Jump to content

TÜrk Olmak


redsco

Recommended Posts

“Türk olmak

Aslında çok şeydir, Türk olmak.

Türk olmak, Osmanlı'nın borcunu ödemektir. Hovarda babanın borçla yaşayan evladı gibi.

Kosova'da ve Bosna'da, Batı Trakya'da ve Makedonya'da bilmem kaç asır geçmişte kalan meselelerin hesabını vermektir.

Türk olmak Kıbrıs'ta, Hocalı'da, Anadolu'da ve Balkanlar'da soykırıma uğrayıp karşılığında yapmadığın soykırımla suçlanmaktır.

Türk olmak faşist olmaktır, vatanına, milletine, tarihine sahip çıktığında…

Türk olmak demokrat ve çağdaş olmaktır, vatanına, milletine, tarihine sövdüğünde…

Türk olmak lisanının Avrupa'da yasaklanmasıdır ve yine Türk olmak kendini ve derdini anlatamamaktır.

Avrupa'da hor görülmek Türk olmaktır, ataların bir çok asır önce Viyana'yı kuşattığı için ve hoş görülmemektir. Tabii ki sadece kuşatıp; Napolyon gibi bütün Viyana'yı yakmadığın için.

Türk olmak Selanik'te Pontus Anıtı'nın, Viyana'da çiğnenen yeniçeri minberinin ve Malta'da papazın üzerine bastığı Türk bayrağı heykelinin önünden geçmektir.

Türk olmak zordur, çetindir ve eziyetlidir. Üç kıtadan dönüp, bir küçük yarımadada misafir muamelesi görmektir. Sayısız imparatorluk kurmak Türk olmaktır, aynı zamanda sayısız imparatorluk yıkmak da Türk olmaktır.

Arabaya koşulan ilk atın vatanında, ilk yazılı antlaşmanın imzalandığı yurtta, yazının bulunduğu, paranın icat edildiği her metrekaresinden bereket fışkıran bu yurtta, kalkınmak için yabancı sermaye beklemektir.

Türk olmak; Truva'dan bu yana, Sümer'den bu yana serpilerek gelse de, tarihten eski bu topraklarda, bütün zamandan damıtılarak gelen yüksek değerlerine rağmen, bir haftalık hafıza ile yaşamaktır.

Doğu Roma'yı da Batı Roma'yı da yıkıp, yeni Roma olan AB'ye girmeye çalışmaktır Türk olmak.

Türk olmak, Mostar'da köprüdür, Kerkük'te kaledir, İstanbul'da Kızkulesi'dir, Anadolu'da buğdaydır, Çukurova'da pamuktur, Ege'de tütün, Karadeniz'de fındık, Trakya'da ayçiçeğidir.

Türk olmak Çanakkale'de ölmektir. Çanakkale'de ölmeden önce düşmana su vermektir, onun yaralısını sırtında kendi hastanesine taşımaktır.

Düşmanın ardından rahmet okumak, kanlısından helallik almaktır.

Sabahları odana rahmet dolsun diye, camı açmaktır. Kar yağdığında kayak yapmayı değil, evsizleri düşünmektir. Balkon köşesine kuşlar için, kışın ekmek kırıntısı, yazın su koymaktır. Yağmura rahmet, kara bereket diye bakmaktır.

Türk olmak, harap bir ülkede, zengin ülkelerin müstemlekesini reddedip, tahtadan kılıç ve ipten üzengi ile, paylaşacak ve sahiplenecek tek varlığı fakirlik olmasına rağmen, yedi düvele meydan okumaktır.

Türk olmak askere davul-zurna ile uğurlanmaktır, belki de dönmeyeceğini bilerek. Türk olmak, annenin şehit oğlunun ardından 'Bir oğlum daha olsun, onu da vatan için göndereceğim.' demesidir. Babanın gözyaşlarını tutarak, tabutuna son kez dokunurken 'Vatan sağ olsun!' demesidir.

Türk olmak 'Türk çayında radyasyon olmaz!' yalanları ile, 'Gusül abdesti alana AIDS bulaşmaz!' dolanları ile yaşamaktır.

Her hükümetin enkaz devraldığı, ama asla ardında enkaz bırakmadığı ülkede olmaktır.

Türk olmak, ecdadın yaşadığı kıtlıktan dolayı, çayın yanında gelen şekerden fazla olanı garsona geri vermektir. Aynı nedenle Türk olmak, yemeği ziyan etmekten korkmaktır. Göz hakkına, diş kirasına saygıdır.

Türk olmak. Evindeki bir kap aşın yarısını tanrı misafirine vermektir. Kendi yerde, misafiri döşekte yatırmaktır Türk olmak.

Türk olmak, milli maçta ağlamaktır. Ayhan Işık'a, Belgin Doruk'a aşık olmaktır. Türk olmak, aşkını ölesiye sevmektir. Aşkı için ölmektir, öldürmektir. Sevdiceğinin elini bir kez tutamadan, toprağa girmektir.

En güzel aşk şiirlerini yüreğinde hissetmektir. Eşkiyaya türkü yakmaktır, Türk olmak.

Milletine sövmektir, ama başkasına sövdürmemektir, Türk olmak.

Türk olmak Yunus'u bilmektir, Aşık Veysel'i sevmektir. Mevlana'yı, Hacı Bektaş-ı Veli'yi ve Hoca Yesevî -tek bir satırını okumasa da yüreğinde taşımaktır.

Türk olmak, saz çaldığında, ney üflendiğinde, kös dövül düğünde ve kaval çaldığında, yüreğinin derinlerinde bir sızı sezmektir, bir de Yemen Türküsü'nde...

Hayatın sana verdiklerine 'Nasip', vermediklerine 'Kısmet' demektir. Her işin 'Hayırlısına' inanmaktır ve ağlamamak için çok gülmekten çekinmektir.

Türk olmak, Asya'da batılı, Avrupa'da doğulu diye tepki görmektir.

Irk sözünü bilmeden yaşamak, yaradılanı Yaradandan ötürü sevmektir.

Magazin programları ile dizilerin arasına sıkışsa da, silkinip üzerindeki ölü toprağını atabilmektir.

Türk olmak, mahalle maçı için aynı saatte, on kişi buluşamazken, milyon kişinin bir araya gelmesidir.

Tavla oynarken bile kavga ederken, milyon kişinin kavga etmeden gösteri yapabilmesidir.

Türk olmak, buhran zamanında Arjantin'de de mağazalar yağmalanırken, daha ağır buhranda sıraya girerek, sorumlusuna en ağır cezayı tek bir cam kırmadan sandıkta kesmektir.

Türk olmak en zayıf gününde bile dünyaya meydan okumak, en dertli gününde bile her ufunetin bir şafakta biteceğini bilerek tevekkül göstermektir.

Zor iştir Türk olmak.

Türk olmak Anadolu'da her düşen yağmur damlasına hamdetmek, her çıkan başak için şükretmektir.

Türk olmak, medeniyetler mezarlığı Anadolu'da dik durabilmektir. “

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

Link to comment
Share on other sites

arkadaşım dediğin doğru olabilir ama bence yanlış yani laz olan kötümü kürt olan kötümü bizim tür olmak bence ayrıcalık değildir.saygılar

Arkadaşım konuyu açan arkadaş zordur Türk olmak diyor okuduğundan nasıl başkaları ile kıyas çıkarırıyorsun.Ama şu var ki İslam a sancaktar olmuş bir millete (ve hakketmesekde layık olmasak ta hala bu bizde) mensub ayrıcalıktır . Allah layık olmayı nasib etsin.

Link to comment
Share on other sites

Güzel bir yazı olmuş. Türk olmak insanda gurur, bedende zihin, ruhta maneviyat sahibi olmaktır.

Türk olmak bence bir ayrıcalıktır. Yeter ki farkına varalım.

yahudi'ler de kendi ırk'larının ayrıcalıklı olduğunu düşündükleri için diğer insanları köleleri görüp filistini yakıp yıkıyor.

Edit: Türk olmak ayrıcalıktır demek, ne mutlu türküm demek ırkçılıktır. Bende Türk'üm ama önce Müslümanım.

Peygamberimiz s.a.v "Arabın arap olmayana üstünlüğü ancak takva iledir" buyurmuştur. Türkler yada yahudiler için bir istisna olduğunu sanmıyorum :D

Link to comment
Share on other sites

Arkadaşlar bu yeniçağ şiiridir Türk olmak ne dememk oldugunu herkeze gösternek için yapılan bir çalışmadır

Please register to see this content.

Bunuda okumanızı tavsiye ederim

Hz. Peygamber’den rivayet edildiğine göre; aziz ve celil olan Allah buyurur ki, benim bir ordum vardır, adını Türk koydum ve onları doğu ülkelerine yerleştirdim. Herhangi bir kavme öfkelendiğim zaman Türkleri onların başına musallat ederim.”

Kaşgari’nin Türklerle ilgili naklettiği bir diğer hadisin metni ise şudur:

“Hz. Peygamber kıyamet alametlerinin ve ahir zaman kargaşalıklarını ve Oğuz Türklerinin ortaya çıkışlarını anlattıktan sonra demiştir ki, Türk dilini (mutlaka) öğreniniz. Zira mülk ve saltanat uzun zaman onların elinde kalacaktır.”

Kaşgari’nin rivayet ettiği bu hadislerin isnad ve metinleri hakkında Usulü Hadis İlminin ortaya koyduğu kriterler açısından daha fazla münakaşa ve tenkid etmenin yeri herhalde burası değildir. Fakat şu kadarı da bir gerçektir ki, söz konusu doğruluğu hala münakaşa konusu ise de, zaman ve siyasi gelişmeler onların muhteva ve metinlerinin bir başka ifade ile müdafaa ettiği fikirlerin kesinlikle doğru olduğuna, batıya İslam dünyasına yönelmiştir. Cihangir Asya ordularının bir başka öncüleri olan Selçuklular, çok geçmeden Bağdat önlerinde, İslamın taht ve baht şehrinde görülmüşlerdir. Selçuklu Türkleri, İslam dünyasının üstüne kara bulutlar gibi çöken Şii Büvehi saltanatına son vermekle kalmadıkları gibi, başta Bağdat olmak üzere, İmparatorluğun daha ziyade Şii ağırlıklı şehirlerine Nizamiye Medreseleri’ni kurarak onların fikri manada da belini ve Sünni doktrinini de ihya etmişlerdir.

Buhari’nin Türkler hakkındaki hadisleri

Her ne kadar Türklerle ilgili hadislerin büyük bölümü yukarıda da işaret edildiği gibi, daha ziyade sonraki devirlerde bazıları tarafından şu veya bu maksatla uydurulmuş ise de, bunlar arasında doğruluğundan hiç bir zaman şüphe edilmemesi gereken hadisler de vardır. Bunların başında şüphesiz hadis ilminin gelmiş geçmiş en büyük otoritelerinden biri olan İmamı Buhari’nin, Sahih adındaki meşhur hadis kolleksiyonunda naklettiği hadisler gelmektedir. Daha ziyade Şeyhi’le-muhaddisin unvanıyla şöhret bulan büyük imam ve değerle alimin asıl adı Muhammed b. İsmail el Buhari el Cufi’dir.

Uzun tarihi seyri içinde büyük ölçüde Türk nüfuz ve hakimiyeti altında kalmış olan ve hatta İslami fetihler sırasında dahi Türk soyuna bağlı hükümdar aileleri tarafından idare edilen Buhari’nin Türklerle ilgili hadisleri nakletmesinde muhtemelen Türk çevrelerinde dünyaya gelmiş ve buralarda yetişmiş olmasının da büyük tesirleri olsa gerektir. Hatta onun Türk soyundan geldiğini söyleyen Buhari, Türklerle ilgili hadisleri, meşhur eserinde “Siyer ve Cihad Kitabı” adını verdiği genel bölümünde ve “Türklerle Savaş” başlığı altında özel bir bölümde toplamıştır. Bunun yanısıra muhteva itibarı ile birbirine çok yakın olan bir diğer hadisi de “Çarık Giyenlerle Savaş” bölümünde bize nakletmektedir. Sözler ve metin itibarı ile birbirlerine çok yakın olan bu hadislerden biz burada sadece sahabeden Amr b. Tağlib ve Ebu Hüreyre kanalı ve müstakil senedlerle bize kadar gelen hadisleri açıklamakla yetineceğiz.

Amr b. Tağlib’in müstakil senedle Hz. Peygamberden rivayet ettiği hadisin metni şudur:

“Amr b. Tağlib’den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber buyurmuştur ki; Kıyamet kopmasının şartlarından (biri de, sizlerin kıldan çarıklar giyen bir kavim olan (Türkler)le harbetmemizdir. Yine kıyamet kopmasının şartlarından bir (diğeri de) sizlerin yuvarlak yüzlü öyle ki, yüzleri (örs üstünde döğülmüş ve) üzeri derilerle kaplanmış (sağlam) kalkanlar gibi bir kavim (olan Türklerle) çarpışmanızdır.”

Buhari’nin Türklerle ilgili bir hadisi de yine muttasıl bir senedle büyük sahabe tarafından nakledilmiştir. Bu hadis de şudur;

“Ebu Hüreyre’den rivayet edildiğine göre, Hz. Hz. Peygamber buyurmuştur ki; Sizler küçük çekik gözlü, kırmızı benizli, yatık burunlu, çehreleri sanki (örs üstünde döğülmüş ve ) üzeri derilerle kaplanmış (sağlam) kalkanlar gibi bir kavim olan Türklerle çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yine sizler, kıldan çarık (ve çoraplar) giyen bir kavimle (Türk) çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır.”

Müslim’in Türkler hakkındaki hadisleri

Türklerle ilgili hadisler, sadece Buhari değil, hadis ilminin Buhari’den sonra en büyük otoritelerinden İmamı Müslim tarafından da açıklanmıştır. Asıl adı, Müslim b. el-Haccac el-Kuşeyri olan bu değerli alim Nişabur’da dünyaya gelmiştir. (Doğ. 817-Öl. 875) İmamı Buhari’ye karşı aşırı derecede saygı ve bağlılığı ile tanınmıştır.

Büyük İmam daha ziyade “Sahihu Müslim” adı ile İsllam dünyasında hürmet ve itibar gören meşhur eserinde, Türkler hakkındaki hadisleri “Kargaşalıklar ve Kıyametler Alametleri Kitabı” adını verdiği çok geniş ve genel bir bölümde toplamıştır. Daha ziyade Ebu Hüreyre kanalı ile bize kadar ulaşan bu hadislerin sayısı beş kadardır. Hadisler gerek söz gerekse muhteva itibarı ile birbirlerine çok yakın ifadelerle nakledilmiştir. Müslim’in naklettiği bu hadislerin Buhari’deki hadislerle metin bakımından çok benzer olduğu gözden kaçmamaktadır. Demek oluyor ki, her iki imam da bu hadisleri bir ömür boyu çok büyük bir titizlik hatta meşakatle hazırladıkları kitaplarında tam bir gönül rahatlığı ile kaydetmiştir..(*)

Biz burada bu beş hadisten bir fikir vermek üzere sadece iki tanesini belitmek istiyoruz. Bu hadislerden biri aynen şöyledir;

“Ebu Hüreyre’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber buyurmuştur ki, müslümanlar kıldan elbiseler giyen ve kıldan çoraplar çarıklarla yürüyen çehreleri (sanki örs üstünde döğülmüş ve) üzeri derilerle kaplanmış kalkanlar gibi kuvvetli bir kavim olan Türklerle çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır.”(35)

İmamı Müslim’in Türklerle ilgili buraya kaydetmek istediğimiz bir diğer hadisi de aynen şöyledir;

“Ebu Hüreyre’den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber, buyurmuştur ki; Sizler kıldan çarıklar giyen bir kavim (Türklerle) çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yine sizler çekik gözlü, ince ve yassı burunlu, ‘kırmızı benizli’ bir kavimle çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır.(35)

Ebu Davud’un Türklerle ilgili hadisleri

Buhari ve Müslim’den sonra şimdi de biz büyük hadis imamlarından Ebu Davud’un meşhur eseri Sünen üzerinde durmak istiyoruz. Türlerle ilgili hadislerden sözeden ve “Kütübü Sitte” dediğimiz meşhur hadis kitaplarından biri olan bu kolleksiyonun, üzerinde durduğumuz konu açısından çok büyük bir önemi vardır. Büyük hadis imamlarından biri olan Ebu Davud tarafından telif edilmiş olan bu eser, müslümanlar arasında derin bir hüsnü kabule mazhar olmakla kalmamış, aynı zamanda Mısır ve Magrib gibi daha bir çok ülkelerde tasnif edilen Sünenler içinde bir örnek olmuştur. Yazarın asıl adı Süleyman b. Eşas’tır. Horasan illerinden Sicistan’da doğmuştur. (Doğ. 817-Öl. 888)

Ebu Davud’un Sünen’inde Türklerle ilgili olarak dört hadis açıklanmıştır. Bu hadislerden ilk üçü aynen Buhari’de olduğu gibi “Türklerle Savaş” genel başlığı altında toplanmış diğer biri ise “Türkleri ve Habeşlileri Harbe Tahrikten Çekinmek” bölümünde verilmiştir. Hadislerden ikisi daha önceden tanıdığımız büyük sahabe Ebu Hüreyre tarafından rivayet edilmekte ve Buhari ve Müslim’den naklettiğimiz hadislerle büyük ölçüde bir benzerlik arzetmektedir. Bunlarda Türklerin ırkı özelliklerini açıklayan hadisler gibidir. Fakat bizim asıl üzerinde durmak istediğimiz Ebu Davud’un açıkladığı diğer iki hadisidir. Gerek muhteva gerekse temas ettiği konular bakımından daha öncekilere hiç de benzemeyen ve tamamen farklı olan bu hadisler, ilk hicret asrından itibaren resmi devlet yazışmalarına geçmiş, dolayısıyla İslam alimleri tarafından büyük bir ilgi ve kabul görmüşlerdir. Söz konusu hadisler, Türk-Arap siyasi münasebetlerine ışık tutması bakımından önümüzdeki sayfalarda daha etraflı bir şekilde değerlendirilecektir.

Büyük İmamın, Türklerin bedeni yapılarını açıklayan ve daha önce Buhari ve Müslim’de gördüğümüz hadislerin nerede ise bir tekrarından ibaret olan hadislerini bir fikir vermesi bakımından burada da kaydedeceğiz. Bunlardan birisi şudur;

“Ebu Hüreyre’den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber demiştir ki; Müslamanlar kıldan elbiseler giyen ve çehreleri (sanki örs üstünde döğülmüş ve ) üzeri derilerle kaplanmış kalkanlar gibi kuvvetli bir kavim olan Türklerle çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır..”(37)

Diğer hadis ise aynen şöyledir;

“Ebu Hüreyre’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber buyurmuştu ki; Sizler deriden çarıklar giyen bir kavim (olan Türkler) le çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yine sizler, küçük gözle, yatık burunlu ve yüzleri sanki (örs üstünde döğülmüş ve) derilerle kaplanmış kalkanlar gibi (kuvvetli) bir kavim (olan Türkler) le çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır.”

Link to comment
Share on other sites

Edit: Türk olmak ayrıcalıktır demek, ne mutlu türküm demek ırkçılıktır. Bende Türk'üm ama önce Müslümanım.

Peygamberimiz s.a.v "Arabın arap olmayana üstünlüğü ancak takva iledir" buyurmuştur. Türkler yada yahudiler için bir istisna olduğunu sanmıyorum :)

Sana bir soru soru sormak istiyorum.

Mesela günün birinde İran ile Türkiye savaşa girse ve sen de o sırada Türkiye-İran sınırında sınır güvenliğini sağlamakla görevlisin diyelim.

Üzerine koştura koştura bir manga İran askeri geliyor ve hep bir ağızdan şöyle bağırıyorlar (La ilahe illallah, Muhammeden Resulullah!)

Öyle bir an ki bu komutanında yok. Kimse ne yaptığını bilmeyecek.

Böyle bir durumda o müslüman iranlı kardeşlerinin Türk sınırını geçmesine izin mi verirsin?

Yoksa (vatan sınırı kutsaldır bunu geçen benden değildir) deyip Türkiye sınırını korur musun?

Link to comment
Share on other sites

Sana bir soru soru sormak istiyorum.

Mesela günün birinde İran ile Türkiye savaşa girse ve sen de o sırada Türkiye-İran sınırında sınır güvenliğini sağlamakla görevlisin diyelim.

Üzerine koştura koştura bir manga İran askeri geliyor ve hep bir ağızdan şöyle bağırıyorlar (La ilahe illallah, Muhammeden Resulullah!)

Öyle bir an ki bu komutanında yok. Kimse ne yaptığını bilmeyecek.

Böyle bir durumda o müslüman iranlı kardeşlerinin Türk sınırını geçmesine izin mi verirsin?

Yoksa (vatan sınırı kutsaldır bunu geçen benden değildir) deyip Türkiye sınırını korur musun?

kardeş elmadan armutu karıştırma konuyu saptırma bence

Link to comment
Share on other sites

Sana bir soru soru sormak istiyorum.

Mesela günün birinde İran ile Türkiye savaşa girse ve sen de o sırada Türkiye-İran sınırında sınır güvenliğini sağlamakla görevlisin diyelim.

Üzerine koştura koştura bir manga İran askeri geliyor ve hep bir ağızdan şöyle bağırıyorlar (La ilahe illallah, Muhammeden Resulullah!)

Öyle bir an ki bu komutanında yok. Kimse ne yaptığını bilmeyecek.

Böyle bir durumda o müslüman iranlı kardeşlerinin Türk sınırını geçmesine izin mi verirsin?

Yoksa (vatan sınırı kutsaldır bunu geçen benden değildir) deyip Türkiye sınırını korur musun?

Osmanlılar ırkıçı değildi Müslüman Türktü.Ben de elhamdulillah (sen ne mutlu de istersen) öyleyim.Yukardaki savaş ve benzerlerini yapmışlardı.Mütecaviz kim olursa olsun ve ne derse desin onu durdurmak dinimize göre farzdır.Herkes ırkını sevebilir ve sevmelidir.Ancak ırkçılık gayreti ile yola çıkan hiçbir toplum felah bulmamışıtır.Irkıçılık yani nasyonalizm toplumları yıkan en büyük ateştir.

Link to comment
Share on other sites

bak kardeşim irandan ırak yıllarca savaştılar ikiside müslüman devlet ben sana elmadan armudu karıştırma demem bunun için savaşmasalar daha iyi olur illede savacaklarsa isarille savaşsınlar

Link to comment
Share on other sites

bak kardeşim irandan ırak yıllarca savaştılar ikiside müslüman devlet ben sana elmadan armudu karıştırma demem bunun için savaşmasalar daha iyi olur illede savacaklarsa isarille savaşsınlar

Tabii ki toplumunun büyük çoğunluğu müslüman olan devletler birbirleriyle savaşmasın. Biz birbirimiz yedikçe gayril mağdub ellerini ovuşturuyor.

Ama sorun şu, ben siperde Türk sınırını özellikle İran, Irak, Suriye gibi çoğunluğu müslüman olan bir ülkeye karşı korurken (önce müslümanım sonra Türk'üm) diyen birine güvenemem.

Türk sınırını koruyan adam hamdolsun ki önce Türk'üm sonra müslümanım demeli. Yukarıda verdiğim İran-Türkiye örneğinde önce müslümanım diyen biriyle nöbet tutsam ve o İran askerleri sırf (La ilahe illallah) dediği için (Ben müslüman askerlere ateş edemem) derse ve onları sınırdan geçirmeye kalkarsa önce yanımdaki o vatan hainini vururum sonra da İran askerlerini temizlerim. Çünkü ÖNCE VATAN!

Link to comment
Share on other sites

arkadaşalar ırkçılık çok kötü bir şeydir ve bizi birbirimize düşürür böler parçalar hz. pegamberimizde hadislerinde ırkçılığı şiddetle yasaklamıştır. elbetki soyumuzu inkarda etmeyeceğiz şahsen ben türk oğlu türküm ama başka birine üstünlük maksadıyla söylemiyorum bunu. benim için önemli olan insanın müslüman olmasıdır, bunun adınada ümmetçilik diyorlar osmanlıda bu fikirle, ümmetçi fikri ile ayakta kalmış ve birlik dirlik içinde 625 yıl hüküm sürmüştür ne zamanki ırkçılık başlamış o zaman sarsılmış yıkılmış, şimdi yine sarsılıp yeniden osmanlı ruhunu diriltmeliyiz ümmetin başına baş olmalıyız bütün dünya müslümanlarının başına geçecek ehiliyette halifelikte halen bizde unutmayalım.

Link to comment
Share on other sites

bak kardeşim ben müslüman türküm tabi senin dedigin gibi iran bize savaş açtı misal diyorsun tabiki savaşırım sen müslümanım türküm diyene güvenmem diyorsun sen yahüdü ermeni türk vatandaşlarımız var sende onlardanmısın seni müslüman türkim diyen güvenmem dedigin için seni kınıyorum

Link to comment
Share on other sites

bak kardeşim ben müslüman türküm tabi senin dedigin gibi iran bize savaş açtı misal diyorsun tabiki savaşırım sen müslümanım türküm diyene güvenmem diyorsun sen yahüdü ermeni türk vatandaşlarımız var sende onlardanmısın seni müslüman türkim diyen güvenmem dedigin için seni kınıyorum

Ben seni kınamıyorum bile. Okuduğunu anlamadan cevap yazmak marifet değildir.

Bak ben ne demişim

Türk sınırını koruyan adam hamdolsun ki önce Türk'üm sonra müslümanım demeli.

İşte ben de kendimi tanımlarken aynen bu cümleyi söylüyorum. Acaba anladın mı bilmiyorum ki?

Link to comment
Share on other sites

ya kardeşim sen öyle dersin bizde böyle deriz niye bu kadar büyütyarsunki sen ben türk olanlar allah bizi üstün bir ırkmı olarak yarttı yok KURANDA ALLAH yahudüleri lanetliyor niye acep onlar diyorki biz üstün bir ırk olarak yartıldık digerleri bizim kölemiz acaba allah yahüdülerimi lanetliyo yoksa zihniyetimi bir araştır istersen

Link to comment
Share on other sites

bence türk kürt laz çerkez abaza vesayre olmaK önemli degil önemli olan müslüman olmak çünkü müslümanlar kardeştir

şu filistinde olanlardan sonra arapların tutumundan ve tayyipe israil konsolosunu yolla ilişkileri askıya alarak protesto et diyen muhalefete bekara karı boşamak kolay diyen ve o adamı hala birileri desteklerken hepimiz kardeşiz müslümanız haaa kendini kandırma buda bir yahudi yalanı devir herkezin kendi kavgasına düşüpte kimseyi saymadığı takmadığı bir devir artık uyanmamız şu biz anasının gözüyüz yorganını üstünden atmamız ve Türkiye milliyetciliğine dönmemiz gerekli yani japonlar gibi olmak ülkenin bölünmemesi için çalışmak iyilği için çalışmak mesela yemeklerimizi hırsız yunanlara kaptırmamak şerefsiz ermenilere soykırım dedirtmemek için gerekirse savaş çıkartmak o aydın denilen kahpeleri kahpe ilan etmek posta koyacağımız zaman kınıyoruz dememek (şu çuval olayında başbakan gülün tutumu ama kardakta tansu çiller gerekirse savaşırız demişti yani en az onun kadar erkek olmak) birazda siz bulun ......

Link to comment
Share on other sites

allah yahüdülerimi lanetliyo yoksa zihniyetimi bir araştır istersen

Bu benim son mesajım olsun. Konuyu nereden nereye getirdik.

Kur'anda Yüce Allah, İsrailoğullarını lanetliyor. Zihniyetle ilgisi yok. Allah'ın gönderdiği peygamberlere ve nimetlere nankörlük ettikleri için lanetlenmişlerdir.

ya kardeşim sen öyle dersin bizde böyle deriz niye bu kadar büyütyarsunki sen ben türk olanlar allah bizi üstün bir ırkmı olarak yarttı

Gelelim şu konuya, konunun bir ırkı üstün görmekle uzaktan yakından ilgisi yok.

İki söylemin arasındaki fark şu;

Milli değerler mi kişi için ilk sırada gelir yoksa dini kurallar mı kişi için ilk sırada gelir, kişi dini kuralları bahane ederek milli değerleri hiçe sayabilir mi? işte bunu anlamamıza yardımcı olur.

Link to comment
Share on other sites

şu filistinde olanlardan sonra arapların tutumundan ve tayyipe israil konsolosunu yolla ilişkileri askıya alarak protesto et diyen muhalefete bekara karı boşamak kolay diyen ve o adamı hala birileri desteklerken hepimiz kardeşiz müslümanız haaa kendini kandırma buda bir yahudi yalanı devir herkezin kendi kavgasına düşüpte kimseyi saymadığı takmadığı bir devir artık uyanmamız şu biz anasının gözüyüz yorganını üstünden atmamız ve Türkiye milliyetciliğine dönmemiz gerekli yani japonlar gibi olmak ülkenin bölünmemesi için çalışmak iyilği için çalışmak mesela yemeklerimizi hırsız yunanlara kaptırmamak şerefsiz ermenilere soykırım dedirtmemek için gerekirse savaş çıkartmak o aydın denilen kahpeleri kahpe ilan etmek posta koyacağımız zaman kınıyoruz dememek (şu çuval olayında başbakan gülün tutumu ama kardakta tansu çiller gerekirse savaşırız demişti yani en az onun kadar erkek olmak) birazda siz bulun ......

ha burada bahsettiğim Türkiye milliyetciliği son zamanlarda ümmetcilik adı altında arap milliyetciliği yapılmaktadır test filistin sonuç sıfır araplar yavşak ve kahpe satılmış H.Z Muhammete layık olamıyacak kadar şerefsiz bir ulustur o yüzden Bu ülkeye sahip çıkalım unakıtan tarafından paşalar gibi sattırmayalım bu ülkeyi (kendisine ekonomiye kazandırılmak üzere hesapta zarar eden telekomu ki sattıkları fiyatın iki katını 1 yılda kazanıyor dendi unakıtan paşalar giğbi satarım dedi) sattırmayalım kardeşim çocuklarımızın geleceğini ülkemizi köprüyüde satacaklar senin vergilerinle yapılmış senin malını birdxe paşalar gibi diyecekler sıra sanada geliyor beklemeye devam et ve oy ver sattır kendini ...........

Link to comment
Share on other sites

bak kardeşim irandan ırak yıllarca savaştılar ikiside müslüman devlet ben sana elmadan armudu karıştırma demem bunun için savaşmasalar daha iyi olur illede savacaklarsa isarille savaşsınlar

sadece savaşmakla kalmadılar üstelik bugün israil çocukları katletti diye küfür ediyoruz ama iran ırak savaşında çocuklar mayın tarlalarına mayın ayıklamak yani patlatarak ölerek mayınları etkisiz hale getirmekle görevlendirildiler tabi o zaman bu kadar kanla ve net yoktu bence ne olduğun önemli değil önce allahın seni ne olarak yarattığını hatırlamak önemli yani insan olmak önemli yahudilerde insan olsaydı dünya böyle olmazdı ayrıca ırkçılık süper bşir şeydir mesela hitler çok haklıydı keşke şu yahudi köpeklerin soyunu kazısaydı kahpe çocukları hep mağduru oynuyorlar ama hepsi şeytanın *****leri ve şu yazıları okuyupta bana laf söyleyecek bir yahudi varsa aramızda *************

Link to comment
Share on other sites

Archived

This topic is now archived and is closed to further replies.

  • Recently Browsing   0 members

    No registered users viewing this page.

×
×
  • Create New...