Jump to content

Erke'nin Sırrına Patent Alındı


BrightBlade

Recommended Posts

Erke'nin sırrına patent alındı

08 Temmuz 2008 Salı 10:54

66590.jpg

Asrın buluşu olarak nitelendirilen Erke Dönergeci'ne patent alındı. Erke'nin ilginç tasarımı ise ilk kez ortaya çıktı.

Üst düzey emekli komutanların katıldığı gösterişli bir tören ve reklam kampanyasıyla tanıtılan, ancak geçen 1.5 yıl içerisinde bir daha haber alınamayan “asrın buluşu Erke Dönergeci” çalışmaları sessiz ama derinden devam ediyor. TPE’den (Türk Patent Enstitüsü) patent aldığı ortaya çıkan Erke Dönergeci, şimdi de uluslararası patentin peşinde.

Erke Dönergeci için 10 Ekim 2006 tarihinde yapılan patent başvurusu sonuçlandı. TPE’nin, Erke Dönergeci’ne verdiği patent 21 Mayıs 2008 tarihli ve 2008/5 sayılı TPE Resmi Patent Bülteni’nde yayımlandı. Erke Araştırmaları Mühendislik AŞ., buluşun uluslararası patentine sahip olmak amacıyla Türkiye’nin de üyesi olduğu İsviçre merkezli WIPO’ya (World Intellectual Property Organisation - Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı) başvurdu. Erke buluşu WIPO’nun 17 Nisan 2008 tarihli bülteninde de “Gyroscopic apparatus” (Denge çarkı cihazı) başlığı ve PCT/IB2006/054206 uluslararası başvuru numarasıyla yayımlandı.

Erke Dönergeci için patent alındı. Patent belgelerinde Erke Dönergeci ”F16B 1/00“ tasnif koduyla anılıyor

ERKE NASIL ÇALIŞIYOR?

Sır gibi saklanan Erke Dönergeci, patent belgesinde şöyle tanımlandı: “Bu buluş, erke üreten bir kuvvet makinesi ve bu makinenin çalışma yöntemi ile ilgilidir. Daha da özellikle bu buluş ilk hareket verildikten ve güç elde edildikten sonra hareketin devamı ve erke üretilmesi için sistemin dışından erke girişi gerekmeksizin çalıştırılabilen ve verimi 1’den büyük olan bir kuvvet makinesi ve bunun çalışma yöntemi ile ilgilidir. Halihazırda erke üreten sistemlerde, örneğin pistonlu buhar makinesi, buhar türbini, gaz türbini, su türbini, rüzgar türbini, benzin motoru, dizel motoru, elektrik motoru, nükleer santral, esas çalışma prensibi mevcut erkenin başka bir yapıdaki erkeye dönüştürülmesidir. Bu sistemlerin erke üretebilmesi için sisteme dışarıdan devamlı erke uygulanması gerekmektedir. Ayrıca, dönüşüm kayıplarından dolayı bu sistemlerin verimi de 1’den büyük olamaz.”

Erke Dönergeci’nde ise yükten dolayı gelen direnç makinenin bünyesinde elde edilen güç ile karşılanır. Erke üretme yöntemi ile çalışan makinelerde bir ilk hareket tertibatı vardır. Makine kendi kendine çalışmaya devam edecek hale gelinceye kadar bu tertibat vasıtasıyla makineye güç verilir. Makine çalışmaya başlayınca çıkışta sisteme verilen güçten daha fazla bir güç elde edilir.

DÖNDÜRMEK YETERLİ

Dönergec'in çalışması için kendi ekseni etrafında döndürülmesinin yeterli olduğu ve ayrıca bir enerji kullanımına gerek olmadığı da anlatılıyor: “İvmelendirme hareketinin devamlılığının sağlanabilmesi için dönergecin kendi ekseni etrafındaki dönüş hareketinin ve uygulanan momentin devamlılık arz etmesi gerekmektedir. İvmelendirme hareketinin gerçekleşmesi için dönergecin kendi eksenindeki dönüş hareketine verilmesi gereken erke miktarı dönergecin kendi eksenindeki dönüş hareketine karşı olan dirençleri yenecek kadardır. İvmelendirme hareketi neticesinde maddenin atalet özelliğinden dolayı maddesel noktaların içinde kuvvetler meydana gelir. Bu kuvvetlerin bütünü iç etki kuvvet alanını meydana getirir. Erke Dönergeci’nde herhangi bir yakıt kullanılarak güç üretilmediği için çevreye zarar verilmemektedir.”

ERKE'NİN İLK RESİMLERİ

Erke buluşunun temel özelliği, “ilk hareketi verdikten sonra sürekli enerji üretme yeteneğine sahip olması” olarak gösteriliyor. Diğer her türlü makineye enerji üretebilmesi için sürekli olarak dışarıdan enerji verilmesi gerekiyor. Erke Dönergeci ise ilk hareket verildikten ve güç elde edildikten sonra hareketin devamını sistemin dışından başka bir erke girişi gerekmeden kendisi sağlıyor.

KOD ADI F16B

TPE’nin hazırladığı Patent belgelerinde Erke Dönergeci ”F16B 1/00“ tasnif koduyla anılıyor. Buluşun sahibi ”Mustafa Naci Öztürk“. Patent Başvurusunu yapan firmanın adı ”ERKE Erke Araştırmaları ve Mühendislik A.Ş.“ Buluş başlığı, ”Erke üreten bir kuvvet makinesi ve bunun çalışma yöntemi “. Başvuru Numarası 2006/05622. Evrak Numarası ”2006-G-171054”

Kaynak: İnternethaber

Bu konu hakkında ki yorumları merak ettiğimden bu başlığı açtım. Bende nacizane kendi yorumumu ekleyeceğim.

Link to comment
Share on other sites

Tüsk insanın zekasını yabancı ülkeler için kullanması açıkça cok zoruma gidiyor bu yüzden bir cok bilim adamı daha iii şartlar ve daha iyi bir hayat kosulu ile kandırılıp yurt fışına transfer edildi Bilim Adamı Oktay Sinanoğlu , Doktor Mehmet Öz ,Değerli Mamtematikçi Cahit Arf vb. adı aklıma gelmeyen binlerce bilim adamı sürtünmeyi sıfıra indiren bir bulus daha vardı ama Ayrıca Ankaferd tıpta yüzyılın bulusu deniyor iç kanamayı durduracağına inanılıyor Ülkemizin böyle bilim adamlarına ihtiyacı var.İlerde ülkemize yararı olacağı inancındanyım hidroelktrik santrellerin yerini alabilir geliştirilmiş bir prototip aracılıgı ile kendi kendine enerji üreterek su ve komur kullanımını en aza indirgeyebiliriz mesela.

Ne Mutlu Türküm Diyene

Link to comment
Share on other sites

He eklemeyi unuttum yoğuşmalı kombide bile sürtünmeyle kaybedilen enerji (yani ısı) ekstra bir güç uygulanarak geri kazandırılıyor ve verim %110 lara çıkarılıyor.Ama bu makine de %110 dan daha fazla verim elde edilebilir gibime geliyor.Ekstra bir güç verme işlemi yoksa bu aynı zamanda direncinde en fazla sıfır olduğu anlamına gelir.Ki dünyada bunun bir benzeri olduğunu sanmam...

Link to comment
Share on other sites

Q1-2 – W1-2 = E2 – E1 = (U2 – U1) + (1/2) m (V22 – V12) + m g (h2 – h1)

Direk termodinamiğin 1. yasasıyla girdim konuya :) Burada alt indisleri yazamadım kusura bakmayın, internette de araştırırsanız bulursunuz.

Bilmeyenler için terimsel açıklamada yapayım;

Q1-2= Hal değişiminde ısı değişimi (deltaQ da denilebilir ama termodinamik yasalarında kitaplar genelde hal değişimini 1-2 alt indisiyle verir)

W1-2=Hal değişiminde iş değişimi

E1 = İlk haldeki enerji / E2= 2. (yada duruma göre son) haldeki enerji

U1 =ilk halde ki iç enerji /U2= ikinci haldeki iç enerji (iç enerjinin kısa bir tanımını yapayım: Madde atomlarının (parçacıklarının) birbirlerine çarpmasından oluşan enerji ki bu enerji ısı ile açığa çıkar, hareket eden her cisim ısı üretir)

m- kütle

V1/V2= ilk ve ikincı hız

g=yer çekimi ivmesi (9,81m/snkare)

h2/h1=yükseklikler

Bu bilinen adıyla enerji korunum yasasıdır yani enerji yoktan var edilemez ve yok edilemezin bilimsel ve formülüze edilmiş kanıtı. Bu kural bilim dünyasında kabul değil kanundur. Kanıtlanmış ve değiştirilemez. Eğer merak eden olursa formülüzasyonu açık olarak da anlatabilirim.

Burada önemli olan yoktan var edilemez kısmı bizim için. Erke yaptığı ilk enerji ile sürekli dönen bir "motor" üretmiş. Tamam bu olabilir birşey, hava sürtünmesini yok edersek yapılabilir. Lakin bunu mekanik enerjiye dönüştürürsek enerji kaybı yaşanır. Bu kaybı sistemin yani erkenin değimiyle "motor"u beslemek gerekmektedir. İşte termodinamikle (yada fizik, dinamik vs.) çakışan nokta burada başlamaktadır. Ee başlangıçta Newtonun 1. yasası gereği eylemsizlik uygulayıp(F/a) sistemi kurdunuz ama sisteminiz dışarı enerji vermeye başlayınca eylemsizlik biter. İvme ve kuvvet azalır. çünkü üretilen hareket enerjisi mekanik enerjiye oradan ister elektrik ister tekrar hareket enerjisine çevrilecektir. Bu enerjilerin bir üretimi olmalıdır, çünkü enerji yoktan varedilemez.

Erke bu enerjiyi ya iman gücünden:), ya da radyoaktif bir kuvvetten alıyor sanırım. Kaldi ki radyoaktif kuvveti nasıl radyasyon yaymadan koruyacaklar oda şüphe ******üren bir süreçtir. Bulabilecekleri en iyi şey radyoaktif kuvveti sağlık sorunu vermeden hapsedebilmektir. Bu kuvvet uzun süre boyunca elektrik üretebilmektedir.

Bunun dışında manyetik alan etkisi uygulayabilirler. Bu sayede enerji üretimini ve çarkın dönüşünü sürekli yaparlar ama bu kuvvet çok küçük kalcaktır. Eğer kuvveti çok yükseltmek istiyorsanız elektrik vermek zorunudasınız ki buda mantığa aykırı gelir. Birkaç tonluk mıknatıslar kullanıyorlar heralde erkede.

Sonuca gelirsek; tüm fizik yasaları yok sayıp, yoktan enerji ürettiklerini söyleyen bir grup ihtiyar bizimle eğleniyor. Başka da birşey olamaz.

Blackman sakın başka bir yerde iş ortamında felan verim %100 yada dafa fazla olabilir deme, gülerler. Verim asla 1 (%100) olamaz.

Şöyle söyleyebilirim, ne zaman rijit (şekil değiştirmez) yada izotrop malzeme (her yönde aynı genleme özelliğini gösteren malzeme) keşfederler o zaman bu düşünceye biraz daha yaklaşırlar. Teoride herşey kabuldür ama pratikte asla ve asla verim 1 (%100) olamaz. Otto (benzin motoru) motorunun bile standart verimi %20 iken (enjeksiyon sistemi ile %35e kadar çıkartılabiliyor) %100 verimli motor üretmenin imkanı var mı sizce? Kaldı ki otto en kullanışlı motor sistemidir. Diesel ve Wankel kullanımı çok daha azdır ottoya göre. İşin içine mekanik girdiğinde verim düşer. Bu asla engellenemeyecek birşeydir. Tabi rijit ve izotropik malzeme üretmedikleri sürece. Enerji iletilirken yada başka enerjiye çevrilirken, sürtünmeden ve çevreye ısı vermesinden ötürü verimi düşer.

Link to comment
Share on other sites

Manyetik olarak çalışan böyle bir motorun üretimi rusyada zaten mevcutmuş. Noadyum mıknatısıyla benzerini çalıştıran arkadaşlar var, tabi %100 performans almak için mühendislik lazım.

Link to comment
Share on other sites

Bende onu diyorum zaten Bright. İmkansız gibi birşeyi başardıklarını iddia ediyorlar.Dediğin gibi verim hiç bir zaman 1 olamaz.Direnç ve sürtünmeler ile mekanik enerjiye döndürülme sırasında enerji kayıpları herhalukarda yaşanır.Ben böyle birşey yaptılarsa.... olarak kabul edip yorum yaptım...Ama bu yoğuşmalı kombi olayı gerçekten var lakin dediğim gibi ekstra bir enerji ile bu verimi elde ediyorlar.Yani yaptıkları tam manasıyla %110 verim almak değil...

Link to comment
Share on other sites

Bende onu diyorum zaten Bright. İmkansız gibi birşeyi başardıklarını iddia ediyorlar.Dediğin gibi verim hiç bir zaman 1 olamaz.Direnç ve sürtünmeler ile mekanik enerjiye döndürülme sırasında enerji kayıpları herhalukarda yaşanır.Ben böyle birşey yaptılarsa.... olarak kabul edip yorum yaptım...Ama bu yoğuşmalı kombi olayı gerçekten var lakin dediğim gibi ekstra bir enerji ile bu verimi elde ediyorlar.Yani yaptıkları tam manasıyla %110 verim almak değil...

Şimdi yoğuşmalı kombilerin çalışma şekli açığa çıkan su buharını eşanjörler (ısı değiştirgeçleri) vasıtası ile sisteme geri kazandırmaktır. Yani kayıbı biraz daha düşürmektir. Sonuç olarak dış ortam sıcaklığı metal sıcaklığı, yanma oranı, sisteme giren oksijen oranı, ısıtılan suyun tesisat boyunca kayıbı gibi durumları göz önüne alısak verim %60-65lerde çıkar ki buda zaten iyi denilecek sistemlerde olur. Yoğuşmalı kombilerde petek alanı büyüktür. Sebebi ise yoğuşma ısısının normal kombiye göre düşükolmasıdır. Petek alanını büyütmek ortam ısısını yükseltecektir ama verimde düşme yapacaktır.

Bunun gibi birçok sebep söyleyebilirim. %100 verimle çalışan eşanjör bile yoktur bırakın kombiyi.

Link to comment
Share on other sites

Aranızda fizikçi var mı üstad valla ülkemizde ne Albert Einstein lar varmışda bizim haberimiz yokmuş açıkça solemek gerekirse boyle bilgili insanların sohbetine nail olduğum için çok mutlu oluyorum sayenizde oturdugum yerden bir şeyler öğreniyorum,her ne kadar en nefret ettiğim ders fizik olsada :clapping:

Link to comment
Share on other sites

%110 verim satış politikasıdır. Bu doğalgaz dersinde de ekonomi dersinde de anlatılır bizim bölüm için.

Erkeye gelince, Bright açıklamış ne varsa. İşin felsefi boyutu giriyor devreye. Yoktan bir şey var edilemez. Ee ama diye gider bu.

Link to comment
Share on other sites

ama unutmayin ki bugune kadar bulunan her icat her ilac ve hatta cicek asisi bile imkansizlardan cikmistir. imkansizi istiyorlar yakinini bulmaya calisiyorlar eger yapiyorlarsa birseyler.

Link to comment
Share on other sites

cummancım imkansız kuramları yok etmektir. Yeni bir teknoloji geliştirebilirsin. Verimi %99 olur ve 20 yıl gider misal. Bunları yapabilirsin. Lakin tüm fizik kurallarını (kanunlarını) hiçe sayıp yeni birşey yapamazsın. Bu kanunlar evrenin sınırlarını çizerler. Yapılacakların sınırlarını.

Şimdi verimin neden 1 olamayacağını genel olarak bahsedeyim.

Biraz kafa karıştıracak ama genel olarak anlatmaya çalışayım termodinamiğin 2. yasasını ve bu yasanın en büyük kanıtını.

Öncelikle Kelvin-Planck Bildirisi'ni termodinamik yasalarına özelliklede ikinci yasaya ekleme yapılan bildiriyi genel olarak yazayım: Herhangi bir ısı kaynağından çekilen ısıya eşit miktarda (eşit çok önemli, çünkü burada devreye entropi giriyor) iş yapıp, başka hiçbir enerji ihtiyacı olmadan bir döngü elde edilemez ( erke gibi devir daim yapan bir makina yapılamaz!).

Aslında bu bildiri genel olarak ikinci yasayı açıklar. Yasada ki açık ise entropidir. Aslında açık değildir yasayı doğru kılan olaydır. Entropi tam olarak açıklanamayan bir durumdur. Entropi için Boltzmanın verileri göz önünde tutulur. Zaten entropi hesabında kullanılan sabitin adıda Boltzman Sabitidir (S = k log W S; entropi k; Boltzman Sabiti logW; ise anlatması en güç ama genel olarak enerji ile sıcaklığın değişiminin logaritmik oranı denilebilir). Entropinin terimsel açıklamasına gelirsek bu da en kaba şekliyle, mekanik bir çevrimde işe çevirilemeyecek ısı enerjisidir. Yani elde edilen enerjiyi işe çevirirken ısıya dönen enerjidir.

Entropi çoğu zaman 0K'de (-273C) -dereceleri koyamadım- 0'a yaklaştığı kabul edilir. Bunun dışında entropi zamanla artan bir durumdur. Zaten makina ömrünü etkileyen önemli faktörlerden biridir. Entropinin zamanla arttığı ve biyolojik süreci (insan, hayvan, bitki alemindeki etkisi) değiştirdiği bilimsel olarak araştırılmış ve çoğunlukla kanıtlanmıştır. Entropi düzensiz ve kullanılamayan bir enerjidir. Nedeniyse hapsedilemeyen bir enerji olmasıdır. Sırf bu durum yüzünden Dünya'da ki tüm enerjilerin entropiye dönüşeceği düşünülmektedir ki bu da Dünya'nın sonu demektir. Tabi Dünya'mız kapalı bir sistem olmadığından (Güneşten sürekli enerji alıyor) bu varsayım için milyarlı yıllardan söz edilebilir.

Konumuzdan da sapmadan görüldüğü üzere termodinamiğin 2. yasası, entropi desteğini de arkasına alarak bu sistemin olanaksız olduğunu anlatmaktadır.

Zaten Boltzman'ın da değimiyle "Bir sistem dışardan enerji almadan sürekli iş ya da enerji üretebilse düzen düzensizliğe, düzensizlik ise kaosa dönüşecektir. Bu doğanın en büyük dengelerinden biridir".

Entropinin bilinen diğer adı ise free energy, yani özgür enerjidir. Bunu da eklemek istedim.

Çok yüksek verimle enerji üretebiliyorlardır belki ama sıfırdan değil. Umarım anlatabilmişimdir biraz daha net olarak. Bir de erkenin ingilizce olarak hazırladığı patent yazısında verim çok yüksek deniliyormuş, Türkiye'de hazırladıklarında 1den büyük deniliyordu.

Link to comment
Share on other sites

Bu tartışmalar bana bir sözü hatırlattı.

Şimdi ben boşuna mı yazdım bu kadar yazıyı? Yazdıklarımı dikkatli okuyun ve bu kanunların doğanın ve evrenin kanunları olduğunu ve bu kanunları yenmenin dünyanın sonu olduğunu iyice bir idrak edin bence.

Link to comment
Share on other sites

erke miktarı dönergecin kendi eksenindeki dönüş hareketine karşı olan dirençleri yenecek kadardır

burası biraz düşündürücü

eğer bu cihaz elektirik motorlarını ele alırsak verim in %100 olması imkansız neden mi?

iletkenleri kesen kuvvet akımları ile aynı hıza geleceğinden kuvvet akımları iletkene etki etmiyecek ve otomatikman dönüş hızı azalacaktır nasıl bir sistemdir ki bunu daha fazlaya cıkartacak... çıkışa inverter mü koydular ne... ;)

Link to comment
Share on other sites

Şimdi ben boşuna mı yazdım bu kadar yazıyı? Yazdıklarımı dikkatli okuyun ve bu kanunların doğanın ve evrenin kanunları olduğunu ve bu kanunları yenmenin dünyanın sonu olduğunu iyice bir idrak edin bence.

bright sence evrendeki fizik kanunlarinin yuzde kacini kesfettik simdiye kadar?

fizik kanunlarinin etkilesimlerinden yeni fizik kanunlari dogar bunu atlama,

ve surekli yeni bir kanun kesfetme ihtimalimiz ve bu kanunun diger kanunlarla etkilesimlerinden su an icin imkansiz dediklerimizi mumkun kilan ongorulemez sonuclar cikma ihtimali her an mevcut.

bakis acimizi bildiklerimizle sinirlamak yerine bilmediklerimizle genisletmeliyiz bence.

bence 1 verim imkansiz deil sadece su an icin bildiklerimiz bize imkansiz oldugunu soyluyor,

denenen benzer bir proje ve arasira gundeme gelen bir teorinin linklerini vermek istiyorum sadece

Please register to see this content.

Link to comment
Share on other sites

Bakın olayı farklı boyuta getirmeye gerek yok. 1 Verim imkansız olmama ihtimali var, entropiyi 0larsanız tabi ki verim 1 olur (Daha önce belirttiğim gibi 0K). Perendev makinasını da ayrıca isterseniz açıklarım çalışma mekanizmalarıyla. Bu konuda bilinmesi gereken manyetik enerjinin de sınırsız olmadığıdır ve düzensiz olmasıdır. Bununla beraber dış ortamda kullanımının diğer metalleri etkilemesinden ötürü çok ama çok zor olmasıdır. 0 nokta enerjisinden de bahsettim ki bu entropinin en düşük olduğu noktadır. Verimin en düşük ama çalışma koşullarının en zor olduğu nokta. -273C'da çalışan makina biliyor musunuz siz?

İsterse milyon tane kanun bulunsun. Bu durum var olan kanunların etkisini yada kapsamını kısıtlamaz, değiştiremez. Anayasa değil ki bu tartışılarak değiştirilsin.

Sonuç olarak yeni kanunlar üretilebilir tabi ki ama eski kanunları yok edemezsiniz. Ve siz bir makina yapıp bu kanunlardan bir çoğunu görmezden geliyorsanız kusura bakmayın o dediğiniz olanaksızdır. Yeni ve verimi çok yüksek olan icatlar, teknoloji ürünleri bulunabilir ama biz burada erkenin açıkladığı aleti konuşuyoruz. Erkenin makinası enerji almadan enerji üretiyor. Biz buna imkansız diyoruz, kaldı ki hangi bilim adamına sorsanız bunun imkansız olduğunu söyler. Erke belki başka bir alet buldu ve bu duyuruyu şaşırtma olarak vermek istiyor o da olabilir. Yine de milletle dalga geçmekten öteye gidemez bu söylevler. Gelecek bize elbet yenilikler sunacak. Özellikle nano teknoloji ile. Kayıp enerji oranları elbette azalacak. Düşünün ki en verimli motorlardan biri olan otto motoru dahi %35 (enjeksiyon vs. olmadan) verimle çalışıyor. Bu oranı %70lere çıkartıldığını düşünün, benzin ihtiyacının 100kmde 1-2 litre olması bu teknolojiyle mümkün ama unutulmamalıdır ki bazı sınırlarımız var ve bunları geçemezsiniz.

Ve bir de şöyle bir gerçek var küresel ısınma arttıkça entropi de artmaktadır. Yani teknoloji bize entropiyi yenmenin yollarını sunsada doğaana buna engel oluyor ve görüyoruz ki yavaş yavaş kendi sonumuzu hazırlıyoruz.

Yeni kanunlar elbet oluşur ama var olan kanunlar değişmez, bu sebepten yoktan enerji yaratma lüksü kimsede hiçbir canlıda olamaz.

Link to comment
Share on other sites

İmkansız dediğim bazı şeyler sadece bizim imkansız dememizle kalıyor bundan bir kaç yıl önce eğer boyle bir icadın varlığından söz edilseydi %100 hepimiz İMKANSIZ derdik ama şimdi imkansız olarak nitelediğimiz bir icadın patenti alındı düşünün İmkansız sadece insaoğlunun verdiği bir nitelemedir İMKANSIZ diye birşey yoktur...

Link to comment
Share on other sites

Aslında brighttan önce ben yazıcaktım ama yazabileceğim ne varsa yazmış mübarek bana fazla söz düşmedi.Benim tek söyleyebileceğim bunun bir Siyasi ilişkisinin ortaya çıkabileceğidir.Zaten böyle bir makinanın tanıtımı neden emelki askerlerle yapılsın bu da var.Ayrıca yapıldığı iddia edilen olayın bir benzerini İrlanda'lılarda söylemiş ama onlarda sergilerini "TEKNİK" sorunlar nedeniyle iptal etmek zorunda kalmışlar.Daha ayrıntılı bilgi için "Steorn" olarak araştırın...

Link to comment
Share on other sites

is=kuvvet*yol deil mi

Termo dinamigin belli bir yasasi vardir ilk tahrik olmadan hicbir islem olmaz

o halde kuvvetin oldugu her yerde eger yol aliniyorsa bir is var denebilir.

kutlecekim bir kuvvet olduguna gore is elde etmek icin bir cisme sadece bir yol aldirmak yeterli.yercekimi kuvvetinden is elde etmek cok zor ama yercekimine benzer miknatis icin is elde etmek daha mumkun gorunuyor.

bu kuvvetleri uygun bir duzenekte harekete donusturebildik diyelim

is normalde bir enerji donusumu oldugunua gore bu enerji nerden gelmekte?

bir zamanlar Quantum fizigi pozitif bilime uymuyor diyerek inkar edilirdi

miknatisin ve yercekimi enerjisinin kaynagi hala muamma,

ve nasil atom cekirdegi etrafinda + ve - kutuplar sonsuza dek devir daim donuyorlar?

demek boyle bir duzenek dogada zaten var!

hala bilmedigimiz cok sey var ve imkansiz diye birsey yok,sadece simdilik imkansiz var...

(derlemedir)

Please register to see this content.

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...