Jump to content

mucit41

Üye
  • Posts

    3550
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    12

Everything posted by mucit41

  1. Alttaki işbaşvuru formunu dolduran Mehmet Tartar'ın başvuru formuna yazdığı cevaplar: 1. Adınız Soyadınız: Mehmet Tartar 2.Yaşınız: Yirmi sekiz. 3) Şirketimizdeki hangi pozisyon için başvuruyorsunuz? Mümkünse yatay bir pozisyon için. Eğer daha ciddi bir cevap istiyorsanız, ne iş olsa yaparım. Şart öne sürebilecek durumda olsaydım, burada bu formu dolduruyor olmazdım. 4. Düşündüğünüz ücret: Aylık 5.000 YTL maaş artı yıllık kârdan yüzde 10 hisse! Eğer bu mümkün değilse, siz bir ücret önerin, ben size evet yahut hayır derim. 5. Eğitiminiz? İdare eder 6. Son işiniz: Sadist bir şefin deneme tahtası olmak. 7. Son ücretiniz: Hak ettigimin çok altında. 8. Önemli başarılarınız: Arakladığım kalemlerden muhteşem bir kolleksiyonum var; evde sergiliyorum. 9. İşten ayrılma sebebiniz: Bkz. Cevap 6. 10. Size ulaşabileceğimiz saatler: Banka atm'si gibiyim: 7/24. 11. Çalışmak istediğiniz saatler: Pazartesi, Salı ve Perşembe 13.00-15.00 arası. 13. Şimdiki işvereninizle görüşebilir miyiz? İşverenim olsa burada olmazdım. 14. Fizik durumunuz 20 kilogramdan fazla taşımanıza engel mi? Belli olmaz, ne taşıdığıma bağlı. 15. Otomobiliniz var mı? Evet, ama soru yanlış sorulmuş. "Çalışır durumda bir otomobiliniz var mı?" diye sorsaydınız, cevabım farklı olurdu. 16. Daha önce bir yarışma veya madalya kazandınız mı? Madalyam yok ama lotoda iki kere 3 tutturdum. 17. Sigara içiyor musunuz? Otlanacak bir enayi bulabilirsem. 18. Beş yıl sonra ne yapmayı hayal ediyorsunuz? Bana tutkun zengin bir fotomodelle Bahama Adaları'nda yaşamayı. Bir yolunu biliyorsanız bunu bes yıl beklemeden de yapabilirim. 19. Yukarıdaki bilgilerin doğruluğunu taahhüt ediyor musunuz? Hayır, ama SIKIYORSA aksini iddia edin. 20. Sizi bu başvuruyu yapmaya iten gerçek sebep nedir? Birbiriyle tutarlılık derecesini kestiremediğim iki cevabım var: a) İnsan sevgisi ve tüketicilerin iyi beslenmesine katkıda bulunma arzum. b)Gırtlağıma kadar borca batmış olmam.. Sonuç: Mehmet Tartar işe alındı.
  2. Fiber internette Türkiye’nin en hızlısı Turkcell Superonline, yine bir ilke imza atıyor; Turbo Buton uygulaması ile ihtiyaç duyulduğunda internet hızını 24 saatliğine artırıyor. Türkiye’de dünya ile aynı anda fiber internet çağını başlatan Turkcell Superonline, ayrıcalıklı hizmetlerine bir yenisini daha ekledi. Turkcell Superonline’ın fiber internet abonelerine özel yeni uygulaması Turbo Buton, sadece bir tık’la hız alanından hiç etkilenmeden 24 saat boyunca internet hızını katlıyor. Türkiye’de ilk kez ve sadece Turkcell Superonline’ın verdiği Turbo Buton hizmeti ile fiber internet aboneleri, sadece 9,90 TL’ye, hangi paketi kullanıyor olursa olsun ihtiyaç duydukları anda hızlarını 1 günlüğüne 100 Mbps’e kadar yükseltebiliyorlar. Ayda 3 defaya kadar satın alınabilen Turbo Buton uygulamasına sahip olmak ise çok kolay. Turkcell Superonline fiber internet aboneleri, “TURBO” yazıp 0532 752 20 00’a bir SMS atarak veya Online İşlem Merkezi'ne girerek anında başvurulabiliyorlar. http://www.teknolojioku.com/haber/internet/turkiyeye-bir-ilk-turbo-buton.html
  3. Büyük küçük herkesin bağımlısı olduğu dev sosyal ağ Facebook, aslında sıradan paylaşım ve chat haricinde kullanımı oldukça geniş bir alana sahip. Facebook'un bu özelliklerini kullanmak için harici bazı araçları kurmanız yeterli oluyor. Facebook için geliştirilen araçlar sayesinde dev sosyal ağ sizin için daha eğlenceli ve kullanışlı bir hale gelebilir. Mesela bir albümdeki resimleri tek seferde indirebilirsiniz. Facebook için geliştirilen bu araçların içinde Social Fixer eklentisi oldukça ilginizi çekebilir. Daha renkli güncellemeler ve arkadaşlarınızın bağlantılarına "beğenmedim" demek için ise Social Plus eklentisi tam size göre olabilir. Ayrıca My Permission uygulaması ile de kuşkulu kişilerin verilerinizi görüp göremediğini kontrol edebilirsiniz. Facebook son aylarda oldukça iyi çalıştı ve birçok yeniliklere imza attı. Bu yeniliklerin yanı sıra Facebook araçları sosyal ağı daha kullanışlı hale getiriyor. Özellikle cep telefonlarından Facebook'a giriş yapılma imkanı doğduktan sonra Facebook kullanıcıların aktifliği de oldukça arttı. Mobil kullanıcıların şikayetlerini giderecek bir çok araç bulunuyor. Uzun yükleme süreleri, verimsiz chat ve fan sayfalarına erişim zorluğu gibi sorunları aşmaya yardımcı olacak araçlar: Fast for Facebook, Facebook Messenger ve Facebook Manager gibi uygulamalar. Social Fixer Bu gezinti aracı eklentisiyle, gizli Facebook ayarlarını görmek ve sitenin görünümünü tamamen değiştirmek mümkün. Download: Social Fixer Unfriend Finder Bu Chrome eklentisiyle sizi arkadaşlıktan çıkartan hesapları tespit edebilirsiniz. Download: Unfriend Finder (Firefox) Fast for Facebook - Android App Android sistemler için hızlı bir Facebook uygulaması alternatifi. Download: Fast for Facebook - Android App Profile Watch Profile Watch, hesabınızın ne kadarının görünür olduğunu test eden faydalı bir site. Download: Profile Watch My Permissions My Permission, başkalarının profilinizin ne kadarını görebildiği kontrol etmenizi ve ayarları değiştirmenizi sağlıyor. Download: My Permissions PicknZIP Facebook üzerindeki tüm fotoğraflarınızı bir seferde, Zip dosyası olarak indirmenizi sağlayan bir web sitesi. Download: PicknZIP Chat Undetected Kendinizi belli etmeden chat yapabilmenizi sağlayan bir Firefox eklentisi. Download: Chat Undetected (Firefox) Breakup Notifier Facebook arkadaşlarınız ilişki durumlarını değiştirdiğinde haber veren bir site. Breakup Notifier Scope (Android) Scope, Facebook, Twitter ve Foursquare gibi sosyal ağları, güzel bir arabirim altında bir araya getiren bir Android uygulaması. Scope (Android) Facebook Messenger Bu Android ve iOS uygulaması, Facebook hesabınızla bağlanarak kullanabileceğiniz, sesli mesaj, kısa mesaj ve fotoğraf gönderebileceğiniz bir uygulama. Download: Facebook Messenger (Android) Download: Facebook Messenger (iPhone) SocialPlus SocialPlus sayesinde arkadaşlarınızın paylaşımlarını "beğenmeyebilir", renkli durum güncellemeleri yükleyebilirsiniz. Download: SocialPlus (Chrome) Facebook Pages Manager Birkaç Facebook sayfasını kolayca yönetmeye yarayan, durum güncellemeleri ve fotoğraf yüklemeye yarayan bir program. Download: Facebook Pages Manager (Android) FaceWash Facewash sitesi, Facebook profilinizi tarıyor, can sıkıcı, utanç verici güncellemeleri ortadan kaldırıyor. Sistem İngilizce olduğundan, Türkçe arama yaptırmak isterseniz, yazmanız gerekiyor. Download: FaceWash 0 3 0 inShare
  4. Apple firması Macintosh marka bilgisayar kullanan şirket elemanlarını hedef alan bir virüs taragından saldırıya uğradığını açıkladı Kimliği belirsiz bilgisayar korsanları tarafından gerçekleştirilen saldırıda bazı Apple çalışanlarının yazılım geliştirici bir siteyi ziyaret ettikleri sırada ‘kötü amaçlı’ bir yazılım tarafından etkilendikleri belirtiliyor.   Apple firması kötü amaçlı yazılımın Mac bilgisayarlara etkilemek üzere tasarlandığını açıkladı. Firma yazılımın Mac bilgisayar kullanan ‘diğer firmaları’ da etkilediğini belirttiler.   Apple firması çalışanlarını etkileyen yazılımın geçtiğimiz hafta Facebook’u etkileyen korsan saldırısını gerçekleştiren grup tarafından gerçekleştirildiği tahmin ediliyor.   http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1122111  
  5. Uzmanlar antibiyotiklerin yanlış ve aşırı kullanımının bakterilerin bu ilaçlara zaman içinde direnç geliştirmesine yol açması yüzünden gelecekte etkili antibiyotik kalmayacağından endişe ediyorlar İngiltere'de okyanusun derinliklerinde gelişen doğal bir yeni antibiyotik bulma umuduyla 8 milyon sterlinlik bir proje başlatılacak. Şimdiye kadar okyanusun dibindeki kimi 11 kilometre derinliğinde bulunan çukurlar ve karanlık yataklardan çok az örnek toplanan araştırmada, uzmanlar bilinmeyen antibiyotikler arayacak. Canlı türlerinin çoğu için çok hasmane olan bu tür deniz dibi çukurları, fiilen tecrit edilmiş olduklarından tamamen farklı yaşam biçimlerinin gelişebileceği ortamlar. Uzmanlar, bu "aşırı" ortamlarda bilinmeyen antibiyotikler bulunması ihtimalinin çok yüksek olduğuna inanıyor. Projede Aberdeen Üniversitesi'nden uzmanların öncülüğünde çalışacak uluslararası bilim insanları, balıkçı teknelerinden kablolarla örnekleme aletlerini sarkıtmak yoluyla okyanusun derinliklerinden örnek toplayacaklar. Daha sonra topladıkları örneklerden yeni antibiyotik yapımında kullanılabilecek bakteri ve mantar türleri üretmeye çalışacaklar. Aberdeen Üniversitesi'nden Profesör Marcel Jaspars, İngiltere'nin en üst düzey sağlık yetkilisinin geliştirilmekte olan çok az yeni antibiyotik olduğuna dikkat çekerek, bir sağlık krizinin eşiğinde olunabileceği uyarısında bulunduğunu hatırlattı. Antibiyotiklerin yanlış ve aşırı kullanımı bakterilerin bu ilaçlara zaman içinde direnç geliştirmesine yol açıyor ve uzmanlar bu yüzden çok uzak olmayan bir gelecekte tıbbın elinde etkili antibiyotik kalmayacağından endişe ediyorlar. Profesör Jaspars, önümüzdeki 10 ila 20 yıl içinde antibiyotiklerin keşfinden öncekine benzer bir döneme girilebileceğini, en basit ameliyatların bile enfeksiyon riski yüzünden ölümle sonuçlanabileceğini söyledi. Jaspars 2003 yılından bu yana tamamen yeni bir antibiyotik bulunmadığını da hatırlatıyor ama bunun kısmen, antibiyotikler fazla karşı olmadığı için ilaç şirketlerinin istekli olmamasından kaynaklandığını kaydediyor. Çalışma sonbaharda Büyük Okyanus'un doğusunda Şili ve Peru'nun 161 kilometre açığındaki Atacama çukurunda başlayacak. Avrupa Birliği fonları ile yapılacak çalışmada daha sonra Yeni Zelanda açıklarındaki çukurlarla, Norveç açıkları ile Antarktika sularından da örnekler toplanacak. http://t24.com.tr/haber/denizin-dibinde-dogal-antibiyotik-aranacak/223971
  6. Akıllı telefonlarda yeni bir çağ başlıyor. Tayvanlı bir firma yılsonuna kadar şeffaf telefon üretimine başlanacağını duyurdu. Teknoloji piyasasındaki rekabeti iyice kızıştıracak vaat Tayvanlı bir firmadan geldi. Akıllı telefonlarda yepyeni bir uygulamaya geçileceğini açıklayan firma, yılsonuna kadar şeffaf telefonların üretileceğini iddia etti. Şeffaf telefon için çalışmalar devam ederken telefonun nasıl olacağına dair de bir video yayınlandı. Peki, şeffaf telefon nasıl yapılacak? Tayvanlı firma, şeffaf multi-touch'ı şimdiden pazarlamaya başladı. Cam teknolojisinden faydalanan şirket görüntü üretmek için likit kristal molekülleri kullanıyor. Telefonda elektrik akımı saydam teller yardımıyla yapılacak. Telefonun sim kart, SD kart, kamera, mikrofon gibi parçaları henüz şeffaf değil. Şirket daha küçük bir lityum iyon pil için de çalışmalarını sürdürüyor. Telefon geliştirildiğinde arka ve ön yüzü dokunmatik ekran olacak. [media]http://youtu.be/_TCoF_Rgn5I[/media] http://www.gazete5.com/haber/seffaf-telefon-yilsonuna-hazir-292821.htm
  7. Windows 7'yi güncelleştirmeyenler için destek bitiyor.   Windows 8 birkaç ay önce yayınlandı fakat henüz yeterince yaygınlaşmadı. Bu akışı hızlındırmak isteyen Microsoft'tan halen Windows 7’yi kullanan kullanıcılara kötü haber geldi: Windows 7’yi hala güncelleme yapmadan kullanıyorsanız, destek bitmek üzere. Güncellemeler bitiyor!   Microsoft’un resmi Windows bloğundan gelen açıklamaya göre Service Pack 1’i yüklememiş olanlar için Windows 7’nin resmi desteği 9 Nisan 2013’te bitiyor. Eğer Service Pack 1’i yüklediyseniz problem edeceğiniz bir durum yok, Service Pack 1’li Windows 7 desteği 13 Ocak 2015’e kadar devam edecek.   http://www.cnnturk.com/2013/bilim.teknoloji/teknoloji/02/18/windows.7.icin.kotu.haber/696932.0/index.html  
  8. Gelişen teknolojiye ayak uydurma sırası sizde! Son yıllarda hızla gelişen akıllı cep telefonu pazarının bir ucundan tutmadıysanız henüz ve sıranın size geldiğini düşünüyorsanız yanılmıyorsunuz. Zira gittikçe hızlanan hayatlarımızda hızlı ve bağlı olmak artık önemli kriterlerden bazıları. Çok değil bundan 5-6 sene öncesine kadar cep telefonları sadece yanımızda taşıdığımız iletişim araçları iken şimdilerde bilgisayarlarımızı bile açtırmıyorlar çoğu durumda. Gelişen bu teknoloji, kendine kolayca bir pazar buldu ve şu anda satılan cep telefonlarının büyük çoğunluğu akıllı kategorisinde. Peki nedir bu akıllı telefonlar? Akıllı cep telefonu tabiri, ilk olarak 1997 yılında Sony Ericsson GS 88 Penelope konsept tasarımı için kullanıldı. O zamanlar cep telefonlarının kapasiteleri çok daha azdı ve bu sebeple günümüzde akıllı telefon tabiri oldukça değişti. Akıllı cep telefonlarını nelerin akıllı yaptığına dair resmi bir tanım yok ortada, fakat genel olarak akıllı cep telefonlarının üçüncü parti yazılımları işletim sistemleri ile birlikte daha entegre çalışmasına izin veren API desteği listenin başını çekiyor. Günümüzde ise akıllı cep telefonu tabiri internete erişebilen, GPS ile konum bulabilen, giriş seviyesi kompakt kameralar kadar kaliteli fotoğraf ve video çekebilen, medya oynatabilme yetenekleri üst düzey olan cihazlar için kullanılıyor. Bu makalemizde akıllı cep telefonu dünyasına giriş yapmak isteyen kişiler için dikkat edilmesi gerekenleri ve neye göre hangi cihazları satın almaları gerektiğine dair bilgiler vereceğiz. Direkt olarak marka/model önerisi yapmak değil amacımız, genel olarak akıllı cep telefonu dünyası hakkında bilgisi olmayan kullanıcıları bilgilendirmeye çalışıyoruz. Akıllı cep telefonu satın alırken dikkat etmeniz gerekenleri makalenin bu kısmından sonra başlıklar halinde toparladık. Bu uzunca yazı için kahvenizi hazırlayın ve arkanıza yaslanın. İhtiyacın Belirlenmesi Akıllı cep telefonlarının aşağı yukarı neler yapabildiğine yukarıda değindik. Peki sizin bir telefonda neye ihtiyacınız var? Günümüzde hala cep telefonlarını sadece arama yapmak ve mesaj almak/atmak için kullanan, internet ve diğer işler için bilgisayarları tercih eden bir sürü insan var. Eğer siz de bu kişiler arasında iseniz, normal telefonlara göre genelde daha pahalı olan akıllı cep telefonlarına ihtiyacınız yok demektir. Eğer cihazdan daha fazlasını bekliyorsanız da ihtiyaçlarınızı iyi belirleyin. Çünkü markette belki de yüzlerce farklı model var ve bunların bir çoğu farklı alanlarda uzmanlaşmış durumdalar. Örneğin, sizin için ortalama yetenek ve hıza sahip fakat pil ömrü uzun olacak bir cihaz lazım ise alacağınız telefon ile kamerası çok iyi olsun gerisi o kadar önemli değil diyorsanız alacağınız telefon farklı olacaktır. Ama unutmayın, genel olarak akıllı cep telefonların bir çoğu internet erişimine (WiFi ve 3G üzerinden), ortalama bir kameraya ve iş/eğlence için birçok uygulamaya sahipler. Üst seviye ile alt seviye cihazlar arasındaki fark genellikle bu özelliklerin kullanıcı deneyiminde ortaya çıkıyor. Üst seviye cihazlar daha iyi bir internet deneyimi ve kamera sunuyor örneğin. Önceliklerinizi belirledikten sonra üst seviye ile alt seviye arasında seçim yapmanız daha da kolaylaşacaktır. Bütçenin Belirlenmesi Akıllı cep telefonu (hatta herhangi bir elektronik alet) alırken en büyük etkenlerden biri de bütçe. Çoğu elektronik aletin farklı fiyatlarda satılan birçok modeli olduğunu düşünürsek, sık sık karar vermemizi etkileyen en büyük etken fiyat oluyor. Bir önceki adımda önceliklerinizi ve ihtiyaçlarınızı belirlediyseniz eğer bütçe konusu sizi çok yormayacaktır. Çünkü ihtiyacınızın karşılığını size sunan birden fazla model varsa en ucuzunu seçmek tabi ki çok daha kolay. Fakat tam olarak neye ihtiyacınız olduğunu bilmiyorsanız bütçe çok önemli bir faktör oluyor. Eğer sadece akıllı telefon dünyasına giriş yapmak istiyorsanız bütçenize en uygun giriş seviyesi modellerden birini seçin. Çünkü bu modeller, akıllı telefon ihtiyaçlarınızı da gözden geçirmenize yardımcı oluyorlar ve akıllı telefon dünyasının ne olduğunu da kullanıcılarına gösterebiliyorlar. Eğer ekonomik probleminiz yoksa seçeneğiniz daha çok demektir. İhtiyaçların yanı sıra cihazların sahip olduğu ekstra özelliklere de göz atarak hangisini alacağınıza karar verebilirsiniz. Platformun Seçilmesi Telefonda nelere ihtiyaç duyacağınızı ve bütçenizi belirledikten sonra sıra geldi platform seçmeye. Platformdan kastımız akıllı cep telefonlarına hayat veren işletim sistemleri. Şu anda piyasada dominant olan bazı işletim sistemleri şöyle: Google’ın geliştirdiği Android, Apple’ın geliştirdiği iOS, Microsoft’un geliştirdiği Windows Phone ve RIM’in geliştirdiği BlackBerry OS. Bu isimler pazarda hakim olan oyuncular. Bunlara ek olarak Ubuntu OS, Firefox OS, Jolla OS gibi önünümzde aylarda/yıllarda ortaya çıkacak daha yeni işletim sistemleri de mevcut. Çok fazla teknik detaya girmeden her platformun sahip olduğu avantajları ve dezavantajları sıralayamaya çalışalım: Android İçerisinde en çok seçenek barındıran platform. Samsung, Sony, HTC, LG gibi birçok firma Android işletim sistemli telefonlara sahip. Platformun bu kadar fazla üreticiye sahip olması aynı zamanda alt seviye cihazlara da yer açılması demek. Eğer akıllı cep telefonlarına çok fazla para yatırmak istemiyorsanız Android’e göz atmanızda fayda var. Android, yine diğer işletim sistemlerine göre kullanıcıya çok daha fazla özgürlük tanıyan bir işletim sistemi. Firmalar Android cihazlarına farklı arayüzler koyuyorlar ve bu tasarım kullanıcı tarafından üçüncü parti yazılımlarla tamamen değiştirilebiliyor. Alacağınız telefonu tamamen kişiselleştirmek istiyorsanız Android yine en uygun seçenek. Uygulama genişliği açısında da Android, piyasadaki işletim sistemleri arasında en iyilerden birisi. Bu konuda iOS ile birlikte başı çeken Android’in Play Mağazasında 700000′den fazla uygulama mevcut. İşletim sistemi ve işletim sisteminin kullanıldığı cihazlar tek elden kontrol edilmediği için, Android platformu iOS, Windows Phone ve BlackBerry’ye göre biraz daha kararsız ve yavaş denilebilir. Yıllardır süre gelen “dokunmatiği iPhone kadar iyi değil” söylemi, şu anda üst düzey Android cihazlar için geçerli olmasa bile giriş seviyesi cihazlar için geçerli olan bir söz. Tabi giriş seviyesi bir cihazı iPhone ile karşılaştırmanın yanlış olduğunu hatırlatmaya gerek yok. Android ile ilgili son olarak değinilmesi gereken nokta güncellemeler. Yine işletim sistemi ve cihaz üreticisi aynı olmadığı için ortaya çıkan bu problem sonucu aldığınız cihazın Android’in en yeni sürümüne güncellenememe ihtimali olduğunu unutmayın. Google’ın kendi adına sattığı Nexus ailesi cihazlarda bu sorun olmamak ile birlikte geriye kalan hemen hemen tüm cihazlar güncelleme ile ilgili problemler yaşıyorlar. Cihazlar güncellemeleri alacak olsalar bile (örneğin firmaların en üst düzey cihazları genellikle güncellemeleri alıyor) oldukça geç alıyor. Artılar +Çeşitlilik +Mağaza Zenginliği +Yüksek Kişiselleştirme Olanakları Eksiler -Stabilite/Performans (her cihaz için geçerli değil) -Güncelleme(Nexus ailes için geçerli değil) iOS Apple’ın geliştirdiği ve mobil cihazlarında kullandığı iOS da akıllı telefon pazarı için oldukça önemli bir işletim sistemi. iOS cephesinde işletim sisteminin ve cihazların tek elden çıkmasının avantajını stabilite ve hızda görebiliyoruz. Yine de iOS işletim sistemli giriş seviyesi bir cihaz ortaya çıkmadığı için kesin ve net bir karşılaştırma söz konusu olmasa da kararlılık ve performans anlamında iOS oldukça üst seviyede. Fakat kişiselleştirme açısından baktığımızda hızlı ve stabil olan bu işletim sistemi kullanıcılarına çok büyük olanaklar sunmuyor. Telefonunuzdaki bir şarkıyı Jailbreak işlemi yapmadan zil sesi olarak atayamamak bu duruma sadece bir örnek. iPhone’dan tam verim alabilmek için iTunes adlı yazılımı kullanma şartı da var. Uygulama zenginliği konusunda zirveye oynayan iOS, mağazasında oldukça çok sayıda ve oldukça kaliteli uygulamalara sahip. Özellikle ücretli birçok güzel yapıma ev sahipliği yapan iOS uygulama mağazası hala çıkacak uygulamalar için ilk tercih edilen platform olabiliyor (Örneğin Temple Run 2). Eğer platforma yatırım yapacaksanız iOS’da uygulamalara verdiğiniz para için üzülme ihtimaliniz çok değil. Çeşitlilik konusunda platform doğal olarak Android’in gerisinde kalıyor. iOS işletim sistemi ile gelen tek telefonlar Apple’ın iPhone’ları. Her sene yeni modeli çıkan bu cihazlar da özellikle ülkemizde inanılmaz derecede pahalılar. 2011′in modeli olan iPhone 4S’in hala Android platformundaki amiral gemisi telefonlar ile aynı fiyata satıldığını söylesek yeterince anlaşılır olur sanırım. Tabi bu durumun avantajı da var. Örneğin yeni çıktığında aldığınız iPhone’u bir sene sonra çıkan iPhone’u kullanmak için satmaya kalktığınızda çok düşük fiyatlara gitmiyorlar. Sürekli seriyi takip etmek isterseniz ve çok para harcamak istemiyorsanız iPhone bu konuda avantajlı durumda. Güncelleme konusunda yine telefon ile işletim sisteminin aynı firmanın kontrolünde olmasının sağladığı avantajı iOS cephesinde görüyoruz. Apple, yeni işletim sistemi yayınladığı anda 2 nesil önceki iPhone’a kadar bu güncelleme açık oluyor ve aynı gün indirilebiliyor. Bu da en güncel işletim sistemine anında sahip olmak demek. Genellikle Apple, yeni işletim sistemlerini en yeni cihazlarını baz alarak geliştirdiği için en yeni sürümde olan bazı özellikler eski jenerasyon cihazlar için kullanılabilir olmasa da güncellemeyi hızlı almak bir avantaj. Artılar +Hız, kararlılık +Güncelleme sistemi +Mağaza Zenginliği Eksiler -Çeşitlilik yok (ucuza satılan iOS cihaz olmaması gibi) -Kişiselleştirme seçenekleri oldukça az Windows Phone Microsoft’un geliştirdiği bu işletim sistemi son sürümü ile (Windows Phone 8) oldukça ciddi yol katetti. Microsoft’un elinden çıkan ve firmaların değiştirmeden cihazlarında kullandığı bu işletim sistemi performans açısında iOS seviyesine gelmiş durumda. Platforma cihaz üreten firmalar arasında Nokia, Samsung ve HTC yer alıyor şu an itibariyle. Android kadar çeşitliliğe ev sahipliği yapmayan platform, iOS’dan daha çok cihaza sahip. Windows Phone 8 işletim sistemlerine sahip olan cihazlar genelde oldukça ilginç ve renkli tasarımlara sahipler (Örneğin Nokia Lumia 920, HTC Windows Phone 8X gibi). Donanım anlamında Windows Phone’un önceki serilerinde yer alan tek çekirdek işlemci sınırı Windows Phone 8 ile kalkmış durumda. Şu anda satılan Windows Phone 8 amiral gemisi telefonlar çift çekirdekli Snapdragon S4 işlemci ile geliyorlar ve performans anlamında oldukça yeterliler. İşletim sistemi bazında çok fazla kişiselleştirmeye gidemeyen firmalar donanım anlamında farklılık yaratmaya çalışıyorlar (Örneğin Lumia 920′nin PureView kamerası gibi). Bu sebeple bu platformu tercih edecekseniz cihazları daha ayrıntılı incelemekte fayda var. Mağaza anlamında Windows Phone platformu, sahip olduğu 150000′e yakın uygulama ile iOS ve Android’in oldukça gerisinde kalıyor şu an için. Platformun mağazası oldukça hızlı büyüse de kısa bir süre içinde Android’i ya da iOS’u yakalaması söz konusu değil. Bu nedenle telefonun sahip olduğu çekirdek uygulamalar dışında çok fazla uygulama kullanma gibi bir hayaliniz varsa Android ya da iOS tercihi daha doğru olabilir. Windows Phone 8 tanıtıldığında Microsoft, yayınlanan güncellemelerin hemen telefonlara yüklenebileceğini söylemişti. Bu sebeple güncelleme konusunda Windows Phone 8 işletim sistemli cihazların sıkıntı yaşayacağını sanmıyoruz. Fakat cihazların ne kadar süre boyunca destekleneceği, platform yeni olduğu için henüz bilinmiyor. Bir önceki jenerasyon Lumia ailesi Windows Phone 8 güncellemesi almadı. Artılar +Hız +Farklı tasarımlı cihazlar Eksiler -Mağazada az uygulama olması -Platform yeni olduğu için ne kadar gelişip gelişmeyeceğinin bilinmemesi BlackBerry OS Yıllardır klasik çizgisinde devam eden ve iş dünyası kullanıcılarına yönelik telefonlar çıkaran firma RIM, 30 Ocak 2013 tarihinden itibaren yeni bir yola girmiş durumda. 30 Ocak’ta tanıttığı yeni platformu olan BlackBerry 10 ile firma hem adını BlackBerry olarak değiştirdi hem de sadece fiziksel klavyeli telefon üretme modelinden vazgeçti. Firmanın tanıttığı iki yeni cihaza dair ayrıntıları burada bulabilirsiniz. Firmanın işletim sistemi ve telefonları genel olarak mesajlaşma ve iletişim kurma açısından oldukça üst düzey bir deneyim sundular. Sahip olduklar fiziksel klavyeleri hem iyi tasarıma ve ergonomiye sahipti hem de çok sık mesaj, e posta yazan kişiler için olmazsa olmazdı. Ayrıca platformun BBM iletişim merkezi de BlackBerry sahipleri ile ücretsiz iletişim sağlamaya yarıyordu. Fakat fiziksel klavyeden dolayı geriye kalan küçük ekran, internette uzun süre gezinmek, video izleme gibi multimedya merkezli işler için pek uygun değildi. BlackBerry Z10 ile bu devir değişebilir. Zira telefonun 4.2 inçlik ekranı oldukça iyi multimedya deneyimi sunmaya uygun. Uygulama açısından ise BlackBerry 10 işletim sistemi 70000′den fazla uygulamaya sahip şu anda. İlk adım için oldukça iyi olan bu rakam iOS ve Android ile kıyaslandığında oldukça küçük kalıyor. Asıl sorun sayıdan ziyade diğer platformlarda olan bazı önemli uygulamaların BlackBerry dünyasında olmaması (Örneğin Instagram). Uygulama sayısı gittikçe artacaktır tabi fakat platform ne kadar sürede olgunlaşacak bilemiyoruz. Güncelleme konusunda ise BlackBerry’nin yeni işletim sistemi ile nasıl bir yol izleyeceğini zaman gösterecek. Artılar +Mesaj severler için harika servisler ve fiziksel klavye Eskiler -Mağazada az uygulama olması -Platform yeni olduğu için geleceğinin bilinmemesi Genel olarak akıllı cep telefonu pazarında hakim olan platformlar bunlar. Eğer platform konusunda kafanızda bir fikir oluştuysa sıra marka ve model tercihinde. Marka ve Model Tercihi Makalenin en başında direkt olarak telefon önerisi yapmayacağımızı belirtmiştik. Bu kısımda da genel olarak markaların güçlü ve zayıf yanlarına ve öne çıkan modeller ile neden öne çıktıklarına bakacağız. iOS cephesinde baktığımızda doğal olarak tek marka Apple oluyor. Model olarak Apple’ın çıkardığı iPhone 3GS ve daha sonrası ülkemizde rahatlıkla bulunabiliyor. Apple’ın güçlü yanlarına aslında bir önceki başlıkta iOS platformu altında değinmiştik. Firma markette oldukça güçlü konumda, en çok satılan akıllı telefon modelini üretiyor ve kısa bir süre içinde bu durumun değişme ihtimali oldukça zayıf. Firmanın modelleri ise ülkemiz inanılmaz derece pahalı durumda. Eğer ekonomik anlamda en ufak bir tereddüte düşecek durumdaysanız iPhone’lardan uzak durmanız gerek. Fakat fiyatı sorun değilse ve iyi tasarıma sahip, hızlı, stabil, yetenekli ve çok yer kaplamayan bir cihaz arıyorsanız Apple’ın iPhone’ları size göre. En son çıkan model iPhone 5′in fiyatı fazla geliyorsa iPhone 4S de günümüz için gayet yeterli bir cihaz. Android cephesinde baktığımızda onlarca üretici görüyoruz. Bunlar arasında Samsung, Sony, HTC, Motorola ve LG gibi firmalar öne çıkıyor haliyle. Bu markalar arasında Samsung tartışmasız Android camiasının bir numarası. Satış olarak Apple’a kafa tutabilen tek firma olan Samsung, bu başarısını harika telefonlarına ve başarılı reklam kampanyalarına borçlu. Samsung’un diğer firmalara göre yaptığı bazı iyi şeyler var. Örneğin firma satışa çıkardığı cihazın neredeyse tüm parçalarını kendi ürettiği için oldukça yüksek kalitede telefonların satış fiyatı düşük olabiliyor. Firmanın amiral gemisi telefonu Galaxy S III’ün fiyatını diğer firmaların amiral gemisi telefonları ile karşılaştırmak bu durumu görmek için yeterli. TouchWiz’in ekstralarından Pop Up Play. Firmanın diğer bir avantajı da yazılım alanında yatıyor. Android’deki belki de en yetenekli arayüz olan TouchWiz, Samsung’un bu başarısındaki etken. TouchWiz’in en güncel sürümünde yer alana Akıllı Bekleme, Çoklu Ekran, Akıllı Uyarı, Doğrudan Arama, Pop up play gibi özellikler oldukça işe yarayabiliyor. Ayrıca firma, çıkardığı telefonların bir çoğuna yazılım güncellemesi anlamında destek sunuyor ve güncellemeleri oldukça hızlı sağlıyor (diğer firmalara göre). Android cephesindeki diğer büyük oyunculardan HTC ise son dönemde biraz sıkıntıda. Firmanın markalaşma adına One serisi telefonları ile attığı adımlar pek de beklenilen sonuçları vermedi ve firma istediği satış rakamlarına ulaşamadı. Bunda tabi ki firmanın amiral gemisi telefonu One X’in birkaç ay sonra Samsung’un Galaxy S III’ü ile yarışmak zorunda olmasının da etkisi olsa da HTC’nin de yanlışları yok değil. Örneğin HTC One X, Galaxy S3′ten aylar önce piyasaya çıkmasına rağmen Android 4.1 Jelly Bean güncellemesini Galaxy S3′den sonra aldı. HTC’nin Sense arayüzü oldukça şık bir tasarıma sahip olsa da yetenek anlamındahala TouchWiz’in gerisinde kalıyor. Bir de tabi amiral gemisi cihazların düşük pil ömrüleri firmanın satışları için hiç de iyi olmadı. Yine de HTC’nin telefonları yüksek kasa kalitesine, iyi performansa ve iyi donanımlara sahipler. Firma güncellemeler konusunda birçok cihaza destek vermeye çalışıyor olsa da biraz yavaş kalıyor. Geç olsun güç olmasın diyoruz. 2013 için iddiaları çok büyük olan Sony’de sıra. Firma da Android’in büyük üreticilerinden biri birçok kaliteli cihaza sahip. Tasarım anlamında oldukça sıra dışı yollar izleyen firma 2012 Xperia modellerinde tasarım anlamında oldukça tutarlı bir yol izledi. Kişisel olarak bu tasarımları beğenmesem de birçok kişi tarafından Xperia’ların tasarımları beğenildi. Sony de yazılım açısından sıkıntı çeken firmalardan. Zira firmanın telefonlarına koyduğu arayüz şık ve diğerlerine göre hafif olsa da yetenek anlamında malesef oldukça geride. Ayrıca firma, 2012 yılında pazara hakim olan dört çekirdek yarışına oldukça geç katıldı ve telefonları performans anlamında rakipleri ile (Galaxy S3, HTC One X) yarışamadı. Güncelleme konusunda Sony, takvimi açıklayarak kullanıcılarına net bilgiler sağlıyor. Takvime göre oldukça fazla cihaza güncelleme sağlamaya çalışan Sony, güncellemeleri çok geç sağlıyor. Örneğin, firmanın bir süre amiral gemisi olan cihazı Xperia S, henüz Android 4.1′e güncellenmiş değil ve birkaç ay da bu durum sürecek. Firmanın CES2013′de duyurduğu oldukça iddialı modelleri Xperia Z ve ZL ise hala Android 4.1′i kullanıyorlar örneğin. Sony, yüksek standarta sahip tasarım çizgisinden uzaklaşmadan yazılım konusunda kendini geliştirebilirse pazarda iddialı bir konuma gelebilir. LG, Optimus G modeli ile kendini sevdirmeyi başardı bu sene. Firmanın daha önceki akıllı telefon modelleri oldukça yenilikçi fikirlere sahip olsa da (LG Optimus 3D ve Optimus Vu serisi gibi) kullanıcılar tarafından çok fazla kabul görmedi. Bunun sebepleri arasında bir numaralı etken firmanın yazılım anlamında neredeyse hiçbir şey sunmamasıydı. LG, telefonların yazılım anlamında kullanıcıyı etkileyecek hiçbir şey koymadığı için kullanıcılar daha yetenekli telefonları tercih etmeye başladılar. Firmanın akıllı cep telefonu konusunda son zamanlardaki en iddialı hamlesi şüphesiz Optimus G oldu. Dört çekirdekli Snapdragon S4 Pro işlemcisi ve yeni nesil grafik birimi ile telefon ciddi anlamda ilgi çekti ve Google’ın yeni Nexus telefonu olarak seçildi. Bundan sonra LG’nin akıllı telefon pazarında ne yapacağına dair pek bir ipucu yok malesef. Optimus G ve Nexus 4 ile ivme yakalayan firmanın 2013 planları henüz belli değil. Son olarak Motorola’ya değinmek gerek. Firmanın ürettiği DROID RAZR serisi telefonlar Türkiye pazarına çok geç geldiği için Motorola’nın ülkemizde etkin olduğundan söz edemeyiz. Google tarafından satın aldındıktan sonra da firma henüz ortaya ciddi anlamda rekabetçi bir ürün koymuş değil (Şu haberde sözü geçen cihazları ise heyecanla bekliyoruz). DRIOD RAZR serisinin MAXX modelleri en çok ilgiyi hakeden modeller. Zira bu modellerin büyük iddiası, neredeyse her akıllı telefon kullanıcısının başını ağrıtan pil ömrü sorunu olmaması. Devasa pilleri ile bu üyeler diğer akıllı telefonlara göre çok daha uzun süre açık kalabiliyorlar, bu da kullanıcıya sağlanan büyük bir rahatlık demek. Onun dışında firmanın diğer modellerinin herhangi bir iddialı tarafı yok. Yazılım tarafında Motorola, özellikle Google tarafından satın alındıktan sonra arayüzünü Android’in kendi arayüzüne oldukça yakın tutmaya başladı. Böylece cihazlarına ekstra yük bindirmeyen firma Android’in kendi arayüzünün de fonksiyonel olduğunu hatırlatma peşinde. Güncelleme konusunda firma bazı cihazları için desteği kestiğini açıklamasıyla oldukça tepki çekmişti. Bu cihazlar arasında eski amiral gemisi ilk çift çekirdekli akıllı telefon olan Atrix’in olması birçok kullanıcıyı firmaya karşı soğutmaya yetti. Motorola Atrix modeli şu anda Android 2.3 Gingerbread işletim sistemini kullanıyor ve giriş seviyesi telefonlar ile aynı fiyata satılıyor ülkemizde. Google’ın Nexus serisine değinerek bu bölümü sonlandıralım. Nexus serisi, Google’ın genellikle geliştiricileri düşünerek satışa çıkardığı aile. Android’in en güncel versiyonlarına anında kavuşan bu cihazlar aslında oldukça ucuza satılıyorlar (Örneğin Nexus 4 8GB’in Play Store’daki satış fiyatı 300 Dolar, Türkiye’de tabi ki çok daha fazla) ve fiyatlarına göre inanılmaz özelliklere sahipler. Nexus 4, dört çekirdekli Snapdragon S4 Pro işlemciye, Adreno 320 grafik birimine, 2GB RAM’a, HD ekrana ve en güncel Android 4.2 Jelly Bean işletim sistemine sahip olmasına rağmen sadece 300 Dolar fiyat etiketi ile satılıyor yurt dışında. Nexus ailesi cihazların en büyük artısı şüphesiz güncellemeler konusunda. Direkt olarak Google tarafından yayınlanan güncellemeler Nexus ailesi telefonlara anında geliyor. Böylece Nexus sahipleri, diğer Android telefon sahiplerine göre yeni işletim sistemine aylar önce kavuşmuş oluyorlar. Android dünyası sadece üreticiler ve Google tarafından destek görmüyor. Bağımsız bir çok geliştirici Android cihazlar için özel ROM’lar ve modlar üretiyor. Satış rakamları yüksek olan cihazlar, genellikle bağımsız geliştiricilerden daha fazla ilgi görüyor. Bu da üretici desteği kesse bile geliştiriciler tarafından uzunca bir süre destek görmek demek. Bu sebeple Android bir cihaz alırken bunu da hesaba katmak gerekiyor. Satış Kanalları / AlışVeriş Yeri Tercihi Hangi telefonu alacağınıza kadar verdikten sonra işiniz henüz bitmiş değil. Zira o telefon, onlarca farklı yerde onlarca farklı fiyata satılıyor olabilir. Eğer aynı cihaz için ne kadar az ödersem o kadar iyi diyenlerdenseniz, araştırma sürecine başlayabilirsin. İnternet üzerinden satış yapan birçok büyük işletme mevcut, bunların da hemen hemen hepsinde elektronik cihazların fiyatları değişebiliyor. Genellikle kampanya süreçleri hariç ürünlerin fiyatları birbirine yakın olsa da spesifik kredi kartlarına ya da bazı zaman dilimlerinde büyük kampanya yapan yerler yok değil. Bu gibi indirimleri takip etmek gerek. Tabi ki indirimi sadece internetteki mağazalar yapmıyor. Alışa geldiğimiz fiziksel mağazalar da bir çok kampanyaya imza atabiliyorlar. Ayrıca bu mağazaların en büyük avantajları genellikle teşhir ürünlerine göz atarak almak istediğiniz cihazların tasarımlarına ve boyutlarına dair daha iyi fikir sahibi olmanızı kolaylaştırmaları. Örneğin Samsung’un telefon/tablet karışımı cihazı Galaxy Note II akıllı telefon özellikleri açısından oldukça gelişmiş olsa da devasa tasarımı ile herkese hitap etmeyecektir. Bu cihazı mağazada gidip elinize almadan satın almak büyük bir hataya dönüşebilir. Bu sebeple cihazı belirledikten sonra yakınlarda varsa mağazaya gidip görmek, nihai karar aşamasında etkili olabiliyor. Cihazınızı satın alırken kontrol etmeniz gereken diğer bir nokta ise garanti. Aynı cihaza piyasa değerinin çok altına satan kişiler ya da firmalar genellikle cihazı yurtdışından ucuza ithal edip satıyorlar. Büyük firmaların uluslar arası garantisi olsa da her zaman bu garanti geçerli olmayabiliyor. Telefonu satın alırken paralel ithalat olup olmadığına, garantisini ithalaçı firmanın mı yoksa resmi distribütörün mü verdiğine dikkat edin. Akıllı cep telefonu satın alma rehberimizin sonuna geldik. Bu makalede akıllı cep telefonu piyasasına dahil olmak isteyen, fakat nereden başlayacağını bilmeyenler için genel bilgiler vermeye çalıştık. Eğer yazının bu kısmına kadar geldiyseniz, akıllı cep telefonu alırken dikkat etmeniz gereken genel başlıkları (ekran teknolojileri gibi teknik konuları değil) biliyorsunuz demektir. Kendinize en uygun cihazı seçtikten sonra teknolojinin keyfini daha iyi yaşamak için bizi takip etmeyi unutmayın. İyi alışverişler! http://www.teknohaberim.com/akilli-cep-telefonu-satin-alma-rehberi/
  9. Son zamanlarda Facebook'ta bildiğiniz gibi spam belası var. Bu sorundan kurtulmak ister misiniz? Son zamanlarda facebookta bildiğiniz gibi spam belası var. Bu sorundan kurtulmak biraz sıkıntılı, facebooktaki tüm arkadaşlarınızı etiketliyor ve sizin bundan haberiniz olmuyor. Tabi buda çok rahatsız edici bir durum. Etiketlenen kişiler etiketlendiği bağlantıya tıklarsa aynı spam virüsü onlarda da mevcut oluyor. Bu yüzden tuhaf(anlamsız) bağlantılar gördüğünüzde kesinlikle tıklamayın. Eğer bir hata yaparak tıklarsanız, hesabınız tehlikeye girmekle birlikte tüm arkadaşlarınızı da etiketleyerek buna dahil ediyorsunuz. Bu sorundan kurtulmak istiyorsanız aşağıdaki yöntemleri uygulamalısınız. Çünkü gerçektende çok sıkıntılı bir durum. Bu sorun yüzünden hesabınızı dondurmanız bile gerekebilir. İşte yapmanız gerekenler; Öncelikle Facebook’a Giriş Yapalım; Sonra; -Gizlilik Ayarları - Zaman Tüneli ve Etiketleme ayarlarına basalım, - “İnsanların eklediği etiketleri ve etiketleme önerilerini nasıl yönetebilirim ?” menüsündeki ilk seçeneği AÇIK olarak ayarlayın. Böylece artık bir uygulama veya spam yemiş biri sizi etiketlerse, sizin onayınızı almadan profilinizde yayınlayamayacaktır. Eğer bu virüslü uygulama bildirimine sizde tıkladıysanız sizde arkadaşlarınızı etiketleyerek spam uygulama linkini göndermeye başlamış olursunuz. Bu Kez Şu işlemi uygulayın; http://www.facebook.com/settings?tab=applications bu adrese tıklayarak açılan pencerede uygulamalar sekmesindeki bilmediğiniz ve şüphelendiğiniz uygulamaları kaldırın. Bu Spamlar arkadaşlarınızdan geliyorsa aynı işlemleri ona da yapmasını söyleyin. Ve son olarak Tıkladığınız bu uygulamanın uzantısı olan eklentiyi bilgisayarınızın tarayıcısından da temizlemeniz gerekiyor. Spam ve virüslü etiketlerden kurtulmanın kesin ve en garanti yolu; Kullanmış olduğunuz tarayıcınızın seçenekler bölümüne girip “EKLENTİLER” menüsüne tıklayınız ve orda ki yabancı eklentileri silin. Ve sorun çözülecektir. http://www.teknolojioku.com/haber/guvenlik/facebookta-spam-belasindan-kurtulun.html
  10. Muş'un Yeşilyurt Mahallesi'nde bir kişi, beslediği horozun yumurtladığını iddia etti. İddialara göre, horozunun çıkardığı garip sesler üzerine kümese giden Nizamettin Tuncer, ilginç bir manzarayla karşılaştı. "Hakkı" isimli horozunu yerinden kaldıran Tuncer, altında yumurta görünce şaşkınlık yaşadı. Olayı mucize olarak değerlendiren Tuncer, durumu arkadaşlarıyla paylaştı. Haberi duyup mahalleye gelen veteriner Ali Tuncer de horozu inceledi. Daha sonra yumurtayı inceleyen Ali Tuncer, hayvanda fizyolojik bozukluk olduğunu belirterek, "Bu bilim dışı bir olay. Böyle bir olayın olmaması gerekir. Aynı anda hem erkeklik organlarına hem de dişilik organlarına sahiptir diye düşünebiliriz" dedi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kanatlı Hayvan Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Timur Gürhan ile de görüşen Ali Tuncer, Dr. Gürhan'ın bu durumun anormal bir olgu olduğunu, imkan varsam hayvana otopsi yapılmasını istediğini sözlerine ekledi. Horozun 3 yaşında olduğunu ifade eden Nizamettin Tuncer ise, şaşkınlık içerisinde olduğunu belirterek, "Eşim horozun kümeste ses çıkardığını söyledi. Ben de kümese girdim ve horozu yerinden kaldırdım. Yumurtayla karşılaşınca şok geçirdim. Çünkü kümeste tavuk yoktu ve yumurta halen sıcaktı. Konuyu önce arkadaşlarımla paylaştım sonra akrabam olan veterineri çağırdım. Böyle bir manzarayla ilk defa karşılaştım" diye konuştu. Bu haber gercek dogru mu ki beya?
  11. Almanya'nın (Müllheim) şehrindeki Ren nehrinin bir yakasında Almanlar, öbür yakasında da Fransızlar oturuyordu. Fransızlar, her sene nehrin Almanlar'daki kısmına geçip mahsulün tümünü toplayıp götürüyorlardı. O sıralar, birliğini temin edemeyen güçsüz Almanlar ise buna fazla ses çıkaramıyorlardı tabiî. Her sene böyle olunca çareyi Osmanlı Sultanına durumu yazıp, imdat istemekte bulurlar. Mektupta şöyle denmektedir: "Fransızlar her sene bize zulmediyor, mahsulümüzü elimizden alıyorlar. Siz ki, dünyaya adalet dağıtan bir imparatorluğun sultanı, İslamiyet'in de halifesisiniz. Bizi şu zulümden kurtarın. Asker gönderin. Ürünlerimizi bu sene olsun toplama imkanı sağlayın." Fakat durumu değerlendiren Padişah asker göndermeyi gerekli görmez; yalnızca asker elbisesi göndermeyi kâfi bulur ve cevabı bir mektupla beraber içi askeri elbise dolu üç çuval yollanır. Şaşkına dönen Almanlar, çuvalı alıp mektubu okurlar: "Fransızlar korkak ademlerdir. Onlara yeniçeri göndermemize gerek yoktur. Yeniçerimizin kıyafetini görmeleri kâfidir." Çuval içindeki Osmanlı askerinin elbiselerini adamlarınıza giydirin. Mahsul zamanı, nehrin görülecek yerlerınde dolaştırın. Karşıdan gören Fransızlar için bu kâfidir." Bağ bahçe sahipleri hemen Osmanlı askerinin kıyafetini kapışırlar. Hasat vakti büyük bir heyecanla yeniçeri kıyafetinde, nehir kıyısında dolaşmaya başlarlar. Ertesi gün, karşıdan gelen haber, Almanlar'ın sevinç çığlıkları atmalarına sebep olur: "Osmanlılar'dan imdat geldiğini düşünen Fransızlar, korkudan köylerini de terkederek iç kısımlara doğru kaçmaktalar. Mahsulünüzü rahatça toplayabilirsiniz. Zulüm sona ermiştir."
  12. Askerler dağda, kırda, bayırda artık yemeklerini ateş yakmadan sıcak olarak yiyecekler. TÜBİTAK'ın desteklediği bir projenin ilk üretimi yapıldı. Proje, İstanbul Halkalı'da, özel operasyonlara katılan askerlere sıcak yemek imkanı sunuyor. Bu projenin üretimini gerçekleştiren Transvaro AŞ Fabrikası Müdürü Sabahattin Önay, bu konuda bir açıklama yaptı ve tüketime hazır gıdaların, özellikle yemek servisi olanaklarının mevcut olmadığı operasyonlarda askerlerin yemek ihtiyacını karşılamak için kullanıldığını söyledi. Hazırlanan yemekler, bir askerin günlük kalori ihtiyacını karşılayacak şekilde temin edilİyor ve askeri beslenme ihtiyaçlarının temel gereklerini oluşturuluyor diyen Sabahattin Önay, sabah, öğlen ve akşam menüsü halinde yemek paketlerinden oluşan rasyon paketin oda sıcaklığında 2 yıllık raf ömrüne sahip olduğunu söyledi. Önay, şöyle devam etti: "Fabrikamızda hazırladığımız gıdaları helikopterden atılabilen özel poşetler içinde üretiyoruz. Bunlar suyun içinde kalsa bile bir şey olmuyor, sızdırmaz. Paketlendikten sonra özel yöntemlerle piştiği için de yüzde yüz sterildir. Böylece hastalık riski de olmuyor. Çünkü hazır gıdalarda hastalık riski yüksektir. Bu yemekleri ısıtmak için eskiden Uzakdoğu'dan hazır yemek ısıtıcısı ithal ediyorduk. Artık bunu biz Türkiye'de yaptık. Özel paketler, yarım bardak suyla etkileşmesiyle elektrik veya alev gerekmeden yemeği kolayca ve çabucak ısıtır. Askerler, bu yemekleri soğukta dağda, çantasından çıkartıyorlar. Operasyondaki asker, hiçbir kibrit, yanıcı madde kullanmadan, doğadaki bir suyla, kar ya da matarasındaki yarım bardak suyla yemeğini ısıtıp, yiyebiliyor. Böylece operasyondaki asker sıcak yemekle moral buluyor. Soğukta bir kap sıcak yemek çok önemli" diye konuştu. http://www.teknolojioku.com/haber/guncel/suyla-yemek-isitilir-mi.html
  13. Cep telefonlarında fiziksel klavye denince akla gelen ilk isim olan BlackBerry, daha kullanışlı ve “esnek” bir klavye deneyimi için çalışmalara başlamış durumda. Yakın zamanda çıkardığı dokunmatik telefonlarla, bildiğimiz QWERTY klavyesi ısrarından yavaş yavaş vazgeçen şirket, yine de yeni fiziksel klavye fikri için patent hazırlıklarına başladı. Patente göre BlackBerry’nin yeni klavyesi, yine telefonun kasasında sabit ancak bu sefer gizlenmiş biçimde bulunacak. Akordeon vari bir tasarıma sahip klavye, “uzatılır-toparlanır” şeklinde geliştirilmiş. BlackBerry’nin muhtemelen dokunmatik telefonları düşünerek tasarladığı klavye, istendiği takdirde kullanıcılar tarafından ortaya çıkarılarak alternatif olarak kullanılacak. Ancak yeni klavye patentinin, yakın zamanda gerçeğe dönüştürülmesi beklenmiyor. Bunun için BlackBerry’nin henüz piyasaya çıkardığı QWERTY klavyeli Q10 modelinin biraz “demlenmesi” gerekiyor. http://www.teknolojimix.com/fiziksel-klavyede-devrim.html?id=27875
  14. Hollandalı mimarlar, geçtiğimiz ay dünyanın ilk 3D yazıcıda üretilecek evini 18 ayda inşa edebileceklerini açıklamıştı. İngiliz mimarlar, kendi planlarını açıklayarak, üç haftada basacakları evi sadece bir günde inşa edebileceklerini belirtti. Dünyanın ilk 3D yazıcıdan çıkacak evi yakın zamanda karşımızda belirebilir. Hollandalı mimarla 18 ayda kumdan bir ev ‘basmayı’ planlarken, İngilizler çok daha kısa sürede aynısını yapabileceklerini iddia etti. İngiliz Softkil Design şirketi, ‘ProtoHouse’ adını verdikleri evin, lifli biyo-plastik malzemesinden üretileceğini belirtti. Mashable sitesinin haberine göre, İngilizler kumdan ev basmayı planlayan Hollandalı mimar Janjaap Ruijssenaars’ı bir rakip olarak görmüyor, hatta bir yarış içinde olmadıklarını ifade ediyor. Softkill Design şirketinden Gilles Retsin, “Kumdan evi bir 3D yazıcıda yapılacak bir proje olarak görmüyoruz. Çünkü bir yapı basılacak ve içine çimento boşaltılacak. Bu tam olarak 3D ev basmak değil” dedi. Softkill Design, tamamen yazıcıda çıkan materyal ile ev inşa edecek. Herhangi bir yapıştırıcı veya civata kullanılmayacak. Parçalar basıldıktan sonra, ev bir gün içinde monte edilecek. Retsin, “İnşaat malzemesi gerektiren bir işlem olmayacak. Kullanılan materyal son derece hafif, birbirine geçirilen ve oturan parçalarla monte edilecek” dedi. http://www.ntvmsnbc.com/id/25422727/
  15. Apple'ın yaklaşık 2 hafta önce kullancılarına sunduğu yeni işletim sistemi iOS 6.1 alarm veriyor Teknoloji devi Apple'ın yaklaşık 2 hafta önce kullancılarına sunduğu yeni işletim sistemi iOS 6.1, iPhone'ları savunmasız bıraktı. 28 Ocak 2013'te çıkan yeni yazılımda tespit edilen güvenlik açığı nedeniyle iPhone'ların ana kilit ekranına konulan şifreyi kırmak neredeyse "çocuk oyuncağı" haline geldi. Önce cihazın şarj ömrünü kısalttığı yönündeki şikâyetlerle gündeme gelen yeni iOS yazılımındaki açık, iPhone'un ekran kilidinin şifresini kırmaya ve telefon uygulamasına ulaşmaya imkân tanıyor. iOS 6.1'e geçen kullanıcıların şifresini devre dışı bırakan bu güvenlik açığı nedeniyle, iPhone'un telefon defterinde bulunan kişilere, fotoğraflara ulaşılabiliyor, telefondaki sesli ve yazılı mesajlara erişilebiliyor. iOS 6.1 güncellemesi yapan iPhone kullanıcılarının açılış şifresi devre dışı kaldı. Telefonunuzu eline geçiren herhangi bir kişi, şifrenizi bilmese de rehber, mesaj ve fotoğraflarınıza erişebilir. APPLE YAZILIMDAKİ HATASINI KABUL ETTİ Ana kilit ekranındaki parolayı aşmak için kullanıcının bir acil arama yapması ve hemen ardından da güç butonuna iki kez basması yeterli oluyor. iOS 6.1'e yükseltilen iPhone'larda kilit ekranının şifre bilinmese dahi by-pass edilebildiğini kabul eden Apple ise kısa süre içinde bu güvenlik açığına çözüm getireceklerini duyurdu. Apple'ın sözcüsü, sorunun yeni iOS yazılımı güncellemesiyle en kısa sürede giderileceğini açıkladı. [CODE]http://www.f5haber.com/haberturk/iphone-un-sifresini-kirdilar-haberi-3685998/[/CODE]
  16. [media]http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=U7w5i_YCFmQ[/media]     [media]http://www.youtube.com/watch?v=Hvcps5dFzfc&feature=player_embedded[/media]
  17. Dizüstü bilgisayar kullanımının artmasıyla, kullanıcıların şikayet ettikleri temel sorunlardan birisi de ısınma sorunu olmuştur. Her ne kadar günümüzde tablet ve akıllı telefon kullanımı artış gösterse de, hala büyük bir çoğunluğumuz dizüstü bilgisayar kullanmakta ve ısınma problemi yaşamakta. Belirtmemde fayda var ki konuyu, dizüstü bilgisayar almadan önce dikkat edilmesi gerekenler ve alındıktan sonra yapılması gerekenler olarak iki bölüm de ele alacağım, elimden geldiği kadar kısa ve öz bilgiler vermeye çalışacağım; ama başlamadan önce bazı teknik konularda ısınma ile ilgili genel bilgiler vermek istiyorum. Sistemimiz genel itibariyle anakart, grafik bağdaştırıcısı(Gpu) , bellek(Ram), harddisk(Hdd), işlemci(Cpu) gibi yapılardan oluşur. Anakart en çok ısınan yapıdır; çünkü en çok işlem burada gerçekleşir. Özellikle PCH Diyot adı verilen, anakart üzerinde bulunan bu kısım, dizüstü bilgisayarınızın en çok ısınan kısmıdır. İşlemci ise bu ısınmadan en çok etkilenen bileşendir. Hemen sonrasında ise ekran kartı gelir. Fan ise bahsettiğim bu bileşenleri soğutmak için kullanılır. Bilgisayarınızı uzun zaman boyunca kapatmadan, işlemci ve ekran kartını fazlaca kullanan programlar veya oyunlar ile ilgilenirseniz, sisteminiz ister istemez ısınmaya başlar ve bileşenler zarar görebilir. Bunu önlemek için üreticiler tarafından bilgisayar bileşenlerinle ısınma ile ilgili bazı özellikler eklenmiştir. Belirlenen sıcaklık değerine ulaşan bileşenler otomatik olarak sistemi yeniden başlatırlar veya kapatırlar. Bütün bilgisayar kullanıcılarının en az bir kere almış olduğu mavi ekran hatasının en büyük etkeni de budur. Teknik olarak işinize yarayacak kısa bilgiler verdikten sonra, ısınma sorununu nasıl minimum düzeye indireceğimize geçmek istiyorum. İlk olarak dizüstü bilgisayarınızı almadan önce hangi kriterleri düşünmeniz gerekiyor. Günümüzde her firma belli fiyat aralıklarında, hemen hemen aynı sistem özelliklerine sahip dizüstü bilgisayar satmaktadır; ancak kimisi ısınma sorununu göz önünde bulundururken, kimisi bulundurmaz, bu da su götürmez bir gerçek. Üretici firmaların bu zaafından dolayı, seçim konusunda biz kullanıcılar yoğun bir araştırma sonucunda alacağımız ürüne karar vermek zorundayız. Kasa Tipi: Dizüstü bilgisayarınız ısınmasında etken olan bir durum da kasanın plastik malzemeden yapılmış olmasıdır. Diz üstü bilgisayar kasasının alüminyum malzemeden yapılmış olmasına çok dikkat etmenizde büyük fayda var. Fan çıkışı: Çoğu dizüstü bilgisayarda tek fan çıkışı vardır. Dizüstü bilgisayarların fazla ısınmasının bir diğer nedeni de, bileşenlerin birbirine çok yakın olmasıdır. Fan çıkışının iki yerden olması, sisteminizin daha rahat nefes almasını ve soğutma işleminin daha rahat yapılmasını sağlar. İncelemeler: Almayı düşündüğünüz bilgisayarın inceleme yazısını okuyarak ya da inceleme videosunu izleyerek hem performansı, hem de soğutma gücünün nasıl olduğu hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. FAN, TERMAL MACUN ve BAKIM Dizüstü bilgisayarınızdan maksimum düzeyde performans almak her kullanıcının isteğidir. İyi bir bilgisayar seçiminden sonra yapılacak belli bakımlar vardır. Bu işlemler hem sisteminizin ömrünü, hem de sisteminizin çalışma performansını olumlu yönde fazlasıyla etkileyecektir. Konumuz ısınma problemi olduğu için, bu konuda yapılabilecek bakımları anlatılacak. Orta seviye dizüstü kullanıcılarının çoğunluğunun bildiği fan ve termal macun bakımından bahsedeceğim; ama önce termal macuna kısaca değinmek gerekirse, termal macun işlemci ve Gpu üzerinde bulunur. Görevi ise metaller arasındaki ısı alışverişini daha iyi sağlamaktır. Basitçe anlatacak olursak, işlemcide ve Gpu’daki ısının fanın metaline daha iyi aktarılmasını sağlar ve böylece soğutma işlemi daha iyi gerçekleşir. Her yıl mutlaka bakımı yapılmalıdır; çünkü soğutma konusunda büyük faydası vardır. Termal macunu kendiniz de yenileyebilirsiniz . Eğer bu konuda tecrübe sahibi değilseniz, termal macun bakımını kendiniz yapmayınız; çünkü macunu dışına taşırmamak çok önemlidir ve bu da, konu hakkında bilgi sahibi olanların yapabileceği türden bir iştir. Isınma sorunu konusunda yapılacak en önemli işlerden biri, fanda biriken tozları dikkatlice temizlemektir. Dizüstü bilgisayarınız garanti kapsamında değilse eğer, kendiniz de açıp tozları temizleyebilirsiniz. Bu konuda tecrübe sahibi değilseniz, güvenilir bir teknik servis tarafından bakımını yaptırmalısınız. Aynı şekilde termal macun bakımını da yaptırabilirsiniz. Her yıl düzenli olarak bu bakımları yaptırırsanız, sisteminizin ömrü uzayacaktır ve siz de ısınma gibi sorunlar ile uğraşmak zorunda kalmayacaksınız. SOĞUTUCULAR Isınma sorunu için bahsettiğim bu bakımlardan sonra değinmek istediğim bir konu da soğutucu konusu. Soğutucular, dizüstü bilgisayarlarda fanların işini azaltırlar, tozlanmasını geciktirirler ve bileşenlerin sıcaklıklarını belli miktar da azaltırlar. Sıcaklık azalması, her şey de olduğu gibi soğutucularda da kaliteye göre değişkenlik gösterir. Düşük veya normal kalite olan soğutucular en fazla 3-4 derece arasında değişkenlik oluştururken, kaliteli soğutucular ise yaklaşık 10 dereceye kadar değişkenlik oluştururlar. Soğutucu alırken dikkat edeceğiniz bazı önemli noktalar vardır; İlk olarak alacağınız soğutucunun alüminyum malzemeden yapılmış olmasına dikkat edin, ısınmaya karşı dayanıklı olurlar. Soğutucuların çoğu usb girişi ile gereken gücü sağlar; ama bu da zamanla anakartın üzerinde bulunan güney köprüsüne fazlasıyla zarar verir. Bu yüzden adaptör ile çalışan soğutucu almanızı tavsiye edeceğim. Bu şekilde hem anakartınızı yıpratmazsınız, hem de soğutucu için gereken gücü tam anlamıyla sağlamış olursunuz. Yazımı sonlandırmadan önce belirtmek istediğim ufak birkaç detay var. SpeedFan adlı program ile fanın dönüş hızını ve hangi sıcaklık değerlerinde size uyarı vermesini ayarlayabilirsiniz. Everest(yeni adıyla Aida64) gibi programlar ile bileşenlerinizin sıcaklık değerlerini anlık olarak takip edebilirsiniz.
  18. iPad İçin Office Uygulaması Üretmeyen Microsoft Büyük Zararda iPhone ve özellikle iPad kullanıcıları Microsoft Office’in iOS uygulamalarını oldukça uzun zamandır bekliyor. Microsoft Office’in adeta yılan hikayesine dönen iOS yürüyüşü tahminlere göre önümüzdeki aylarda son bulacak. Peki iPad uygulamasının bu kadar gecikmesi Microsoft’un işine yaradı mı?   Microsoft Office’i Surface tabletleri için piyasadaki önemli bir koz olarak gören yazılım devi, bu anlamda mantıklı bir strateji yürütüyor olabilir. Ancak bu durumun finansal anlamda şirketi zarara uğratmadığını söylemek güç. Zira Fortune’a açıklamada bulunan Morgan Stanley analisti Adam Holt’a göre Microsoft bu kararıyla milyarlarca dolarlık geliri elinin tersiyle itmiş oldu.   Gelir miktarı konusunda da açık konuşan Holt, yıllık bazda Microsoft’un kaybının 2.5 milyar dolar civarında olduğunu belirtiyor. Holt’un tahminini kabaca açıklayacak olursak, Microsoft iPad için Office uygulamasını üretmiş olsaydı, yaklaşık 60 dolarlık bir fiyatla kullanıcılara sunacaktı. iPad kullanıcılarının %30′unun cihazına Microsoft Office uygulamasını indireceğini savunan Holt, bu hesaba göre 2014 yılında 200 milyon satışa ulaşılacağını, bunun maddi karşılığının ise yıllık 2.5 milyar dolara tekabül edeceğini ileri sürüyor.   Holt’un hesabı her ne kadar peçete kenarına yazılarak elde edilmiş gibi görünse de yanlış sayılmaz. Ayrıca öyle olsa bile bu durum Microsoft’un önemli bir geliri arkasında bıraktığı gerçeğini değiştirmiyor.   Diğer yandan Microsoft’un da bu gelir potansiyelinden bihaber olmadığını göz önünde bulundurmak gerekiyor. Muhtemelen Windows 8 ve Surface tabletlere olan ilgiyi ölçen ve bu anlamda önündeki fırsatları değerlendirmeye alan şirket gelecek dönemde net bir karar verecektir. Nitekim geçtiğimiz Kasım ayında iOS kullanıcılarının 2013′ün Şubat ya da Mart ayında Microsoft Office uygulamalarına kavuşacağı belirtilmişti.   http://sosyalmedya.co/microsoftun-zarari-buyuk/  
  19. Yılların tarayıcısı Opera, belki de tarihinin en büyük değişimini geçirmeye hazırlanıyor!   Opera, web tarayıcılarında kullandığı ve kendi geliştirdiği Presto motorunu bırakarak WebKit ve Chromium motoruna geçeceğini duyurdu. WebKit, şu an Google Chrome ve Apple Safari web tarayıcıları tarafından da kullanılıyor. Şirket yaptığı duyuruda Android için geliştirdiği Opera'nın WebKit sürümünü Mobil Dünya Kongresi'nde göstereceğini de açıkladı. Opera Software CTO'su Hakon Wium Lie, WebKit motorunun halihazırda çok iyi olduğunu, onun gelişimine katkıda bulunarak daha da iyi olmasını sağlayacaklarını söyledi. "Opera WebKit ve Chromium projelerine katkıda bulanacak" diyen Lie, şirketin "çok sütunlu düzeni geliştirmek üzere" ilk yardımda bulunduğunun da altını çiziyor. WebKit ile birkaç araştırma ve geliştirme projesinde deneyler yaptığını söyleyen Opera (ICE bunlardan bir tanesi), öncelikle Android'e ve Opera Web Pass'a yoğunlacaşaklarını açıkladı. Opera'ya göre web tarayıcısı, şu an PC'ler, telefonlar, tabletler ve TV'lerde ayda 300 milyon kullanıcıya ulaşmış durumda.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Operada-tarihi-degisiklik-9874/  
  20. Windows Live Messenger ya da eski adıyla MSN Messenger sohbet yazılımı Nisan ayından itibaren tarihe karışacak. Microsoft, Windows Live Messenger'ı kapatarak internetten hem görüntülü konuşma hem de mesajlaşma imkanı sağlayan Skype programına ağırlık verecek. Peki milyonlarca Windows Live Messenger kullanıcısı ne yapacak? Kullanıcılar ya hesaplarını Skype'a geçirecekler ya da rakip firmaların yazılımlarını kullanacaklar. 1999'da kullanıma başlanan programın 2009'da toplam 330 milyon aktif kullanıcısı olduğu belirtilmişti. Bu yıl ise ABD kullanıcılarının 8.3 milyona düştüğü, buna karşın Skype kullanıcı kitlesinin giderek büyüdüğü kaydedildi. Microsoft geçiş sürecini kolaylaştırmak için Windows Live Messenger kullanıcılarına hesaplarını Skype'a geçirmeye yarayan bir yazılım sunuyor. Ayrıca Skype'a doğrudan Windows Live Messenger hesabıyla da bağlanılabiliyor. Skype'a geçince bunlara dikkat edin Skype, MSN'den farklı bir mantıkla çalışıyor. Bazı konularda daha dikkatli olmak gerekiyor. ESET Kıdemli Araştırma Uzmanı Righard Zwienenberg'in uyarıları şöyle: Başka makinede kullanım riskli “Skype’yi başkasının bilgisayarında ya da internet kafe gibi ortamlarda kullanıyorsanız, verilerin sızması gündeme gelebilir. Geçmiş iletişim bilgileri, sizin makineniz ve bulutun dışında üçüncü bir sisteme transfer edilebilir. Skype kullanmayı sonlandırdığınızda, bu gizli yerde saklanan bilgiler silinmiyor ve sonra da, nereye bakacağını bilen kişiler, gönderdiğiniz mesajları ya da kiminle konuştuğunuz gibi bilgileri inceleyebiliyor”. Geçmişi temizleyin Zwienenberg’e göre eğer kendi sisteminiz dışında başka bilgisayarlarda Skype kullanıyorsanız, Skype’ı kapatmadan önce geçmiş bilgilerinizi ve içerik detaylarınızı silebilirsiniz. “Araçlar” menüsü içinde bulunan “Seçenekler” kısmında geçmişin nasıl tutulmasını istediğinizi ayarlayabilirsiniz. Buradaki “Gizlilik Seçenekleri” bölümünde yer alan “Clear History-Geçmişi Temizle“ düğmesiyle, hassas bütün verileriniz yerel olarak saklanan gizli yerlerden silinecek ve gizliliğiniz daha iyi sağlanacaktır. Kişisel bilgilerinizle hassas davranın Kurulum sırasında, küçük puntolarla yazılmış olan, “Skype Kullanım Kılavuzunu” ve “Skype Gizlilik Sözleşmesini”’ni okumayı öneren Zwienenberg’e göre ne yazık ki çoğu kişi bu dokümanları okumaya zahmet etmiyor ve sadece geçerli olan ileri düğmesine basıyor. Ancak “kişisel bilgileriniz ile ilgili hassas olun” uyarısında bulunan Zwienenberg, “Eğer size ait olmayan farklı bir bilgisayar kullanıyorsanız özel verilerinizi silin. Ama en iyisi, sizin için önemli olan gizli ve özel verilerinizi korumak için başka sistem kullanmayın” diye konuştu.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Gecmisi-temizleyin-9876/  
  21. Eski iPad'iniz için 7 farklı kullanım alanı. Eski model iPad'inizi çöpe atmadan önce bir kaz daha düşünün. Onunla yapabileceğiniz çok şey var!   Tabletler de akıllı cepler gibi sürekli yenilendiklerinden, birkaç senelik iPad'iniz bugünkülerin yanında işlevsiz kalabiliyor. Eski, kalın iPad'inizi bir kenara kaldırdıysanız veya onu satmayı düşünüyorsanız, biraz bekleyin. Onu tekrar işe yarar hale getirmenizi sağlayacak fikirlerimiz var.   Mutfakta kullanın   Mutfağınızdaki yemek kitaplarını eski iPad'inizle değiştirerek yerden tasarruf edebilirsiniz. Big Oven  gibi bir yemek tarifi uygulamasıyla bu işe başlayabilirsiniz. Uygulama, tabletinizin kamerasıylayemek tariflerini saklamanıza izin verdiği gibi, yemek tariflerinizi organize edebiliyor, alış veriş listeleri oluşturabiliyor.   E-reader olarak kullanın   Hiç kullanmadığınız bir iPad varken yeni bir e-reader'a para harcamanıza gerek yok. iPad'in büyük ekranı ve iyi işlem gücü, onu piyasadaki Kindle Fire gibi e-reader'lara rakip hale getiriyor. iBooks, Newsstand, Kindle, Flipboard gibi bir uygulamayla kitap okumaya hemen başlayabilirsiniz.   çizgi roman arşivi   Klasik literatür yerine çizgi romanları tercih ediyorsanız, Comix X gibi bir uygulamayla Marvel, IDW, DC ve fazlasının 30.000'den fazla yayınına ulaşabilirsiniz. İkinci monitör   Eski iPad'inizi bilgisayarınızın masaüstü alanını genişletmek üzere kullanabilirsiniz. 10 dolara satışa sunulan Air Display, masaüstünüzü bir veya daha fazla iPad'e genişletebiliyor veya kopyalayabiliyor. üstelik klavyenize ve farenize ek olarak tabletin dokunmatik ekranını kullanabiliyorsunuz.   Taşınabilir medya merkezi   iOS 4.3 ve sonrasına sahipseniz, Airplay mirroring ile içerikleri uyumlu bir TV'ye aktarabilirsiniz. Uyumlu bir TV'niz yoksa, 30-pin konnektörü HDMI'a dönüştüren adaptörlerden satın alabilirsiniz.   Araç içi eğlence   iPad'inizi taşınabilir bir eğlence merkezi haline getirdiyseniz, onu uzun yolculuklarınızda da kullanabilirsiniz. çocuklarınızın onu eline alıp kirletmemesi için tableti sürücü koltuğunun kafa dayanağının arkasına monte edebilirsiniz.   Resim çerçevesi   Eski tabletiniz için birkaç seneyi daha garantileyecek iyi bir seçenek ise onu resim çerçevesi kullanmak. iOS'da bütünleşik olarak bulunan Picture Frame uygulaması, fotoğraflarınızı otomatik olarak organize edecek ve dönmesini sağlayacak.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Eski-tabletinizi-diriltin-9841/
  22. Bilim adamları, dünya dışındaki yaşamı, dünyadaki kayaları inceleyerek araştırıyor.   Wisconsin-Madison Üniversitesi'nden bilim adamlarının, 3,5 milyar yıllık kayaları inceleyerek, dünya dışı canlı formlarını aradığı belirtildi. Araştırmanın amacının, dünyanın dışında yaşam olduğuna dair bulgular aramak ve Mars'ta yaşam belirtisi arama çalışmalarına yol göstermek olduğu kaydedildi. Wisconsin Astrobiyoloji Araştırma Birliği Başkanı yerbilimci Clark Johnson, “Kayalarda her zaman gizli bir hikaye vardır. Onların bize sunduğu hikayeyi bulmak için ihtiyacımız olan araçlara ulaşmak konusunda yerbilimciler yeterince zeki olmalı” dedi. Birliğin, araştırma kapsamında, yaşama dair bir kanıt niteliği taşıyan elementler ya da izotop gibi maddeler ile mikrop, bakteri ve tek hücreli organizmalar gibi mikroskobik ölçekte izler aradığı, ayrıca dünyanın yörüngesine, radyasyona nasıl tepki vereceklerini gözlemlemek için mikroplar yolladığı ifade edildi. Araştırma süresince, mikrobiyal yaşamın varlığının, dünyadaki atmosferin oksijen içermeden önceki döneme, yani 2 milyar yıldan 3 milyar yıl öncesine kadar uzandığı ortaya çıktı. Araştırma sonuçlarının, Mars'taki uzay aracı Curiosity'nin getirdiği bilgileri yorumlamada ve Mars'ta daha sonra yapılacak araştırmalarda kullanılacağı belirtildi. Johnson, gezegenlerin uzun süre mikrobiyal yaşam koşullarında olduğu ve daha sonra gelişmiş çok hücreli yaşama evrildiği hipotezini araştırdıklarını kaydetti. NASA Astrobiyoloji Enstitüsü Direktörü Edward Goolish de projenin, NASA'nın ana amaçlarından olan, kainatta yaşam ya da yaşam belirtisi bulmak konusunda yardımcı olacağını ve dünyadaki yaşamın nasıl oluştuğunu anlamak noktasında büyük katkı sağlayacağını söyledi. NASA tarafından finanse edilen projeyi hazırlayan birlik, 5 farklı ülkede bulunan 24 enstitüden gelen öğrenci ve doktora araştırmacılarının oluşturduğu 50 kişilik bir ekipten oluşuyor.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Dunya-disindaki-yasami-dunyada-ariyorlar-9856/  
  23. On yıllardır yapılan bilimsel araştırmalarda fareler, insan hastalıklarına tedavi geliştirmek için yapılan testlerde denek olarak kullanıldılar.   Ancak yapılan son araştırmalar farelerin doğru denekler olmadığı şüphesini artıran bulgular ortaya çıkarıyor. Özellikle üç ölümcül durum olan enfeksiyon, yanıklar ve travma konusunda farelerin insanlara göre çok daha dayanıklı olduğu, testlerin daha hassas olan insan bünyesi için doğru sonuçlar vermediği anlaşıldı. Kanser ve kalp hastalıkları gibi bağışıklık sistemini içeren çalışmalarda farelerin denek olarak kullanılması hakkında ciddi şüpheler bulunuyor.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Fareler-yanlis-denekmis-9828/  
  24. Oyun performansınızı geliştirin! Donanımlarınızı yükseltmeden Windows'un oyun performansını optimize etmenin yolu, haberimizde!   Ayar değişiklikleri, yardımcı araçlar, ipuçları ve ince ayarlar oyun performansınızı katlamasa da bir miktar hızlanmayla daha iyi bir oyun deneyimi yaşamanızı sağlayabilir. Grafik kartınızı, RAM'inizi ve diğer donanımlarınızı yükseltmek bütçenizi fazla zorlayacaksa, şimdi sizlerle paylaşacağımız ipuçlarıyla oyun performansınızı artırabilirisiniz.   Tüm sürücülerinizi güncelleyin   özellikle ekran kartı üreticileri, oyun performansınızı geliştirebilecek, sorunları ortandan kaldırabilecek sürücü güncellemelerini sıkça yayınlıyorlar. Grafik kartınız için AMD veya NVIDIA'nın web sitelerini ziyaret edebilirsiniz.   Ancak anakartınız,ağ kartınız gibi diğer bileşenlerinizin de sürücülerini unutmayın. Sürücü güncellemelerinden her bileşeniniz faydalanabilir. Güncellemeler için kartınızın üreticisinin sayfasını ziyaret edin ve Support veya Drivers bölümlerinde kart modelinizi araştırın. Arka planda çalışan işlemleri kapatın   Windows 7 ve 8, arka planda çalışan işlemleri yönetmekte çok daha yetenekli olsa da zaman zaman sorunlar yaşanmıyor değil. PC'nizde nelerin çalıştığını öğrenmek için CTRL+ALT+DEL'e basın ve ekrana gelen seçenekler arasından Görev Yöneticisi'ni tıklayın.   Görev Yöneticisi'nde İşlemler sekmesine gidin ve işlemleri kullandıkları belleğe göre sıralayın. Kaynaklarınızı en çok tüketen yazılımlar genellikle antivirüsler, yedekleme araçları bulunuyor. Bu tür yazılımları kapatmanızı önermiyoruz, ancak örneğin kısıtlı bir RAM'e sahip bir PC'de oyun oynarken 400MB bellek tüketen web tarayıcınızı kapatmak, performans kazandırabilir.   PC'nizle beraber başlayan yazılımları bulmak ve yönetmek için, Windows'un msconfig aracını kullanabilirsiniz (Windows 8'de msconfig'i kullanmak yerine Görev Yöneticisi'nin Başlangıç sekmesine tıklayın).   Oyunları en hızlı sabit diske yükleyin   Oyunlarda en çok önem verdiğimiz faktörlerden bir tanesi de FPS yani saniyedeki çerçeve sayısı. Ancak oyunun yüklenme süresi de önemli. Bunun için oyunlarınızı en hızlı sabit diskinize yükleyerek, yükleme sürelerini hızlandırabilirsiniz.   Grafik kartınızı overclock edin   Oyunların grafiklerini oluşturan grafik kartları, overclock ile bir miktar ek performans sunabilir. AMD'nin Overdrive olarak tanınan overclock aracı, AMD sürücülerinin içerisinde bulunuyor. Nvidia'nın overclock çözümü nTune'u ise ayrı olarak indirmeniz gerekiyor.   Overclock işleminin her zaman riskli olduğunu ve aşırı overclock'un sisteminizi yakabileceğini unutmayın. Bu nedenle iyi bir soğutmaya sahip olduğunuzdan emin olun. Overclock işleminden sonra sisteminizin stabil olup olmadığını FurMark gibi bir hız testi aracıyla deneyin. http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Oyunlar-nasil-hizlandirilir-9859/    
  25. Microsoft, 8 Nisan 2013 tarihinden itibaren mevcut Windows Live Messenger hizmetinin dünya genelinde kullanımdan kaldırılacağını ve Messenger ile Skype'ın özelliklerini bir araya getireceğini açıkladı. Messenger'ın kullanımdan kaldırılması, birkaç haftalık bir sürece yayılacak. 8 Nisan’dan itibaren ise kullanıcıların Skype güncellemelerini gerçekleştirmesi gerekiyor. Microsoft, Windows Live Messenger kullanıcıları ile paylaştığı bilgilendirme mektubunda, Skype’a geçiş süreci ile ilgili önemli bilgilere yer verdi. Messenger kullanıcılarının listelerinde yer alan kişilerle sohbet etmeye devam edebilmesi için Skype'a güncelleme süreci başladı. Kullanıcılar, Microsoft hesabı ile (Messenger'da oturum açmak için kullanılan ID) oturum açtığında tüm kişilerini Skype listesinde de görebiliyor. Önceden olduğu gibi anlık ileti göndermek ve görüntülü sohbet etmek de elbette Skype ile mümkün. Cep telefonu ve tabletlerde Skype ile iletişim halinde kalmanın avantajları yeni dönemde kullanıcıları bekliyor. Skype ile yeni tanışan kullanıcılar için uygulanacak adımlar oldukça basit. Skype'ın en son sürümünü edinen ve Microsoft hesabı ile Skype'ta oturum açan kullanıcılar, Messenger kişilerine Skype'tan erişebilecek. Hali hazırda Skype'ı olan kullanıcılar içinse yine Skype'ın en son sürümüne güncelleme ve Microsoft hesabıyla oturum açma işlemlerinin ardından, var olan Skype hesabının Microsoft hesabıyla birleştirilmesi gerekiyor. Bu şekilde hem Messenger hem de önceki Skype kişilerine Skype'tan erişim mümkün olacak. Anlık ileti gönderimi, dosya ve kişi paylaşımı, neredeyse her yerden sohbet geçmişine erişim, çevrimdışı ileti gönderimi, Facebook arkadaşlarınızla anlık ileti ve görüntülü arama ile aynı anda en fazla 10 arkadaşla grup olarak görüntülü arama Skype’ın avantajları arasında yer alıyor. PC, Mac, Windows Phone, iPhone, iPad, Android Mobile, Kindle Fire ve diğer cihazlardan anlık ileti, görüntülü ve sesli arama da Skype’ın ilgi çekici özellikleri arasında. Şu an için kullanımı devam eden Windows Live Messenger ile Windows ve Mac masaüstü bilgisayarlarda oturum açıldığında yükseltmeye yönelik görsel bildirim görülecek. Bildirim tıklandığında ise yükseltme isteği içeren yükleyici penceresi açılacak. Bu pencere de kullanıcıları, Skype'ı yüklemek ve Messenger'ı otomatik olarak kaldırmak için yükleyici akışına yönlendirecek. Windows Live Messenger’ın kullanımdan kaldırma tarihinden sonra ise kullanıcılar, Messenger'la Windows ve Mac masaüstü bilgisayarlarda oturum açamayacak ve yalnızca Skype'a yükseltebilecek. Messenger’la oturum açmaya çalışıldığında bir bildirim görüntülenecek ve devam edildiğinde devreye girecek pencere, kullanıcıları yine Skype'ı yüklemek ve Messenger'ı otomatik olarak kaldırmak için yükleyici akışına yönlendirecek. Skype; iPhone, Android ve Windows Phone 8'de de kullanılabiliyor. Mobil cihazlardan da kısa bir süre içinde Messenger'a erişilebilecek ancak, kullanıcıların bu platformda da cihazlarına en son Skype uygulamasını indirmesi ve Messenger'ı kaldırması öneriliyor. Kullanıcılar, önümüzdeki birkaç hafta içinde Microsoft hesabı ile Windows Phone 8, iPhone ve Android mobil uygulamaları üzerinden Skype'ta oturum açabilecek. Skype'a güncelleme hakkında daha fazla yardıma ihtiyaç duyan, kullanıcılar içinse Skype Destek Sitesi, devrede olacak. Ayrıca “Skype Yardım” menüsündeki "Geri Bildirimde Bulun" bağlantısı ile kullanıcıların görüşlerini belirtmesi de mümkün.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Messengerin-sonu-9858/  
×
×
  • Create New...