Jump to content

Cern


Pc.KoPaT19

Recommended Posts

Bilim adamları Haziran ayında çok büyük bir deneye hazırlanıyor. Ancak dünya risk altında olabilir.

İsviçre'de Cern Araştırma Merkezi tarafından 14 yılda geliştirilen ve 8 milyar dolara mâl olan dev makine bu yaz çalışacak. Bilim adamları da küçük bir "big bang" yaratacak makineyi takip ederek dünyanın nasıl oluştuğunu anlamaya çalışacak.

ÇOK TEHLİKELİ DENEY

Şimdi iki bilim adamı makinenin beklenenden büyük bir kara delik yaratarak dünyayı içine alacağı iddiasıyla çalışmanın durdurulması için dava açtı.

Walter Wagner ve Luis Sancho isimli uzmanların Amerikan mahkemesinde açtığı dava yasal olarak Cern'i bağlamıyor.

Ama ikili ABD Enerji Bakanlığı'nın desteği kesmesinin bile yeterli olacağını söylüyor.

Cern yetkilileri "Doğa'da ve ayda bzim yaptığımız deneyin kat be kat güçlüsü enerji patlamaları her gün oluyor. Dev kara delik teorisi saçmalık" dedi.

CERN nedir?

CERN Nükleer Araştırmalar için Avrupa Konseyi anlamına gelen Fransızca "Conseil Européen pour la Recherche Nucléaire" sözcüklerinin kısaltmasıdır. Bu kurum, İsviçre ve Fransa sınırında yer alan dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarıdır. 1954 yılında 12 ülkenin katılımıyla kurulmuş olan CERN'in günümüzde 20 asil üyesine ilaveten Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 8 "gözlemci" üyesi vardır.

Kaynak: internethaber.com

Link to comment
Share on other sites

evet böyle bir şeyi duymuştum. bilim adamlarının bir tanesinin doğum gününde yapılacak denilmişti. o tarihi sabırsızlıkla bekliyorum. ölmeyi istediğimden değil :( Onların düşüncelerine göre Allah, dünyayı yaratırken bir şeyi eksik yapmış ve onlar dünyanın oluşumunu anlayıp o eksikliği gidereceklerini sanıyorlar... Bilim ilim irfan güzel de abartmamak lazım değil mi?

Link to comment
Share on other sites

evet böyle bir şeyi duymuştum. bilim adamlarının bir tanesinin doğum gününde yapılacak denilmişti. o tarihi sabırsızlıkla bekliyorum. ölmeyi istediğimden değil :( Onların düşüncelerine göre Allah, dünyayı yaratırken bir şeyi eksik yapmış ve onlar dünyanın oluşumunu anlayıp o eksikliği gidereceklerini sanıyorlar... Bilim ilim irfan güzel de abartmamak lazım değil mi?

kimin düşüncesine göre eksik yaratmış anlamadım böyle şeyleri nerden uyduruyorsunuz bunu da anlamıyorum...

Link to comment
Share on other sites

Abi adamlar yapıyor bide söyle düşünün bi etki tepki olayında bir gezegen bile oluşabilir bu benim kendi düşüncem

olmaz diye birşey yok ama tabi çok güsel bişey deniyolar adamlar bakalaım insallah basrı ile denenir olmadı hepimiz cennet-cehennemde görüşürz hadei allaha emanet olun :( kendinize dikkat edin

Link to comment
Share on other sites

farukozgursoy; nereden okuduğunuzu merak ediyorum böyle şeyleri olayın aslına gelcek olursak, dünyanın en büyük nötron hızlandırıcısı olan LHC hızlandırıcısı çalıştırılarak bir deney yapılacak ve bu deney sonrası Higgs cisimciği yani maddeye ağırlığını veren cisimcik aranacak tabi bunun yanısıra uzmanlar bir taşla kuş ordusu vurmayı amaçlıyor.Ayrıca evrenin %25'ini oluşturan karacisimde arananlar arasında daha geniş bilgi için

Atlas Deneyi, CMS Deneyi, LHCb Deneyi, Alice ve Totem Deneylerini araştırın

He bu arada şunuda söyleyeyim: 30 Kasım 2007 de Isparta'daki uçak kazasında hayatını kaybeden Engin ARIK ve beş arkadaşı da bu deneyde 8 görevli gözlemci Türk'ten altısıydı.

Link to comment
Share on other sites

bu bilimciler zaten dünyanın daha önce nükleer bi savaş yaşadığını düşünüyolar.Dertleri de yeni bir big bang ve genç bi dünya

tabi dinazorlarları da düşünürsek güzel bişey olcak :(

aile terbiyesi olmayan bu bilimcilerin yaptığına bak hele :(

Link to comment
Share on other sites

  • 2 ay sonra...

Büyük patlama"ya sadece 7 gün kaldı

Dünya ikiye bölündü: 10 Eylül'de yapılacak asrın deneyi Dünyanın sonu mu olacak?

10 Eylül'de Nükleer Araştırma Merkezi - CERN'de "asrın deneyi" yapılacak. "Büyük Patlama" (Big Bang) teorisini doğrulayacak deney için bilim adamları uyarıyor: "Dünyayı yutabilecek mini kara delikler ortaya çıkabilir."

Yıllardır üzerinde çalışıldı. 8 milyar doların üzerinde para harcandı. Yerin 150 metre altında, bilim kurgu filmlerini bile yaya bırkacak türden bir yer kuruldu. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük deneyini gerçekleştirmek için yüzlerce bilim adamı yerin altına indi ve gece gündüz çalıştı.

Sonunda her şey tamam edildi. Şimdi deney için geri sayım başladı. Tarih belli: 10 Eylül.

Deney, evrenin oluşumunu tetikleyen "büyük patlama" (Big Bang) teorisini doğrulayabilecek nitelikte. Bunun için nükleer deneylerden bile daha karmaşık sayılan "parçacık çarpıştırma" işlemi gerçekleştirilecek. Tehlikeli bir deney olduğu için yerin altında kurulan devasa laboratuvarda gerçekleştirilecek. Bu yüzden deneyi gerçekleştirecek olan ekip "güvenli ortam var" diyor ve deneyin yapılmasını savunuyor.

Kaos teorisyeni şiddetle karşı çıkıyor

Ancak bir başka grup bilim adamı dün müthiş bir uyarıda bulundu. Onlara göre bu deney o kadar tehlikeli ki "dünyanın sonu olabilir". Bu amaçla daha önce de deneyin durdurulması için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmuşlardı. Ancak AİHM, "Büyük Hadron Çarpıştırıcı" aleyhindeki başvuruyu reddetmişti.

Alman kaos teorisyeni Otto Rössler'in etrafında bir araya gelen insanların, AB'nin Nükleer Araştırma Merkezi (CERN)'in 10 Eylül'de hizmete sokacağı laboratuvarda yapılması planlanan "parçacık çarpıştırma" deneyine mani olabilmek için verdikleri dilekçeyi değerlendiren AİHM, başvuruyu geçen hafta reddetti.

Dünyayı yutabilecek mini kara delikler

İşte yeraltındaki dev tüneldeki "deney makinesi"Evrenin oluşumuyla ilgili "büyük patlama" teorisini doğrulayabileceği düşünülen deneye itiraz edenler, deney sonucu "dünyayı yutabilecek mini kara delikler" ortaya çıkması ihtimalini öne sürüyor ve Fransa-İsviçre sınırındaki CERN laboratuvarının kapatılmasını istiyor.

Vatandaş grubunun sözcüsü Viyanalı Markus Goritschnig, "Deney durdurulsaydı, şimdiye kadar hiç atılmamış bir adım atılmış olacaktı" dedi ve mahkemenin, yine de dava dilekçesini esastan görüşmesini beklediklerini belirtti.

Maddenin ilk kez kütle kazandığı ana gitmeyi planlıyorlar

"Mini kara deliklerin, bilinen en tehlikeli nesneler olabileceğini" söyleyen Goritschnig, deneye katılan 26 fizikçinin "ateşle oynadığını" iddia etti.

Bilimadamları, CERN deneyiyle fiziğin başlangıcına, maddenin ilk kez kütle kazandığı ana gitmeyi ve maddenin neden ve nasıl kütle sahibi olduğu sorusunu cevaplandırmayı tasarlıyor.

Dünyayı yutabilecek mini kara delikler

İşte yeraltındaki dev tüneldeki "deney makinesi"Evrenin oluşumuyla ilgili "büyük patlama" teorisini doğrulayabileceği düşünülen deneye itiraz edenler, deney sonucu "dünyayı yutabilecek mini kara delikler" ortaya çıkması ihtimalini öne sürüyor ve Fransa-İsviçre sınırındaki CERN laboratuvarının kapatılmasını istiyor.

Vatandaş grubunun sözcüsü Viyanalı Markus Goritschnig, "Deney durdurulsaydı, şimdiye kadar hiç atılmamış bir adım atılmış olacaktı" dedi ve mahkemenin, yine de dava dilekçesini esastan görüşmesini beklediklerini belirtti.

Maddenin ilk kez kütle kazandığı ana gitmeyi planlıyorlar

"Mini kara deliklerin, bilinen en tehlikeli nesneler olabileceğini" söyleyen Goritschnig, deneye katılan 26 fizikçinin "ateşle oynadığını" iddia etti.

Bilimadamları, CERN deneyiyle fiziğin başlangıcına, maddenin ilk kez kütle kazandığı ana gitmeyi ve maddenin neden ve nasıl kütle sahibi olduğu sorusunu cevaplandırmayı tasarlıyor.

KAYNAK;

http://www.chip.com.tr/konu/Buyuk-patlama-Dunya-yi-ikiye-boldu_8509.html[/CODE]

55100.jpg

10698.jpg

303040962_11a753bdfd.jpg

umalım da bilim kurgu filmleri gerçek olmasın dimi????????????

Link to comment
Share on other sites

Arkadaşlar ben bir fizikçi olarak olaya el koyyim :)

O tehlikeler binde bir ihtimal.. Ama deney süper olcak :)

Çok uzun zamandır üzerinde araştırılan projelerin çoğunun sonu çıkmaz olmuştu.. Kafalarda sürüsüyle "?" oluşmuştu.

Bu deney çoğu soru işaretini giderecek kadar büyük ve etkili ve çok süper ;)

Link to comment
Share on other sites

Teknoloji Geliştikçe Dünyanın Sorunları Dahada Çok Olduğunu Biliyormusunuz?

Her üretilen teknolojinin Bir eksi tarafı var.radyasyondan tutunda iklim değişikliğine kadar gidiyor.Birazda bunları nasıl çözeceğimizi düşünsek iyi olucak.

Ben hem Yeni teknolojilerin bulunma ve zararlı taraflarının çözümünün bulunması taraftarıyım

Link to comment
Share on other sites

ihtimal çok çok düşük 1000de 1 ihtimal dahi olsa deney yapılmazdı sayıyıyı hatırlamıyorum ama bir insana üst üste 4 hafta piyango çıkmasına eşitti tabi bu olmayacağı anlamına gelmez dünyanın sonunu farklı senaryolarda anlatan bir belgesel vardı ntv de çıkmıştı orada işlenmişti bu konu

Link to comment
Share on other sites

Yaratılış gerçeğini bir kez daha vurgulayacaktır bu deney. Ayrıca orada çalışan Türk'lerin de olduğunu biliyor musunuz?

arkadaşım tmm haklısın ama orda türk fizikçilerin olması olası patlamayı ve ortaya çıkaracağı sonuçları önlemez dimi hem şu ana kadar herkez konuya tek yönden bakıyo bence tmm bilim adamları araştırmış diyosunuz da başka bilim adaları da araştırmış o ne olacak birileri izin verdi die tüm dünyayı bir çıkmaza bile sürükleyebilirler ve daha doğmamış kişilerin hayatları kararabilir die düşünüyorum

Link to comment
Share on other sites

Dünya seninde söylediğin gibi hızlı bir çöküşde bence de. Yani bir sürü teknolojik zararlar meydana geliyor her saniye. Bunları düzeltmek için, yeni teknolojilere hız vermek gerek diye düşünüyorum ben.

Misal; İstanbulun yaklaşık 1 ay yetebilecek elektriği bir yıldırımın enerjisinde saklı. Ama biz bunu depolayamıyoruz.

Yani bu işin dönüşü yok kannımca. İlerlediğimiz kadar ilerleyeceğiz. ;)

Link to comment
Share on other sites

Dünya seninde söylediğin gibi hızlı bir çöküşde bence de. Yani bir sürü teknolojik zararlar meydana geliyor her saniye. Bunları düzeltmek için, yeni teknolojilere hız vermek gerek diye düşünüyorum ben.

Misal; İstanbulun yaklaşık 1 ay yetebilecek elektriği bir yıldırımın enerjisinde saklı. Ama biz bunu depolayamıyoruz.

Yani bu işin dönüşü yok kannımca. İlerlediğimiz kadar ilerleyeceğiz. ;)

dostum bunun bizle bir ilgisi yok dünyanın hiç bir ülkesi yıldırım enerjsi depolayamıyor bu dediğin şey şuan fiziksel olarak mümkün değil zaten

Link to comment
Share on other sites

Yüzyılın deneyinde büyük aşama

CERN, büyük çarpışma öncesi deneylere başlıyor. Yapımı yıllar süren atomatlı parçacık çarpıştırma cihazı kullanım aşamasına geldi. İlk deney 10 Eylül’de yapılacak; devamında gerçekleştirilecek deneylerle evrende küçük kara delikler oluşturulacak.

AA

Güncelleme: 10:37 TSİ 25 Ağustos 2008 Pazartesi

ANKARA - Evrenin oluşumundaki sırları araştıran Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN), büyük patlama deneyi için bir daha attı. Merkez, yapımı yıllar süren atomaltı parçacık çarpıştırma cihazını çalıştırılabilecek düzeye geldiğini ve 10 Eylül’de ilk deneyin yapılacağını duyurdu.

CERN’deki araştırmalara Türkiye’den katılan 50 bilim insanından biri olan ve bir süre önce Türkiye’ye dönen TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saleh Sultansoy CERN’deki bilimsel gelişmeleri izledi ve deney hakkında bilgi verdi.

290229.jpg

ÇARPIŞTIRICI ÇALIŞMA AŞAMASINA GELDİ

CERN’in dünya kamuoyunun odağı haline gelmesinin nedeninin “mühendislik harikası olan insanoğlunun kurduğu en büyük hızlandırıcı Large Hadron Collider-Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nın (LHC) çalışma aşamasına gelmesi” olduğunu vurgulayan Sultansoy, yerin yaklaşık 100 metre altında 27 kilometrelik tünelde kurulan bu çarpıştırıcının üzerinde 4 dev deney aletinin kurulduğunu belirtti.

Sultansoy, “Bunlardan ikisi, ATLAS (A Toroidal LHC ApparatuS) ve CMS (Compact Muon Solenoid), genel amaçlı detektördür. ALICE (A Large Ion Collider Experiment) detektörü maddenin yeni hali olan quark-gluon plazmasını, LHCb (Large Hadron Collider beauty) deneyi ise evrenin oluşumunu sağlayan madde-antimadde asimetrisini incelemek için tasarlandı.”

10 EYLÜL’DE DENEYİN ÖNEMLİ BİR ADIMI ATILACAK

8 Ağustos 2008’de ilk protonların ön hızlandırıcıdan ana hızlandırıcıya başarılı bir şekilde aktarıldığını anımsatan Sultansoy, 10 Eylül’de ilk proton demetinin ana hızlandırıcıda devrinin sağlanması çalışmasının yapılacağını bildirdi.

Sultansoy, böylece yapımı yıllar süren “atomaltı parçacık çarpıştırma cihazı”nın çalıştırılma aşamasına geldiğini söyledi.

Bu deneyin ardından Ekim ayının başında da 5 teraelektronvolt (TeV) enerjiye sahip proton demetlerinin çarpıştırılmasının öngörüldüğünü anlatan Sultansoy, CERN’deki çalışmalarda evrenin oluşum sırlarıyla ilgili yeni bilgilerin de 2009 yılının sonlarından itibaren alınmaya başlanmasının öngörüldüğünü aktardı.

Sultansoy, “Son araştırmalara göre, 2009’un sonlarında deneyler sonunda mini kara delikler görme olasılığı ortaya çıkacak. Ancak büyük patlama henüz olmayacak. Evrenin oluşmasıyla ilgili bilgilere bu tarihten sonra ulaşılmaya başlanacak. 10 Eylül’deki deneyde de büyük bir adım atılacak. Protonların 27 kilometrelik ana halkada dönmesini göreceğiz” diye konuştu.

290230.jpg

EVRENİN EN SOĞUK YERİ

Dünyanın 300 Kelvin, evrenin ise 2.7 Kelvin dolayında bir sıcaklığa sahip olduğunu, CERN’deki sistemin ise 1.8 Kelvin sıcaklıkta çalıştığını belirten Sultansoy, “Dolayısıyla CERN, evrenin en soğuk yeri.. Bu pek çok anlamda mühendislik harikası. 10 Eylül’den itibaren hızlandırıcıların çalıştırılması aşamasına girmiş olacağız” dedi.

Sultansoy, 10 Eylül’de yapılacak deneyde dünyanın pek çok bölgesinden gazetecinin deneyi izleyeceğini ve kamuoyu ile sonuçları paylaşacağını söyledi.

290231.jpg

“CERN’DEKİ İLERİ TEKNOLOJİLER NELER OLACAK?”

CERN’deki teknolojilerin üç ana konu etrafında odaklandığını belirten Sultansoy, bunları evrenin oluşum sırlarını ortaya çıkarmayı hedefleyen “hızlandırıcı teknolojileri”, “detektör teknolojileri” ve “bilişim teknolojileri” olarak sıraladı.

Hızladırıcı teknolojisi olmadan bilim ve teknolojide hemen hemen hiç bir alanda geleceğin teknolojilerinin oluşturulamayacağına işaret eden Sultansoy, detektör teknolojilerinin de başta savunma sanayi olmak üzere pek çok alanda kullanıldığını söyledi.

CERN’deki araştırmalarda dünyanın en önemli bilişim teknolojilerinin geliştirilmeye başlandığını, dünya genelinde pek çok bilgisayarın ortak kullanılmasını sağlayacak “Grid” teknolojisinin en ileri araştırma aşamalarının da burada yapıldığını kaydeden Sultansoy, Grid’in www sisteminin bir üst sistemi olduğunu ve bu teknoloji sonucu gelecekte yaşanacakların tahmin bile edilmesinin zor olduğunu belirtti.

Sultansoy, “Özellikle e-devlette her mesleğin bilgi alışverişinin çok hızlı yapılacağı dünya genelinde ortak bilgisayar ağı oluşturacak grid projesinin temelleri de burada atılıyor. CERN’in yıllık ürettiği bilgi miktar 15 milyon GB dolayında” diye konuştu.

290232.jpg

CERN’DEKİ TÜRKLER

12 Avrupa ülkesi tarafından İsviçre-Fransa sınırında bulunan Cenevre’de 1954 yılında kurulan CERN’in, bugün dünyanın en büyük yüksek enerji fiziği laboratuvarı olduğunu belirten Sultansoy, bu merkezin Avrupa’nın nükleer fizik alanında ABD ve Rusya ile rekabet eder düzeyde olmasını sağlamak amacıyla kurulduğunu anlattı.

1999 yılında Bulgaristan’ın katılımı ile CERN’e üye ülke sayısının 20’ye yükseldiğini ve Avrupa başta olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinden 6 bin 500 dolayında bilim insanının buradaki araştırmalarda yer aldığını ifade eden Sultansoy, “Türkiye, maalesef halen gözlemci statüsünde. Ancak son üç yılda yetkililerin çabalarıyla büyük bir canlanma başladı” diye konuştu.

Kuruluşundan itibaren CERN hızlandırıcıları sayesinde pek çok yeni parçacık bulunduğunu aktaran Sultansoy, özellikle 1970’lerde nötr zayıf akınlar ve zayıf etkileşmeleri taşıyıcısı olan elektromanyetik etkileşmelerin taşıyıcısı fotonun büyük kütleye sahip benzerleri, 1980’lerdeki W ve Z bozonların CERN’de yapılan bulgular arasında olduğunu ve bunların Nobel Ödülü aldığını belirtti.

Bu çalışmaların Kasım ayı ortalarında tamamlanmasının ardından gelecek yıl da asıl amaç olan 7 TeV’lik proton demetlerinin çarpıştırılmasının planlandığını aktaran Sultansoy, “Bu durumda ilk bilgilerin 2009 yılının yaz döneminde fizik camiasına aktarılması söz konusu” dedi.

Türkiye üniversitelerinden ve TAEK’ten yaklaşık 50 bilim insanının CERN’de yapılan araştırmalara katıldığını anımsatan Sultansoy, bunun yanında 10 bilim insanının da ABD, İngiltere ve benzeri ülkelerin üniversiteleri üzerinden CERN’de çalıştığını belirterek, şunları söyledi:

“Bu sayıya ulaşmamız geçen yıl düşen uçakta kaybettiğimiz Prof. Dr. Engin Arık önderliğinde ve Türk Fizik Derneği başkanlığı desteği ile yaptığımız mücadelenin sonucu. 10 yıl önce bu sayı 10 kişiyi bile bulmuyordu. Son yıllarda Başbakanlığın, DPT’nin ve TAEK Başkanının desteklerini özellikle vurgulamak gerekiyor. Tüm bunların yanı sıra Türkiye, mutlaka CERN üyesi olmak zorunda. CERN’de ortaya çıkan yeni teknolojilerden üye ülkeler yararlanabilecek. Ancak gözlemci ülkelerin ne kadar bilgi alabileceği henüz belli değil.. Temel fizikle ilgili konular büyük olasılıkla açık olacak, ancak teknolojilerle ilgili bilgilerin ne kadarının açılacağı belli değil.”

CERN’deki ATLAS deneyinde Boğaziçi ve Ankara Üniversitesi, CMS deneyinde ODTÜ, Çukurova ve Boğaziçi üniversitelerinin doğrudan katıldığını ancak, diğer bazı üniversite elemanlarının da bu dört üniversite üzerinden CERN’deki araştırmaları izleyebildiğini anlatan Sultansoy, Türk araştırmacıların deneylere katkısıyla ilgili şunları kaydetti:

“İki yıl önce Doğuş üniversitesi LHC ile doğrudan bağlantısı olmayan CAST deneyine ve bu sene Yıldız Teknik Üniversitesi ALICE deneyine katıldı. Maalesef bu deneylerin kullandığı detektörlerin yapımına önemli bir katkıda bulunamamışız. Ama Trigger and Data Acqusition-Tetikleme ve Veri Algılama ve detektör elemanlarının testi ile ilgili çalışmalarda faal olarak özellikle Boğaziçi ve Çukurova grupları yer alıyor. Bununla birlikte Türk grubu, ATLAS deneyinin fizik araştırma programının hazırlanmasında önemli katkılarda bulundu ve bu kapsamda veri alma hazırlıklarında çalışmalarımız devam ediyor.”

Prof. Dr. Saleh Sultansoy, Türk araştırmacıların hızlandırıcılar konusunda CERN’de 2020’li yıllarda kurulması planlanan Compact LInear Collider-Kompakt Doğrusal Çarpıştırıcı (CLIC) projesi çalışmalarına katıldığını ve bu kapsamda ilk defa genç bilim insanlarının ve yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin en ileri hızlandırıcı teknolojilerden biri ile ilgili doğrudan deneyim kazanma imkanına sahip olduklarını sözlerine ekledi.

Please register to see this content.

Link to comment
Share on other sites

Dünya seninde söylediğin gibi hızlı bir çöküşde bence de. Yani bir sürü teknolojik zararlar meydana geliyor her saniye. Bunları düzeltmek için, yeni teknolojilere hız vermek gerek diye düşünüyorum ben.

Misal; İstanbulun yaklaşık 1 ay yetebilecek elektriği bir yıldırımın enerjisinde saklı. Ama biz bunu depolayamıyoruz.

Yani bu işin dönüşü yok kannımca. İlerlediğimiz kadar ilerleyeceğiz. :D

Bi gün bilim adamı olursam bu konunun üzerine eğileceğim ;) aslında okadar imkansız olmamalı ya sadece boyutu çok büyük bir projeyle hayata geçirilebilir sanki? hoşuma gitti bu fikir:D

Link to comment
Share on other sites

BBC Türkiye [Video]

http://www.bbc.co.uk/mediaselector/check//turkish/meta/dps/2008/09/080910_cern_start?size=16x9&bgc=003399〈=tr&nbram=1&nbwm=1&bbram=1&bbwm=1[/CODE]

BBC Türkiye [Radyo Haberi]

[CODE]http://www.bbc.co.uk/mediaselector/check//turkish/meta/dps/2008/09/080910_cern_erhan?size=au&bgc=003399〈=tr&nbram=1&nbwm=1&bbram=1&bbwm=1[/CODE]

Kanal D Haber [Video]

[CODE]http://www.kanaldhaber.com.tr/haberdetay.aspx?haberid=17457&catid=34[/CODE]

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...