Jump to content

Roma Ağıtları


mavikiz

Recommended Posts

Söyleyin bana taşlar, konuşun ey yüksek saraylar!

Bir şey söyleyin, sokaklar!

Kıpırdamıyor musun, ey Roma?

Evet, kutsal duvarlarının arasında herşey ruh,

ölümsüz Roma! Yalnızca herşey henüz

bana karşı suskun.

Ah, bana kim fısıldadı, hangi pencerede gördüm

beni dağlarcasına canlandıran tatlı yaratığı.

Ona gidip gelirken geçtiğim yolları durup

dinlenmeden,

henüz bilemiyor muyum, boşa mı harcıyorum

değerli zamanı?

Daha seyrediyorum kiliseyi ve sarayı,

yıkıntıları ve sütunları,

geziden güzelce yararlanışı gibi dikkatli birinin.

Yakında geçecek bu da! Artık kalacak tek bir tapınak,

Aşk tanrısının tapınağı, sırdaş olanı o karşılayacak.

Bir dünyasın sen, ey Roma!

Ama aşksız dünya dünya olmazdı, Roma da Roma.

Üzülme sevgilim,

bu kadar çabuk teslim olduğuna bana!

İnan ki,düşünmüyorum senin için

kötü ve adi bir şey.

Daha çok aşk tanrısının okları etkili: Birkaç çizik,

hasta eder yıllarca gizlice akan zehir yüreği.

Güçlüdürler çok, yeni bileylenmiş, oysa ötekiler,

işler iliğe dek, birden tutuştururlar kanı.

Kahramanlar döneminde, severken tanrılar

tanrıçaları, izlerdi gözleri tutku,

tutkunun tadını çıkarma.

İnanır mısın, uzun uzun düşündüğüne

aşk tanrıçasının,

Bir zamanlar ida yamaçlarında

hoşlanınca Ankhises'ten?

Uykuda öpmeseydi Luna güzel delikanlıyı,

acele, kıskanarak Aurora onu uyandırdı.

Hero Leander'i gördü gürültülü bir eğlencede

ve hemen sevdalı attı kendini

gecenin dalgalarındaki ateşe.

Rea Silvia yürüyor ağır ağır, soluk bakire,Tiber'den

su almaya iniyor,yakalıyor onu hemen Tanrı.

Mars oğulları döller böylece!

İkizleri emzirdi bir dişi kurt

ve kendine dünyanın prensesi diyor Roma.

Karanlıkta bir ateş yanıyor bir an ve buharlaşıyor,

su korların üstünü hızla ve birden kaplayınca;

ama kor temizleniyor hemen,

dağıtıyor bulanık buharları;

yeniden ve yükseliyor daha güçlü ve parlak bir alev.

Sonbaharın parıltısı

çevreyi güzelleştiren ocağın alevinde,

çıtırdıyor ve parlıyor, ne çabuk!

çırpılardan hızla yükseliyor.

Bu akşam daha çok sevindiriyor beni; çalı çırpı

demeti kömürleşmeden, küllere karışıp gitmeden,

geliyor sevdiğim kız.

O zaman çırpılar ve odun alevi,

ve ısınan gece oluyor bize enfes bir bayram.

Sabah erkenden hızla terk ediyor aşk yuvasını,

uyandırıyor küllerin içinden alevleri yeniden.

Çünkü aşk tanrısı gülümseyerek vermiş bu yeteneği,

kül haline hiç gelmeyen sevinci uyandırabilmeyi.

Işığı yak bana, evladım!

_"Daha aydınlık, tüketiyorsunuz

yağı ve fitili boşuna. Kapamasanıza pancurları!

Evlerin ardında yitiyor güneşimiz,

dağların ardında değil!

Yarım saat var daha gece çanına."

Uğursuz! denileni yap hadi!

Sevgilim bekliyor beni;

beni avut, lambacık, gecenin sevimli habercisi!

Yazarken adımı kendi adına doladı; tutkuyla hep

izledim küçük parmağı, o da sezmiş olmalı bunu.

Sonunda çabucak çizdi Romen rakamının beşini

ve önünede bir çizgi. Ben görünce de,

çiziverdi hemen iç içe halkalar, silmek için yazılanı;

ama o güzel dört yerleşiverdi gözümün içine.

Dilsiz gibi oturup kaldım

ve ısırdım alev gibi yanan dudağımı,

yarı şaka ve zevkle,yarı istekli,yaralandım.

geceye daha çok var! Daha dört saat beklemek gerek!

Yüce güneş,duruyor ve seyrediyorsun Roma'nı!

Gördün burda bir dünyanın oluştuğunu,

gördün sonra burda

yıkıntılardan yeniden oluşan

daha büyük bir dünyayı!

Senin ışığında onu uzun uzun seyredebilmek için,

kurnaz Parze bir ip uzatsın bana yavaşça!

Ama acele etsin, o güzel bezeli zaman!

- Ne mutlu! Duyuyormuyum onu?

Hayır, evet duyuyorum üçünü de.

Evet, sevgili esin perileri,

yine ayaklandınız uzunluğuna

zamanın, beni sevgilimden ayıran süreye.

Hoşça kalın!

Ben acele ediyorum ve siz sakın alınmayın,

yüce ruhlular, siz öne çıkarırsınız hep aşk tanrısını.

En sıkıcı olan yatağın yalnızlığıdır geceleyin,

oysa daha da kötüsü,

aşkın yolunda korkmak yılanlardan

ve haz güllerinin altındaki zehirden,

doruğa ulaştığı anda en büyük mutluluğun,

yaklaşırsa dalgınlığına fısıltıyla kaygı.

Bu nedenle Faustine mutlu eder beni,

Ah, nasıl yanlış davranmışsın!

Bir korkuluktu o yalnızca, senin ürktüğün!

Bir şeydi eski giysi ve kumaşlardan

örerek yaptığımız,

ben de çalıştım onun için, demek bana yaramadı.

İşte ihtiyarın istediği oldu,

en özgür kuşu ürküttü bugün,

aldı elinden aşk bahçesini ve kız yeğenini.

GOETHE

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...