihniyetinin bu travmalara yol açtığına işaret ediyor.

Devrimci ve sosyalistler, ülkücü ve milliyetçiler, muhafazakar ve İslamcılar ile rejimin bekçilerinin kitapta oynadığı roller ise gerçek anlamda büyük tartışmalara gebe..

Yazar, "Bu romanda hayal gücünün yanı sıra, bu hayal gücünü destekleyen, harekete geçiren ; yaşadığımız toplumun ve ortamların etkileri ebletteki vardır, olacaktır. Dolasıyla, roman sadece hayalden ibaret değildir" diyor ama eklemeyi de ihmal etmiyor. "Ancak bu kitaptakilerin bir romandan ibaret olduğu da unutulmamalıdır"...

Bakalım bu kitap en çok kimleri rahatsız ederecek ve kitaba en büyük tepkiyi hangi kesim verecek..

Salim Köse'nin kitabını kimseye tavsiye edemiyoruz, çünkü dediğimiz gibi kitaptan alınmayacak ve kitaba kızmayacak insan sayısının niceliğini kestitirebilmemiz mümkün değil.

O yüzden böyle ilginç bir ve tartışmalara gebe bir kitap yayınlandığını duyurmakla yetiniyor; kendi namusuna ve sinirlerine güvenen okusun tavsiyesinde bulunuyoruz.