Jump to content

resimlerle şiirler, şarkılar, yazılar


Sisyphos

Recommended Posts

  • Replies 137
  • Created
  • Last Reply

aa gül lokumu kadar güzel bir lokum yemedim ben. çok güzel bir şey gerçekten. ayrıca Yavuz'un zekasını bilmeyenimiz de olmasın artık. Bu tip yanıtlar o padişah için devede kulak kalır. ;)

Link to comment
Share on other sites

  • 1 ay sonra...

Ay Susardı Göz Bebeklerinde

knsammr7.gif

Ay’ mı ! Süpürür yosunları

Gözlerimden,

Yoksa,

Sen mi bu kadar anlamlıydın geçmişimden.

Biliyorum gelecek yok.

Şimdiki zamana dair, söyleneceklerde.

Sen,

En zorlu susuşlarım gibi,

Manalısın oysa.

Konuşsam aşk ölür,

Sussam biz.

Gidersem,

…..

Link to comment
Share on other sites

  • 2 hafta sonra ...

Vay ! Criminal ve mavili ikinizde neffis şiirler paylaşmışsınız ! Ayrıca Bu yönünüzüde yeni öğrendim . Sizden flash veya pps formatında şiirlerde bekleriz .Tebrikler ve kolay gelsin,,,!,Dicem ama hayat o kadar kolay değil :D

Link to comment
Share on other sites

  • 2 hafta sonra ...
  • 3 hafta sonra ...
  • 1 ay sonra...

‘’gidince kederden geberene dek hasret ezberlenirdi!.. ‘’

resim200702121110367dc5.jpg

Uyandım..son hatırladıgım avucumdakı gozlerımın rengını paylasan uyku hapları..hanı herseyın hedıyesı var ya, neden uyku hapı alana düş hapı hediye edilmez sanki!.. hafızamı sorguladım düs yok dedi..elımdekı tum tehdıtlerı savurdum yıne de ıpucu vermedi gece uyku haplarıyla nerelerde dolastıgı konusunda duslerın..alaylı tavırla benı ızleyen zıhnımı yatakta bırakıp kalktım yataktan..ayaklarımla kavga ettım bı sure..kıpırda dedıkce yorgunum dedı..kıpırdamayacagım ıste!!sabah her sey dusman kesılmıstı ayaklarımı zorlaya zorlaya hareket ettırdım..yuzumu yıkamak ıcın muslugu actım kı sular kesık..tek saf sey degıldı bu sabah benı terkeden..sular sızın olsun dedım sehre kanımdan alacagım bu sabahkı suyu..kan kayıplarını gerı aldıysa tabı ruhum..uyku haplarının yuz maskesını temızleyemeden cıktım evden..aptal sırıtısı ve gunaydınları evde unutmusum geri dönüp onları aldım..polyannayı aradım gunluk tuyolar aldım..zamanın elıne de ıkı uc kurus sıkıstırdım dedım cabuk gec..arkamdan kostu yetıstı zıhnım dedi giden gun omurdendır degerlendır zamanı sen nerden cıktın gıt basımdan dedım ama dınlemedı..rahat bırak benı!..yok gitmiyor..bugun ne kadar da sinir bozucusun dedi..hayır dedim gun cok sinir bozucu..sonra ıkımız de kahkaha attık..sinir kalmısmıydı bozacak ya da bozulacak..derken ısyerıne varmısım..hemen cıkardım ceplerımden gunaydınları, dudaklarımı da degdırdım aptal sırıtıslara..iste gune hazır gorunuyordum..is hayatı ozel hayat aıle hayatı bılmem ne hayatı kac kısı yasıyor ıcımızde kı kac hayat yasamamız gerekıyor..yasın getırdıklerı goturduklerı bu yasamları ayırmaya yetıyormu .. ya da kendın ol dıye bas bas bagırırken kıtaplar ,kategorize edılmıs hayatlarımıza bır de guzel etıketler yapıstırılmıs nerede nasıl davranacagımız da sankı yıllar gectıkce yuklenmıs beyınlere..kıtap sayfalarının ıcı bos..içerik; iş hayatı- etiket ; calısan..sayfalar bos ama gorunmeyen uzaktan kumandalarla yapacakların davranacakların belırlenmıs..derken ıcımdekı seslerı susturdum…kafamı karıstırmayın isime odaklanmam lazım..sayfası bos kıtaplar normunda yasamalıyım ..ıcımdekı sesler küstüler bu ani cıkısıma..ben ıcımle konusmaya dalmısken baktım alıskanlıklar coktan ise koyulmus calısıyor..calısalı 1 saat olmus..ups! kayıp 1 saat daha..kayıp zamanları bırlestırsem bır bebege omur verebılırım sanırım..sahı kayıp zaman coplugu dıye bır yer var mı?..mesai bitti dediler is hayatı kıtabını kapatıp eve dogru yol aldım..ev hayatı kıtabını nereye koymustum…?!..yolda yıne ıcımdekı sesler ayaklandılar..cocuklugumu anlatıp durdular yol boyunca..eve geldım ayaklarım kufur ede ede getırmısler benı eve ben cocuklugumla saklambac oynarken..sımdı evdeyım solumda cocuklugum sagımda zıhnım ortada da bır beden harflerı bır araya getırıyoruz…gunesın gunu terk etmesıne ayın gunun kırlılıgını ortmesıne daha saatler var..ama herkesın ıcın degıl!..

10/04/07 --jeLibon

Link to comment
Share on other sites

Ne bekledın kı benden bu zamana kadar?..senın beklentısızlıgın mıydı benım herseyı bu kadar hor kullanmam ve herkesın aynısını bana verecegını sanmam..herseferınde yanılmam sana sıgınmam ve senın yıne karsılıksızlıgınla bana sarılman benım yanılmam…tekerleme gıbı yasananlar..onun kadar dıle getırılmesı zor onun kadar ınatla dıle getırılemeyen getırılmeye calıstıkca batırdıgımız..onunla battıgımız..gozyasının bır damlasının yere dusmesının yankısının kulaklarımı sagır eden sahıbı…ıcten ıce sana ne kadar kızdıgımı sınırlendıgımı sana soylemısmıydım daha once? Hatta bazen herseyın sucunu sana yukledıgımı..hayallerımın kırıklarını,kelımelerın anlamsızlıgını,paranın kirini,dillerin yalanını,gurultunun sessizligini,kalabalıgın yalnızlıgını,arkadaslıgın cıkarını,askın hırsını,ruhların kibirini…tum bunların agırlıgını senın omuzlarına yukleyıp hepsınden kurtulmak ısteyıslerım ve tum bunları sonradan ogrenmenın acısını sana kusmalarım..karsısında senın susmaların ve tebessumlerın..ne vardı bu kadar karsılıksız verecek sevgını..ne vardı herseyde sıcak bakıslarınla ısıtacak ruhumu..hayat senın kadar temız degıl anne..hayat bana verdıklerınden cok daha fazlası ve sen hayata adını bulastıramayacagım kadar ozelsın guzelsın..sen her seysın!..hayatımda gordugum en zekı en guclu kadın , tesekkur ederim..aLdıgım tek bır nefes ıcın bınlerce ..Seni seviyorum

--jeLibon

Link to comment
Share on other sites

  • 2 hafta sonra ...
  • 1 ay sonra...

Bizim de bir ayrılık vaktimiz varmış zamanını hiç hesaba katmadığımız.

resim200702121110367eq5.jpg

Yıllara yaydığımız aşkı, nasıl da hunharca harcamışız meğer.

Nasıl da tüketmişiz elimizde, avucumuzda ve yüreğimizdeki tüm bozuklukları,

Artık harcayacak kuruş kalmamış…

Zaman hesap yapma zamanı değil sevgili!

”Koy yüreğini ortaya, iç hesaplaşma yap” demiyorum artık sana.

Kimin ne kadar çok sevdiğinin de önemi yok artık

“Riyasız, yalansız, çıkarsız, yarınsız” diye başlanılan aşkın “hiç kimseydin” diyerek kapatılması koyuyor insana…

Şimdi avucumu açıyorum ve bir damlacık sevgi bulamıyorum, avunacak

“Kim daha çok sevdi?” diyorsun ısrarla

Bitmiş bir aşkın hesabını yapmak, yakışıyor mu bize?

İllaki istiyorsan sevgimizin derecesini iyi dinle o zaman beni

Benim aşkım bir okyanus;

Seninse ;

Elini suya batırdığında, parmağının ucundan süzülüp düşen su damlasıydı…

Bu aşk sadece bir çıkmaz sokaktı…

Link to comment
Share on other sites

  • 4 hafta sonra ...
mutlusuzmutlusuzol71dl3.gif<br><br><br>İşte gidiyorum<br> Bir şey demeden <br>Arkamı dönmeden <br>Şikayet etmeden <br>Hiç bir şey almadan <br>Birşey vermeden <br>Yol ayrılmış, görmeden gidiyorum<br><br> Ne küslük var ne pişmanlık kalbimde <br>Yürüyorum sanki senin yanında <br>Sesin uzaklaşır her bir adımda <br>Ayak izim kalmadan gidiyorum <br>Gerdiğin tel kalbimde kırılmadı <br>Gönülkuşu şarkıdan yorulmadı <br>Bana kimse sen gibi sarılmadı <br>Işığımız sönmeden gidiyorum<br><br><br> <embed src="http://www.tnctr.com/flam/flam-player-npl.swf" flashVars="fp_root_url=http://www.tnctr.com/flam/&ovr_color=0xD17F47&ovr_langage=en&ovr_playlist=kazym+koyuncu&ovr_author=all&ovr_order=date_music&ovr_order_direction=DESC&ovr_autoplay=1&ovr_loop_playlist=1&ovr_loop_tracks=0&ovr_shuffle=0" menu=false quality=best wmode=transparent bgcolor=#383838 width="300" height="125" type="application/x-shockwave-flash" pluginspage="
Please register to see this content.
</embed>

Link to comment
Share on other sites

yYlDmXjCwEE




İşte gidiyorum
Birşey demeden
Arkamı dönmeden
Şikayet etmeden
Hiçbirşey almadan
Birşey vermeden
Yol ayrılmış, görmeden gidiyorum

Ne küslük var ne pişmanlık kalbimde
Yürüyorum sanki senin yanında
Sesin uzaklaşır herbir Adımda
Ayak izim kalmadan gidiyorum

Gerdiğin tel kalbimde kırılmadı
Gönülkuşu şarkıdan yorulmadı
Bana kimse sen gibi sarılmadı
Işığımız sönmeden gidiyorum

…Saygıyla ANIYORUZ…
Link to comment
Share on other sites

syfa.jpg

Karadeniz müziği, Anadolu Rock, nitelikli müziğe inanlar, önemli bir ismi en verimli olabileceği dönemde yitirdi. Otuz üç yaşındaydı Koyuncu; yıllardır müziğin içinde olmasına karşın 2000'li yıllarda Gülbeyaz, Sultan Makamı gibi televizyon dizilerine yazdığı müziklerle ünlenmişti.

Karadeniz'in hırçın çocuğu diyorlardı ona; demokrasi adına atılan bir çok adımda müziğiyle, fikirleriyle yer alıyor; Fırtına Deresi'ne yapılacak santrali protestodan, insan hakları ihlallerine karşı çıkmaya kadar bir dolu etkinliğe destek veriyordu.

Müzikte de, birkaç halk müziği sanatçısının tekelinde kalmış Karadeniz bölgesinin müziğini, evrensel normlarda yayımlamayı deneyerek, önemli çıkış yapmıştı.

1972 Artvin/Hopa doğumlu Koyuncu, yirmi yaşında Dinmeyen adlı müzik grubu'na katılmış, 1993'de Mehmedali Barış Beşli ile, Lazca müzik yapmak amacıyla Şuku grubunu kurmuştu. İki arkadaş bir yıl sonra aralarına İlhan Karahan ve Metin Kalaç'ı da alarak grubun adını Zuğaşi Berepe (Denizin Çocukları) dönüştürmüş ve 1995 başında Va Mişkunan (Bilmiyoruz) albümüyle Lazca rockın ilk örneğini vermişti. Lazcayı yaşatmak amacıyla Lazca rock yapıyorlardı. Plak şirketleri ise bu soundu 'Soft Laz Rock' diye tanımlıyordu.

O günlerde grup elemanları Lazca dilinin yaşatılmasına rock yoluyla katkıda bulunmayı amaçladıklarını, rock müzikteki dinamizmle yöre insanının enerjisinin örtüştüğünü görünce heyecanlandıklarını anlatıyor, Lazca'nın rockın sert söyleyişine de uygun olduğunu belirtiyorlardı.

Dört yıl içinde Zuğaşi Berepe, kamuoyuna pek yansımasa da önemli işler yaptı ve konserlerle hedefini gerçekleştirmeye çalıştı. Bu etkinliklerden Brüksel konseri sırasında canlı kayıt edilen parçaları, kısıtlı sayıda bastırdıkları Bruxel Live (1998) adlı albümde bir araya getirdiler.

Gruptaki eleman sayısı arttıkça müzikal yapı da güçlenmişti. Kazım Koyuncu (vokal, akustik gitar), Cafer İşleyen (bass, vurmalılar, flüt), Gürsoy Tanç (elektrikli gitar), Uğurcan Sezen (klavye), Zülküfil Murat Dilek (davul), Metin Kalaç (kayıt) Lazcayı yaşatmanın yanında aşk şarkılarına katılan sert söylemli yapıtlar ve modern rock anlayışı üzerine oluşturdukları çizgiyle de kabul görmeye başlamışlardı.

Zuğaşi Berepe, Va Mişkunan albümünden dört yıl sonra İgzas (Gidiyor) adlı albümüyle bu çabayı listelere taşıdı. Yedi Lazca, bir Hemşince, bir de Türkçe sözlü parçadan oluşan albümün müzikal zenginliği, rockın çeşitli tonları arasında akıllıca gidip gelen sounduyla 1998'in en iyi yerli yapıtlarından biri oldu. Lazca'nın öne çıktığı kültürel bir misyonun yanında sıkı bir rock albümü özelliği de taşıyordu İgzas (Parçaların Türkçe anlamları kapakta verilmişti). Bu albümde Kazım Koyuncu (vokal, gitar), Cafer İşleyen (bass, vurmalılar, flüt), Gürsoy Tanç (gitar), Uğurcan Sezen (tuşlular), Zülfikil Murat Dilek (davul), Mahmut Turan (tulum), Metin Kalaç (kayıt), Mehmedali Barış Beşli'den (vokal) oluşan grubun, doğayı katledecek Çamlıhemşin'deki Fırtına Deresi'nin üzerine yapılacak santrale karşı kampanyayı desteklemesi de İgzas'ın diğer bir özelliğiydi.

Grup 2000'lerin başında dağılınca, kuruculardan Kazım Koyuncu yoluna tek başına devam etmeyi kararlaştırdı ve solo albümleri Viya (2002) ile Hayde'yi (2004) yayımladı. Anadolu Rock'a kayan soundla ürettiği müziği kısa sürede büyük ilgi görüp, yaptıkları geniş kitlelere tam ulaşmaya başlamıştı ki hastalandı Koyuncu. Akciğer kanserine yakalanmıştı.

Pes etmiyordu; tedaviyi sürdürürken Trabzonspor için marş bile yazmıştı. Ancak günden güne direnci zayıflıyordu; adına düzenlenen konsere çıkamamıştı. Sonunda 25 Haziran tarihinde ajanslardan şöyle bir başlık düştü: 'Karadeniz'in genç sesi sustu'

(kaynak:vikipedi)

saygılar... özgür muhtar

Link to comment
Share on other sites

  • 3 ay sonra...

zor günler....

Benden önce söylenmiş sözlerin haklılığına

Kızdığım oldu zamanında ama inandığımda

Ömrümde her şarkı başka bi kapi açtı

Bu sarkının ardında sen

Bu kapının ardındaysa benden önce söylenmiş sözler vardı

Çok zor günler geçirdim vaktiyle

Alemde savaşlar çırpınışlar nihayetinde

Aşık olmak kismetmiş yar, sana..

Aşık olmak kismetmiş yar..

Seçtiğimiz hayatlar mı bunlar? seçtiklerimiz mi ?

Bunca yokluk, bunca kırıklık, bunca acı

Seçtiklerimiz evet !

Hayat bu sevgilim, çoktan seçmeli

Senin aşkınsa bi dönem ödevi

Bir gece çıkıp gelsen ölmezsin yar

Ölümlerden ölüm beğen gelmezsen yar

Bir akşam çıkıp gelsen ölmezsin yar

Ölümlerden ölüm beğen öleceğim yar

Bir şarkı tuttum sevgilim, bir kapı açtım ikimize

İkimiz çokmuşuz meğer bu resme

Kapatmadan bu kapıyı yinede

Bu yaralar bereler sanadır bileler ...

Bu yaralar bereler sanadir bileler

Göreler aşkımı

Şahidim gök kubbe

Aşıgım bekletme

Çok canım yanıyordu gördüklerimden ve göreceklerimden

Benim kanayan dizlerim yoktu hayatta bi tek

Benim de kanattıklarım vardı elbet

Ezdiğim kumlar ve geçtiğim yollar hala gölgeni taşıyorlar

Hani demiştim ya en başında

Ne ayrılıklar ne aşklar ne başlangıçlar diye

Yani demem o ki, çok zor günler geçirdim vaktiyle

Çok zor günler geçirdim vakiyle, kalbimde

Firari endişeler nihayetinde

Aşık olmak çok zormuş yar, sana...

Aşık olmak çok zormuş yar

Bir gece çıkıp gelsen ölmezsin yar

Ölümlerden ölüm beğen gelmezsen yar

Ölecegim yar

Bu şarkı sadece benimdi sevgilim

Ve ben büyük bahçeler istemiştim ikimize

Yazmışsın ya 'onu sevebileceğimi düşünmüştüm' diye

İşte o günden beri belkide bu yüzden sadece

Bu yaralar bereler sanaydı, aşkı bileler

Göreler aşkımı şahidim gök kubbe

İclal Aydın

Link to comment
Share on other sites

  • 1 ay sonra...

Bu Şiirin hastasıyım desem yeri oLur beLki...

Her dinlediğimde beni alır ******ürür bi yerlere.

Günlük hayatımızda defalarca kullandığıımız "Kendine iyi Bak" ne anlamlara geliyo die çok düşünüo insan bu şiir'i okuduğunda yada dinlediğinde...

Çok güzeL bi şiir.

Şiir'i Seslendiren "Ömer Köroğlu" Diye biLiyorum ben. ama yazanı bilmiyorum.

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.


×
×
  • Create New...