Jump to content

resimlerle şiirler, şarkılar, yazılar


Sisyphos

Recommended Posts

Bir sır,çocuksun, yalnızca aşk açık sende,

Ne sen kalıyorsun ne o, aşktan başka

Biri yok, gel, aşk istedigi için varsın,

Ne onu kurtariyorsun ne kendini, aşktan başka

Biri yok, git, aşk istedigi için yoksun

Ayriliktan değil, taşidiği saflıktan konuşursun;

Ayrılık sana dönmektir, yeniden bana

Ruhumuz öpüşür ya, baskasındayken ağzımız,

Gövde gözaltındadır, oysa ruhumuz sereserpe

Seni senden beni benden bağışlar birbirimize

Bir sır cocuksun, aşkla açıyorsun kullandığın her şeyi

Burda değilsin, çoktan çekilmişsın ve seninle

Gitmiş senin olan, her zamankinden çoksun bu evde,

Çünkü aşk hepimizden çalışkandır, ben duruyorum

Vefa aşk lisesindeki ceza nöbetine

Bu karanlıkta daha iyi görüyorum seni

Aynı tünelden geçiyorsun gelişte ve gidişte

Kavuşmaya, ayrılığa aynı yolu kullanıyorsun,

Beni büyüten aşktan söz ediyorum, yolculuğa övgü,

Bir sır çocuksun, baştan çıkarır gibi açıga çıkardın beni,

Ayrılık mı; beni aşka terkettiğin için seviyorum seni

sssob1.jpg

Link to comment
Share on other sites

  • Replies 137
  • Created
  • Last Reply

uyku.jpg

Uyku vakit kaybı gelmişse bana

Uykusuz gözlerle bakıyorsam tavana

Kıpırdayıp duruyorsam yatağımda

Uykuyu da özlememişsem uykusuzluğuma inat

Düşüncelerim işgal ediyorsa beynimi

Silmişsem geçmişimi

Boş vermişsem hayata

Geçmişin can damarına batırmışsam hançerimi

Dönüp baktığımda kimseyi özlememişsem

Bir de yumruk atmışsam sinirle boşa geçen zamanıma

Yanmışsam aksak sevdalara

Dilimin ucundaki küfür de orada kilitli kalırsa

Çıkmazsa bir tek kötü söz dudaklarımdan

Senden önceki günlerin önemi kalmamışsa

Al elma sönük kalıyorsa yanaklarımdan

Değerse nazar diye nazar boncuğum olmuşsan

Aşk kelimsinin anlamını seni tanıdıktan sonra çizmişsem

Sen bir şirinlik muskamsan kalbimde taşıdığım

Düşüncelerdeysem her seher vakti

Duymuyorsam dıştan gelen sesleri

Rüzgarları boynuma üfleyen ılık nefesin bellediysem

Kör kuyuların parlaklığıysa gözlerindeki ışıltı

Serap görüyorsam gözlerinde

Bal kıskanırsa dudaklarını

Gözünden süzülen bir yaşta hüzün sararsa melekleri

Kitapların arka kapağı gibiyse seni anlatmak

Seri cinayet işlemek gibiyse seni aldatmak

Sözlüklerde kaybolmaksa sana sıfat bulmak

Seni sevmekse uykusuz kalmak

Sabah ezanı huzurunda düşünüyorsam seni

En içten bir de dua yolluyorsam sana

Yağmurdan sonra toprak kokusuysan sen

Yağmurdan sonra su birikintisiysem ben

Kelimerin kifayetsiz olduğunu hiç hayal etmemişsem

Hiç hayal etmemişsem sensiz gelecek

Uzattığın ele ilk ben koşacaksam

En çok ben üzüleceksem “üzgünüm” dediğin an

Uzaklara dalıyorsa gözlerim Körfezlerde

Sensen, Kız Kulesini izlerken yanımda olmamı en çok istediğim.

Bensem, Çarşamba günü gittiğin bir piknikte seninle olmak isteyen

Bir iz bırakmışsan…

Yaşıyorsam birlikte çıkacağımız tatilin heyecanıyla

Beraber gün batımını izleyeceğimiz günün hayaliyle ayakta kalıyorsa yüreğim

Dualarım hep “inşallah ve sen” ile başlıyorsa

Keşkeleri pek kullanmıyorsam artık

Şarkımız marşımız olmuşsa sevda ülkemize

Saçların bayrağımızsa

Bir tebessümse hep dudaklarımızda

Denizlere rağmen kalbime dokunmaksa sana dokunmak

Mutlu olmaksa varlığını akla getirmek

Seni sevmekse dağlarla kavga etmek

Duygulardan yoksun kalmaksa sensizlik

Ve hala uykusuz kalmaksa seni sevmek

Seni seviyorum

Link to comment
Share on other sites

sana bakmak

bütün rastlantıları reddedip

bir mucizeyi anlamaktır

sana bakmak

allah’a inanmaktır

dilenmek de rastlantı mıdır aşkı?

inanmak ama neye?

sana desem deyim yerini bulur mu?

"ben sana gülüm demem

gülün ömrü az olur."

Link to comment
Share on other sites

So_Hard_.png

Parıltılı bir gece yanılgısı,

Karanlık sokakların tam ortası.

Titrek bir el, son bavulun entarisi.

Hala kulağım da çınlıyor sesi,

İstasyonun vicdansız çığlığı.

Rüzgar tüm yalnızların ortak bestesi.

Teslimatı tamamlanmış anıların.

Payı paydasından büyük de olsa sevdanın,

Farkındayım,

Odalar toplandı, kalmadı zerre sen

Damla, damla akıyorsun bu şehirden

Sen hayatımın en esmer güzeli,

El sallama olur mu giderken..

Bir kadın gider bu bedenden,

En tutulması imkansız sözler lafta,

Giden gider yalancı bir sonbahar akşamı.

Yarıda hayatının en güzel sabahları.

Söner parıldayan Eylül geceleri,

Geldiğinden farklıdır, artık tur rehberleri.

Ve bir kadın gider aniden,

Kalır şair ortada,

Elinde kırık kalem...

Link to comment
Share on other sites

Please register to see this content.

Her Sabah HüzünLe Kar$Ik 1 umut war IcImde.

SensizLiqin Hüznünü , Yeni 1 günün seni getirmesi umuduyLa bastIrIyorum.

Her Doqan Gün Yeni 1 umut , yeni 1 arayI$ benIm IcIn.

BeLki Sana Kavu$acaqIm ana 1 gün daha yakLa$Iyorum , bugün deqiLse yarIn ..

KIm biLir beLki de yaLnIzca kendImI Avutuyorum.

Gittiqinden beri hep yaLnIzLIk $iirLerine takILIr oLdu gözüm.

1 ba$Ima deqiLim , SensizLikten yaLnIzIm.

Terk ediLip Gitmek en çok nasıL koyar Insan 1 ben biLirim .

GitmeLerin , gidenLerin arkaLarInda bIraktIqI çaresizLikLeri , En koyu özLemLeri ..

Senin gidi$in de ate$ gibi çöktü yüreqime.

Hiç bir yaqmur yetmedi içimdeki hasret ateşi küLLendirmeye ..

Hiç bir sevgi yetmedi senin özLemini gidermeye .

Ben Her sabah beni Sana ******ürecek yoLLarda yürüdüm,

Senin duyacaqIn $arkILarI söyLedIm yaLnIzca.

Ve geLmeyi$inin her ak$amInda asLInda doqduqunu hiç anLamadIqIm güne$Le beraber bende BattIm 1 kez daha

GeceLeri hep uyudum , uyudum ;

Gün boyu hasretini rüyaLarImda biraz oLsun giderebiLmek için..

Her $eye iyi geLen , yaraLarI iyiLe$tiren Zaman hiç bu kadar acıtmamı$tı yüreqimi..

Bin 1 umutLa sariLdiqim SabahLar artIk hiç doqmaz oLdu.

BenIm günüm de gecem de karanLIk $mdi.

Ne ay Uqruyor geceLerime , ne sana benzettiqim yILdIzLar ParLIyor.

eLimde kaLdI umutLarIm ..

SensizLik öyLe kötü bir yara oLdu ki artIk , içimde öyLe bir yara actIn ki ,

1 qün oLurda geri dönersen kendI yaptIqIn bo$Luqa sende yetmeyeceksIn.

OrasI Hep bombo$ , paramparça kaLacak.

Büsbütün cam kIrIkLarIyLa kapLI kaLbIm.

Ne zaman Seni dü$ünsem , Seni HatırLatacak en ufak 1 $ey görsem ,

o kIrIkLarLa doLu yerIm batmaya ba$Lıyor yüreqime.

artIk sabahLarI yaLnIzca hüzünLe uyanIyorum.

Hiç bir $ey bekLemiyorum günden " seni " biLe ..

varLIqInda SensizLiqi ya$amaktansa içimdeki bo$LukLarLa kırIkLarLa ,

bo$ umutLarImLa sensIzken aLI$IrIm , aLI$maya caLI$IrIm YokLuquna ..

Link to comment
Share on other sites

kacmevsimgx3.jpg

Yoruldu bu yürek....

Yoruldu bu yürek artık

Seni sevmekten, umut etmekten

Senin varlıqının olmadıqı bu şehirde varmışsın gibi yapmaktan

Uzaklarda olduqunu bile bile sevmekten, yoruldum

Kaç mevsim geçti seni seveli,

Kaç yazım Kış oldu biliyor musun?

Hep belki demekten hayatı erteledim.

Her yaqmur yaqdıqında milyonlarca damlanın

Sen olduqunu düşünerek kaç kere ıslandım biliyor musun

Varlıqını içimde hissetmek seninle ıslanmak için

Ne takvimler eskittim, ne çizgiler çektim günlere

Sana kavuşamayacaqımı bile bile

Aynaya baktıqımda tanımadıqım 1 ben var artık

Bilmediğim 1 yansıma

Farklı 1 soluk,Duyduğum ses ben deqil

Sana elveda derken kopan bir ben vardı sanki

Yabancıyım kendime, bu kente

Uzağım sana,varlıqına,gözlerimdeki seni göremeyen gözlerine

Sevmesen de aynı havayı teneffüs etmek yetiyordu sanki

Şimdi sensiz buralar sessiz

Yaqmurlar farklı, güneş farklı

Karanlıklarda kalmışım gel desem gelir misin.

Güneşimi, ayımı, yıldızlarımı

Ve en önemlisi SENİ bana verir misin...?

Link to comment
Share on other sites

Okyayım diye açtım, okuyayum diye başladım. Ama bitiremedim.

Beni baydı.. Sevdi ise birini, bu onun sevgisidir ve o duyar bu heyecanı. Ama bu sevgisi bu neşesi bu heyecanı ve isteklerini okumakta zorlandı isem, bu benden kaynaklanan bir sorun da olabilir.~

Yazar zaten o kadar lafı ettikten sonra son sözünü de söylemiş, ve bize de söz hakkı tanımamıştır:

ya da bos ver... bilme en iyisi...

Link to comment
Share on other sites

  • 1 ay sonra...

Yavuz Sultan Selim zamaninda, Iran sahi kiymetli

mücevherlerle süslü bir sandik

hediye gönderiyor Sultan Selime. Sandik açiliyor. Içinden

çesit çesit degerli taslar, kiymetli atlas,

kadife kumaslar çikiyor.

Fakat

bir de pis bir koku yayiliyor.

Dehset bir koku, herkes burnunu

tikiyor. Neyse en alttaki bohçadan insan

pisligi çikiyooooor.. Yani Osmanliya acayip bir

hakaret!!!!!

Cihan padisahi emir veriyor, herkes düsünsün, buna ince bir sekilde

cevap vermemiz gerekir. Ve cihan padisahi yine çözümü kendisi

buluyor. Ayni sekilde degerli mücevher ve kumaslarla

süslü bir sandik hazirlatiyor. Içine o zamanin Osmanli Istanbul''unda

imal edilen gül kokulu en nadide lokumlardan bir kutu hazirlatiyor, en

altina da küçükbir pusula ve bir satir yazi.

Gönderiyor. Sah sandigi açiyor. Açtikça güzel bir koku ve en altta bir kutu

lokum. Anlam veremiyorlar tabii. Bizim elçi yiyor önce, sonra oradakilere ikram

ediyor.

Kutunun içindeki pusulayi Sah okuyor:

""Herkes yediginden ikram eder""

..alıntı

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.


×
×
  • Create New...