Jump to content

mucit41

Üye
  • Posts

    3550
  • Joined

  • Last visited

  • Days Won

    12

Posts posted by mucit41

  1. ESET’in analizlerine göre dünya tehdit listesinde çok yönlü bir virüs hızla yükseliyor. E-postalar, oyunlar veya korsan yazılımlar aracılığı ile bilgisayara bulaşan “Win32/Ramnit” adlı virüs, bilgisayarı yeniden başlatabiliyor, kullanıcıdan habersiz dosya indirebiliyor ve uzaktan kontrol edilerek, ekran görüntüsünü siber suçlulara iletebiliyor.

     

    Windows sistemlerindeki bir açığı kullanarak, bulaşan Ramnit aslında eski ve bilinen bir virüs. Windows, çok uzun süre önce buna ilişkin güncellemelerini de yayınladı. Ancak ESET uzmanlarına göre, pek çok kullanıcının sistem güncellemelerini zamanında yapmaması nedeniyle bu zararlı yazılım, yayılarak etkinliğini sürdürüyor.
    Bulut tabanlı zararlı yazılım istatistik sistemi ESET Live Grid verilerine göre Şubat ayında tüm dünyada en yüksek karşılaşılan tehditler sıralamasında  “Win32/Ramnit”, yeniden listeye girerek yüzde 1.74’lik oran ile 6. sıraya yerleşti.

    Nasıl çalışıyor?
    Win32/Ramnit, .exe, .dll ve html dosyalarını etkileyen bir virüs olarak öne çıkıyor. Ramnit, kendisini sistem başlangıcına yerleştiriyor ve bilgisayar her açıldığında otomatik olarak etkinleşiyor. Ramnit, Windows sistemlerinde bulunan “CVE-2010-2568” kodlu açığı kullanarak istediği kodları çalıştırabilme yeteneğini sahip.

    Neler yapabiliyor?

    Uzaktan kontrol edilebilen bu virüs, sistemde ekran görüntüsü alabiliyor, internet aracılığı ile dosya indirebiliyor, bu dosyaları çalıştırabiliyor, istediğinde bilgisayarı yeniden başlatabiliyor ve en önemlisi topladığı bilgileri internet üzerinden sahibine yani siber suçlulara iletebiliyor.  Ekran görüntüsü alabildiği için online alışveriş ya da bankacılık işlemleri gibi finansal işlemlerde sırasında bilgileri kopyalayabiliyor.


    Nasıl korunmalı?

    ESET uzmanları, bu tür tehditlerden korunmak için sistem yamalarını güncel tutmayı, şüpheli ya da fazla cazip görünen e-postaları açmamayı ve güncel bir antivirüs yazılımı kullanmayı öneriyor. ESET NOD32 ve ESET Smart Security yazılımları, bu virüsü tespit ederek karantinaya alıyor ve temizliyor.

    Birinci sırada INF/Autorun var

    ESET verilerine göre Şubat ayında tüm dünyada en yüksek karşılaşılan tehdit ise, son bir kaç yıldır USB Flash Disk gibi çıkarılabilir aletler yoluyla bulaşan virüsler oldu. USB’ler yoluyla bulaşan zararlı yazılımları tanımlayan “INF/Autorun” virüsü %3.32 oranıyla birinci sırada yer alıyor.

     

    http://www.yeniasya.com.tr/haber_detay2.asp?id=52691
    

     

     

  2. Cep telefonu teknolojisinin 1938'de kullanılmaya başlandığı iddia ediliyor.

    1938 yılında çekildiği iddia edilen görüntülerdeki ayrıntı cep telefonu teknolojisinin ne kadar eski olduğunu gösteriyor.

     

    Görüntülerde genç kadın kablosuz bir cihazla konuştuğu görülüyor. Youtube’de 300.000’den fazla izlenen görüntüler ABD’de bir fabrikada telefon haberleşme bölümünde  çekildiği iddia ediliyor.

     Bu teknoloji 1973 yılına kadar gizli tutulurken 1980’lerde ise hala kullanımda değildi. Youtube’de bir kişi bu kişinin büyükannesi olduğunu iddia etti. Büyükannesinin adının Gertrude Jones olduğunu söyleyen kişi bunun savaş öncesi geliştirilen bir prototip olduğunu söyledi.

     

    Aynı kişi sadece büyükannesi değil onun dışında dört kadınında bu telefonları bir hafta boyunca test ettiğini söyledi.

     

    [media]http://youtu.be/C0LXq4b4Ous[/media]

     

    http://www.turkishny.com/technology/91-technology/118533-cep-telefonunu-1938de-kullanmaya-baslamislar#.UVmxIDdEA0k
    

     

  3. Türk Telekom, istediğiniz bir yerde fiber internet olup olmadığını gösteren bir harita uygulaması yayınladı. Hızlı interneti merak edenler için haritanın detayları bu haberde.

    Son yıllarda hızlanan internet, klasik bakır kablolar yerine fiber adı verilen özel kablolar ile taşınmaya başladı. Son yıllarda Türk Telekom'un fiber altyapısını geliştirmesiyle beraber, aboneler de bu hizmetten faydalanmaya başladı.

    Türk Telekom'un  son reklamındaki rakamlara göre bugüne kadar Türkiye çapında yaklaşık 160.000 km uzunluğunda fiber kablo döşendi.

    Yüksek hızlı internet hizmeti anlamına gelen fiberin en büyük sorunu ise her yerde bulunmaması. Bugüne kadar kullanıcılar ev ya da işyerlerinin bulunduğu bölgede fiber altyapısının olup olmadığını Türk Telekom'u arayarak öğrenebiliyorlardı.

    fiber_haber1364652504.jpg

    Bu konuda bir adım atan Türk Telekom, harita üzerinde fiber altyapısının olup olmadığını gösteren bir servisi hizmete sundu.

    Tıklayın, öğrenin!

    Tüm Türkiye çapında hizmet veren servis yardımı ile istediğiniz bir yerde fiber internet altyapısının olup olmadığını birkaç saniye içinde öğrenebiliyorsunuz.

    Buraya tıklayarak haritaya ulaşabilir, bulunduğunuz il, ilçe, mahalle ve sokak adına kadar yazarak sonuçları görebilirsiniz.

     

    http://shiftdelete.net/fiber-internet-haritasi-hazir-43829.html
    

     

  4. Çin'de yayınlanan bir yetenek yarışmasına katılan bir kişi öyle bir gösteri yaptı ki...

     

    Çin'de yayınlanan bir yetenek yarışmasına katılan bir kişi öyle bir gösteri yaptı ki izleyenler nefeslerini tutmak zorunda kaldı.

    İşte sonuna kadar soluksuz izleyeceğiniz görüntüler:

     

     

    [media]http://youtu.be/i_X8ofNlVSs[/media]

  5. İnternet Hızında Yeni Rekor: Işık Hızının %99.7′si

     

     

     

    5154151cf4e195c757000012.jpg

     

     

     

    Türkiye fiber internet teknolojisine yavaş yavaş alışmaya başlarken, İngiltere’de araştırmacılar ışık hızında internet için yola çıktıkları çalışmalarında sonuca varmak üzereler. University of Southampton’da yapılan çalışmalar sonucunda ışığın %99.7′si hızında fibet internet bağlantısına ulaşıldı.

     

    Evrensel hız limiti olarak kabul edilen ışık hızının saniyede 299,792,458 metre veya 186,282 mil olarak hesaplanıyor. İngiltere’de yapılan çalışmalarda ise saniyede 73.7 terabit dosya transferine ulaşılmış.

     

    Bir başka deyişle halihazırda var olan en hızlı internetten 1000 kat daha hızlı.

     

    Ancak ulaşılan bu hızlı internetin şehir şebekelerine entegre edilmesi pek mümkün görülmüyor zira şimdiki kullanılan cam ham maddeli bağlantılardan oldukça farklı bir sistem ile çalışıyor ki zaten bu farklı sistem sayesinde 1000 kat hızlı bağlantıya ulaşılıyor.

     

    Ancak araştırmacıların bulduğu bu yeni teknolojinin veri merkezlerinde veya süper bilgisayarlarda kullanılabileceği belirtiliyor. Bunun yanında devlet kuruluşlarına ait kapalı devre sistemler de bu bağlantıdan faydalanılabilir.

     

    Peki ışık hızının %99.7′sine ulaşmayı başaran bu bağlantının sırrı ne? Basit bir şekilde anlatacak olursak, şimdiki kullanılan teknolojide fiber bağlantı cam üzerinden sağlanıyor ki cam havaya göre ışığın hızını %31 oranında azaltıyor. Bu engeli ortadan kaldırmak isteyen University of Southampton’lı araştırmacılar neredeyse tamamı havadan oluşan boş bir taşıma aracı oluşturmayı başarmışlar.

     

    Bakalım ışık hızının %99.7′sine ulaşmayı başaran bu yeni internet teknolojisi hangi alanlarda kullanılacak? Biz Türk halkı olarak yine de fazla ümitlenmeyip standart 3 MBit’lik adil kullanım kotalı internetimizle yetinmeyi öğrensek daha iyi olacak gibi gözüküyor. Fazla umutlanmanın da alemi yok!

     

    http://sosyalmedya.co/isik-hizinda-internet/

  6. Üniversiteye giriş sınavlarında başarılı bir performans için doğru beslenme, anahtar rol oynamaktadır.İşte uzmanından sınav döneminde doğru beslenme kuralları


    Üniversiteye giriş sınavlarında başarılı bir performans için doğru beslenme, anahtar rol oynamaktadır.İşte uzmanından sınav döneminde doğru beslenme kuralları:


    Sınav öncesi ve sabahında yaşanan stres ile heyecan, vücuttaki enerjiyi azaltır. Özellikle dikkat dağınıklığı yaşamamak için sınav öncesi sağlıklı beslenme kurallarına uyulması gerekmektedir.

    Memorial Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü'nden Uz. Dyt. Şefika Aydın Selçuk, sınav döneminde doğru beslenme kuralları hakkında bilgi verdi.


    Bazı gıdalar konsantrasyonu azaltır


    Sınav öncesi beslenme hazırlığı, tıpkı bir maraton koşucusunun ön hazırlığına benzemektedir. Vücutta kan şekerinin koşu esnasında tedarik edilmesi ve kas faaliyetleri için gerekli enerjinin kısıtlanmaması açısından karbonhidratların depolanması önemlidir. Bunlar kan şekerinin dengesini kısa sürede bozacak olanlardan değil, "kaliteli" olarak adlandırılan ve kan şekerini uzun süre dengede tutabilen karbonhidratlardan sağlanmalıdır. Bu karbonhidrat türleri beyaz ekmek, şeker ve çikolatadan değil; lifli gıdalardan, siyah ekmekten, sebze ve meyvelerden elde edilmelidir. Çok hızlı iniş çıkış gösteren kan şekeri, konsantrasyon azalmasına ve baş dönmesinde görme sorununa kadar etkisini gösterebilmektedir.


    Beslenme alışkanlıklarınızın dışına çıkmayın


    Sınava girecek kişiler için sınav öncesi beslenmesi ve sınav günü beslenmesi büyük önem taşımaktadır. Bu dönemde stres yüksek olduğu için yemek konusunda kişiler zorlanmamalıdır. Herkesin yemek alışkanlığı ve damak zevki farklı olduğundan yararlı diye bazı besinleri yemesi konusunda öğrencinin üzerine gidilmemeli, beslenme alışkanlıklarının dışına çıkılmamalıdır. Kişinin alışkanlığı olan, daha önce yediğinde vücutta reaksiyon vermeyen besinler alınmalıdır. Besin zehirlenmeleri riski olduğu için 1 gün öncesinde dışarıda yemek yenmemelidir. Yenilmesi zorunlu ise mayonez, tavuk gibi çabuk bozulabilecek gıdalardan sakınılmalı ve açıkta satılan gıdalar tüketilmemelidir.


    Karışık yemeklerden uzak durun


    Sınavdan bir gün öncesinde gaz problemi oluşturacak kurubaklagil, lahana gibi besinlerin tüketiminden kaçınılmalıdır. Başarıyı olumsuz etkileyeceği için; kızartma, birçok besinin bir araya gelmesiyle oluşan karışık yemekler, çok yağlı, ağır soslu yemekler tercih edilmemeli mümkün olduğu kadar hafif, yağsız besinler tüketilmelidir.


    Kilo dengesizliği, mide bulantısı ve baş dönmeleri önlenebilir


    Yoğun stres ile gelişen yeme davranış bozukluğu; kilo kayıpları veya aşırı kilo alma, mide bulantısı, kabızlık ve baş dönmeleri gibi birçok sağlık problemine sebep olabilir. Bu dönemde yeterli ve dengeli bir beslenme programı uygulanırsa; hem sağlık problemlerinden korunma hem de doğru besin seçimi ile başarıyı artırmak mümkün olabilir.


    Kuşburnu ve papatya çayı tüketilebilir


    Özellikle bu dönemde çok fazla çay, kahve ve kola içmek; kalp çarpıntısına, huzursuzluğa, geç saatlerde de uykusuzluğa, korku ve endişeye neden olur. Kolalı içeceklerde bol miktarda kafein içerir. Bunların yerine C vitamini içeriği yüksek kuşburnu, papatya, adaçayı gibi bitki çayları tüketmek daha doğrudur.


    Stresi azaltıp mutlu olmak için...


    Konsantrasyonun artması için; balık, ceviz, zeytinyağı, yeşil yapraklı sebzeler, kırmızı et, pekmez, maydanoz, yeşil biber, kivi, portakal, kuşburnuna haftalık ve günlük beslenmede yer verilmelidir. Stresi azaltmak ve mutluluk hormonun artmasını sağlamak için de; tam buğday ekmeği, bulgur pilavı, kepekli makarna, tam buğday unundan yapılmış kekler (ölçülü olmak kaydı ile ), süt, yoğurt, ayran, peynir, muz tüketilebilir.

    Sınav sabahı kahvaltısı altın kural

    Bilimsel çalışmalar sınav sabahı iyi bir kahvaltı ile güne başlayan çocukların sınavda daha başarılı olduğunu göstermektedir. Sabah stresle beraber mide bulantısı ve iştahsızlık olması çok doğaldır. Bu yüzden diğer zamanlara göre miktarlar az tutularak sağlıklı besinlerin tüketimi sağlanmalıdır. Yapılan en büyük hata beynin şeker ile çalışmasından dolayı fazla miktarda çikolata ve basit şeker içeren tatlıların tüketimidir. Bunlar kan şekerini hızla yükseltip düşürdüğü için beynin şekere olan ihtiyacını karşılamaz aksine kanda hipoglisemi olmasından dolayı tüketimi önerilmez. Bu yüzden sıvan sabahı, süt, ekmek, yulaf, meyve gibi besinler tüketilmelidir


    Örnek Kahvaltı


    • 1 bardak meyve suyu (taze sıkılmış tercih edilir)
    • 1 dilim peynir

    • 1 yumurta (haşlanmış veya yağsız tavada omlet)
    • 1 tam ceviz veya 5-6 badem
    • 4-5 adet zeytin
    • 1 tatlı kaşığı pekmez1 -2 dilim tam buğday ekmeği
    1 kivi veya 5-6 çilek veya 1 yemek kaşığı kuru üzüm domates, salatalık

     

  7. 15125383.jpg

     

     

     

     

     

     

     

     

     

    RapidShare, bahar temizliğine başladı! Dosya paylaşımının önemli sitesi RapidShare, 3 Nisan'da büyük bir değişim geçirecek!

     

    Bir zamanlar korsan içeriklerin vazgeçilmezi olan RapidShare, bahar temizliğine başlıyor.

    RapidShare, 3 Nisan'dan itibaren kullanıcılarına ücretsiz olarak sadece 5GB'lık bir depolama alanı sunmayı planlıyor. Hizmette daha çok veriye sahip olanların ise bu verilerini taşımaları veya silinmesine razı olmaları gerekiyor.

    İsteyen kullanıcılar, ayda 10 Euro'dan (veya yılda 100 Euro) başlayan ücretli, Pro hizmete de geçebiliyorlar. Bu üyelik ile kullanıcılar, 250GB'lık bir depolama alanına sahip olabiliyorlar.

    Şirket, yaptığı açıklamada müşterilerinin verilerini güvenle saklayabilmek için trafiği kontrol altında tutmalarının gerektiğini, bu nedenle böyle bir değişikliğe gittiklerini söylüyor.

     

    http://www.teknoloji-haberi.com/haber-RapidShare-degisiyor-10598/

     

  8. q4o82NR.jpg


    Bugün, Türk Milletinin özgürlük ve vatanı için gerektiğinde neleri feda edebileceğini bir kez daha kanıtladığı bir dönemi simgeleyen 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günüdür.

    Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur” sözlerinde ifadesini bulan bu zafer, aynı zamanda Mehmetçiğin vatan ve millet sevgisinin de ölümsüzlük anıtıdır. Milletimizin gönlünde daimi yerini alan şehitlerimiz, ülkemizin bağımsızlığının ve bölünmez bütünlüğünün korunması, huzur ve güven içinde yaşamamız, milli çıkarlarımızın savunulması ve vatanımıza hizmet etmek için canlarını feda etmişlerdir. Üzerinde bağımsız olarak yaşadığımız bu vatanı, bağımsızlığımızın, özgürlüğümüzün, vatan sevgimizin, birlik ve bütünlüğümüzün simgeleri olarak, gönlümüzde yaşayan aziz şehitlerimize borçluyuz. Onların, vatan ve millet için yaptığı fedakârlığın değeri, hiçbir şeyle ölçülemeyecek kadar yüce ve büyüktür.

    Türk vatanının ve milletinin ebedî varlığı ile devletimizin bölünmez bütünlüğü uğruna gözlerini kırpmadan canlarını feda eden aziz şehitlerimizi, 18 Mart Şehitler Günü münasebetiyle şükran ve rahmetle anıyoruz.


    PAK03Te.jpg



    ÇANAKKALE SAVAŞI

    Gülmeyiniz ey düşmanlar,
    Çanakkale geçilemez.
    Bekler nice kahramanlar,
    Çanakkale geçilemez.


    Filo, filoya dayansa,
    Yerler bomba ile yansa,
    Siperler kana boyansa,
    Çanakkale geçilemez.


    On Sekiz Mart Zaferi'ni,
    Herkes tanır Türk erini,
    Ölür de vermez yerini,
    Çanakkale geçilemez.


    Türk'ün göğsü, Türk'ün kolu,
    İman ile kuvvet dolu,
    Aslan yurdu Gelibolu,
    Çanakkale geçilemez.


    Akan kanlar dönse sele,
    Conkbayır'ı geçmez ele,
    Dünya kopup gelse bile,
    Çanakkale geçilemez.


    Birçok milletin askeri,
    Yenilerek kaçtı geri,
    Anladılar Türk'ün yeri
    Çanakkale geçilemez.


    Ali Osman ATAK



    Böyle müstesna günününde 1915 te Vatan için giriştikleri muharebede hayatlarını kayıp etmiş yüce Allah mekanında şehitilk gibi ulvi makama ulaşmış tüm şehitlerimizi şükran ve rahmetle anıyoruz.
  9. İstanbul devamlı bir su problemi içerisindedir. Bu problemin çaresi asırlar önce Kanuni zamanında, Mimar Sinan'ın günlerinde konuşulmuş ve en büyük çare Sinan'la bulunmuştur. İstanbul'un o günkü nüfusu çoğalınca Kanuni Sultan Süleyman, Sinan'ı çağırır, der ki:
    "Mimarbaşı, halkımız su ihtiyacı içinde. Bir at yükü suya çok miktar akçe ödüyorlar. Acaba halkımızın bu su ihtiyacını karşılamak için birşeyler düşünmez misiniz?"

    Mimarbaşı der ki:

    "Sultanım siz müsaade buyurun, ben İstanbul'un çevresini bir dolaşayım, dışarıda mevcut suları İstanbul'a getirmenin mümkün olup olmadığını bir inceleyeyim ve ondan sonra size bir cevap veririm."

    Ve Sinan Ağa atına biner, yanına yardımcılarını da alır, Çekmece'den başlayarak kıyılan dolaşır, Beşiktaş'a kadar istanbul'un kıyılarında, dereleri, akan suları tespit eder. Bu suların önü örüldüğü, baraj yapıldığı takdirde nereye kadar yükselir, nereden nereye kemer yapılarak İstanbul'a getirilebilir, bunun günlerce hesabını yapar ve Kanuni'nin huzuruna çıkar. Sultan sorar:

    "Mimarbaşı, İstanbul'a su getirmek mümkün müdür?" Mimarbaşının cevabı:

    "Beli sultanım, mümkündür. Ancak çok ağır bir şartı var."

    "Nedir o mimarbaşı?"

    "Sultanım, altın dolu keseleri uç uca dizmek şartıyla ancak İstanbul'a su gelebilir."

    Kanuni'nin cevabı şu olur:

    "Mimarbaşı sen İstanbul'a su getirmenin mümkün olup olmadığını söyle. Eğer mümkünse ben keseleri uç uca değil, yan yana dizmeye razıyım."

    Bunun üzerine Mimar Sinan kolları sıvar ve İstanbul'un dışındaki sulan Kağıthane civarında belli yerlerde toplar, oradan da dere içlerine büyük geçitler yaparak İstanbul'a getirir ve şehrin belli meydanlarında umumi çeşmeler yaparak suyu akıtır. Bu çeşmelerin tamamı da kırkı bulur. Ve Kırk Çeşme suları akmaya başlar.

    O güne gelinceye kadar, musluk gibi bir adet olmadığı için sular boşa akıp gitmektedir. O gün çok pahalıya mal olan suyu artık bostanlara, yollara akıtmak istemiyorlar ve ilk defa İstanbul'da lüle dedikleri musluğu çeşmelere koyuyorlar.

    Su böylesine pahalıya geldiği ve kıymet kazanmaya başladığı için Kanuni bir ferman çıkanr, der ki: "İstanbul meydanlarındaki umumi çeşmeler halkın malıdır. Hiç kimse bu çeşmelerden gizlice yeraltından evine su alamayacaktır."

    Bu umumi kaidenin bir istisnasını da koyar Kanuni. O da özel olarak Sinan'a iletilir. Denir ki: "Sen İstanbul'a böylesine güzel bir çalışma sonunda kırk çeşme sularını getirdin. Sen evine özel olarak bir lüle su alabilirsin."

    Ve Süleymaniye civarındaki meydan çeşmesinden Sinan'ın evine özel olarak yol yapılır ve su akıtılır. Böylece Mimar Sinan evinde özel suyu olan tek kişi olur.

    Mimar Sinan Şehzadebaşı Camiini, Süleymaniye Camiini ve Edirne'deki Selimiye Camiini yaptıktan -sonra yaşlanır. Devir hep öyle geçmemiştir. İtibarının yüksekte olduğu devirde, kendisinin kıymetini takdir edenler bir bir bu dünyadan göçmüşlerdir. Kanuni vefat etmiştir, yerine başka padişahlar geçmiştir. Ve Sinan 99 yaşına gelmiştir. Çevresindeki dostları göçtüğü için de kendisi istanbul'da adeta yapayalnız kalmıştır. Ve yeni bir nesil yetişmiştir.

    Bir gün Sinan'ın kapısına birisi gelip dayanır. Kapıyı çalar. Sinan bastonuna dayanarak kapıyı açar, "Buyurun" der.

    Gelen meçhul ihsan, "Ben Topkapı Sarayı postacısıyım. Sizi divana çağırıyorlar. Herhalde bir soruşturmaya tabi tutulacaksınız" der.

    Sinan Ağa, bu ihtiyar halinde, dostlarının tümünün göçüp gittiği, kendisini eserleri inşaat halindeyken görenlerin kalmadığı bu ihtiyar dünyada, "Acaba Topkapı Sarayına niye çağırılıyorum?" diye bastonuna dayana dayana gider.

    Saraya girer, orada bir soruşturma heyeti kurulmuştur: Kadılar, ulemalar, müftüler, o günün vükelası. Sinan'a şöyle derler: "Sinan Ağa, hakkında şikayet var. Eve su almak yasak olduğu, hiç kimse evine özel olarak su almasın' diye padişah fermanı olduğu halde, sizin evinizde özel su varmış."

    "Evet," der, "Cihan Padişahı bana öyle özel olarak müsaade etmişti. İstanbul'a yaptığım, su hizmetinden dolayı sadece benim şahsıma su müsaade etmişti de almıştım."

    "O zaman şu müsaadenizi, fermam görelim de ses çıkarmayalım. Kimseye verilmemesine rağmen, sizinki devam etsin."

    Sinan'ın cevabı şu: "Ben o zaman Cihan Padişahından ferman istemekten hicap etmiştim. Fermanım falan yok, ama su benim evimde akıyor."

    Divan müşkül durumda kalır, konuşmalar olur: "Sinan büyük hizmetler etmiştir, evinde suyu aksın." Oradan başkaları cevap verir: "Bu Âl-i Osman'a hizmet eden sadece Sinan mı? Sinan gibi daha nice hizmet edenler vardır. Ya onların da evine özel su verilsin, ya da Sinan'a da bu ayrıcalık tanınmasın."

    Divanda uzun münakaşalar olur, son olarak verilen karar şudur: "Sinan gibi diğer hizmet edenlerin de evine su bağlanamayacağına göre, Sinan'a verilen su kesilmeli, fakat şimdiye kadar kullandığı su fermansız kullandığı için bir cezaya mucip olmamalıdır."

    Ve bu karardan sonra Sinan evine gelir. Üzgün, bezgin, fakat fazla müteessir değil. Çünkü Sinan hizmetini Allah için yapmıştır. Kendisine bir ayrıcalık tanınsın, özel bir mükafat verilsin diye değil.

    Ve Sinan 100 yaşına girerken hastalanır yatağa düşer. Vefat sırasında bir bezi suya batırıp da dudağına çalmak isterlerken bakarlar ki, evindeki musluktan su akmıyor. İstanbul'a su getiren Sinan, susuz evde vefat eder. Vefat sırasında bu olayı başında konuşanlara verdiği cevap enteresandır:

    "Biz hizmetimizi dünyada bir bardak suya satacak kadar menfaat düşkünü değiliz. Biz hizmetimizi Allah için yaptık ve mükafatını da ahirette bekliyoruz. Dünyada evimize su verilmediği için müteessir değiliz."

    Bu olayın bizlere verdiği mesajlar vardır. Dünyaya, şana, şöhrete, dosta, ahbaba, arka olmalara fazla güvenmemeli. Dünya öyle güvenilecek, insanlar öyle bel bağlanacak kadar vefalı değillerdir. Şartlar değişir, bugün sırtımız çok sağlam yerde olur, çok itibarlı insanlarla yakınlığımız olur. Ama yarın bir de bakarız ki, onların hepsi göçüp gitmiş, biz de dayanacak kimse bulamamışız.

    Derler ya: "Duvara dayanma yıkılır, insana güvenme ölür." Öyleyse fani şeylere dayanmamalı, fani şeyleri gaye edinmemelidir. Allah'a dayanmalı, Allah'a güvenmeli ve yaptığımız hizmetleri de Allah rızası için yapmalıyız. İnsan bu tecelli karşısında hayıflanmaktan kurtulamıyor:

    "Hey gidi dünya hey. İstanbul'u suya kavuşturan Sinan susuz evde vefat ediyor."

  10. Konu Başlığı : Doğum günü Hediyesi

     

    Fırına geldiğimde ortalıkta ekmek görünmüyordu. Eski bir dostum olan fırıncı "Biraz bekleyeceksin hocam," dedi. "İki-üç dakikaya kadar çıkartıyorum .''

    Kenardaki tabureye oturup beklemeye koyulurken, içeriye yaslıca bir
    adamın girdiğini gördüm. Eskimiş ceketinin sol yakası altında bir
    madalya parıldıyor ve yürürken hafifçe topallıyordu. Selam verdikten
    sonra, fırıncının tezgahina yaklasarak,
    "Ekmeklerimi alayım," dedi.
    "Benim ikizler acıkmıştır."

    Fırıncı, adamın kendisine uzattığı torbayı alarak tezgahın altına
    eğildi ve bir gün öncesine ait olduğu anlaşılan ekmeklerden dört-beş
    tane çıkardı.

    Ben o arada oturması için kendi yerimi o adama vermiş, tezgahın yanına iyice yaklaşmıştım. Ekmeklerden birkaç tanesinin sekli değişmiş, katılaşmış, tas gibi olmuştu.

    Fısıltı seklinde fırıncıya sordum.
    Neden taze ekmeği beklemesini söylemiyorsun? Biraz sonra çıkacak ya!..

    "Bayat ekmekleri kendisi istiyor." dedi fırıncı. "Çok fakir
    olduğundan, ona yarı fiyatına veriyorum."

    "Kim bu adam?"diye sordum.

    "Kore gazilerinden " dedi. "Oğluyla gelini bir trafik kazasında vefat
    edince, ikiz torunlarını yanına almıştı. Yıllardır onlara bakıyor, hemde çok az bir maaşla."

    Fırıncının anlattıkları karşısında içimin yandığını hissediyor ve ufak da olsa bir şeyler yapmak istiyordum.

    "Aradaki farkı ben vereyim," dedim. "Hiç olmazsa bugün taze ekmek
    yesinler." Fırıncı, teklifimi kabul etti ve biraz sonra da, fırından
    yeni çıkan taze ekmekleri adamın torbasına doldururken sekli bozuk,
    bayat ekmekleri de tezgahın altına koydu.

    "Çok sanşlısın hacı amca," dedi. Çocuklar için sana bugün pasta gibi
    ekmek verecegim."

    Yasli adam, bir evlat sevgisiyle kucakladigi torbayi gögsüne
    bastirirken. "Allah, senden razi olsun evladim" dedi. "Bugün onlarin
    dogum günü oldugunu nereden biliyordun?"

  11. BlackBerry'nin yeni akıllı telefonu 1 milyon sipariş aldı.

     

    15974814.jpg

     

     

     

     

     

     

     

     

     

    30 farklı ülkede kısa sürede satışa sunulan BlackBerry 10 işletim sistemli Z10, şirketin iş ortaklarından da büyük ilgi görüyor. Son olarak BlackBerry'nin resmi blog sayfasında paylaşılan bilgiye göre BlackBerry Z10, yaklaşık 1 milyon sipariş almış durumda.

    BlackBerry tarihinin en büyük satış anlaşmasına imza atarken, şirketin Kıdemli Başkan Yardımcısı Rick Constanzo, bu sipariş rakamıyla BlackBerry 10 işletim sisteminin müşterilere güven verdiğini gösterdiğini kaydetti.

    BlackBerry, önümüzdeki ay da bir diğer BlackBerry 10 işletim sistemi altında çalışan telefonu Q10'u satışa sunacak.

    Son olarak Whatsapp'ın Blackberry 10'lu telefonlara gelmesi de kullanıcıların yüzünü güldürmüş durumda.

     

    http://www.teknoloji-haberi.com/haber-1-milyon-siparis-alan-cep-10457/

     

  12. Akıllı telefonlara “akıllı” ya da “cep bilgisayarı” ibarelerini çok kolay bir şekilde yapıştırdığımız günümüzde, ne yazık ki bu cihazları normalde kullandığımız bilgisayarları koruduğumuzun yarısı kadar bile korumuyoruz. Hatta birçoklarımız akıllı telefonların zararlı yazılımlardan korunması gerektiğini bile düşünmüyor…

    Fakat Trend Micro isimli güvenlik firması, daha önce yaptığı bir araştırma ile Android işletim sistemi içerisinde en az bir milyon zararlı yazılım olduğunu iddia etmişti. Sadece kabaca yapılmış olan bu hesap, firmanın yaptığı son araştırma ile gerçek rakamlara kavuştu. İçerisinde tüm Play Store veri tabanın da bulunduğu toplamda iki milyon uygulamayı ”Mobile App Reputation Service” ile tarayan Trend Micro, her 10 uygulamadan bir tanesinin malware, yani zararlı yazılım olduğunu ortaya çıkardı.


    Araştırma altında mercek altına alınan iki milyon uygulamanın 293,091 tanesi bulaşıcı virüs kategorisi olarak nitelendirilirken, 150,203 tanesi yüksek tehlike içeren virüs şeklinde gözlemlendi. 293,091 adet zararlı yazılımın, 68,740 tanesinin kaynağı ise direkt olarak Google Play Store olarak gözükmesi dikkat çekti zira an itibariyle Play Store’da 700,000 civarı uygulama bulunuyor ki bu da her 10 uygulamadan birisinin zararlı yazılım taşıyor olması anlamına geliyor.


    Tüm bu verilerin haricindeyse uygulamaların yüzde 22′si, kullanıcıların verilerini dilediğince etrafa yolluyor. İletişim bilgileri, telefon numaraları ve hatta mikrofon bilgilerine kadar uzayan liste, belki de zararlı yazılımların ne kadar tehlikeli olabileceğinin en net göstergesi. Trend Micro ise yayınladığı bu bilgiler ile son kullanıcıya mobil cihazlar üzerindeki zararlı yazılımların ne derece gerçek ve ne derece tehlikeli olabileceğini göstermeyi umuyor.

     

    http://www.teknolojimix.com/androidde-virus-alarmi.html?id=29449

     

  13. Türkiye, 2012’de fiber internet abone sayısını 2 kattan fazla artırarak, Avrupa’da en yüksek abone kazanımı oranına sahip ülke oldu.

    Avrupa Eve Kadar Fiber İnternet Konseyi (FTTH Council Europe) için hazırlanan 2012 yıl sonu raporunda Avrupa Birliği’ne üye ve aday 39 ülkedeki fiber pazarıyla ilgili verilerini açıklandı.
    Rapora göre 2012 yılında Türkiye, fiber internette 1 milyonun üzerinde hane erişimine sahip ülkeler arasında hem fiber hane erişimi hem de fiber abone sayısındaki artışla birinci sırada bulunuyor. Fiber hane erişim sayısını yüzde 215 oranında, fiber abone sayısını ise yüzde 127 oranında artıran Türkiye, Avrupa’da fiberde en hızlı büyüyen ülke oldu. Türkiye’yi fiber hane erişim sayısı bakımından İspanya, Ukrayna ve Hollanda izlerken, Türkiye yeni abone kazanımı bakımından da Ukrayna, İspanya ve Bulgaristan’ın önünde yer alıyor.
    Raporda Turkcell Superonline da 290 civarındaki fiber internet operatörü arasında 1 milyonun üzerinde hane erişimine sahip 15 telekom operatörü arasında bulunuyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Turkcell Superonline Genel Müdürü Murat Erkan, raporda Avrupa’nın önde gelen operatörleri arasında yer aldıkları ve Türkiye’nin fiberdeki lider konumu için Türkiye adına gurur duyduklarını belirterek; “Turkcell Superonline’ın fiber yatırımlarının Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasına bir adım daha yaklaştırdığına inanıyoruz. Yeni abone kazanımında Avrupa’da elde edilen lider pozisyon, hem bizim hem Türkiye için çok önemli bir başarı. BTK’nın son raporuna göre Türkiye’de fiber internet abonesi 645 bine ulaşmış durumda. Bunun yüzde 65’i yani 425 bini Turkcell Superonline’ın fiber abonesi. Fiber pazarındaki lider konumumuzla ülkemizi Avrupa’da örnek gösterilir hale getirmiş olmak göğsümüzü kabartıyor ” dedi.
    1,339 milyon haneye ulaşarak Avrupa’nın en hızlı büyüyen fiber operatörlerinden biri olduğunu vurgulayan Murat Erkan, “Fiber internet yatırımlarında Avrupa’da büyük bir yarış söz konusu. Türkiye olarak öne geçmişken yakaladığımız bu fırsatı kullanmalı ve Türkiye’yi bölgenin yeni internet üssü olarak konumlamalıyız. Türkiye’nin sadece iç pazarın değil, dış pazarların da teknoloji ürün ve hizmet ihtiyacına cevap verebilir bölgesel bir bilişim üssü haline gelmesi gerekiyor. Kendi fiber altyapımız ve uluslararası işbirliklerimiz sayesinde, Turkcell Superonline olarak bu ihtiyacı öngörerek ortaya koyduğumuz İstanbul’u internetin yeni üssü yapma hedefimize doğru hızla ilerliyoruz. Dünya çapında 70’in üzerinde operatörle ses ve veri hizmetlerinde işbirliği yaparak operatörlerin trafiğini taşıyan operatör haline geldik, ”Operatörlerin Operatörü” olduk. Bu vizyonla Turkcell Superonline olarak Türkiye’yi ileri taşıyacak çalışmalar yapmaya devam edeceğiz” dedi.

     

    http://www.zaman.com.tr/ekonomi_turkiye-fiber-internette-avrupanin-lideri_2065707.html

     

  14. Bozulan akıllı telefonunuzun veya bilgisayarınızın, ortaya çıkan problemi bir anda kendi başına gidermesi ve kendisini arızalara karşı koruması artık bilim kurgu senaryosu olmaktan çıktı.

    ABD'li bilim insanları, arızalanmaları halinde kendi kendilerini milisaniyeler içinde iyileştirme yeteneğine sahip çipler geliştirmeyi başardı.

    California Institute of Technology (Caltech) yüksekokulunun, Yüksek Hızlı Entegre Devreler Laboratuvarından araştırmacılar, kendi icatları olan, çok küçük boyutlardaki bir güç yükselteci üzerinde, yeni geliştirdikleri entegre devre çiplerin kendi kendilerini iyileştirme yeteneğini uygulamalı olarak gösterdi.

    Yaklaşık 5 kuruş büyüklüğünde olmasına karşın, içinde 76 adet çip ve kendi kendini iyileştirme yeteneği için gerekli olan her şeyi barındıran güç yükseltecini, yüksek güçlü lazerlerle birçok kez vuran araştırmacılar, çiplerin bir saniyeden daha kısa bir süre içinde otomatik olarak ince bir işçilik ortaya çıkardıklarını gözlemledi.

    Kendi kendini iyileştirme kapasitesine sahip çipi, 20 değişik çiple karşılaştıran araştırmacılar, ürettikleri çipin diğerlerinden daha az elektrik kullanmasına karşın, performansının bütünüyle diğerlerine göre çok daha güvenilir ve üretken olduğunu belirtti.

    Yapılan bilimsel çalışma, IEEE Transactions on Microwave Theory ve Tecniques aylık bilimsel derginin Mart sayısında yayımlandı.

    Araştırma ekibinin başı olan Elektrik Mühendisliği Profesörü Ali Hajimiri "Gerçekten de güç yükseltecinin yarısını havaya uçurduk, transistörlerde olduğu gibi pek çok birleşen parçasını buharlaştırdık ve çip kendi kendini, neredeyse ideal performansına erişecek ölçüde iyileştirdi" dedi.

    Hajimiri yaptığı açıklamada, "Bu çeşit elektronik bir bağışıklık sistemini entegre devre çiplere uyarlamak bir sürü olanaklara kapı açıyor. Bu, gerçekten de devrelere ve devrelerin bağımsız olarak çalışmasına bakışımızda köklü bir değişiklik getirecek. Bu sistemler şu an insan müdahalesine gerek olmadan kendi içindeki sorunu saptıyor ve kendi kendini düzelterek, bizi yok edilmesi mümkün olmaya devreler amacına bir adım daha yaklaştırıyor" ifadesini kullandı.

    Çipler nasıl çalışıyor

    Şimdiye kadar sadece bir tek hatanın bile tüm çipi tamamen kullanılmaz hale getirmesi sorununu çözmek için harekete geçen Caltech mühendisleri, insan bağışıklık sisteminin sahip olduğu, vücudun büyük bir bölümünü en üst seviyede çalışır tutabilmek için mümkün olan saldırıları belirleme ve çabucak müdahale etme yeteneğinden esinlendi.

    Sistem, genel hatlarıyla şöyle çalışıyor:

    İcat edilen güç yükseltecindeki çiplerden her birinin üzerinde bulunan, ısıyı, akımı, voltajı ve gücü izleyen çok sayıda dirençli algılayıcılardan elde edilen bilgi, yine aynı çip üzerindeki, sistemin beyni olarak çalışan ASIC adı verilen ana işlemciye aktarılıyor. ASIC adlı özel tasarım ürünü olan bu belirgin entegre devre birimi, gelen bilgiler ışığında güç yükseltecinin tüm verimini analiz ederek, sistemde, "işleticiler" olarak adlandırılan, çipin değiştirilebilir parçaları üzerinde ayarlama yapmaya gerek olup olmadığını belirliyor.

    Ancak ana işlemci görevindeki ASIC entegre devre birimi, oluşabilecek her senaryoya göre belirlenmiş algoritmalara göre çalışmıyor. ASIC bunun yerine, algılayıcılardan aldığı tüm bilgileri, kendisinden beklenen sonuçlara ilişkin kendisine yüklenen bilgilerle karşılaştırıyor ve sorunu nasıl çözeceğini kendi kendine belirliyor.

    Sistem, ortaya çıkması muhtemel 4 farklı gruptaki problemi çözebiliyor. Bu gruplar, "sistemin bileşen parçalarındaki farklılıklar sonucu ortaya çıkan, statik farklılık"; "sürekli kullanım sonucu sistemin iç özelliklerindeki meydana gelen değişikliklerden kaynaklanan, eskimeye bağlı olarak aşamalı ortaya çıkan problemler"; "şarj, ısı, sahip olduğu voltaj miktarındaki değişikliklere bağlı olarak ortaya çıkan, kısa dönemli farklılıklardan kaynaklanan problemler" ve son olarak "devre parçalarında kazayla veya kasten meydana gelen yıkıcı tahribata bağlı olarak çıkan problem" olarak sınıflandırılıyor.

     

    http://www.teknoloji-haberi.com/haber-Tamir-donemi-bitiyor-10402/

     

  15. Acer'ın C710-2055 kod numaralı yeni bilgisayarı Google'ın Chrome OS işletim sistemiyle çalışıyor.

    PC platformunun iddialı markalarında Acer, son dönemde bütçe dostu Android telefon ve tabletlere fazlasıyla odaklanmış ve bu alanda da iddialı bir isim yolunda emin adımlarla ilerliyor. Şirket, aynı zamanda fazlasıyla güçlü olduğu PC dünyası için yeni ürünlerini sergilemeye devam ediyor.

    Google’ın Chrome işletim sistemi ile çalışan yeni dizüstü bilgisayarını resmiyete kavuşturan Acer, C710-2055 model numaralı bilgisayarda, işlemci birimi olarak 1.1GHz frekans hızında çalışan Intel Celeron 847’yi tercih ettiğini görüyoruz.
    1363153500_b00bb9oxm0image1.jpg

    11.6-inç boyutunda 1366x768 piksel LED arka aydınlatmalı ekrana sahip bilgisayarın diğer teknik özellikleri şu şekilde sıralanıyor: 4GB RAM, 320GB depolama alanı, USB 2.0, HDMI çıkışı, 1.3MP çözünürlüklü ön kamera, 6 saate kadar performans sunan batarya ve 1.3kg ağırlık. Acer’ın C710-2055 kod numarlaı dizüstü bilgisayarı resen duyurulmasıyla hemen satışlara başladı. Bilgisayar için uygun görülen satış fiyatı ise 279$ (500 TL)

     

    http://www.teknolojioku.com/haber/guncel/acerdan-chorome-os-ile-calisan-bilgisayar.html

     

  16. Kan basıncınızı yani tansiyonuzu wirless yada usb ile ölçmek için geliştirilen teknolojik ürün,kan basıncını yani tansiyon ölçüm verilerini akıllı çep telefonunuza ileten bir teknolojidir.

    hilo_00.jpg

    hilo_01.jpg

    hilo_02.jpg

    hilo_04.jpg

    hilo_05.jpg

    hilo_06.jpg

    hilo_007.jpg

     

    http://www.yankodesign.com/2013/03/12/a-better-blood-pressure-checker/

     

  17. HDMI kablosu alırken bunlara dikkat edin. Yeni bir HDMI kablo mu satın alacaksınız? Paranızı pahalı kablolara dökmeden önce yazımızı okuyun!

    HDMI kabloları, görüntü ve ses aktarmada standart halini aldılar. Bunun arkasında kablonun görüntüyü ve sesi yüksek kalitede, çok geniş olmayan bir konektörle iletebilmesi ve maliyetinin düşük olması yatıyor.

    HDMI kablosu satın alırken dikkat etmeniz gereken birkaç nokta var. Satın alabileceğiniz kablolar arasında Standart, Ethernet'li Standart, Yüksek Hız ve Ethernet'li Yüksek Hız kabloları bulunuyor. Kablo üreticileri, kablonun türünü üzerinde açıkça göstermek zorunda olduklarından, onları ayırt etmeniz güç olmamalı.

    Standart kablolar 720p ve 1080i sinyallerini aktarabilirler. 1080p'yi kaldırmaları mümkün olsa da bunun bir garantisi yoktur. 3D için ise Yüksek Hızlı (High Speed) kabloya ihtiyacınız var. Bununla birlikte bu standartlar kullanılmaya başlamadan önce satın aldığınız bir kablonun da 1080p'yi gösterebilme ihtimali var. Ethernet özellikli kablolar ise tahmin edebileceğiniz gibi veri aktarımına izin vermektedir.

    Dikkat etmeniz gereken diğer bir nokta ise 3D'nin HDMI 1.4'e ihtiyaç duyması. Buna ek olarak HDMI kabloları analog değil, dijital sinyallerle çalıştığından kablo bozulmadıkça aralarında bir görüntü kalitesi farkı olmayacaktır. Yani ucuz bir kablo ile pahalı, kalite bir kablo arasında görüntü ve ses kalitesi açısından fark yoktur.

     

    http://www.teknoloji-haberi.com/haber-HDMI-kablosu-gercekleri-10383/

     

  18. İstiklal Marşımızın kabul edilişinin (12 Mart 1921) 92. yıldönümünde, büyük şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u en derin minnet ve şükranla anıyoruz..

    aZhPQC3.jpg
     
     
    bayrak.gifbayrak.gif
     
     
    12 MART 1921 TARİHLİ CERİDE-İ RESMİYE (RESMİ GAZETE)



    Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 12 Mart 1921 tarihli içtimaları sonunda kabul edilen İstiklâl Marşı yine aynı tarihte yayımlanıyor. Mehmet Âkif ve İstiklâl Marşı denince belki de en önemli koleksiyon parçalarından biri olan 12 Mart 1921 tarihli resmi gazete de serginin gözde belgelerinden biri. Gazetenin ilk sayfasında İstiklâl Marşının on kıtası yer alıyor.


    İstiklal Marşı'nın Kabul Edildiği Resmi Gazete


    xhqMfo5.jpg

     
     

     

  19. 400 bini gecen kapasiye sahip eşsiz çalışmalara imza atan büyük bir siteyi karalamak isteyenler çok olur,bu tür provatif karalamar karşısında burası zedelenmez bilakis daha çok kuvvet kazanır merak etmeyiniz.Bu tür söylemlere kulak vermeyiniz,herkese hayırlı forumlar.

     

    En büyük Tnctr burasıdır unutmayınız.....

  20. Yüksek gelen cep telefonu faturanızdan bıktıysanız faturanızı düşürmek için bunları deneyin..
    1. Doğru tarifeyi bulun: Telefonunuzu nasıl ve ne için kullandığınızı dikkatlice gözden geçirin. Tarifenizde ne kadar konuştuğunuzu, mesajlaştığınızı ve seçtiğiniz veri seçeneklerini inceleyin. Bunun için geçen birkaç ayın faturalarını gözden geçirebilirsiniz.
    2. Ek hizmetler: Ses ve veri ücretleri dışında hangi hizmetlere para ödediğinizi inceleyin. Ardından bu ekstra hizmetlere gerçekten ihtiyacınız olup olmadığını düşünün.
    3. Veriyi bırakın: Bazı kullanıcılar için bu, doğru bir hareket olabilir. İnterneti sadece Wi-Fi üzerinden kullanmak size yetecekse, mobil veri hizmetinizi kapatabilir ve tasarruf edebilirsiniz.
    4. Veri kullanımını azaltın: Veri planınızı tamamen terk etmeye hazır değilseniz, kullanımınızı azaltın. Google Maps ve Angry Birds'ün ücretsiz sürümünün veri tükettiğini unutmayın.
    5. Sağlayıcınızı değiştirin: Mobil operatörler, operatörler arasında geçiş yapan müşterilere kendi abonelerine sunmadığı avantajları sunabiliyorlar. Dolayısıyla sizin için avantajlı seçenekler olabilir.
    6. Akıllı cebinizden kurtulun: Akıllı cebiniz harika bir cihaz olabilir ve onsuz yaşayamayacağınızı düşünüyor olabilirsiniz. Ancak onu bırakmak sandığınızdan daha kolay olabilir. Web, e-posta ve uygulamalarınız olmadan yaşayamıyorsanız, iPod Touch gibi sadece Wi-Fi ile çalışan bir cihaz kullanmayı deneyin.
    7. Mesajlaşma: Nimbuzz, WhatsApp gibi internet üzerinden ücretsiz olarak mesajlaşmaya izin veren uygulamalar, mesaj paketiniz için ödediğiniz paradan tasarruf etmenizi sağlayabilir.
    Siz de hemen bu yöntemleri kullanarak yüksek gelen cep telefonu faturanızdan kurtulabilirsiniz.

     

    http://www.haberedikkat.com/Haberler/68171/cep-telefonu-faturanizi-dusurmenin-yollari

     

  21. windows.jpg


    Microsoft son kullanıcılara büyük bir hayal kırıklığına sebep olan Windows 8’de dev bir geri adım kararı aldı. “Başlat” butonunu geri geliyor.


    Windows denilince ilk akla gelen  “Başlat” butonu, Windows işletim sisteminin son sürümünde bulunmuyordu. Ancak yapılan araştırmalar gösterdi ki orta seviye kullanıcılar yapılan bu köklü değişikliğe uyum sağlayamadı. Sızan bilgilere göre dört ay içinde yapılacak olan yeni bir değişiklikle Windows, bu butonu geri getirecek.  


    Daha çok tablet bilgisayarlar ve dokunmatik ekranlar için tasarlanan Windows 8, masaüstü bilgisayarlarda ise zor bir kullanıma sahip olduğu için kullanıcılar tarafından fazla rağbet görmedi.


    Araştırma sonuçlarına göre kullanıcılar, kişisel bilgisayarlarında Windows 8’i çok uzun bir süre kullanmasına rağmen “Başlat” butonunun eksikliğini hissediyor. Çünkü imlecin ekran kenarlarına götürülmesiyle seçeneklerin görünür hale geldiği Windows 8, sade bir tasarımdan daha çok bilinmeyen bir görünüme sahip izlenimi uyandırıyor.

    Yapılacak değişiklikle ilgili tahminler devam ederken, “Başlat” butonunun sadece masaüstü bilgisayarlarda kullanılacağı yaygın bir görüş olarak kabul görüyor.

     

    http://www.zaman.com.tr/teknoloji_windowstan-dev-geri-adim_2063400.html

     

×
×
  • Create New...