Jump to content

Şeytan Üçgeni'nin Basit Sırrı!


vatan24

Recommended Posts

Ben gemilerin ve uçakların deniz altı akınıtlarıyla oraya buraya dağıldığına inanmıyorum.

Çünkü deniz altı sonar taramalarında şeytan üçgenin kilometrelerce uzağındaki noktalar bile taranmış. Bize konuşması kolay geliyor ama orada millet anasını, babasını, kardeşini, eşini kaybediyor. Bu araştırmalar yapılmıyor mu zannediyorsunuz?

Yakınlarını kaybedenler şöyle mi diyor "Kim ölmüş karım mı? nerde ölmüş? şeytan üçgeninde mi? tamam o zaman araştırmaya gerek yok gemiyi de bulamayız eşimi de bulamayız. Orada volkanik gazlar sayesinde moleküllerine kadar ayrılmışlardır."

Deniz altı taramalarında şeytan üçgeninden kilometrelerce uzağındaki noktalara kadar arama yapılmış tek bir parça bile bulunamamış?

Akıntıyla sürüklenmiş olmaları bu nedenlerle doğru gelmiyor. Çok çok uçacaksak şeytan üçgeninin tabanında bataklık var ve bu bataklık gazların çıkması anında magma tabakasına kadar yol açıyor, bu sayede batan gemiler, düşen uçaklar içindeki yolcular dünyanın neredeyse merkezine kadar inip eriyip gidiyorlar. Bence daha mantıklı.

Link to comment
Share on other sites

Herkes farklı bir gerekçe öne sürerken diğer varsayımları karalıyor. Oysa ki ne kadar akla yakın olursa olsun tek bir etken, herşeyi yok eden, tüm insanları etkileyen bir efsane yaratamaz bence.

Okyanusların birçok yerinde sıcak ve soğuk su akıntıları vardır ve manyetik alan oluşturdukları bilinen bir gerçektir. Tek başına bir akıntı, gemi ya da uçağı etkileyecek güce sahip değilken, iki akıntının kesiştiği bölgede oluşan manyetik alanın, elektronik cihazları etkilediği, hatta bozduğu tesbit edilmiştir.

Bermuda üçgeni olarak adlandırılan bölgede birçok su akıntısı mevcuttur. Olayların olduğu yerin sürekli farklı, ama hep bu üçgen içinde yer alması, akıntıların sürekli yer değistirmesi sebebiyledir.

Akıntılar farklı ısılara sahip ve okyanusun farklı yüksekliklerinde akmaktadırlar. İki akıntının kesişim bölgesi güçlü manyetik alan oluştururken, bu kesişen akıntıların sayısı daha fazla ise, alanın gücü geometrik oranda artmakta ve etki alanındaki metalik tüm cisimleri yutacak güce erişmektedir.

Okyanusun dondurucu derinliklerinde sıvılaşmış, ya da okyanus tabanında toz halinde katılaşmış volkanik gazların, ısınma etkisiyle gaz kabarcıkları oluşturup hızla yüzeye doğru, ve oradan da atmosferin üst kısımlarına doğru tabaka halinde yükselmesi, okyanus yüzeyinden derinlere doğru dev anaforlar ve yüzeyden gökyüzüne doğru da, dev hortumlar oluşturur.

Aktif volkanik dağlar gibi, okyanusun bazı derin dip yüzeylerinde de çekirdeğe uzanan menfezler mevcut. Kapalı kapta yüksek sıcaklık etkisiyle biriken gaz, limiti aşınca emniyet sübabından tahliye olur, düdüklü tencere gibi. Dünyamızın çekirdeği de tıpkı bu şekilde bazı zamanlarda içeriğini dünya yüzeyine aktarır. En yükseklerdeki kraterlerde olduğu gibi, okyanusun en derinliklerinde de magma tabakası, sıvı ya da gaz (lavlar-volkanik gazlar) ifraz eder. Devasa ısı transferinden, elbette çevredeki maddeler de büyük ölçüde etkilenecektir.

Yukarıda saydığım üç etken aslında okyanusların birçok bölgesinde tek başlarına mevcutken, Bermuda her üçünü de ihtiva ettiği için yutucu, yokedici bir efsane ve şeytan ismine sahip olmuştur.

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...