mucit41

[media]http://youtu.be/UmlBcz1GRkk[/media]

Windows 7'nin IE10'u mercek altında! Windows 7 için sunulan Internet Explorer 10, IE9'dan ne kadar hızlı? İşte hız testimiz ve fazlası... Windows 7 için yayınlanan Internet Explorer 10'un Windows 8'den çok büyük bir farkı yok. Windows 7'nin IE10'unun en önemli farkları, tarayıcının ayrı bir Metro sürümüne sahip olmaması ve Flash'ı gömülü olarak sunmaması. Dolayısıyla Windows 7 için sunulan IE10'u IE9'la karşılaştırmanın daha doğru olacağını düşündük. Internet Explorer 10'un tasarımında büyük bir yenilik yok, tarayıcı küçük bir stil değişikliği dışında bildiğimiz haliyle tekrar karşımızda. Bunun yanında IE9'a kıyasla IE10, "beni izleme" işlevi açık olarak geliyor. Yani IE10, sitelere sizi "siteden siteye izlememelerini" söylüyor. Bu öneriyi dinlemek veya yok saymak ise sitelerin kendi insiyatifine kalıyor. Bunun yanında IE10, formlarda yapacağınız yazım hatalarını engelleyecek bir yazım denetimi işlevine sahip. Selefinden yüzde 30 daha hızlı Gerçekleştirdiğimiz SunSpider hız testlerinde IE10, 153.2 milisaniyelik iyi bir sonuç vermeyi başardı. IE9 ise aynı testte 221.1 milisaniye ile biraz daha yavaş kaldı. Peacekeeper testimiz de IE10'un daha hızlı olduğunu gösterdi. IE10 1875 puan almayı başarırken, IE9 1613 puanda kaldı. IE9'un 64-bit'lik sürümü ise IE10'un 32-bit'lik ve 64-bit'lik sürümlerinin oldukça gerisinde kaldı. IE9'un 64-bit sürümündeki bu durum, IE10'un 64-bit sürümünde ortadan kaldırılmış görünüyor. 32-bit ve 64-bit sürümler artık ayrı Internet Explorer'ın 32-bit'lik ve 64-bit'lik sürümleri Windows Update üzerinden ve Microsoft web sitesinden dağıtılıyor. IE10'u Microsoft'un web sayfasından indirmeyi tercih ederseniz, 32-bit veya 64-bit'lik sürümler arasında bir seçim yapmanız gerekiyor. 32-bit'lik IE'yi 64-bit'lik Windows 7'ye yüklemeniz (veya aksi) mümkün olmuyor. IE10'u Windows Update üzerinden yüklemek için Başlat menüsünden Windows Update'i çalıştırıp, isteğe bağlı güncellemeler arasından Windows 7 bölümünü tıklamanız, ardından "Windows 7 için Internet Explorer 10"u tıklamanız ve Tamam'a tıklamanız yeterli. IE10'u yüklediğinizde sisteminizdeki IE sürümünün yerine geçiyor, yani IE'nin eski sürümüne artık erişemiyorsunuz. IE10'u Windows 7'ye yükleyebilmeniz için önceden Service Pack 1'i yüklemiş olmanız gerekli. Windows XP ve Vista, Internet Explorer 10 güncellemesinden faydalanamıyor. Internet Explorer 10, zaman zaman eleştirilse de başarısını kanıtlamış olan bir web tarayıcısı ve bu sürümle beraber daha da hızlı bir hale geliyor. IE, hız testlerinde Chrome'un gerisinde kalsa da bu fark gerçek hayatta hissedilmeyebilir. Internet Explorer 10 hız testi sonuçları http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Internet-Explorer-10-testte-10125/

İtalya'da yapılan bir bilimsel araştırmaya göre beyin hücreleri başka bir organizmaya yerleştirildiğinde en az iki kat daha uzun ömürlü oluyor.   İtalyan bilim insanlarının yaptığı çalışma Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yer aldı. Çalışmada farenin nöronları veya beyin hücreleri, sıçanlara nakledildiğinde, hücrelerin sıçan ölene kadar yaşadığı tespit edildi. Uzmanlar sıçanların farelerden en az iki kat daha uzun ömürlü olduğuna dikkat çekerek, bu bulgunun yaşamı uzatma çalışmaları için iyi haber olduğunu belirtti. İtalya'da Pavia Üniversitesi'nden beyin cerrahı Dr. Lorenzo Magrassi "Şu an çok yavaşız ama insan yaşamını uzatma çalışmalarına devam ediyoruz. İnsan ömrü 160 yaşına uzatılırsa beyin hücrelerini kaybetmezsiniz çünkü nöronlarınızın sabit bir ömrü yok" dedi. Vücutta hücreler sürekli yenilenirken nöronlar insan doğduğundan beri aynı kalıyor. Magrassi ve arkadaşları nöronların başka bir organizmada ne kadar yaşayıp yaşayamayacağını öğrenmek istiyor. Bunun için uzmanalr farelerden aldıkları nöronları 60 tane sıçanın fetusuna yerleştirdi. Ekip sıçanların son güne kadar yaşamalarına izin verdi. Can çekişenlere ve iki günden fazla yaşama şansı olmayanlara ötanazi yaptı ve sonra beyinlerini kontrol etti. Farelerin yaşam süresi sadece 18 ay, buna karşılık sıçanlar bunun iki katı kadar yaşayabiliyor. Sıçanlar tamamen normal bulundu ve yaşamlarının sonunda herhangi bir nörolojik probleme dair bir ize rastlanmadı. Sıçanlar ölmesine rağmen farelerden nakledilen nöronların hala canlı olduğu görüldü. Bunun anlamı beyin hücreleri uzun süre yaşayan bir canlıya nakledildiklerinde daha fazla yaşayabiliyorlar. Araştırmadaki bulgu bizi, "vücudumuz ölmedikçe beyinlerimiz yaşar"savına götürüyor. Araştırma şimdilik sadece sıçanlar üzerinde yapıldı. Ancak beyin hücrelerinin insan yaşamından uzun olmasının insanın sonsuza kadar yaşayacağı anlamına gelmiyor. Yaşlanma kişinin vücudunun tüm parçalarına bağlı olarak gelişiyor. Ve Magrassi bilim insanlarının hala yaşlanmanın neden kaynaklandığını tam olarak çözemediğini söyledi.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Beyin-hucresi-vucuttan-daha-uzun-yasiyor-10122/  

Dünyada ilk defa Japonya'da GSM operatörlerinin cep telefonundan kullanılan internetten elde ettikleri gelir, konuşmayı geçti.   GSM Birliği, Japonya'daki operatörlerin "cepte internetten" elde ettikleri gelirin, geçen yıl 46,5 milyar dolar olarak kaydedilen "konuşma" gelirinden, 2 milyon dolar daha fazla olduğunu açıkladı. Birlik, 2018 yılında bunun küresel bir eğilim haline geleceğine ve bazı ülkelerin buna daha hızlı adapte olacağını belirtti. Bunun ABD ve İngiltere için 2014 yılında gerçekleşmesi öngörülürken, Arjantin'de cepte internetin konuşmayı bu yıl geçmesi bekleniyor. Japonya'daki geniş kapsama ağı, yüksek gelir ve akıllı telefonlara ulaşabilme oranı bu gelişmeyi etkileyen faktörler olarak öne çıkıyor.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Cepten-internet-konusmayi-gecti-10117/  

Avrupa'da 20 ülkenin resmi kurumlarına ait bilgisayarlar, Türkiye ve Panama üzerinden siber saldırıya uğradı. Yeni casus virüs "MiniDuke"un hedefinde, söz konusu ülkelerin siyasi politikalarıyla ilgili gizli belgeler vardı. Güvenli içerik yönetim çözümleri alanındaki lider şirket Kaspersky Lab ve Budapeşte Üniversitesi'nden uzmanlar, Avrupa'da 20 ülkede resmi kurumların bilgisayarlarını hedef alan yeni bir "casus virus" tespit etti. Kaspersky'nin "MiniDuke" ismini verdiği casus virüs, Avrupa'da 20 ülkede 50 bilgisayar üzerinde bulundu. Ukrayna, Belçika, Portekiz, Romanya, Çek Cumhuriyeti, İrlanda ve Macaristan'da devlet kurumlarındaki gizli belgeleri aktarmakla görevlendirilen "MiniDuke"un Türkiye ve Panama'da bulunan sunuculara (server) bağlı olduğu iddia edildi. Casus virus "MiniDuke"un ABD'de ise düşünce kuruluşları ve sağlık kurumlarının bilgisayarlarını hedef aldığı belirtildi. "MiniDuke"un çok yeni bir virüs olduğunu belirten uzmanlar, casus virüsün hedefteki bilgisayarlara sızarken "Abodes PDF" yazılımındaki bir güvenlik boşluğundan yararlandığını açıkladı. Hedef alınan kurumun bilgisayarına "Adobes PDF" dosyası ekli bir elektronik posta gönderilerek saldırının gerçekleştirildiği belirtildi. TWITTER VE GOOGLE DA KULLANILIYOR "Adobes PDF" dosyasıyla hedefteki bilgisayara sızan, siber casuslar daha sonra söz konusu bilgisayarı Twitter ve Google üzerinden de kontrol edebiliyorlar. Kaspersky Lab uzmanları, hedefteki her bilgisayar için ayrıca Twitter üzerinden bir hesap açıldığını da söyledi. 'SİBER SİLAH DEĞİL' Kasperskys Lab'in virüs uzmanı Vitali Kamluk, "MiniDuke, Flame, Stuxnet ya da Duqu gibi siber bir silah değil. Saldırganlar, sıradan suçlular olabilir. Bazı devletlerin stratejik belgelerini çalmayı hedeflemişler ancak bunları kendileri için değil. Müşterilerine para karşılığında satmak için saldırıyı gerçekleştirmişler" dedi. Bilgisayar güvenlik şirketi Kaspersky'nin "MiniDuke" olarak isimlendirdiği casus virus, devlet kurumlarındaki gizli belgeleri hedef aldı. 'İLK KEZ RASTLADIK' Rus televizyonu "Russia Today"e açıklama yapan Kaspersky Lab güvenlik uzmanı Kurt Baumgartner de, "Yaptığımız teknik incelemeler bunun yeni bir virüs olduğunu gösteriyor. Daha önce bu tipte bir virüse rastlamamıştık. Saldırıyı kimlerin gerçekleştirdiğini söylemek bu aşamada spekülasyon olur" şeklinde konuştu. AMAÇ DOSYAYI AÇTIRMAK Kasperskys Lab, hedef alınan bilgisayarlara elektronik postayla iletilen "Adobes PDF" dosyalarında "dış politika", "insan hakları semineri" ve "NATO üyelerinin planları" gibi konu başlıklarının seçildiğine de dikkat çekti. Amacın bu yöntemle bilgisayar kullanıcısına PDF dosyasını açtırmak ve "MiniDuke"un çalışmaya başlamasını sağlamak olduğu belirtildi. SUNUCULAR TÜRKİYE VE PANAMA'DA Kasperskys Lab'den yapılan açıklamaya göre, "MiniDuke" casus virüsü Türkiye ve Panama'da bulunan sunuculara bağlı. Bilgileri bu sunuculara aktarıyor. Ancak saldırının kim tarafından gerçekleştirildiğini tespit etmenin zor olduğu ifade edildi. http://www.ntvmsnbc.com/id/25425593#storyContinued

Hayırlı olsun yeni rütben sayın TornadoEffect başarıların daim olması dileklerimle.

Son 25 senenin açık rekoru onlarda. Windows XP ve Firefox, son 25 yıla damgasını vurdu. Ama hiç de iyi bir biçimde değil!   Yazılım ürünlerinin 25 senelik geçmişindeki açık sayısını araştıran Sourcefire, Windows XP ve Mozilla Firefox'un en çok kritik açıkla öne geçtiğini ortaya çıkardı. Common Vulnerabilities and Exposures (CVE) ve NIST'in Ulusal Açık Veritabanı'na göre Windows XP, 453 "yüksek ve kritik" önemde açık sayısıyla önde geliyor. Firefox ise 433 açıkla onu ikinci sırada izliyor. İncelenen yazılımların 25 yıllık geçmişinde açıklar açısından en kötü yıl ise, 6.612 açıkla 2006. Kritik açıklar anlamında en kötü yıl ise 3.159 kritik açıkla 2007. Açıkların 2010 yılına kadar düşüşte olması da dikkat çeken detaylardan. Araştırma sonuçlarına göre en çok rapor edilen açık, 210 açıkla Apple iPhone'da bulunuyor. Android'de bu sayı 24 iken Windows Mobile 14 ile üçüncü sırada yer alıyor.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-XP-ve-Firefoxu-utandiran-sok-10091/  

Intel, Clover Trail+'i MWC 2013'te tanıttı! Intel, yenilediği mobil Atom işlemcisi Clover Trail+'ı MWC'de resmen tanıttı! İşte özellikleri...   Intel'in yeni Atom cep işlemcisi Clover Trail+, MWC'de tanıtıldı. 32nm Medfield serisine rakip olacak yeni Clover Trail+, çipe ikinci bir çekirdek ekleyerek performansı artırıyor. Clover Trail+, 2.0GHz'Lik Z2580, 1.6GHz'Lik Z2560 ve 1.2GHz'lik Z2520 olmak üzere 3 farklı modelle ortaya çıkacak. Çiplere dahil olacak çift PowerVR SGX 544MP2 GPU, işlemcilerin grafik hızını artıracak. Bununla birlikte çipin güç tüketiminin daha küçük çiplere kıyasla daha yüksek olduğu söyleniyor. Clover Trail+'ta performanstan öte geliştirmeler de var. Yeni çipler, çift kamerayı destekliyor. Bu kameralardan birincisi 16MP, ikincisi ise 2MP çözünürlüğüne kadar yükselebiliyor. Clover Trail+, baştan yazılan firmware'i sayesinde HDR fotoğraflar çekme konusunda da artık daha iyi. GPU ise 1920x1200'e kadar olan çözünürlükleri destekliyor. Intel işlemcileri kullanan cihazlar arasında Lenovo IdeaPhone K900 ve Motorola Razr i bulunsa da, Intel'in ARM ve Qualcomm'a rakip olabilmesi için daha çok şirketin desteğine ihtiyacı var.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Intelden-yeni-cep-canavari-10089/  

Lityum iyon piller neden patlar? Sık sık patlayan pil haberlerini görüyoruz. Peki ama bu piller neden patlıyor?   Lityum iyon piller, bugün en sık kullanılan şarjlı pil teknolojileri arasında bulunuyor. Cep telefonlarından uçaklara çok geniş bir kullanım alanına sahip olan lityum iyon pillerin kötü bir alışkanlığı var: çok nadir de olsa patlayabiliyorlar. Peki lityum iyon pillerin içinde ne oluyor bitiyor da, bir bomba gibi patlayabiliyor? Lityum iyon piller, "ısıl sürüklenme" olarak bilinen bir işlem dolayısıyla patlamaya meğillidirler. Bu durum, temel olarak artan ısının sistemin daha fazla ısınması, böylece ısının giderek artması şeklinde oluşan bir pozitif döngü olarak tarif edilebilir. Isıl sürüklenmeye fiziksel ve kimyasal birçok işlemde rastlanır; patlayan yıldızlar ve kuruyan beton gibi. Lityum iyon pillerde, birkaç nedenden dolayı ısıl sürüklenme gerçekleşebilir. Pilin içerisindeki negatif ve pozitif kutupları ayıran zarda meydana gelen aşınmalar, zamanla kısa devrelere yol açabilir. Bu durum, lityum iyon pilin erimesine neden olur. 60 dereceden yüksek ortam ısısı, sıkça fazla şarj etmek, pile yapılan modifikasyonlar, onun patlamasına neden olan faktörler arasında sıralanıyor. Patlamaya pilin kimyasal yapısı yol açıyor Patlamaya asıl yol açan ise pilin kobalt oksit kimyasal yapısı. Valence Technology araştırma ve geliştirme ikinci başkanı Joe Lamoreux, durumu şöyle anlatıyor: "(Pil), kendini ısıtmaya başlayacak bir ısıya ulaşabilir ve alev alarak patlayabilir." Bazı zamanlarda ise organik elektrolit delinerek pilin dışarıya akmasına neden olabilir. Bu özel durumlara çok fazla rastlanmasa da dünya çapında yaşanan önemli Lityum iyon patlama olayları var. 2006'da hemen hemen önde gelen laptop üreticilerinin tamamı - Apple, HP, Lenovo, Toshiba, Dell ve falası, bazı laptop'ların pillerinin aşırı ısındığı gerekçesiyle ürünlerini geri toplamışlardı. DSLR'lerdeki gibi az sayıda hücreye sahip bazı pillerin patlama olasılığı ise daha düşük. Pil sorunlarıyla boğuşan Boeing 787 Dreamliner'da kullanılan çok hücreli, güçlü pilin bu tür olaylara daha yatkın olduğu anlaşılmıştı. Ancak korkmanıza gerek yok. Laptop'unuz, cebiniz ve tabletinizin pili, onu gereğine uygun bir biçimde kullandığınız sürece, yaşam süresi boyunca size güvenle hizmet edecektir.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Piller-neden-patlar-10092/  

Vittorio Colao, Türkiye'nin 4G'ye hazır olduğuna işaret ederek, "4G'de Türkiye'de test yapmaya ihtiyacımız yok Zaten halı hazırda Almanya dahil 6 pazarda 4G'yı sunuyoruz.   Türkiye'de şu anda altyapımız en son teknolojiye sahip Lisans verilmeye başlandığında biz 4G'ye geçmeye hazırız" dedi. Dünya GSM Birliği (GSMA) tarafından İspanya'nın Barcelona kentinde düzenlenen "Mobil Dünya Kongresi 2013" kapsamında, gazetecilerle bir araya gelen Colao, Türkiye'nin mevcut altyapısının 4G'ye hazır olduğunu söyledi İspanya'nın 2014 yılında 4G'ye geçeceğini söyleyen Vodafone Grubu CEO'su Colao, halihazırda İtalya, Yunanistan, Portekiz, Romanya, Almanya ve Güney Afrika'da Long Term Evolutıon (LTE) hizmeti verdiklerini söyledi Colao, Türkiye'nin şu an kullandığı 3G altyapısının çok iyi olduğunu, ancak yeni teknolojilere de açık olduğunu dile getirerek, "Türkiye bizim için çok önemli ve güzel bir pazar Vodafone altyapısı olarak en iyi konumdaki ülkelerden biri" ifadelerini kullandı "Vodafone Çiftçi Kulübü'nü Türkiye'den Afrika'ya ihraç ediyoruz" Vodafone Çiftçi Kulubu hakkında da değerlendirmeler yapan Colao, projenin dünyada bir örnek olduğunu söyledi Bu projeyi ve etkilerini her yerde konuştuklarına değinen Colao, "Gerçekten de Türkiye'deki ekibimiz basit bir fikrin üzerine çok başarılı bir ış modeli yarattılar Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı'nın verdiği destek de gerçekten çok değerli Projeyi şimdi Afrıka-ya ihraç ediyoruz ve Afrıka'dakı birçok hükümete örnek gösteriyoruz, çok etkilendiler Daha fazla 'm ticaret' hizmet ve içerikleri ekleyerek bu modeli geliştirmeyi ve en önemli segmentlerden bir tanesi haline getirmeyi hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Turkiye-4Gye-hazir-10088/  

Bazılarımızın cep telefonlarından tek beklentisi şarjlarının uzun süre gitmesidir. Ortalama şarj süresi bir günü geçmeyen akıllı telefonlardan uzak duran bu kullanıcılar kamera, ekran, işletim sistemi gibi özelliklere bakmadan telefonları şarj sürelerine göre değerlendirir ve seçerler. Bu tip kullanıcıları hedef alan Nokia, 35 gün şarj süresine sahip olan bir model çıkardı. İspanya’daki Dünya Mobil Kongresi’nde bizzat Nokia CEO’su Stephen Elop tarafından tanıtılan Nokia 105 uzun şarj süresinin yanında (fiyatı dışında) dikkat çekici başka hiçbir özelliğe sahip değil. Nokia 105 iddialı şarj süresine rağmen mütevazi bir fiyata sahip. Cihaz vergi ücretleri hariç 15 eurodan satışa sunulacak. Renkli ekrana ve FM radyoya sahip olan Nokia 105′in Mart ayında piyasaya sürülmesi planlanıyor. Gelişmekte olan ülkeler hedeflenerek geliştirilen cihazın diğer batılı ülkelerde de talep görmesi bekleniyor. Nokia’dan Pekka Haverinen’in gün doğumunda başlayıp, gün batımına kadar devam eden konuşmalar için tasarladıklarını dile getirdiği Nokia 105, şirketin Lumia serisi kadar düşük özellikli ekonomik modelleri de önemsediğini bir kez daha gösteriyor. Akıllı telefon pazarında Galaxy S ve iPhone serilerinin oldukça gerisinde kalan Nokia, buna rağmen halen Samsung’un ardından en çok cep telefonu satan ikinci şirket unvanının sahibi. http://sosyalmedya.co/nokia-105-lansman/

Crysis 3 TURK Edition | Crackli | Kurulumsuz | Türkçe | 11.21 GB

Facebook'ta dolaşan bu yalan yanlış dedikodular, bakın milyonları nasıl kandırıyor; nasıl etkiliyor.   İletişimin olduğu her yerde yanlış bilgilerin yayılması, dedikoduların kulaktan kulağa dolaşarak insanların kafasına karıştırması olaylarına rastlanabiliyor. Telefonların ortaya çıkmasıyla beraber katlanan dedikodular, internet, e-posta, Facebook ve Twitter gibi yeni olgularla beraber doruk noktasına ulaşmış durumda.   Facebook, son zamanların internet dedikodularının en çok yayıldığı ortamlardan bir tanesi. Bu yazımızda inanmamanız gereken 4 Facebook "efsanesini" bir araya getirdik.   Gizlilik yalanları: Kullanıcıların, Facebook'taki gizlilik konusundaki hassasiyetini hedef alan, aslı olmayan bazı bilgiler Facebook'u geçtiğimiz aylarda adeta esir almıştı. İddiaya göre arkadaşınız, duvarınızdaki bir şeyi beğendiğinde, arkadaşınızın arkadaşları size özel yapılan özel paylaşımları da görüyordu.   İşin aslı duvarınızdaki gönderilerini kimin göreceğinin arkadaşınızın elinde olduğu. Facebook kapanıyor: 2009 ve 2011'de yayılan dedikodular, Facebook'un çok yavaşladığı, aktif olmayan kullanıcı sayısının arttığı gibi gerekçelerle kapanacağını iddia ediyordu. Size Mark Zuckerberg'ten geliyor gibi gelen bu mesajı 15 kişiye dağıtmanız da isteniyordu!   Ancak her defasında Facebook'un kullanıcı çokluğundan şikayetçi olmadığı ve bu iddiaların gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı.   Kim baktı: Facebook'u kullanmaya başladığımızdan beri kullanıcılar, yıllardır profillerine kimlerin baktığını merak ediyorlar ve bunu bulmanın yollarını arıyorlar. Son iddialardan bir tanesi ise haber kaynağınızda sıkça görünen kişilerin, sizin profilinizde sıkça gezdiğini söylüyordu. Ancak böyle bir iddiayı doğrulayacak herhangi bir kanıt bulunamadı.   Bu tür iddialar, efsaneler bir miktar gerçek payı taşıyabilse de, söyledikleri şeylerdeki yanlış payı çok daha büyük. Peki belli bir iddianın doğru olup olmadığını nasıl anlayabilirsiniz?   Facebook, buna özel bir yardım bölümü oluşturmuş bulunuyor. "Şüpheli E-postalar ve Bildirimler" adındaki bu bölümde en son rastlanan sahte iddiaları görmeniz ve açıklamalarını okumanız mümkün. Bir iddiayla karşılaştığınızda hislerinizi ve mantığınızı kullanmanız da size yardımcı olacaktır.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-3-buyuk-Facebook-yalani-10062/    

Tegra 4'ün ilk hız testleri etkileyici. Nvidia'nın son mobil canavarı, ilk hız testlerinde bugünün en iyi ceplerini bile geride bıraktı! CES 2013'te "dünyanın en hızlı mobil işlemcisi" olarak adlandırdığı Tegra 4'ü tanıtan Nvidia, bu iddiasını MWC 2013'te kanıtlamak üzere iş başında. Nvidia'nın MWC'de gösterdiği Tegra 4'lü prototipler, yeni çipin gerçekten de bir güç deposu olduğunu gösteriyor. Şu anki cep ve tabletlerde kullanılan Tegra 3 ve Qualcomm S4 işlemcilerden bir nesil daha yeni olan Tegra 4, beklendiği gibi mevcutteknolojileri ezip geçiyor. Buna iPhone 5 ve Galaxy S3 de dahil. Yine de hız testlerinin her şey olmadığını, gerçek hayat performansının daha önemli olduğunu vurgulamakta fayda var. Tanıtımlarda Tegra 4'ün güç tüketiminin de son derece düşük olduğu dikkat çekti. Tegra 4, çok yakında Samsung'un Exynos 5 Octa ve Qualcomm'un Snapdragon 800 çiplerinin rekabetiyle karşı karşıya kalacak. Qualcomm, Snapdragon 800 için "en hızlı" kelimelerini kullanıyor. Ancak Nvidia'nın imalarına göre Tegra 4, Qualcomm'un en üst seviye çipi Snapdragon 800'den bile hızlı olacak. http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Tegra-4-hiz-testinde-10065/

WebOS: "Lanetli" işletim sistemi satıldı! O, dünyanın en "lanetli" işletim sistemi... Ve şimdi, yeni sahibinin elinde şansını tekrar deniyor!   HP, birkaç yıl önce Palm'ı satın aldığında, işletim sistemi WebOS'u da satın almış oldu. Ancak WebOS, her ne kadar "gerçek çoklu görev" gibi eşsiz özelliklere sahip olsa da, bir türlü HP'ye beklediği başarıyı getiremedi. WebOS ile çalışan TouchPad tablet ise, işletim sisteminin sonunu hazırlamıştı. HP, yaptığı açıklama ile, artık WebOS'lu cihazlar üretmeyeceğini açıklamıştı. Ve şimdi aynı WebOS, bir kez daha yeni sahibinin elinde... HP, mali yanı açıklanmayan bir anlaşma ile, "lanetli" işletim sistemini LG'ye sattığını duyurdu. Kimsenin beklemediği bu satışın çok şaşırtan bir diğer yanı ise, LG'nin, WebOS'u yeni mobil cihazlar için satın almamış olması. Koreli dev şirket, işletim sistemini bundan böyle yeni nesil akıllı TV'leri için kullanacak. WebOS'un bir türlü beklenen başarıyı yakalayamaması, yıllardır farklı tartışmaları da beraberinde getiriyordu. Son olarak HP, işletim sistemini doğru kullanmamakla; yanlış ellerde geliştirmeye çalışmakla suçlanmıştı. hatta bazı yorumcular, işletim sisteminin "lanetli" olduğunu bile söyledi. Bakalım LG, WebOS'a hakettiği değeri verecek mi?   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Lanetli-isletim-sistemi-10064/  

[media]http://youtu.be/iISCrx0xELk[/media]

Galaxy S4, "Samsung Orb" işleviyle gelebilir. Samsung, Galaxy S4'ü "Samsung Orb" adında yeni bir teknolojiyle sunabilir!   Yeni bir söylentiye göre Samsung, Galaxy S4'te "Samsung Orb" olarak adlandırılan yeni bir teknoljiye yer verebilir. AndroidGeeks'in bir Samsung mühendisinden sağladığı iddia edilen bilgiye göre yeni kamera özelliği, Android 4.2 Jelly Bean'deki Photo Sphere'e benzeyecek. Photo Sphere, 360 derecelik panoramalar yakalamanıza izin veren bir özellik. Photo Sphere ve yeni Samsung Orb arasındaki fark ise, Samsung Orb'un 360 derecelik fotoğrafları Facebook'ta anında paylaşmanıza izin verecek olması. Söylentilere göre Samsung, bu işlev için Facebook ile bir anlaşmaya varmış bulunuyor. Mühendis, özelliğin Galaxy S4'ün daha iyi kamerasının avantajlarını kullanması sayesinde Android'deki Photo Sphere'den daha iyi olacağını söylüyor. Son söylentiler, Galaxy S4'ün 13MP'lik bir kameraya sahip olacağı yönünde.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-S4ten-yeni-bir-ozellik-daha-10056/  

Bilim insanları maymunların tıpkı insanlar gibi beyin jimnastiği yaptığını ve insanları bir bulmacayı tamamladığında nasıl tatmin oluyorsa maymunların da aynı duyguyu yaşadığını belirtti. İnsanlarla maymunlar aarsındaki bir benzerlik daha ortaya çıktı. İnsanlardaki bulmaca bağımlılığı gibi şempanzelerin de beyin jimnastiğini araştırmalar ortaya koydu. Araştırmada sonunda ödül olsun ya da olmasın maymunların kendini bulmacaya kaptırdığı tespit edildi. Bedfordshire'daki Whipsnade Hayvanat Bahçesi'nde görevli bilim insanları altı şempanze için kırmızı zarı hareket ettirerek boru düzeneği içinde bir kaba atmayı amaçlayan oyun oluşturdu. Hedefe ulaştıktan sonra oyuncular çubukları deliğe iterek zarın yönünü değiştiriyor. Aynı deney zar yerine Brezilya kestanesi ile yapıldı. Böylece başarıları tatı bir sonuç getirdi. Londra Zooloji Topluluğu'ndan Fay Clark "Sonuçta gördük ki maymunlar sonunda ödül olsun ya da olmasın bir bulmacayı tamamladı. Bu bize tıpkı insanlar gibi bulmaca gözmekten tatmin olduklarını gösteriyor ve bundan haz alıyorlar" dedi. Hayvanat bahçesindeki deneye katılan maymunların hepsi yetişkin ve oyun için herhangi bir ileri eğitim almadılar. Clark öncülüğünde yapılan araştırmanın bulguları American Journal of Primatology dergisinde yayımlandı.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Maymunlar-da-beyin-jimnastigi-yapiyor-10045/  

Bilim insanları, depresyona karşı kişiye özel müzik üretebilecek bir bilgisayar geliştirdi.   Müzik dinlerken kişilerin beyin aktivitelerini analiz edebilen bilgisayar, onları mutlu edecek şarkılar besteliyor. Aynı zamanda müzisyen olan İngiltere’deki Plymouth Üniversitesi Bilgisayar Müziği Araştırma Merkezi’nden Dr. Eduardo Miranda, bestelenen müziğin stresle mücadelede etkili olacağını söyledi. Yapay zeka tekniğiyle geliştirilen bilgisayar ilk bestesini, üç gönüllünün katılımıyla yapılan denemede yaptı.     http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Depresyona-karsi-cal-bir-Beethoven-10046/  

ABD’nin Johns Hopkins Üniversitesi’nden bilim insanları, 350 milyon dolara mal olacak projeyle, bir göktaşının rotasını değiştirmeye çalışacak.   2022’de Dünya’nın 10 milyon kilometre yakınından geçecek “Didimos” adlı ikiz göktaşının bir roketle vurulması planlanıyor. Birbirinin etrafında dönen iki göktaşından 150 metre çapındaki küçük olanı hedefleyecek roketin, rotayı ne kadar değiştirdiği gözlenecek. Bu deneyle bir ilke imza atılırken, gelecekte göktaşlarına karşı savunmada önemli yol kat edilecek. Atlantis bulundu mu Bilim insanları, milyonlarca yıl önce Hint Okyanusu’nun derinliklerine gömüldüğü sanılan bir kıtaya ait parçalar buldu. Mauritius Adası ile Şeyseller sahillerinde bulunan kum tanelerini araştıran bilim insanları, taneciklerin 600 milyon yıl öncesine ait mineraller içerdiğini tespit etti. Hint Okyanusu’nun tabanında 50-80 milyon yıl öncesine ait yaklaşık 25-30 kilometre kalınlığındaki kara kütlesine “Mauritia” adı verildi.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Goktasini-vuracaklar-10052/  

Sibirya’nın erimesine 1,5 derece kaldı.   Rusya’nın Sibirya bölgesinde büyük felaketin tetiklenmesine ramak kaldı. Küresel ısınmanın etkisiyle yıllık ortalama sıcaklığın bir buçuk derece artması halinde, bölgedeki ivedi donmuş toprakların çözülmeye başlayacağı hesaplandı. Başta Rusya ve ardından tüm dünyanın kabusu olacak bu gelişme genelde bataklık bölgelerde çıkartılan petrol ve doğal gaz üretimini imkansız kılacak. SADECE 30 SENE SONRA Ürküten senaryonun gerçekleşmesine sadece 1,5 santigrad derece kaldığını Rus bilim adamlarıyla birlikte Sibirya’nın donmuş steplerinde geçtiğimiz yıl araştırmalar yapan Oxford üniversitesinden Anton Wachs kamuya duyurdu. Sibirya’nın Yakut Cumhuriyeti'ndeki “Lensk”, İrkutsk bölgesi “Botovsk” ve Baykal Gölü bölgesindeki “Ohotniçi” mağaralarında incelemeler yapan jeologlar, Sibirya’nın 30 yıl gibi kısa bir zamanda erimeye başlayacağı teşhisini koydu. Yayınlanan raporda işin endişe verici tarafı Kuzey Buzul Denizi'nden neredeyse Baykal Gölü'ne kadar milyonlarca kilometre karelik alanın bataklıklardan oluşması gösterildi. Günümüzde dünyadaki petrol ve doğal gaz üretiminin yaklaşık yüzde 30'unun gerçekleştiği bölgede tüm yapılar buzun esnek olmayan mukavemet gücüne dayanıyor ve buza çakılmış kazıklar üzerinde duruyor. Buzların erimeye başlamasıyla tüm sondaj kuleleriyle yüzeydeki tesisler kısa sürede bataklıklara gömülmeye başlayacak.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Felakete-15-derece-kaldi-10043/  

İnsan terinde bulunan dermcidin adlı kimyalasın mikropları öldürdüğü belirtildi. Uzmanlar şimdi terden enfeksiyonlara karşı savaşacak ilaç geliştirme umudunda.   Bilim insanları terden üretilecek yeni bir antibiyotiğin hastane mikropları ve tüberküloza karşı kullanılabileceğini ifade etti. Tuz, hafif asidik terde aktive olan insan terindeki dermcidin adlı kimyasalın mikropları öldürmede başarılı olduğu ortaya çıktı. Uzmanlar şimdi bu molekülü temel alarak yeni bir ilaç yapma peşinde. Edinburg Üniversitesi'nden Dr. Ulrich Zachariae "Şimdi bu doğal antibiyotiğin nasıl çalıştığının detaylarını araştırıyoruz. Enfeksiyonlara karşı kullanabileceğimiz bir antibiyotik için çalışma başladı. geliştirilecek bu ilaç geleneksel ilaçlardan daha etkili olabilir" dedi.   http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Insan-terinden-antibiyotik-10044/   Bin 700 doğal antibiyotiğin bulunduğu tahmin ediliyor. Proceedings of the National Academy of Sciences dergisindeki makalede uzmanlar bu antibiyotiklerin nasıl çalıştığını araştırdıklarını yazdı. Ter bezleri tarafından yayılan dermcidin, derimizin sivrisinek ısırması ya da küçük bir çizik oluşması sonrası hemen dışarıdan gelebilecek mikroplardan koruyor. Antimikrobik peptidler (AMPs) olarak adlandırılan bu maddeler geleneksel antibiyotiklerden daha uzun vadeli şekilde etkili oluyor ve mikropların yeniden üremesi daha zor oluyor. Uzmanlar bu maddelerin atom yapısını çözerek çalışmalarını geliştirmeyi düşünüyor. Çalışma sonucunda geliştirilecek ilacın tüberküloz ve hastane mikroplarına karşı etkili olması bekleniyor.

rlanda'nın şirin liman şehirlerinden başkent Dublin'e 70 mil uzaklıktaki Drogheda şehri, geçtiğimiz Mayıs ayında, fevkalade manalı bir törene sahne oldu. Bu tören. bir buçuk asır önce İrlanda’yı kasıp kavuran kıtlık döneminde Osmanlı Devleti'nin yaptığı nakdi ve aynî yardımın hatırasına hazırlamış şükran plaketinin asılması münasebetiyle düzenlenmişti. Tarihi bilgi ve belgelere göre. 2 milyon üzerinde kişinin göç etmesine ve ölümüne yol açan açlık ve kıllık felaketi sırasında. Sultan Abdülmecit, İrlanda halkına 10 bin sterlin yardımda bulunmak istediğini bildirir. Ne var ki, kendi topraklarına dahil hu bölgeye sadece 2 bin sterlin vermeyi kararlaştıran İngiltere Kraliçesi Victoria. İstanbul'daki Büyükelçisi vasıtasıyla Sultan'ın teklifine karşı çıkar ve Osmanlı bağışı, neticede bin sterline iner Abdülmecit bu defa tahıl yüklü beş gemi gönderir İrlanda'ya. İngilizler'in Dublin limanına sokmadığı gemiler yüklerini Drogheda limanına boşaltırlar (1847) İşte bu insanî yardımın hatırasına, Drogheda Belediyesi'nce yaptırılan şükran plaketi. 150 yıl önce Türk gemicilerin misafir edildiği eski belediye sarayının duvarına (şimdi Westcourt Oteli) çakıldı. Düzenlenen törende ve verilen resepsiyonda konuşan Türkiye'nin İrlanda Büyükelçisi Taner Baytok, olayı "The Thresthold" dergisinde, Thomas P. O'Neill imzasıyla 1957 yılında, yayınlanmış bir yazıdan öğrendiklerini açıkladı. Baytok, İrlanda asil zadelerinin padişaha gönderdiği ve halen Topkapı Sarayı Müzesi arşivinde muhafaza edilen teşekkür mektubunun da Osmanlı yardımını doğruladığını belirtti. Mektupta şöyle deniyordu, "Aşağıda imzası bulunan biz İrlanda asilzadeleri, beyefendileri ve sakinleri, Majesteleri tarafından acı çeken kederli İrlanda halkına gösterilen cömert hayırseverliğe ve ilgiye en derin minnetlerimizi saygıyla takdim eder ve onlar adına Majesteleri tarafından İrlanda halkının ihtiyaçlarını karşılamak ve acısını dindirmek üzere cömertçe yapılan 1000 paundluk bağış için teşekkürlerimizi sunarız." ACI GÜN DOSTU İngiltere Kraliçesi'nin kendi topraklarına dahil bir bölgeye yapılmak istenen nakdî yardımı engellemesi ve onda birine düşürmesi, ibret verici bir olaydı.Buna karşılık, Osmanlı Sultanı’nın siyasi sürtüşmeleri ve ulaşım güçlükleri de göze alarak. 4 bin kilometre uzağa tahıl yüklü gemiler göndermesi, tarih sayfalarında benzerine rastlanmayacak bir alicenaplık örneğiydi. Baytok, Avrupa'da demokratikleşme ve insan hakları konusunda haksız tenkitlere maruz kaldığımız bir sırada gerçeklesen bu şükran plaketi törenini. "Türkler'in insan sevgisinin, muhtaçlara ve acı çekenlere nasıl yardıma koştuğunun delili" olarak değerlendiriyordu.İrlanda halkının kadirşinas jesti ise Türk kamuoyunda bir moral etki sağlayacaktı, Geçen yıl 800. kuruluş yıldönümünü kutlayan Drosheda'nın Belediye Başkanı Alderman Frank Godfrey de törende yaptığı konuşmada, hu tarihî olayın İki ülke arasında bir dostluk köprüsü oluşturmasını, yeni işbirliklerine kapı aralamasını temenni etti. Şehir ambleminin Osmanlı hilal ve yıldızı olduğunu hatırlatan Godfrey, "Şükran plaketimiz iki ülke insanlarının dostluk sembolü olacaktır ümidindeyim.Dostumuz Türkiye'yi en kısa sürede Avrupa Birliği içinde görmek istiyorum" dedi. Bu arada. Kıtlık ve Açlık Müzesi Müdürü de, Türk halkına ve Osmanlı Devleti'ne minnettar olduklarını bir daha vurguladı. Evet, Avrupa'nın en batısında, tarih boyunca hiç karsı karşıya gelmediğimiz insanların memleketinde, bizimle ilgili, kitabe diyebileceğimiz bir belge çakılı.Oradaki üç-beş satır, insanlık tarihini anlatan ciltler doluşu kitaba sığmayacak bir mana zenginliği içinde, daha nice asırlar ötesine mesaj verip, ışık tutacak.

Sony, 10.1 inç ekran genişliğindeki tabletler sınıfındaki en ince bilgisayarı Mobil Dünya Kongresi’nde sundu. Su geçirmeyen Xperia Tablet Z, sadece 6.9 mm kalınlığında ve 490 gram ağırlığında. Sony, altı ay önce piyasaya sunduğu Xperia Tablet S’in ardından, Barcelona’da düzenlenen MWC 2013’te yeni Android tabletini tanıttı. Xperia Tablet Z, 10.1 inç (25.6 cm) ekran genişliğindeki en ince tablet bilgisayar olma özelliğine sahip. Tablet bilgisayarın öne çıkan bir diğer özelliği, Sony’nin Xperia Z akıllı telefonu gibi su geçirmemesi. Ekran genişliği 1920x1200 olan tablet, mutfak veya havuz gibi mekanlarda elektronik cihazlardan kopamayanlar için ideal olabiir. Sony, Xperia Z’nin bir metre derinlikte 30 saniye dayanabilecek özellikte olduğunu belirtti. Android 4.1 işletim sistemi kullanan Xperiaz Tablet Z, daha sonra gelecek güncelleme ile 4.2’ye çıkartılabilecek. Cihazın merkezi işlem birimi, dört çekirdekli S4 Pro. İşlemci hızı 1.5 GHz olan Xperia Tablet Z, 2 GB RAM’e sahip. http://www.ntvmsnbc.com/id/25424864/#storyContinued

Çinli elektronik üreticisi Huawei, ‘dünyanın en hızlı akıllı telefonunu’ sundu. MWC 2013’te tanıtılan Ascend P2, Wi-Fi kullanan akıllı telefonlara oranla internete en az 2 kat daha hızlı bağlanma özelliği vaat ediyor. Barcelona’da düzenlenen Mobil Dünya Kongresi’nde (MWC 2013) teknoloji firmaları yeni ürülerini görücüye çıkarıyor. Huawei’nin sunduğu Ascend P2, HD filmleri sadece birkaç dakikada, şarkıları, videoları ve e-kitapları sadece birkaç saniyede indirebilme özelliğiyle tanıtıldı. 4.7 inç (11.9 cm) genişliğinde ekrana sahip olan Ascend P2’nin ekran çözünürlüğü 1280x720 piksel. 1080p olan ekran, 315 ppi (inç başına piksel) ile yüksek bir görüntü kalitesi sunuyor. Huawei’nin CEO’su Richard Yu, Corning Gorilla Glass 2 camı kullanan telefonun ‘HD video izleme imkanı sunduğunu ve izleme derecesinin 85 derece olduğunu’ belirtti. ‘EN HIZLI TELEFON’ Ascend P2,1.5GHz dört çekirdekli işlemciye, 1 GB RAM’e ve 16 GB dahili belleğe sahip. Yu, Ascend P2’nin, saniyede 150 megabit indirme özelliğiyle ‘dünyanın en hızlı akıllı telefonu’ olduğunu belirtti. LTE (Long Term Evolution) dördüncü kategori süper hızlı veri indirme teknolojisine sahip olan Ascend P2, saniyede 100 megabit indiren iPhone 5’i geride bırakıyor. Telefonun arka panelinde 13, ön panelinde ise 1.2 megapiksel kamera yer alıyor. Yüz tanıma içeriği bulunan kamelar, aynı zamanda HDR (Yüksek zamanlı menzil görüntüleme) özelliğine sahip. Bu teknoloji, bir fotoğrafın karanlık ve aydınlık kısımlarını bir araya getirerek optimum ışıktaki görüntüyü sunuyor. http://www.ntvmsnbc.com/id/25424819/#storyContinued