Jump to content

( 3 Haziran 1963, Moskova )


zinnnn

Recommended Posts

225pxnazimhikmet.jpg

Arkadaşlar bu gün Türk şair ve oyun yazarının.Türkiye'de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin öncüsü.Uluslararası bir üne ulaşmış ve adı 20. yüzyıl'ın ilk yarısında yaşamış olan dünyanın en büyük şairleri arasında anılmış üstat Nazım Hikmet Ran ın ölüm yıldönümü ( 3 Haziran 1963, Moskova ) seveni olduğu kadar sevmeyeni de mutlaka vardır bu tartışmaya açık bir konu ama herşeyden önce bir türk ve vatanseverdi,bu yüzden onun anısına şiirlerinin bir kaç satırını okuyup unutmamış arkadaşlar herkes bu köşede paylaşalım diyorum..konuyla ilgisi olmayan şiirlerde olabilir..teşkk

benim sevdiğim şiirlerden biri bu

MAVİ LİMAN

Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.

Seyir defterini başkası yazsın.

Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman.

Beni o limana çıkaramazsın...

NAZIM HİKMET

bir diğeride bu..

Kraliçe seçtim seni.

Senden boylu, boylular var.

Durular var, senden duru.

Güzeller var, daha güzel.

Ama kraliçe sensin.

Yürürsün sokaklarda

Kimse tanımaz seni.

Kimse görmez kristal tacını,

kimse bakmaz

geçerken ayağına serdiğim

o görünmez

kızıl altın kilime.

Ve görünce seni

Çığrışır tüm ırmaklar

Bedenimde,

Çanlar

Titretir gökyüzünü,

Ve bir ilahi doldurur evreni.

Yalnızca sen ve ben

Yalnızca sen ve ben, sevgilim,

Kulak ver ve dinle

Pablo Neruda

Link to comment
Share on other sites

Önce Anısına Haziranda Ölmek Zor:

Gece leylak ve tomurcuk kokuyor 
Yaralı bir şahin olmuş yüregim
Uy anam anam,
Haziranda ölmek zor

Çalışmışım onbeş saat
Tükenmişim onbeş saat

Yorulmuşum, acıkmışım, uykusamışım

Anama sövmüş patron
Sıkmışım dişlerimi
Islıkla söylemişim umutlarımı

Sıcak bir ev özlemişim
Sıcak bir yemek
Sıcacık bir yatakta unutturan öpücükler
Çıkmışım bir dalgadan, vurmuşum sokaklara
Sokakta tank paleti
Sokakta düdük sesi
Sarı sarı yapraklarla dallarda
İnsan iskeletleri

Gece leylak ve tomurcuk kokuyor
Uyarına gelirse tepemde bir de çınar' demiştin yıllar önce
Demek ki on yıl sonra
Demek ki sabah sabah
Demek ki manda gözü
Demek ki sile bezi
Bir de memedin yüzü
Bir de saman sarısı
Bir de özlem kırmızısı

Demek ki göçtü usta
Kaldı yürek sızısı

Yıllar var ter içinde taşıdım ben bu yükü
Bıraktım acının alkışlarına
3 Haziran 63'ü

3 Haziran 63'ü
Bir kırmızı gül dalı egilmiş üstüne
Bir kırmızı gül dalı şimdi uzakta
Okşar yanan alnını
Nazım Ustanın
Bir kırmızı gül dalı egilmiş üstüne
Bir kırmızı gül dalı şimdi uzakta
Yatıyor oralarda
Bir eski gömütlükte
Yatıyor usta

Gece leylak ve tomurcuk kokuyor

Geçsem de gölgesinden tankların tomsonların
Şuramda bir kuş ötüyor.

Haziranda ölmek zor....[/CODE]

Sonra Kendisinden Otobiyografi:

[CODE]1902'de doğdum
doğduğum şehre dönmedim bir daha
geriye dönmeyi sevmem
üç yaşımda Halep'te paşa torunluğu ettim
on dokuzumda Moskova'da komünist Üniversite öğrenciliği
kırk dokuzumda yine Moskova'da Tseka-Parti konukluğu
ve on dördümden beri şairlik ederim

kimi insan otların kimi insan balıkların çeşidini bilir
ben ayrılıkların
kimi insan ezbere sayar yıldızların adını
ben hasretlerin

hapislerde de yattım büyük otellerde de
açlık çektim açlık gırevi de içinde ve tatmadığım yemek yok gibidir

otuzumda asılmamı istediler
kırk sekizimde Barış madalyasının bana verilmesini
verdiler de
otuz altımda yarım yılda geçtim dört metre kare betonu
elli dokuzumda on sekiz saatta uçtum Pırağ'dan Havana'ya

Lenin'i görmedim nöbet tuttum tabutunun başında 924'de
961'de ziyaret ettiğim anıtkabri kitaplarıdır

partimden koparmağa yeltendiler beni
sökmedi
yıkılan putların altında da ezilmedim

951'de bir denizde genç bir arkadaşla yürüdüm üstüne ölümün
52'de çatlak bir yürekle dört ay sırtüstü bekledim ölümü

sevdiğim kadınları deli gibi kıskandım
şu kadarcık haset etmedim Şarlo'ya bile
aldattım kadınlarımı
konuşmadım arkasından dostlarımın

içtim ama akşamcı olmadım
hep alnımın teriyle çıkardım ekmek paramı ne mutlu bana

başkasının hesabına utandım yalan söyledim
yalan söyledim başkasını üzmemek için
ama durup dururken de yalan söyledim

bindim tirene uçağa otomobile
çoğunluk binemiyor
operaya gittim
çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
çoğunluğun gittiği kimi yerlere de ben gitmedim 21'den beri
camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye
ama kahve falıma baktırdığım oldu

yazılarım otuz kırk dilde basılır
Türkiye'mde Türkçemle yasak

kansere yakalanmadım daha
yakalanmam da şart değil
başbakan filân olacağım yok
meraklısı da değilim bu işin
bir de harbe girmedim
sığınaklara da inmedim gece yarıları
yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında
ama sevdalandım altmışıma yakın
sözün kısası yoldaşlar
bugün Berlin'de kederden gebermekte olsam da
insanca yaşadım diyebilirim
ve daha ne kadar yaşarım
başımdan neler geçer daha
kim bilir.[/CODE]

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...