Jump to content

Can Yücel - Bağlanmayacaksın


feri

Recommended Posts

Bağlanmayacaksın

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.

"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.

Demeyeceksin işte.

Yaşarsın çünkü.

Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.

Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.

Ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin o'nu sevdiğinden.

Çok sevmezsen, çok acımazsın.

Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.

Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...

Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.

Senin değillermiş gibi davranacaksın.

Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.

Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.

Çok eşyan olmayacak mesela evinde.

Paldır küldür yürüyebileceksin.

İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,

Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.

Gökyüzünü sahipleneceksin,

Güneşi, ayı, yıldızları...

Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.

"O benim." diyeceksin.

Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin...

Mesela gökkuşağı senin olacak.

İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.

Mesela turuncuya, yada pembeye.

Ya da cennete ait olacaksın.

Çok sahiplenmeden,

Çok ait olmadan yaşayacaksın.

Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,

Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.

İlişik yaşayacaksın.

Ucundan tutarak...

Link to comment
Share on other sites

Teşekkürler Feri.

geçengün tc de evlenme programlarından birisi denkgeldi. dedemle oturuyoruz. erkek kıza şöyle diyordu.

--bak gerçekten sitemeden oldu yani ben öyle demek istemedim ağzımdan çıktı ben seni istiyorum lütfen kırma beni.

kızda

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.

"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.

Demeyeceksin işte.

Yaşarsın çünkü.

Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.

Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.

Ve zaten genellikle o daha az sever seni, senin o'nu sevdiğinden.

Çok sevmezsen, çok acımazsın.

Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.

bu mısraları söylüyordu. dedem bi an gözümün içine baktı ne diyor bu kız yaw diyor :D:D ben koptum :)) dede o şiir dedim telefonda vardı açtım. çakan lan bu kız valla çakal bu cocuk neyine yalvarıyor bunun diyor :D

Link to comment
Share on other sites

Bu şiir bana hep "saçma" gelmiştir. Çünkü insan hayatla bağlantılarını kestiği an ölmüştür, aksini idda eden de yoktur sanırım.

İnsan dünyaya gelmeden önce bile dünyaya kordon bağı ve annesi aracılığıyla bağlı değil midir? Ama doğumdan sonra dünya ile daha sağlıklı iletişim kurmak için bu kordon bağından da kurtuluyor. Neden? Kordon bağıyla yaşadığı müddetçe sadece annesiyle bir bağı vardır, eğer bu bağdan kurtulursa daha güçlü bağlara ve daha çok bağa sahip olacaktır. Akabinde ise en azından annesiyle emzirilmek, korunmak ve en önemlisi duygusal bir bağ için tekrar bağ kurmuyor mu?

Ben yukarıdaki şiiri yazan insanı da suçlamıyorum/suçlayamam, yazdıklarım nasıl sadece benim düşüncelerimden ibaret ve kimseyi bağlayıcı bir etkisi yoksa, onunda bunları yazması, söylemsi en doğal hakkıdır. Ama onun bu şiiri nasıl bir psikoloji ile yazdığı bence meçhul, şimdi sorsanız belki ona da "saçma" gelebilirdi.

Hayatla bağlantısız yaşam sadece cansız varlıklarda mevcuttur. Hayvanlara bakın, insanlara bakın, bunlara bakmaya üşeniyorsanız bitkilere bakın toprağa kaç bağla bağlanıyor, bağlanmadığı zaman ne oluyor.

İnsanın yaradılışında mevcuttur bağlanmak, aksini düşünenlerin sadece kendilerini avuttukları/kandırdıkları düşüncesindeyim. Tavşan dağa küsmüs dağın haberi olmamış misali, sen hayata sırtını çevirirsen hayat değişmez, değişecek olan sadece ve sadece sensindir.

Aslında içimdekilerin hepsini dökmedim okuyan olmaz diye, yani sayfalarca yazabilirim, beni tanıyanlar bilir. :)

Link to comment
Share on other sites

Mulkiyet esarettir sozu ne kadarda dogru. Ne kadar bagli olursaniz o kadar esir oluyorsunuz. Misal bir yazlik aliyorsunuz her yaz o yazliga gitmek icin kendinizi programliyorsunuz. Halbuki gidilecek o kadar cok yer varken. Baglanmazsaniz 10 sene sonrasinin planlariyla degil simdi aldiginiz nefesi yasarsiniz. Isimizi kaybedince bile ne kadar uzuluyoruz o kadar baglaniyoruz o kadar sahipleniyoruz ki. Halbuki alti ustu is yada memleket yada ev yada araba hic farketmez. Onlar bizim yasamamiz icin baglanacagimiz olgular veya nesneler degil tam tersine bize baglanmis. bize kok tutmus hayatla bagimizi kesen seyler. Burada soylenen zaten hayata baglanmaniz icin size bag olanlardan kurtulmaniz. Size bag olan bagliliklarinizla hic bir zaman hayati tam olarak yasayamayacaksiniz. Vehbi Koc olmeden once ogluna demis ki beni coraplarimla gomun. Rahmi Koc diyanete sormus hocalara sormus heryere sorusturmus. Yok. Olmuyor. Corapla gomulmesi mumkun degil. Sonra gelmis demis baba boyle boyle heryere sorusturdum mumkun degil corapla gomemiyorlar. Vehbi Koc demiski bak evladim ben bu ulkenin en zengin adamiyim ben bile bu dunyadan obur tarafa corap dahi goturemiyorum. O yuzden baglanmaya hic gerek yok hic birseye.

Link to comment
Share on other sites

Ve dörtte üçü su olduğundan mı vücudumuz okyanuslar gibi Ay'ın

cazibesinin etkisindedir..? Bu yüzden mi içimiz gelgit halindedir..?

Sular ve gökler arasında kalabalığım. Tut ki yeni yaratılmışım... Bu

yüzden mi sudan sebeplerle yitiririz su gibi aziz şeyleri çoğu zaman.

Sular durulduğunda aydınlanır anlamlar ama sular ......durulmaz

...dalgalanmadan....

Link to comment
Share on other sites

Sizlerin söyledikleri doğru arkadaşlar ama akımada bir soru takıldı, beni aydınlatırsanız memnun olurum.

İnsan neden evlenir veya evlenmeden önce herhangi bir bağ kurulmuyor mu?

Link to comment
Share on other sites

Sizlerin söyledikleri doğru arkadaşlar ama akımada bir soru takıldı, beni aydınlatırsanız memnun olurum.

İnsan neden evlenir veya evlenmeden önce herhangi bir bağ kurulmuyor mu?

Bagliliklarin esaret yarattigina inanan insanlar genellikle evlenmez zaten. Halk arasinda da denir ya. Hadi artik evlen yuvani kur koklerini sal diye. Iste bu yuzden evlenilir. Evlenmek aslinda guven oldugu kadar korkudurda. Yanliz kalma korkusu. Acikta kalma ac kalma endisesi. Evlilik sevginin resmi halidir. Fakat sevginin resmi hali sevgiye gore resmi degildir. Evlilik korkudur aslinda. Sosyal cevre korkusudur tore gelenek korkusudur. Evlenmeden once bag kurulur tabi. O bag icin evlilige gerek yoktur cunku o bagi kurmazsan zaten evlenemezsin. O bagi kurduktan sonra evlilige karar verirsin ve aslinda o bag kurulmustur ve evlililge gerek yoktur. Ikilemdir aslinda evlilik. Fakat evlilik bag kurmaz, evlilik kurulan bagin bir imzasidir.

Link to comment
Share on other sites

Maslow un ihtiyaçlar hiyerarşisinde beğenme beğenilme de yer alır..Yani haatında birinin olması da sadece bunun için bile ihtiyaçtır.

Maslow teorisinin gercekligine inananlar zaten bagliliga mahkum olmus insanlardir. Malsowu kabul etmek icin once caresizlik ve acizligi kabul etmek gerekmek gerek. Once benim ait olmam gerek demen lazim daha sonra aitlikte sevilme ihtiyacina sahip olman lazim. Ait olmayi esaret kabul eden birey bir sonraki kademeyle aradaki zinciri kirmis olur ve maslow her zamanki gibi teoriden gerceklige adim atamaz.

Link to comment
Share on other sites

Bagliliklarin esaret yarattigina inanan insanlar genellikle evlenmez zaten. Halk arasinda da denir ya. Hadi artik evlen yuvani kur koklerini sal diye. Iste bu yuzden evlenilir. Evlenmek aslinda guven oldugu kadar korkudurda. Yanliz kalma korkusu. Acikta kalma ac kalma endisesi. Evlilik sevginin resmi halidir. Fakat sevginin resmi hali sevgiye gore resmi degildir. Evlilik korkudur aslinda. Sosyal cevre korkusudur tore gelenek korkusudur. Evlenmeden once bag kurulur tabi. O bag icin evlilige gerek yoktur cunku o bagi kurmazsan zaten evlenemezsin. O bagi kurduktan sonra evlilige karar verirsin ve aslinda o bag kurulmustur ve evlililge gerek yoktur. Ikilemdir aslinda evlilik. Fakat evlilik bag kurmaz, evlilik kurulan bagin bir imzasidir.

Sadece nesnelerle fazla bağ kurulmamalı ama canlı varlıklarla türlü bağlar kurulabilir şeklinde anladım. Buda benim 6. iletideki yazdıklarımla paralellik göstermekte ayrıca da doğrular nitelikte sonuç olarak bu konuda hemfikir oluyoruz galiba. :)

Not: Siz devam edin yazmaya, ben fırsat bulduğumda kaldığımız yerden devam ederim, yarın işe gideceğim de. :)

Link to comment
Share on other sites

Mobilya satın alırsınız. kendinize dersiniz ki, bu hayatım boyunca ihtiyaç duyacağım son kanepe. Kanepeyi alırsınız ve sonraki birkaç yıl boyunca, hangi işiniz ters giderse gitsin, en azından kanepe sorununuzu çözmüş olduğunuzu bilirsiniz. Sonra aradığınız tabak takımı. sonra hayallerinizdeki yatak, perdeler,halılar... Sonra o güzel yuvanızda kısılıp kalırsınız. Bir zamanlar sahip olduğunuz şeyler artık sizin sahibiniz olur...
Link to comment
Share on other sites

Sadece nesnelerle fazla bağ kurulmamalı ama canlı varlıklarla türlü bağlar kurulabilir şeklinde anladım. Buda benim 6. iletideki yazdıklarımla paralellik göstermekte ayrıca da doğrular nitelikte sonuç olarak bu konuda hemfikir oluyoruz galiba. :)

Not: Siz devam edin yazmaya, ben fırsat bulduğumda kaldığımız yerden devam ederim, yarın işe gideceğim de. :)

Bag kurmak secim mevzusudur. Bag kurarsaniz bagimli halde yasarsiniz. Bag kurmazsaniz bagimsiz halde yasarsiniz demek :) Bag kurulan nesne yada canli olmasi onemli degildir. Baglar kuruldumu hayattan sizi alikoyar demek :)

Bu arada kendime tesekkur edip duruyorum megaloman sanmayasiniz :D Sistemde bir bug var onu test ediyorum :)

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...