Jump to content

mucit41

Üye
  • Posts

    3550
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    12

Everything posted by mucit41

  1. Teknoloji son sürat değişmeye ve gelişmeye devam ediyor. Bunu ise en kolay sokakta kullanılan araçlara, evde kullandığımız elektronik eşyalarda bakarak anlayabiliyoruz. Daha dün tüplü televizyon kullanırken bugün LCD, plazma, LED ve 3D gibi bir çok seçenek mevcut. Bunların arasından en çok satılan şüphesiz LCD televizyonlar. Peki LCD televizyon alırken nelere dikkat etmeli? Özelliklerin sizi kandırmasına izin vermeyin; LCD almak için bir mağazaya gittiğiniz zaman doğal olarak size en iyisini satmaya çalışırlar ve öne çıkan özellikleri sıralarlar. İşte bu sebepten dolayı sizin gitmeden önce LCD televizyonu hangi amaçla kullanacağınıza karar vermeniz lazım. Örnek olarak şu ana için yeni moda Smart Tv’ler. Smart Tv özelliği olan televizyon markaları reklamlarda bunu özellikle öne çıkarıyorlar. İyi ama biz Smart TV nedir biliyor muyuz? Smart TV bir ethernet portu ile veya wireless (kablosuz) bağlantı özelliği ile internete bağlanabilen televizyonlar için kullanılan yeni moda isim. İnternette youtube ve benzeri sitelerden video izleyebilir, chatleşebilirsiniz. Hatta bazılarının web tarayıcıları bile mevcut, böylece TV kumandanız ile internette surf yapabilirsiniz. Diğer taraftan ise özellikle Samsung ve Sony gibi markalar Smart Tv için içerik sağlayabiliyorlar, böylece film kiralayıp izleme şansınız bile oluyor. Ama tüm bunlar için öncelikle kotasız ve yüksek hızlı intermet bağlantısı gerekli. Yani evinizde internet yoksa veya mobil internet kullanıyorsanız bu durumda alacağınız LCD televizyonun Smart Tv özelliği sizin için hiç bir anlam ifade etmeyecek. Şimdi ise yeni moda 3D özelliği, önce kendinize şunu sorun; 3D yayın yapan kaç tane kanal var? Mağazalarda gördüğünüz görüntü kalitesi sizi yanıltmasın; Mağazalarda spot ışıkların altında ve genelde HD DVD veya çizgi film oynatılırken ortaya yüksek görüntü kalitesi çıkar. Aynı görüntü kalitesini evde yakalama şansınız olmayabilir. Evde gündüz güneş ışığı altında ve akşam daha loş ışıkta uydudan televizyon seyrederken HD kanallarda bile aynı LCD ile aynı görüntü kalitesini yakalayamama ihtimaliniz çok yüksek. Zaten genelde size izlettirdikleri filmler Blu-Ray. Blu-Ray filmler ile normal yayınlar arasında çok fazla kalite farkı var, aradaki farkı anlayabilmek için bir örnek vermek gerekirse, tek katmanlı normal bir DVD 480p görüntü kalitesi ile ortalama 4,7 GB büyüklüktedir ama tek katmanlı bir Blu-Ray film 720p, 1080i veya 1080p görüntü kalitesi ile 25 GB büyüklüğe ulaşır. Siz normal televizyon seyrederken uydudan ya da Digitürk veya Smart Tv gibi dijital platformlardan gelen HD olmayan yayının kalitesi zaten bu kadar yüksek olmayacaktır. LCD Televizyonun boyutunu odanıza göre seçin LCD alırken ne kadar büyük ekran olursa o kadar iyi gibi anlayışı aklınızdan çıkarın. Eğer odanız küçük ise 102 veya 106 ekran bir LCD almanız gerek yoktur. Ekran boyutu büyüdükçe aynı çözünürlük, aynı kontrast ve aynı görüntü yenilenme hızına (50 Hz, 100 Hz, 400 Hz olarak belirtilen özellik) sahip farklı boyuttaki LCD televizyonlarda en iyi görüntüyü daha küçük ekranda alırsınız. Bunu şöyle açıklamak mümkün; örnek olarak full HD bir LCD alacaksınız ve çözünürlüğü 1920 x 1080p, bunun anlamı alacağınız televizyonun eninde 1920 pixel, boyunda 1080 pixel toplamda 2,073,600 pixel var bu ekrana eşit dağılmış durumda. Ekran boyutu büyüdükçe pixellerin boyutlarıda büyüdüğü için görüntü kalitesinde boyuttan kaynaklanan bir görüntü kaybı yaşamazsınız, tabi eğer aldığınız yayın 1080p ise. Eğer full HD yayın seyretme şansınız var ise sorun yok ama normal kablolu, uydu veya Dsmart ve Digitürk’ün normal yayınlarını seyredecekseniz yayınlar 768 x 576, yani ekran boyutu ne kadar büyük olursa bu orandaki görüntü o kadar geniş alana yayılacak demektir. Bu görüntüdeki bozulmayı ise daha yakından çok daha fazla hissedersiniz. Dolayısıyla ortalama büyüklükte bir salonda HD olmayan normal yayınlar izleyecekler için 40 inçin (101 ekran) üzerindeki LCD televizyonlar tercih edilmemelidir. Bunun haricinde son olarak dinamik kontrast oranının ve görüntü yenilenme hızının ne kadar yüksek olursa o kadar iyi olduğunu belirtmekte fayda var.   http://onedio.com/haber/lcd-alirken-nelere-dikkat-etmeli--67655  
  2.   Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım siteleri ile çevrimiçi oyunların, insanoğlunun kim olduğu ve dünyadaki yeri ile ilgili görüşlerini yeniden biçimlendirdiği ortaya çıkarıldı.     İngiliz hükümetinin bilim başdanışmanı Prof. Sir John Beddington, internet kullanımındaki artışa paralel olarak geleneksel kimlik görüşlerinin anlamını yitirdiğini ve sosyal ilişkilerin azaldığını açıkladı. İngiltere İş, İnovasyon ve Yeteneklerden sorumlu Bakanlığın internet sitesinde "Gelecek Kimlikler" adlı bir rapor yayımlayan Prof. Beddington, internet kullanımındaki artışın yol açtığı "hiper-bağlantı"nın gelecek 10 yıl içinde toplumsal yaşam düzeninde büyük değişime yol açacağı uyarısında bulundu. Prof. Beddington, "Bu değişim, iyi yönetilmesi durumunda 2012 Londra Olimpiyatları'ndaki dayanışma gibi olumlu ilerlemelere yol açabilir. Göz ardı edilmesi durumunda ise toplumsal dışlanmaya neden olabilir" dedi. Akıllı telefonlar ile sosyal paylaşım sitelerinin hızlı gelişimi ve internet kullanımının artmasının çıkarları geçici olarak çakışan farklı grupları bir araya getirebildiğine dikkati çeken Prof. Beddington, "Teknolojideki gelişmeler ve internet kullanımı, hükümetler ile özel sektörün verileri toplama ve kullanma yöntemlerini etkilediği gibi bireylerin hakları ve özgürlükleri ile ilgili bilinçlerinin de artmasını sağlıyor" dedi. Prof. Beddington'un hükümet için hazırladığı bilim ve teknolojideki son eğilimlerle ilgili rapor, bilgisayar bilimi, kriminoloji ve sosyal bilimler alanlarında yapılan son araştırmaları da içeriyor. Rapora göre, daha önce bireylerin kimliğinin biçimlenmesinde büyük rol oynayan din, etnik köken, meslek ve yaş gibi geleneksel unsurlar, internet çağında önemini yitirdi. Genç nesil, artık kimliklerini sosyal paylaşım sitelerindeki çevrimiçi etkileşimler ve yine çevrimiçi rol oyunları ile biçimlendiriyor. Uzmanlar, gençlerin sosyal paylaşım siteleri ve internet kullanımı sayesinde çevrelerindeki önyargılardan kurtulup kendi gerçek kimliklerini daha kolay bulduklarına dikkati çekti. Özellikle engelli kişilerin, çevrimiçi oyunlar sayesinde engelli olmayan diğer insanlarla eşit bir biçimde sosyalleşme olanağı bulduğu belirlendi. Uzmanlar, çekingen, içe kapanık ve kendini çekici hissetmeyen kişilerin de internet sayesinde kendilerini daha özgürce ifade edebildiklerini söyledi. Rapora göre bir sosyal paylaşım sitesine üye internet kullanıcılarının oranı, 2011'de yüzde 60'a yükseldi. Bu oran, 2007'de yüzde 43 olarak hesaplanmıştı. Rapor, internet kullanımının Tunus, Mısır ve Libya'da olduğu gibi siyasi aktivizmin tırmanışa geçmesine de yol açtığını belirtti.   http://www.cnnturk.com/2013/bilim.teknoloji/%C4%B1nternet/01/21/internet.kimligimizi.yeniden.bicimlendiriyor/693349.0/index.html  
  3. Bilim adamları " Işınla beni Scotty " diyebilmemiz için ellerinden geleni yapıyorlar. Cambridge, Gdansk ve Londra üniversitelerinde yer alan bir grup bilim adamından oluşan bir ekip ışınlanma için yeni bir teori geliştirdi. 1960 yılların sonlarında yayınlanan televizyon dizisi Uzay Yolu - Star Trek ile   insanoğlunun kafasında ampullerin yanmasını sağlayan ışınlanma fikri 1993 yılından itibaren bilimsel çalışmalara konu olmaktaydı. Geçen yıl ise Çinli araştırmacılar fotonları 88 millik bir mesafede ışınladıklarını iddia etmişlerdi.   Günümüze kadar yapılan çalışmalara genel olarak bakıldığında yapılan çalışmaların hepsi atomik boyutlarda kalmakta. Daha büyük ölçekli çalışmalar ise halen bilim kurgu boyutunda kalıyor. Ama yeni ortaya atılan teori tek atomdan daha fazla ışınlama yapabilmeyi amaçlıyor.   Işınlanmanın temel mantığı birbiri içerisine girmiş kuantum parçacıkları sistemini baz almakta. Şu ana kadar geliştirilen ışınlanma yöntemleri ise ışınlanma işlemi sonrası bu sistemin yapısını tüketmekteydi. Yeni teoride ise bu sistemin ışınlanma sonrası geri dönüştürülebilmesi hedef alınarak tek atomdan fazla objenin ışınlanabileceği varsayılıyor. Bu yöntem elbet ki kusursuz değil; kuantum sistemi ışınlanma işlemleri sonrası belli bir oranda niteliğini kaybetmekte.   Teoriyi geliştiren bilim adamları kuantum parçacıkları arasındaki bağı bir yakıt olarak görmekte. Bu yakıt ışınlanmayı ateşlemekte ve belli bir süre sonra tükenmekte. Eski teorilerde bu yakıt tek ışınlanma sonrası tamamen tükenmekte idi. Yeni sistemde ise yakıt bakımından daha tasarruflu bir yapı söz konusu.   Kim bilir, belki bir süre sonra bilim kurgu filmleri gerçeğe dönüşebilir.   http://onedio.com/haber/isinlanma-icin-yeni-bir-adim-67321    
  4. Taksim Topçu Kışlası askeri amaçlar dışında şehir müzesi,sergi alanı,gösteri merkezi olarak hizmet verdi. Son olarak futbol stadyumu olarak kullanıldı. Taksim Stadı olarak faaliyete geçen kışladaki ilk maç ise 26 Ekim 1923’te yapılan Türkiye Romanya maçı oldu. Osmanlı devletinin savaşlarda aldığı mağlubiyetlerin bir sonucu olarak ilk ıslahatlar askeri alanda yapıldı. 18.yydan itibaren Batı tarzında askeri okullar kuruldu. İstanbul’da kurulan önemli askeri kullardan biri İstanbul’un Anadolu yakasında Selimiye kışlası idi. Bunun Avrupa yakasındaki karşılığı ise Taksim’de inşa edilen Taksim Topçu Kışlası oldu. 1806 yılında III.Selim döneminde inşa edilen Taksim kışlası Kapıkulu askerlerinin topçu ocağı olarak kuruldu ve hizmet gördü. Ancak zaman içerisinde tahrip olan yapı Sultan Abdülmecid döneminde 19.yyın mimari üslubuyla gösterişli bir tarzda yeniden inşa edildi. Çok geniş bir avluya sahip olan yapı, her köşesinde ve cephelerinin tam ortasında yer alan üçer katlı yüksek bölümleri ve bir anıtı andıran devasa kapısıyla dikkat çekmiştir. Hint ve Rus mimarisinde bulunan soğan kubbeli kapılar kışlaya ayrı bir zenginlik katmıştı. 1860- 1870’li yıllarda en parlak dönemini geçiren kışla 31 Mart isyanının da başlangıç noktası olmuştu. Taksim Topçu kışlasında bulunan Avcı taburuna bağlı askerler 12-13 Nisan 1909 tarihinde başlarındaki subaylara karşı ayaklanarak onları tutukladılar. Buradan çıkan askerler büyük bir halk kalabalığının da desteğiyle Meclisi Mebusan’a doğru yol aldılar. Taksim Topçu Kışlasından başlayıp Meclisi Mebusan’ın önünde devam eden isyan hareketi Hareket Ordusunun İstanbul’a gelmesiyle farklı bir boyuta ulaştı. Sultan II.Abdülhamit’in çatışma olmasın emrine karşın Avcı taburları ile Hareket Ordusu arasında çatışma yaşandı. Bu çatışmaların en şiddetli yaşandığı yerlerden biri olan Taksim Topçu Kışlası da bu çatışma sırasında ciddi tahribata uğradı. Taksim Topçu Kışlası bu tarihlerden itibaren askeri amaçlar dışında konumuna ve boyutlarına bağlı olarak farklı şekillerde kullanılmaya başlandı. Osmanlının son döneminde Şehir müzesi,sergi alanı,gösteri merkezi olarak hizmet veren Kışla son olarak futbol stadyumu olarak kullanıldı. Taksim Stadı olarak faaliyete geçen kışladaki ilk maç ise 26 Ekim 1923’te yapılan Türkiye Romanya maçı oldu. Taksim Topçu Kışlasının yıktırılmasına giden süreç ise 1939 yılında başladı. Dönemin İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Lütfi Kırdar tarafından Taksim Meydanı düzenleme çalışması yapılmaya başlandı. Fransız şehir planlamacısı Henri Prost’un önerileri çerçevesinde geliştirilen proje Taksim’den Harbiye’ye kadar uzanacak bir projeydi. Projede büyük bir park ve sosyal tesisler yapılması planlanmaktaydı. Parkın ismi İnönü Gezisi olacak ve parkın ortasına bir İnönü ( Milli Şef ) heykeli dikilecekti. Projenin ilk adımı olarak 1940 yılında Taksim Topçu Kışlası yıktırıldı. Kışlanın arazisi üzerine bir park yapıldı. Ancak projenin geriye kalan kısmı gerçekleştirilemedi.
  5. Kasaptan et satın aldığınızda, etin bir zamanlar geviş getiren bir sığıra ait olduğunu bilirsiniz. Fakat bir de akşam yemeğiniz için kullandığınız etin, hiçbir hayvan öldürülmeden üretildiğini düşünün. İşte ABD merkezli yeni bir şirket olan Modern Meadow (Modern Çayır) bunu yapabileceğini söylüyor. Şirkete göre üç boyutlu yazıcılar kullanarak yapay et üretmek mümkün. Silikon Vadisi'nin önde gelen yatırımcılarından, Paypal'ın kurucularından ve Facebook'a ilk dönemlerde yatırım yapan isimlerden Peter Thiel, bu şirkete de 350 bin dolar yatırım yaptı. Baba-oğul Gabor ve Andras Forgacs tarafından kurulan şirket, üç boyutlu yazıcı teknolojisine yeni bir boyut kazandırmak istiyor. Üç boyutlu yazım, dijital modeller kullanılarak katı nesnelerin üretilmesine verilen ad. Bu teknikte nesne küçük damlalar halinde art arda, katman katman yerleştirilerek üretiliyor. Son 10 yıldır kullanılan bu teknikle şimdiden mücevherler, oyuncaklar, mobilyalar, arabalar, hatta son zamanlarda silah parçaları bile üretiliyor. Bazı araştırmacılar çikolata gibi gıda maddelerini üretmeyi de başardı. Ancak Missouri Üniversitesi'nden Prof Gabor Forgacs bio-yazıcı tekniğiyle, canlı bir yaratığın bir parçasını üretmenin, çikolata üretmekten çok daha zor olduğunu söylüyor. Forgacs "Biz canlı malzeme basıyoruz -- hücreler biz onları yazdırırken canlı haldeler" diyor. Doku baskısı yapmanın yepyeni bir aşama olduğunu belirten Forgacs, ekibiyle beraber şimdiden bir prototip üretmeyi başardıklarını ancak bunun henüz tüketime uygun hale gelmediğini ifade etti. Biyomühendislik ürünü etin yapımında ilk adım, bilim adamlarının biyopsi adı verilen yöntemle hayvanlardan kök hücre ve başka özel hücreler alınması. Kök hücreler kendilerini birçok kez yeniden üretebiliyor, özel işlevli hücrelere dönüşebiliyor. Bu hücreler gerekli miktarda çoğaltıldıktan sonra bio-kartuşlara yerleştiriliyorlar. Dolayısıyla bio-yazıcının kartuşlarında geleneksel mürekkep ya da plastik malzeme değil de, binlerce canlı hücreden oluşan bir biyomürekkep bulunuyor. İstenen biçimde "yazdırılan" biyomürekkebin parçaları doğal olarak birleşiyor ve canlı doku oluşuyor. Bu yöntem, bio-yazıcıları yapay organ üretiminde kullanma çabalarıyla benzeşiyor. Deneyler şimdiye dek yalnızca hayvanlar üzerinde yapıldı. Profesör Forgacs'ın kurduğu bir diğer şirket, Organovo, 2010 yılında tek bir kişiden alınan hücrelerle işler durumda kan damarları "yazdırmayı" başarmıştı. Tabii bu teknik insanlar için kullanılmadan önce geliştirilmeye muhtaç durumda. Ama sayesinde gelecekte mezbaha korkusu olmadan yaşayacak inek sayısının artması, pekala mümkün.   http://onedio.com/haber/yazicidan-cikma-et-uretmeye-calisan-sirket-modern-meadow-67408  
  6. Yazılım dünyasının efsane ismi Bill Gates, servetinin ne zaman ve nasıl biteceğini açıkladı. ABD'nin en zengini ve dünyanın ikinci en zengin ismi Bill Gates, Microsoft'un başından ayrılmasıyla birlikte kendini hayır işlerine verdi. Eşiyle beraber kurduğu Bill & Melinda Gates Vakfı'yla birlikte dünya genelinde muhtaç insanlara yardıma koşan Gates'in bugün için 63.4 milyar dolarlık serveti bulunuyor. The Telegraph'a konuşan Gates, kendisine ait paranın kendisinde kalmadığını ve bundan sonra da kalmayacağına dikkat çekerek şu sözleri kaydetti: "Yemeğimi yiyorum, giyeceğimi giyiyorum. Paranın bir noktadan sonra beni daha ileri bir noktaya götürme imkanı yok. Bu da elbette paranın vakıf aracılığıyla muhtaçlara ulaşması anlamına geliyor."   http://onedio.com/haber/tum-servetini-20-yil-icinde-fakirlere-dagitacak-67060  
  7. adın ne senin? gül mü, diken mi?

  8. Türk Kızılayı Genel Başkan Başdanışmanı Ahmet Mete Işıkara tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Işıkara, solunum yetmezliğinden dolayı genel yoğun bakım ünitesine alınmıştı... Ahmet Işıkara Kimdir Ahmet Mete Işıkara, 1941 yılında Mersin'de doğdu. 1954 Mersin Lisesi'ni bitirdi. 1965 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeofizik Bölümü'nü bitirdi ve aynı bölüme asistan oldu. 1976 - 1983 yılları arasında Türkiye Ulusal Jeodezi ve Jeofizik Birliği Ulusal Jeomagnetizma ve Aeronomi Komisyonu Başkanlığı yaptı. 1979 - 1982 yılları arasında Avrupa Depremlerin Önceden Belirlenmesi Çalışma Grubu'nda koordinatör olarak çalıştı. 1980 - 1983 yılları arasında Türkiye adına Avrupa Konseyi Deprem Uzmanları Komitesi'nde temsilcilik yaptı. 1985 yılında Boğaziçi Üniversitesi'nde göreve başladı. 1985 yılında Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırmaları Enstitüsü'nde müdür yardımcısı oldu. 1991 yılında Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırmaları Enstitüsü'nde müdür oldu. Ahmet Mete Işıkara, ayrıca AHDER (Afete Hazırlık ve Deprem Eğitim Derneği)'in yönetim kurulu başkanlığı da yaptı. Ajanslar
  9. Yüz profilinizden iPhone kılıfı yapıyor! Elinizdeki iPhone'un aynısını herkeste görmekten sıkıldıysanız, işte size "mucize gibi" bir çözüm! CES 2013'deki iPhone kılıfı üreticilerinden bir tanesi olan Sculpteo'nun ürünlerinin küçük bir farkı var. 3 boyutlu yazdırma yoluyla kılıfları kişiselleştirmenize izin veren tek şirket olan Sculpteo, bu işi oldukça kolay bir hale getiriyor. Sculpteo'nun kendi iPhone kılıfını "yazdırmanıza" izin veren iOS uygulaması, geçen sene yayınlanmıştı. Şirket bu sene ise CES Tasarım ve Mühendislik En İyi Buluş ödülünü kazanmayı başardı. Şirketin 3DP kılıf oluşturma aracı, ücretsiz iOS Sculpteo uygulaması ile kendi iPhone kılıfınızı tasarlayıp sipariş etmenize izin veriyor. Uygulama ile bir resim seçebiliyor, kendi tasarımınızı oluşturabiliyor, renk ve madde seçebiliyor, çeşitli detaylar ekleyip dünyanın herhangi bir yerine sipariş verebiliyorsunuz. Yüz profilinizden meydana gelen bir kılıf istiyorsanız, kendi fotoğrafınızı profilden çekip, bu fotoğrafı uygulamayla açmanız gerekiyor. Uygulama, profilinizi algılayarak doğru yerlerden kırpıyor. Kılıfı sipariş etmeden önce nasıl görüneceğini ön-izleyebiliyorsunuz. Kılıfınızda karşılıklı iki yüz istiyorsanız, iki fotoğraf çekmeniz de mümkün. Sculpteo, profillerle kısıtlı tasarımları daha da geliştirmiş görünüyor. Bu senekli CES'de gösterilen örnekler arasında 3 boyutlu iskelet, Google Maps'den alınan bir dağ ve bir Apple logosu vardı. Android piyasasına yakın zamanda girmeyi düşünen şirket, kişiselleştirilmiş kılıfları 24 dolara satıyor. http://www.teknoloji-haberi.com/haber-iPhoneundan-sikilanlara-9469/
  10. Su ve toz geçirmeyen yeni Galaxy geliyor! Samsung'un önümüzdeki ay tanıtacağı yeni Galaxy cebi, şimdiye kadarki en sağlam Galaxy olacak! Samsung, telefonunu zorlu koşullar altında kullananlara özel cebi Galaxy XCover 2'yi Mobil Dünya Kongresi (MWC) için hazırlıyor. Hantal bir yapıya sahip olması beklenen XCover 2'nin özellikleri çok da etkileyici görünmüyor. SamMobile'a göre 4 inç'lik bir TFT ekrana sahip cihaz, 5 megapiksellik bir arka kamera, 0.3 megapiksellik bir ön kamera, 1700mAh pil, microSD slotu ve 4GB dahili depolama alanına sahip. XCover, Android'in Jelly Bean sürümü üzerinde çalışıyor. Toz ve su geçirmeye cep, aynı zamanda darbelere karşı da dayanıklı. MWC 2013'de tanıtılacak olan XCover 2'nin ne zaman piyasaya sürüleceği ve fiyatı gibi bilgiler ise şimdilik bilinmiyor.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-En-saglam-Galaxy-geliyor-9470/  
  11. Başta YÖK olmak üzere kamu kurumlarının internet sitesini çökertip yüzlerce sayfa belge yayınlayan RedHack grubunun eylemleri sürerken, Genelkurmay Başkanlığı,siber saldırılara karşı sistemlerinde her türlü önlemi aldığını açıkladı. Genelkurmay’dan yapılan açıklamada, siber olaylara karşı 7/24 esasına göre müdahale edildiği bildirildi. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle: SİSTEMLERİN SİBER SAVUNMASI YAPILIYOR “Türk Silahlı Kuvvetleri; kara, deniz, hava ve uzay harekât alanlarının yanında, yeni bir harekât alanı olan siber ortamda da yeteneklerini geliştirmektedir. Bu kapsamda; siber tehditleri önleyerek, gelişmiş siber savunma ikaz ve tepki sistemlerine sahip güçlü bir merkezi siber savunma yeteneği kazanmak maksadıyla 2012 yılında TSK Siber Savunma Merkezi Başkanlığı teşkil edilmiştir. TSK Siber Savunma Merkezi Başkanlığı; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, TÜBİTAK ve diğer kamu kurumları ile koordineli olarak faaliyetlerini icra etmektedir. Ayrıca NATO ile eşgüdüm içerisinde görevlerini ulusal ve uluslararası alanda yürütmektedir. Bu kapsamda; TSK’nın kullandığı siber ortamda bulunan tüm sistemlerin siber savunması yapılmakta, Siber olaylara 7/24 esasına göre müdahale edilmekte, Ulusal olarak ve NATO tarafından icra edilen tatbikatlara iştirak edilmekte, TSK çapında bilinçlendirme ve eğitim faaliyetleri yürütülmekte, TSK tarafından kullanılan ağlarda düzenli olarak siber güvenlik denetlemeleri ve testleri yapılmaktadır.”   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-TSKdan-siber-savunma-merkezi-9476/  
  12. Megaupload 'Mega' oldu. Telif hakkı ödemediği için kapatılan dosya paylaşım sitesi Megaupload'un kurucusunun yeni dosya paylaşım sitesi yayına girdi.   Sitenin kurucusu Kim Dotcom ismiyle de bilinen Kim Schmitz, dün akşam saatlerinde yayına giren, mega.co.nz adresinden ulaşılabilen siteye, ilk bir saat içinde 100 binden fazla kullanıcının girişi yaptığını açıkladı. Schmitz, sosyal paylaşım sitesi Twitter'da, siteye 250 binden fazla kullanıcının kaydolduğunu ve sitenin sunucusunun şimdiden dolduğunu da duyurdu. Yeni site Mega'nın, daha önce kapatılan dosya paylaşım sitesi Megaupload'dan daha güvenli ve hızlı olduğunu söyleyen Schmitz, sitenin açılışına 15 dakika kala, ABD Başkanı Barack Obama'ya "15 dakika" yazan bir tweet attı. 50 GB veri saklama alanı sunan yeni sitenin, Google Drive ve Dropbox gibi dosya saklama platformlarına alternatif olacağı tahmin ediliyor. 175 MİLYON DOLAR ZARARA UĞRATTI Schmitz, yeni sitenin, Megaupload'un kapatılmasından tam bir yıl sonra, 20 Ocak Pazar günü yayına başlayacağını duyurmuştu. 38 yaşındaki Schmitz ve ortağı Mathis Otmann, sitenin geçen yıl 20 Ocak'ta Amerikan makamlarınca kapatılmasından bir gün sonra Yeni Zelanda'da gözaltına alınmış ve ardından kefaletle serbest bırakılmıştı. Müzik, film, dijital kitap ve televizyon programlarının indirilebildiği sitenin eser sahiplerini 175 milyon dolar zarara uğrattığı iddia edilmişti. Sitenin kapatılmasından kısa süre sonra, Anonymous isimli bilgisayar korsanı grup, Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve Adalet Bakanlığı'nın internet sitelerine saldırmıştı. Hong Kong'da 2005 yılında kurulan Megaupload, her gün en az 50 milyon kullanıcıya hizmet veriyordu.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Mega-acilis-9472/  
  13. Çin'in Twitter benzeri platformu Weibo'nun kurduğu 1000 kişilik özel ekip, sakıncalı bulduğu mesajları silmekle görevli. Dünyanın aksine kendi uygulama ve platformlarını kullanmayı tercih eden Çin'da Google yerine Baidu, Twitter yerine de aynı işlevi gören Weibo servisi ilgi görüyor. Ancak Weibo'nun Twitter'a kıyasla bazı farklı noktaları var. Öncelikle Weibo'da atılan her mesaj bin kişilik ekip tarafından titizlikle inceleniyor. İnternet sansürünün yaygın olarak uygulandığı ülkede bu bin kişilik ekip aykırı bir içeriği tespit ettiğinde söz konusu mesajı anında siliyor. Ancak tim sadece mesajları silmekle kalmıyor, hesapları da gerektiğinde silme yetkisini elinde bulunduruyor. 368 milyon kayıtlı üyesi bulunan ve her gün 100 milyon mesajın gönderildiği Weibo servisi Çin'in en büyük internet portallarından biri olma özelliğini taşıyor.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-1000-kisilik-ekip-tweetlerinizi-izliyor-9475/  
  14. Geleceğin Teknoloji Dünyası     [media]http://youtu.be/wXjMpNXxiVU[/media]
  15. Yeni nesil gençlik bakar yorum atarsınız http://i.imgur.com/2yBkaws.jpg

    1. cevizkentli

      cevizkentli

      Bİrde o giyinişe tarz diyorlar.Hay ben öyle tarzın içine edeyim.

    2. apsolid

      apsolid

      ne tarz ama evrime inanasım geliyor bazen Allah affetsin :/

  16. Ortaçağ, Yeniçağ ve Yakınçağ. Üç çağa damgasını vurmuş, üç kıta, yedi denize yayılmış, dünyanın görmediği haşmet ve azameti yakalamış en büyük Türk İslam imparatorluğu… Onu tanımak için yerli-yabancı herkesin hayranlıkla gezdiği, incelediği abidevi eserlerini görmek yeterli. Onu tanımak için yerli-yabancı tarih araştırmacılarının eserlerine bir göz atmak kâfi. Onu tanımak için mehterini dinlemek, fermanındaki ihtişamı hissetmek, camilerindeki kuş evlerinin manasını anlamak, kadı sicillerindeki âdil hükümleri takip etmek yeterli. Onu tanımak için cihana hükmeden padişahlarının yaşadıkları, adeta bir gölgelik gibi bir tekke gibi mütevâzı ancak manevî ve uhrevî havasıyla vakur ve ihtişamlı Topkapı Sarayı’nı gezmek kâfi. “Allah için tevazu edeni, Allahü Teâlâ yüceltir” sözünün sırrına ne kadar uygun. Onu tanımak için 30-400 yıl arası idarelerinde yaşamış ve bugün 34 ülkeye bölünmüş, devletlerin üniversitelerindeki tarih bölümü üyelerine sormak yeterli. Dillerini, dinlerini, kültürlerini, yaşayışlarını ve geleneklerini yüzyıllarca bozulmadan korumalarının sırrı nedir? Öğrensinler… Dinde zorlama yoktur hükmü ile Osmanlı’nın hoşgörü anlayışını kavrasınlar. Bütün bunlara rağmen TV’lerde gazetelerde ve mecmualarda Osmanlı’ya hakaret edenler, çamur atanlar, kötüleyenler, küfredenler çıkacaktır ve çıkıyor da. Bunlar her devirde, her zamanda ve her asırda var olacaktır. Bunu önlemek mümkün değil. Zira bu dünyada her şey zıddı ile var. Günümüzde de devletimiz zaman zaman aynı tehlike ile karşı karşıya kalmıyor mu? Ancak bu tip insanların ömrü saman alevi gibidir. Parlar ve pis bir duman yaydıktan sonra kaybolurlar. Şu ifadeler bu tip kimseleri çok güzel tarif etmektedir: Güneş balçık ile sıvanmaz ey dil. Bî-zebân (dilsiz) da olsa bellidir kâmil Kendinden gayrıyı beğenmez cahil. Kendi çalar kendi oynar. Üzüntümüz bunlara değil, Osmanlı’yı, atasını yukarıda saydığımız ve herkesçe bilinmesi kolay olan özellikleri ile de olsa tanıtamayanlara ve cahillerin hezeyanlarını doğru gibi kabul edenlere…
  17. http://www.tnctr.com/forum/23-sosyal-medya-annda-mesajlama/ ve http://www.tnctr.com/forum/42-teknoloji-haberleri/ bölümlere yeni paylaşımları yorumsuz etmeyiniz.Saygılarımla tnctr camiası ve team
  18. iOS platformunun en popüler trafik uygulaması İBB CepTrafik nihayet Android platformu için de yayınlandı.   İstanbul'da yaşayan çoğu iPhone kullanıcısının ilk yüklediği uygulamalar arasında yer alan ve anlık trafik bilgisini, her zaman ve her yerden bildiren uygulama İBB CepTrafik nihayet Android platformunda da yayınlandı. Geçtiğimiz gün itibariyle Google Play Store'daki yerini alan uygulamaya Android kullanıcıları hemen ulaşabilirler. İBB CepTrafik, kullanışlı arayüzü, anlık trafik bilgisi ve anlık görüntü özelliği ile en popüler iPhone uygulamaları arasına girmeyi başarmıştı. Bir süredir Android platformu için test edilen uygulama nihayet resmi olarak yayınlandı. iBB CepTrafik kullanıcısına, İstanbul'daki anlık yoğunluk haritası ile tüm bölgelerdeki trafik durumunu anlık olarak gösterirken, bu bilgiyi trafik kameraları ile de destekliyor. Ayrıca İBB CepTrafik'in bu kadar çok ilgi görmesinin bir sebebi de kota dostu olması. Uygulama, trafik kamera görüntülerini, her bir dakikada bir değişen ve ard arda oynatılan 3 resim halinde sunarak internet trafiğini minimize ediyor. Öte yandan uygulamayı hemen indirmek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.   http://www.teknokulis.com/Haberler/Mobil/2013/01/19/android-icin-ibb-ceptrafik-yayinlandi  
  19. Facebook'un mobil uygulaması Android platformu için güncellendi. Güncelleme ile birlikte uygulamaya hızlı fotoğraf görüntüleme ve sesli mesaj gönderme gibi özellikler geldi.   Facebook'un hafta içi gerçekleştirdiği toplantıda Mark Zuckerberg çok önemli bir özelliği tanıtmıştı. Sosyal Ağ Araması isimli yeni özellik birçok kullanıcı tarafından beğeni ile karşılanmıştı. Ancak CEO Mark Zuckerberg, şirketin odak noktasının şüphesiz mobil uygulamalar olduğunu söylemişti. Şirket olarak çok önem verdikleri mobil uygulamaları bugün itibariyle Android platformunda güncellendi. Yeni gelen güncelleme ile birlikte Facebook'un mobil uygulamasına standart hata düzeltmeleri ve hız iyileştirmelerinin dışında iyi özellikler de entegre edildi. Bu özellikler arasında, hızlı fotoğraf görüntüleme ve geçtiğimiz günlerde Facebook Messenger'a gelen sesli mesaj gönderme özelliği de var. Facebook'un bu güncellemesine kavuşmak isteyenler hemen buraya tıklayarak güncellemeyi indirebilirler.   http://www.teknokulis.com/Haberler/Mobil/2013/01/19/facebook-androidde-guncellendi  
  20. TÜBİTAK ve NATO desteğiyle Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nde (GYTE) geliştirilen dedektörler sayesinde, vücutta gizlenen patlayıcı maddelerin, uzaktan tespit edilebilmesi sağlanacak. GYTE Fizik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bekir Aktaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ekibiyle birlikte Kuadrupol Rezonans Tekniği (NQR) kullanarak tasarlayıp geliştirdikleri dedektör sayesinde vücuda gizlenen maddelerin rahatlıkla belirlenebileceğini söyledi. GYTE Fizik Bölümü'nde genellikle malzeme fiziği ve optik konularında çalışmalar yapıldığını anlatan Aktaş, kendi grubunda da daha çok malzeme fiziği ve manyetizma konusunda araştırmalar yaptıklarını kaydetti. Manyetik malzemelerin hayatın neredeyse her yerinde olduğunu belirten Aktaş, kullanış amacı doğrultusunda malzemenin özelliklerinin geliştirilmesi gerektiğini, bu konuda yoğun araştırmalar yaptıklarını anlattı. ''Teröristler teknik araştırmaları kullanıyor'' Prof. Dr. Aktaş, malzeme projelerinin yanında spektroskopi alanında da çalışmalar yaptıklarını dile getirerek, ''Çekirdek NQR'' tekniği denen bir teknikle malzemelerin kimyasal özelliklerini, özellikle uzaktan tespit etme amaçlı bir proje başlattıklarını ifade etti. Analiz tekniklerinin, kimya ve biyolojide sıkça kullanılan teknikler olduğunu vurgulayan Aktaş, malzemeyi hiç tahrip etmeden, bozmadan, sıvı çözeltide çözmeden, yani hasar vermeden analiz etmenin bazen çok önemli olduğunu söyledi. Prof. Dr. Aktaş, teknoloji teröre çare ararken teröristlerin de teknik araştırmaları kullanarak karşı atakta bulunduklarına dikkati çekerek, ''Patlayıcılar insanların cebinde, vücudunun içinde, bagajlarda ya da arabalarda taşınıyor. Bazen mayın olarak bir yerlere döşeniyor ve teröristler hasar verecek şekilde atak yapıyor. Onlara karşı, karşı tedbirler gerekiyor. Biz bunlar arasında özellikle vücutta saklanmaya çalışılan bazı patlayıcıların tespiti için bazı yöntemler araştırdık. Bunlar için de NQR denilen bir tekniğin uygulanabileceğini gördük ve bu konuda araştırmalar yürüttük'' dedi. Kullandıkları tekniğin patlayıcıların dedeksiyonunu sağlayabileceğini ve limitli de olsa hasar vermeden bazı kimyasalların analizine imkan verdiğine dikkati çeken Aktaş, ''Diyelim tarımda bir ürün aldınız içinde yağ oranı nedir, su oranı nedir onu tespit etmek istersiniz. Bunu başka tekniklerde yapabilirsiniz, uzun sürede bazen de zarar vermeden hızlı bir şekilde tespit etmek istersiniz. Onun için oralarda da uygulanabilecek bir teknik bu'' diye konuştu. ''Maddenin parmak izinden tespit edilir'' Aktaş, çalışma kapsamında değişik patlayıcıların tespitini yaptıklarını ancak işin daha başlangıç aşamasında olduklarını belirterek, ''Cihaz pratik bir cihaz haline getirilmiş değil. Biz tekniği araştırıyoruz çünkü cihaz haline getirmek oldukça büyük finansman destek gerektiriyor. Biz olayın bilimsel temellerini araştırdık. Sensörün temel elemanını geliştirdik, yaptık ve vücutta, cepte saklanabilecek, uyuşturucu, patlayıcı gibi tüm maddelerin tespit edilebileceğini gösterdik. '' ifadelerini kullandı. Tekniğin, maddenin üzerine çok düşük frekanslı elektromanyetik sinyal göndererek, o dalganın madde tarafından soğurulmasını test etmeye dayalı olduğunu anlatan Aktaş, şöyle konuştu: ''Kimyasal maddeler kendilerine has özel frekanslardaki dalgaları soğururlar. Yani her madde her frekanstaki dalgayı soğurmaz. Dolayısıyla bu özellik o maddenin parmak izi olarak adlandırılır. Dolayısıyla frekansı değiştirerek bir dalga gönderdiğinizde geri gelen dalganın hangi frekanstakiler soğurulmuş ona baktığınızda, bu soğurmayı hangi tür maddenin yapacağına siz baştan oluşturduğunuz data bankınızla karar veriyorsunuz.'' ''Diğer arama tekniklerinden farkı'' Aktaş, birçok malzemenin başka teknikler kullanılarak algılanabileceğini ve dalgayı hemen yansıttıkları için metallerin kolayca tespit edilebileceğini dile getirerek, şunları kaydetti: ''Bazı maddeler var ki hiç metal içermiyor. Değişik tekniklerle dedekte edebilirsiniz bazı maddeleri. Görüntüleme tekniklerinde şu vardır, diğer teknikler bir maddenin geometrik şekli hakkında bir şey söyler ama maddenin içeriği konusunda fazla bir şey söylemez. NQR tekniği, spektroskopik bir teknik olduğu için algıladığı maddenin ne tür bir malzeme olduğunu söyler çünkü o maddenin verdiği sinyal, o maddenin parmak izi gibidir. Her sinyal bir maddeden öbürüne değişir. Seçici bir özelliği var. Sadece madde var mı, yok mu demiyor hangi tür madde olduğunu da söylüyor. Diğer teknikler, bazen duyarlılığı yüksek olabiliyor ama kaba bilgi veriyor. Mesela metalleri algılamak için başka teknikler var çok kolayca metali algılayabilirler fakat plastik olan, özellikle metal içermeyen madde söz konusu olduğunda diğer teknikler çok sıkıntı yaşıyor.''   http://www.teknokulis.com/Haberler/Guncel/2013/01/19/vucuda-gizlenen-patlayici-maddelere-uzaktan-tespit  
  21. Samsunlu matematikçi Aydın Cerit, sorduğu soruya doğru cevap veren kişiye 1 milyon liralık ödül vereceğini duyurdu.   Matematikçi Aydın Cerit'ten 1 milyonluk ödül! Samsunlu matematikçi Cerit, sorduğu matematik sorusunu çözen kişiye 1 milyon lira ödül vereceğini duyurdu. Cerit sorduğu soruya doğru cevap verebilecek bir kişinin olmayacağını derken Bill Gates'e meydan okudu! Asal sayılar ve denklemler üzerine hazırladığı sorularını çözene büyük ödüller vaad eden Samsunlu matematikçi Aydın Cerit, 650 bin TL değerinde son model Mercedes otomobil ödüllü sorusunu kamuoyu ile paylaştı. Cerit, ödülünü 1 milyon TL'ye çıkardı. İnternette paylaştığı sorusunun çözümü için 1 ay süre tanıyan 56 yaşındaki matematikçi, "Bill Gates'in de ciddi anlamda rakibiyim. Mevcut bilgisayar ve hesap makinesi teknolojilerini çöp sepetine atabilecek çalışmalarım var. İmkan verilirse bunların daha gelişmişini yapabilirim." dedi. EN BÜYÜK ÖDÜL Bilgisayar teknolojisinin altyapısı olan asal sayılar üzerine 16 yıldır çalışma yürüten, 2 çocuk babası matematik öğretmeni Aydın Cerit, haber1919.com internet sitesinde yayınladığı 1 milyon TL ödüllü sorusunun çözülmesini bekliyor. Sorusunu çözen kişinin çıkmayacağını düşünen Cerit, daha önce de 1 ay ücretsiz yemek, emekli maaşı, 10 bin TL, dükkan, daire, yat ve 2012 model sıfır km Mercedes otomobil ödüllü sorular sormuştu. Sorularını çözenin çıkmadığını söyleyen Cerit, sorusunu doğru yanıtlayana 1 milyon TL vereceğini belirtiyor. KENDİNE GÜVENİYOR ÖDÜL BELKİ DE O YÜZDEN YÜKSEK Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü mezunu Aydın Cerit, 1 milyon TL ödüllü sorusunun büyük yankı uyandırdığını belirterek, sürenin 15 şubatta sona ereceğini bildirdi. Sorunun çözümünde katrilyon çarpı katrilyon büyüklüğünde bir sayı ortaya çıkacağını belirten Cerit, "Çözen çıkmayacağını düşünüyorum. Çünkü buna benzer sorular da yapmış ve çözebilen çıkmamıştı. Çözmeye çalışanlar var. Takipçisi de giderek artıyor. Çözen çıkarsa taahhüdümü yerine getireceğim. Bu ödül şimdiye kadar verilmiş en büyük ödül. Sorum, matematik açısından sağlam ve pürüzü yok. Kendine göre bir hesaplama yöntemi yapabilenler soruyu çözebilirler." dedi. YİNE MEYDAN OKUDU Microsoft'un patronu Bill Gates'e meydan okuyan matematikçi Cerit, "Bill Gates ve ekibine de İstanbul'daki temsilcisi vasıtasıyla bir soru gönderdim. Soru yerine ulaşmış. Ben 6 saatte çözdüm ama onlara 6 ay süre verdim. Bin rakamlı sayıyı asal çarpanlarına ayırabilecek misiniz dedim. Aradan 1 ay geçti. Cevap geleceğini de sanmıyorum. Bill Gates'in de bu anlamda ciddi rakibiyim. Çalışmalarımı, sayılarımı teknolojiye aktarabilirsem bilgisayarlar etkisiz kalacak. Bilgisayar teknolojilerini geliştirip, mevcutlarını çöp sepetine atabilirim." ifadelerini kullandı. Sayıların gücünü hesap makinesi ve bilgisayara bağlı tüm sistemlere taşımayı hedefleyen Cerit, bununla ilgili ekip kuracağını da sözlerine ekledi.Cerit'in 1 milyon TL ödüllü matematik sorusu ise şöyle; (7+30 üssü n) dizisi veriliyor. Buna göre, a) İlk 169 asal tam sayıdan kaç tanesi bu dizinin terimlerini tam böler? b) Bu asallar hangileridir? c) Bölen bu asalların dizinin diğer hangi terimlerini tam böldüğünü gösteren kuralları çıkarınız. d) Dizinin ilk 11 terimini asal çarpanlarına ayırınız e) 1789379615459'a tam bölünen dizinin terimi var mı, varsa bu sayıya tam bölünen dizinin baştan 2. teriminde 'n' kaçtır?   http://www.haber365.com/Haber/Bu_Soruyu_Bilene_1_Milyon_Lira_Odul_Var/    
  22. İnternet te artık şifre yerine USB anahtarlar kullanılmaya başlanacak. Google Güvenlik Bölümü Başkan Yardımcısı Eric Grosse ve mühendisi Mayank Upadhyay'ın kaleme beraber kaleme aldıkları bir makalede "Sektördeki birçok kişi gibi artık parolaların internette yeterli güvenliği sağlamadığını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı. İkilinin öngörüsüne göre fiziksel olarak USB girişine takılan 'anahtarlar' şifrelerin yerini alacak. Yubico isimli bu anahtarı taktığınız bilgisayar veya akıllı cihazda otomatik olarak normalde şifre kullanarak girdiğiniz tüm internet hesaplarına otomatik olarak giriş yapılıyor. Grosse gelecekte şifre döneminin tamamen kapanmayacağını belirterek "Artık insanlar karmaşık ve zor şifreler hatırlamak zorunda kalmayacak ancak örneğin hesap ayarlarında önemli değişiklikler yapılacağı zaman bir şifreye ihtiyaç duyulabilir" dedi. Google'da yeni dönemle ilgili çalışmaların devam ettiğini belirten ikili "Bu çalışmaların büyük ölçekte kabul görmesi zaman alacak ancak Google dışındaki web siteleriyle de bu teknolojiyi test etme niyetindeyiz" görüşünü belirtti. http://haber.rotahaber.com/internette-sifre-donemi-sona-eriyor_337198.html
  23. Küresel ısınmanın nedeni :)http://i.imgur.com/VzfaaQH.gif

    1. admince

      admince

      Gel keyfim Gel :D Hesabı :D

  24. [FONT="Comic Sans MS"][COLOR="DarkSlateBlue"][SIZE="3"] [/SIZE][/COLOR][/FONT]
×
×
  • Create New...